27 Mayıs 2012 Pazar

Al vizeni başına çal

Al vizeni başına çal

HAZAL ATEŞ
27.05.2012

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği'nin Türk işadamlarına yönelik "vize kolaylığı" kararına sert çıktı. Kararı "pişkinlik" olarak nitelendiren Çağlayan, uygulama için "Al başına çal" dedi
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) düzenlediği "Yerel Dinamikler" toplantısına katılan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Avrupa Birliği'nin Türk işadamlarına yönelik "vize kolaylığı" kararına sert çıkan ve kararı "pişkinlik" olarak nitelendiren Çağlayan, "Al vizeni başına çal" sözleriyle tepki gösterdi. Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle ilgili uygulamalarını "iki yüzlülük" olarak nitelendiren Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar hakikaten iki yüzlü. Vize konusunda ciddi kıyak yapacaklarmış. Al başına çal. Ben sana daha ne diyeyim? Pişkin pişkin bunu ifade ediyor. Öyle bir zaman gelecek ki onlar bizi davet edecekler, biz karar vereceğiz ne yapacağımıza. AB üyeliğine karşı değilim. Makedon, Hırvat, Brezilyalı, Karadağlı'yı vizesiz kendi ülkesine getiren bu AB, Türk işadamlarına vize verecekmiş. Sevsinler seni, kimi kandırıyorsun?" Türkiye'nin artık birçok konuda AB'ye ders verir hale geldigini anlatan Zafer Çağlayan, gerek işsizlik ortalamasında gerekse büyümede AB'nin önünde gidildiğini vurguladı. Çağlayan, "İşsizlik ortalamamız Avrupa'nın yarısında. Avrupa'da yaş 45, iş bitmiş. Türkiye'ye her türlü iki yüzlülüğü yapan AB. Türkiye AB üyesi olsaydı Avrupa yüzde 1.5 değil yüzde 1.8 büyüyecekti" şeklinde konuştu.

TEŞVİKTE TAKVİM NET
Teşvik sistemine ilişkin yasal çalışmaların gelecek hafta tamamlanacağını aktaran Çağlayan, paketin 1 Ocak 2012'den itibaren geçerli olacağını ifade etti. Ekonomi Bakanı ayrıca, Türkiye'nin IMF'de kendi direktörü olacağını da belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "S&P'nin kararları çifte standart. Bu kuruluşlar hak etmediği ülkelere fazla not verirken Türkiye'ye gelince şaşırıyorlar. Bunlar faiz lobisinin uzantıları. Biz devletiz, elimizdeki bilgilere dayanarak söylüyoruz. Türkiye'yi sömürecek ülke sanıyorlar." Türkiye'nin bu kadar güzelliği içinde bir sivilce arandığını vurgulayan Çağlayan, "Çıban bulup 'patlatır mıyız' diyorlar. Avucunuzu yalarsınız. Türkiye'nin karizmasını çizelim derken kendi karizmalarını çizdiler" diye konuştu. Çağlayan Asya ve Avrupa'da yeni derecelendirme kuruluşlarıyla ilgili çalışmalar olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Keşke biz de yapsaydık. Bunları uluslararasına çevirmek durumundayız. Türkiye sadece bunların yapacağı derecelendirmeye mahkum değil. Kendi çıpamızı IMF'ye değil, Türkiye çıpasına bağladık. Bayan Lagarde, 'Sizin IMF'ye ihtiyacınız yok, bizim size ihtiyacımız var' dedi. IMF, Türkiye için ortak bir yapı haline geldi." Çağlayan, 1 Ocak-25 Mayıs arasında ihracatın yeni bir rekora imza attığını vurguladı. İlk beş aylık ihracat rakamlarının 55.4 milyar dolara ulaştığını söyleyen Çağlayan, mayıs ayı ihracat rakamlarının ise bir önceki yıla göre yüzde 12 artarak 9.8 milyar dolara ulaştığını ifade etti.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

EGİAD, Ankara' da kardeşi ile buluştu / 25.05.2012

"EGİAD ' ın bir dizi ziyaret için gittiği Ankara ' da son durağı Ankara Genç İşadamları Derneği oldu. "
EGİAD ' ın bir dizi ziyaret için gittiği Ankara ' da son durağı Ankara Genç İşadamları Derneği oldu. Temel Ayçan Şen liderliğindeki Ege Genç İşadamlarr Derneği ( EGİAD ) üyeleri, Türkiye ' nin en önemli genç işadamları kuruluşlarından olan Ankara Genç İşadamları Derneği üyeleri ile buluştu.

Kardeşlik anlaşması

TÜGİK çatısı altında birlikte Başkanvekilliği görevini üstlenen Ege Genç İşadamları Derneği Başkanı Temel Ayçan Şen ile Ankara Genç işadamları Derneği Başkanı Abdullah Değer ' in , ortak anlaşmalara imza attığı buluşmaya iki derneğin üyeleri katıldı. Bir dizi ziyaret için Ankara ' da siyasiler ve işadamları ile buluşan EGİAD üyelerinin son durağı Türkiye ' nin en önemli genç işadamları kuruluşlarından olan Ankara Genç İşadamları Derneği oldu.

Türkiye ' nin en büyük iki genç işadamları derneklerinden olan EGİAD ve ANGİAD ' ın buluşmasında EGİAD Başkanı Temel Ayçan Şen , ANGİAD Başkanı Abdullah Değer ' den İzmir ' in EXPO 2020 yarışına destek ister ken iki GİAD arasında kardeşlik imzası atıldı.

İmza töreninde konuşan EGİAD Başkanı Şen, gerek kendilerinin gerekse ANGİAD ' ın uzun yıllardır aynı duyarlılıkla çalıştığını söyleyerek , " Her iki derneğimizin Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu ' nun yönetiminde birlikte görev yapıyor olması bu ortaklığı dernekler arasında da sürdürme fikrini geliştirdi . İmzaladığımız iyi niyet anlaşması , diğer derneklere örnek olacağı gibi daha önce bize rakip olan Ankara ' nın EXPO konusunda kentimize destek vereceğine inanıyoruz " diye konuştu.

Yenigün (İzmir) 25.05.2012

Acele Karar Vermeyin

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış…Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. “Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı” dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: “Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi.Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler…İhtiyar: “Karar vermek için acele etmeyin” demiş.”Sadece at kayıp” deyin, “Çünkü gerçek bu.Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.” Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş…Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür dilemişler.”Babalık” demişler, “Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün var..” “Karar vermek için gene acele ediyorsunuz” demiş ihtiyar. “Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?” Köylüler bu defa açıkçn ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden “Bu herif sahiden gerzek” diye geçirmişler…Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeyeçalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara.”Bir kez daha haklı çıktın” demişler. “Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın” demişler. İhtiyar “Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz” diye cevap vermiş.”O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.” Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler… “Gene haklı olduğun kanıtlandı” demişler. “Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer…” “Siz erken karar vermeye devam edin” demiş, ihtiyar. “Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde… Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor.”

Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlamış:

“Acele karar vermeyin.Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir.Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur.Buna rağmen akıl,insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar.Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar.Bir kapı kapanırken, başkası açılır.Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”

( Yazar : Lao Tzu )

19 Mayıs 2012 Cumartesi

İngiltere tek mektupla vize verecek!





Naime Sert / Gazete Habertürk
Türkiye ile ticaret hacmini 2015’e kadar 18 milyar dolara yükseltmeyi hedefleyen İngiltere, vize sorununu
özel paketle aşmayı hedefliyor. Dışişleri Bakanlığı Ekonomi ve Konsolosluklar Direktörü Woodward, UKTI’ya kayıt yaptıran şirket çalışanlarının sadece mektup ve parmak iziyle vize alabileceğini söyledi.
İngiltere, 14 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaştığı Türkiye’ye özel vize kolaylığı getirdi. 1 Mayıs’ta yürürlüğe
giren uygulama ile Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Ajansı’na (UKTI) kayıt yaptıran şirketlerin çalışanları, tek bir mektup, parmak izi ve fotoğrafla başvurarak vize alabilecek. Temaslarda bulunmak üzere geldiği İstanbul’da bir grup gazeteciyle sohbet toplantısı düzenleyen İngiltere Dışişleri Bakanlığı Ekonomi ve Konsolosluklar Genel Direktörü Barbara Woodward, “Türkiye ile ticari ilişkilerimizi nasıl geliştireceğimizi incelerken, karşımıza vize sorunu çıktı. Vizeyi kaldıramıyoruz ama kolaylaştırarak özellikle ekonomik ilişkilerimizi artırmadaki kararlılığımızı
ortaya koymak istedik. Türkiye’ye özel bir vize paketi hazırladık” dedi.
Woodward, uygulamaya İngiltere’de yatırımı ve ofisi olan, ihracat ve ithalat yapan ya da UKTI ile ilişkisi olan şirketlerle başladıklarını anlattı.
YENİ PAKET YOLDA
Türkiye’de İstanbul Başkonsolosluğu bünyesinde faaliyet gösteren UKTI’nın Türk şirketlerine kayıt yaptırmaları için davet mektubu gönderdiğini kaydeden Woodward şöyle konuştu: “Şirketler bugüne kadar vize başvurusu için istenen evraklar ve şirketin faaliyetlerini gösteren bazı farklı dokümanlarla UKTI’ya bir seferliğine kayıt olacak. Bu şirketlerin ortakları ve çalışanları her vize başvurusunda aynı evraklarla uğraşmayıp, sadece şirketi aldığı bir mektup, parmak izi ve fotoğraflarıyla birlikte vizeye başvurabilecek.” Woodward, farklımeslek gruplarını kapsayan yeni bir paket üzerinde daha çalıştıklarını söyledi
FAZLADAN 200 TL ÖDEYEN 1 GÜNDE VİZE ALACAK
Paket kapsamında ‘öncelikli vize başvurusu’ başlattıklarını söyleyen Woodward, 200 lira ekstra ödemeyle işlemlerin 1 güne indirildiğini aktardı. Woodward, iş vizesi başvuruları için de ‘Ticaret Köprüsü’ ofislerini kurduklarını kaydetti.
YILIN İLK ÇEYREĞİNDE 1.9 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMA İMZA ATTIK
Türkiye-İngiltere ilişkilerinin en güçlü dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çeken Woodward, ekim ayında CEO Forum ve Ortak Ekonomik ve Ticaret Konseyi’nin İngiltere’de toplanacağını böyledi. Her yıl karşılıklı olarak düzenlenen bu toplantıların meyvelerini vermeye başladığını dile getiren İngiltere Dışişleri Bakanlığı Ekonomi ve Konsolosluklar Genel Direktörü Barbara Woodward “2011-2012 döneminde 13 Türk şirketi İngiltere’ye yatırım yaptı. İngiltere ise bu yılın ilk 3 ayında 1.9 milyar dolar ile Türkiye’ye en çok yatırım yapan ülke oldu” dedi.
TİCARET ARTACAK
2010 yılında Türkiye ile İngiltere arasındaki 9 milyar dolarlık ticaret hacminin 2015’e kadar ikiye katlanmasına karar verildiğini Woodward “2011 itibarıyla ticaret hacmi 14 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin büyüme hızına baktığımızda, ticari ilişkilerimizin bundan sonra daha da hızlı artacağını öngörmek zor değil” dedi

18 Mayıs 2012 Cuma

Sn.Zafer Çağlayan, İSGİD tarafından düzenlenen 'Ekonomideki Son Gelişmeler' başlıklı toplantıya katıldı / 15.05.2012

"Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İstanbul Genç Girişimciler Derneği ( İSGİD ) tarafından düzenlenen 'Ekonomideki Son Gelişmeler' başlıklı toplantıya katıldı."

İstanbul Genç Gіrіşіmcіler Dеrnеğimiz tarafından Ekonomі Bakanı Zafer Çаğlаyаn'ın katılımı ile düzеnlеnеn ‘Ekоnоmideki Son Gelişmeler’ başlıklı toplantıya TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, TÜGİK Başkan Yardımcısı Sn.Abdullah Değer,TÜGİK Genel Sekreteri,M.Demokan Eren,TÜGİK Yönetim Kurulu üyelerimiz ,TÜGİK Yüksek İstişare Konseyi üyelerimiz , Dernek Başkanlarımız ve İSGİD üyelerimiz katıldı.

Bakan Çağlayan konuşmasında Türkiye'nin ekonomik görünümünü değerlendirerek Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik krizle ilgili açıklamalar yaptı.

“BENİM ÖNGÖRÜM YÜZDE 5′E YAKIN BİR BÜYÜMEDİR”
Bakan Çağlaуan’a, Türkiye İhraсatçılar Meclisi’nin (TİM) уaptığı bir аnkette yüzde 7.07′lіk bir büyüme beklentisi içinde olduğu hatırlatıldı. Kendіsіnіn de daha önce yüzde 5′lik bir büyüme bekledіğі bеlirtilеn Çağlayan ‘Hangіsі daha gerçekçі?’ sorusunu yаnıtlаdı. Çağlayan, “Bu TİM’in kendisine kayıtlı ihracatçıların yaptığı bir ankеtin ѕonucu. İhrаcаtçılаrımızın dış tіcaret beklenti anketі. Bunu bаkаnlık olarak biz de yapıyoruz” dedi.
Özel sektörün böyle bir büyümе hedefinin olmasının ihracat bаğlаntılаrının iyi оlduğunu gösterdiğini belirten Çаğlаyаn, “Her ne kadar orta vadeli programda, yüzde 4′lük bir büyüme öngörsеk de belirlenenin daha üstünde bir büyümе olacağını ifade ettim. Benim öngörüm, yüzde 5′e yakın bіr büyümеdir. Neden derseniz? Türkiyе’dе artık büyümеnin motoru ihraсat olmuştur. 2011′dе Tükiye yüzde 8.5 büyürken, son iki çeyrekteki ihracatın ѕon derece ciddi bir etkisi olmuştur. İhracatla beraber büуüуen Türkiye ifade ettiğim gibi bana görе yüzde 5 büyüyeсektir. İnşallah ihracatçılarımızın öngördüğü rakamlarda Türkiye büyür. Bundan ben mutlu olurum. Çünkü ben büyümenin önеmini bilen yаşаyаn ve bunu gerçekleştirme noktаsındа görеvi olan bіr ekonomi bakanıyım” diуe konuştu
“BİRİNCİ ÇEYREK BÜYÜME RAKAMLARI BİZİ TATMİN ETMEYECEKTİR”
Nisan ayında enflаsyon rakamlarının уüksek çıktığını belirten Bakan Çağlayan, “Geçen ay enflasyon rakamları уüksek çıktı ama önümüzdeki aуlarda bunlar giderek aşağı inеcеktir. Cari açık mеsеlеmiz de çözümüne başlamıştır. İlk 3 аydа Türkiye yüzde 25′lik bіr azalma kaydеtmiştir. İhracatta Türkiуe 2012 yılı Mart aуında Cumhuriуet tarihinin en yüksek ihracatını gerçekleştirmiş ve ilk dеfa Türkiye 13.2 milyar dolarlık bir ihraсat gerçekleştirmiştir” dеdi.
İhracatçıların büyüme konusundakі artış öngörüsüne katıldığını bir kez daha ifade еdеn Çаğlаyаn, “Benim görüşüm yüzdе 4′ün üzerinde уüzde 5′e yakın bir büуüme olаcаğıdır. Birinci çeyrek büyümе rakamları bіzі tatmіn etmeyecektir. Amа ikinci üçüncü ve dördüncü çeуrek büyümеlеrimiz son dеrеcе pоzitif şekilde büyümeye katkı verecektir” diye konuştu.
Bakan Çağlayan’a TİM Başkanı Mehmet Büyükеkşi’nin üçüncü çeyreğin sonunda büyüme rakamının yüzdе 4′tеn yüzdе 5′e revize edilebileсeği yönündeki açıklaması da ѕoruldu. Çağlayan, “O şartlar önce bіr görmemiz lazım. O günün şartlarında rakamı yukarı yönlü revize ederiz. Bu beni mutlu eder. Ama ben IMF başta olmak üzere birçоk kuruluşun Türkiye’nin büyüme tahminlerini yukarı doğru revize еdеcеğinе аdım gibi eminim. Türkiye kеndi dinamik iç pazarıyla ve dünyayla entegre olmuş ihracat yapısıyla іnşallah büyümede orta vаdeli program hedefinin üzerine çıkacak. Bunu yaparken de fiyat istikrarını da gözönünde bulunduracak” dedi.

Ege GİAD'ın 65. Ege toplantısı yapılacaktır (24 Mayıs 2012 - İzmir)

Tarih : 16.05.2012

Ege GİAD'ın 65.Ege toplantısı IMF Türkiye Temsilcisi Sn. Mark LEWİS'in katılımlarıyla 24 mayıs 2012 tarihin'de Swiss otel Grand Efes'de gerçekleştirilecektir.

Yemek bedeli 100 tl dir.

Ege GİAD'ın 65.Ege toplantısına katılmak isteyen üyelerimiz 22 mayıs 2012 salı günü saat 12:00'ye kadar 0232 422 30 00 nolu numaraya bildirilmesi gerekmektedir.

Program:

19:30 - 20:00 Kayıt
20:00 - 21:00 Yemek
21:00 - 21:05 Sn. Temel Aycan Şen'in Açılış Konuşması
21:05 - 21:10 Sn. Oğuz Tatış'ın Açılış Konuşması
21:10 - 21:50 Sn. Mark Lewis'in konuşması
21:50 - 22:20 Soru - Cevap
22:30 Kapanış

16 Mayıs 2012 Çarşamba

SGK'ya borcu olanlar dikkat!

Hesabınızdaki para 10 dakikada buharlaşabilir 16 Mayıs 2012 Çarşamba, 10:04:56 SGK'ya borcu olanlar dikkat! İmzalanan protokol doğrultusunda hesabınızdaki para 10 dakikada buharlaşabilir. Sosyal Güvenlik Kurumu ile Adalet Bakanlığı protokol imzaladı. Artık SGK'ya borçlu olanların banka hesaplarındaki paralara 10 dakikada haciz konulacak. Bugün'ün haberine göre kağıt ortamındaki yazışmalarla en erken bir haftada biten icra ve hacizler artık dakikalar içinde tamamlanacak. Prim borçları için otomatik icra sistemine geçen SGK, elektronik haciz uygulaması da başlatacak. 12.4 MİLYON LİRALIK TAHSİL Adalet Bakanlığı ile imzalanan protokol sayesinde, SGK'ya borçlu olan kişilerin haciz işlemleri 10 dakikada sonuçlanacak. Elektronik haciz sistemiyle SGK, yaklaşık 12.4 milyon liralık alacağını tahsil edecek. 100 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÜZÜLECEK Elektronik haciz sistemi, borçlu işverenler ve Bağ-Kur'lular başta olmak üzere 100 binden fazla vatandaşı üzecek. SGK'ya borcu olanların banka hesaplarındaki paralar 10 dakikada buharlaşabilecek. İşte Sadettin Orhan'ın kaleminden yeni protokolün detayları 10 DAKİKADA İCRALIKSINIZ Bildiğiniz gibi Türkiye tarihinin en kapsamlı borç yapılandırması geçtiğimiz yıl gerçekleşti. Devlet, vergi ve sigorta primi başta olmak üzere pek çok alacağı için vatandaşla uzlaştı. Açıkçası, bu uzlaşmaya yanaşmayan borçlular için sıkı bir takibin başlayacağını bekliyorduk. Zira ekonomi yönetimi "borcunu yapılandırmayanın canına okuruz" anlamına gelen mesajlar veriyordu. İşte bu mesajı uygulamaya dönük ilk adımları Sosyal Güvenlik Kurumu attı. Prim borçları için otomatik icra sistemine geçen SGK, şimdi de elektronik haciz uygulamasını başlatıyor. PROTOKOL TAMAM Elektronik haciz için SGK ile Adalet Bakanlığı bir protokol imzaladı. Protokole göre SGK'ya borçlu olan kişilerin haciz işlemleri, resmi yazışmalar ve bürokratik süreçlere gerek kalmadan 10 dakika içinde sonuçlandırılabilecek. Daha önce kağıt ortamında yapılan yazışmalarla en erken bir haftada bitirilebilen icra ve haciz işlemleri, bundan sonra dakikalar içinde tamamlanacak. Ayrıca elektronik haciz uygulamasıyla SGK'nın 12,4 milyon TL tasarruf sağlayacağı tahmin ediliyor. PARANIZ BUHARLAŞIRSA Yeni sistem SGK için hem zamandan hem de paradan tasarruf sağlarken, prim tahsilat oranını da artırmış olacak. Fakat elektronik haciz sistemi, borçlu işverenler ve Bağ-Kur'lular başta olmak üzere SGK'ya borcu olan 100 binden fazla vatandaşı üzeceğe benziyor. Biz şimdiden uyarmış olalım. Hesabınıza yatırdığınız paranın 10 dakika içinde buharlaştığını görürseniz, aklınıza ilk önce SGK'ya olan borcunuz gelsin. Muzaffer DÖNMEZ Genel Müdür META-INT. Ltd. Şti. 1367 Sok.No.2 K.7 D.704 Basmane-İzmir/Türkei Tel:+902324451292 GSM:+905425610316 www.meta-int.com.tr m.donmez@meta-int.com.tr

15 Mayıs 2012 Salı

KÜÇÜK BİR KARINCA...

Küçük bir Karınca her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı. Çok çalışır… Çok üretir... Ve bunları keyif içinde yapardı. Patronu Aslan, Karınca’nın başında yöneticisi olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı. Bir gün kârı ve verimliliği arttırmak için aklına parlak bir fikir geldi. Eğer Karınca, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa neler yapardı. Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü Hamamböceği’ni işe aldı. Hamamböceği işe öncelikle bir saat alarak başladı. Böylece Karınca’nın çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti. İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti. Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı. Bu nedenle hem telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için Örümcek’i işe aldı. Aslan, gelişmelerden çok memnun du. Hamamböceği’nin hazırladığı raporlar gerçekten harikaydı. Hatta ondan üretim hızını ölçen ve karlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi. Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti. Hamamböceği, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu. Artık artan ekipmanlar için de artık bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti. Bu işleri idare etmek için Sinek’i işe aldı. Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan Karınca bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı. Zamanın büyük bir kısmını sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiyordu. Aslan, Karınca’nın bölümünün giderek büyümesinden memnundu. Bölümü daha da büyütmek üzere bir üstyöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü. Ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü Ağustosböceği’ni işe aldı. Kendi rahatına ve keyfine düşkün Ağustosböceği’nin ilk icraatı ofisi rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu. Tabi ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısını işe aldı. Karınca’nın çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekana dönüşmüştü. Ağustosböceği, patronu Aslan’ı ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti. Bunun üzerine, Karınca’nın bölümünde olup bitenleri gözden geçiren Aslan, üretimin ve karlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü farketti. Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir Danışman olan Baykuş’u sorunu çözmesi için işe aldı. Baykuş, Karınca’nın departmanında 3 ay geçirdi. Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı. Raporun sonucu şuydu: “Departmanda aşırı istihdam” vardı. Aslan, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi. Ve, elbette, ilk olarak negatif tavırlarıyla dikkat çeken, mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş olan Karınca’yı işten çıkardı. SON SÖZ: Ülkemizdeki tüm Karınca'larımıza selam olsun...

Kapanacak şirketleri firmalarımız alsın

Ekonomi Bakanı Çağlayan, Avrupa'da 1 milyonu aşkın şirketin kapanmasının beklendiğini hatırlatarak, 'Bu şirketleri Türklerin almasını istiyoruz' dedi Kapanacak şirketleri firmalarımız alsın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa'da 1 milyon 600 bin şirketin kapanmasının beklendiğini hatırlatarak, bu şirketleri Türk firmalarının almasını istediklerini belirtti. 1 milyon 600 bin şirketin kapanacağı bir ortamda bu şirketleri Türk firmalarının almasını istediklerini belirten Çağlayan, Türk firmalarının birer birer Avrupalı firmaları satın alma veya birleşme yoluna gitmeye başladığını söyledi. Avrupalı şirketlerin satın alınmasının aynı zamanda uluslararası markaların satın alınması ve söz konusu firmaların dağıtım ağı ve ihracat kanallarının Türk firmalara geçmesi anlamına geldiğini ifade eden Çağlayan, Ekonomi Bakanlığının bu işi yapanlara 200 bin dolara kadar destek verdiğini hatırlattı. İFLAS EDENE 'SAAB' ÇIKILMAZ Türkiye'nin İsveçli otomobil firması SAAB'ı satın alma fırsatını kaçırıp kaçırmadığına ilişkin bir soru üzerine Çağlayan, 'Bizim yurt dışında iflas etmiş bir şirkete ihtiyacımız yok' dedi. Ekonomi Bakanlığının 89 ülkede 205 ticaret müşavirliği olduğunu anlatan Çağlayan, SAAB konusunda da ilgili müşavirliğin kendisini sürekli bilgilendirdiğini dile getirdi. S&P itibarını sıfıra indirdi Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan kredi derecelendirme kuruluşu Standart&Poors'un (S&P), 'üzerinde konuşmaya değer görmediği bir kurum haline geldiğini' söyledi. Çağlayan, kredi derecelendirme kuruluşları ile ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine, S&P'nin çifte standart uygulayan bir kuruluş olduğunu belirtti. Türkiye ile ilgili yapmış olduğu hatadan dolayı kuruluşun kendi itibarının sıfıra indiğini dile getiren Çağlayan, 'Aslında üzerinde konuşmaya değer görmediğim bir kurum haline gelmiştir' dedi. Türkiye'nin yakaladığı bütçe açığı değeri bakımından Avrupa'nın 23 ülkesinden daha iyi durumda olduğunu anlatan Çağlayan, 2011'de Türkiye'nin bütçe açığını yüzde 1,3'e düşürdüğünü anımsattı. Cari açık konusunda da değerlendirmelerde bulunan Çağlayan, genel ekonomik yapı içerisinde cari açığı 'tek bir sivilce' olarak tanımladı. Çağlayan, bu yılın ilk üç aydaki cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre 5,6 milyar dolar azaldığını bunun da yüzde 25'lik bir gerilemeye karşılık geldiğini hatırlattı. Kaynak: http://yenisafak.com.tr/Ekonomi/?i=383084

4 Mayıs 2012 Cuma

YÜZ YÜZE İLETİŞİMİ EN ÇOK TERCİH EDEN 20 ÜLKE

Dünyanın ikinci büyük insan kaynakları danışmanlık şirketi Randstad “Global iş dünyası eğilimleri” raporunu yayınlandı. Türkiye’nin de dahil olduğu 32 ülkeyi kapsayan rapora göre her 10 çalışandan 7’si işte yüz yüze iletişimi tercih ediyor. Küresel bazda yüzde 81 ile yüz yüze iletişimi en çok tercih eden ülke Türkiye olurken, Norveç, Japonya ve Singapur yüzde 57 ile en az tercih eden ülkeler oldu. Randstad iş dünyasının nabzını ölçmeye devam ediyor. Yaklaşık 10 yıldır “Workmonitor” adı altında yılda 4 kez global iş dünyası eğilimlerini araştıran dünyanın ikinci büyük insan kaynakları danışmanlık şirketi Randstad, Avrupa, Asya Pasifik ve Amerika kıtalarını içeren, Türkiye’nin de dahil olduğu 32 ülkeyi kapsayan 2012 yılının ilk raporunu yayınladı. Randstad Workmonitor sonuçlarına göre küresel olarak her 10 çalışandan 7’si işte telefon ve e-mail yerine yüz yüze iletişimi tercih ediyor. İnternet ve mobil erişimin işteki kullanım oranının artmasına rağmen rapora göre Türk çalışanların yüzde 81’i de yüz yüze iletişimi tercih ediyor. Türkiye bu oranla 32 ülke arasında birinci sırada yer alırken yüzde yüze iletişimi en az tercih eden ülkeler ise yüzde 57’lik oran ile Norveç, Japonya ve Singapur oldu. İstihdam piyasasının hassasiyetleriyle çalışan eğilimleri hakkında hazırlanan raporun 10 yıldır düzenli olarak gerçekleştiğini belirten Randstad Türkiye Genel Müdürü Altuğ Yaka, “5 kıtada toplam 43 ülkede 33 binden fazla çalışanı bulunan Randstad olarak çalışanların beklenti, eğilim, hassasiyet ve güvenlerini takip edebilmek için Workmonitor raporuna büyük önem veriyor ve titizlikle hazırlıyoruz. 2012’nin ilk 4 aylık raporunda yine önemli bulgulara ulaştık. Günümüzde gelişen teknoloji ve mobil cihazlar her ne kadar hayati önem taşısa da, raporda da açıkça görüyoruz ki, iş dünyasında yüz yüze iletişimin hala en çok tercih edilen yöntem. Özellikle ülkemizin de dahil olduğu Akdeniz ülkelerine baktığımızda, yüz yüze iletişimin iş dünyasında daha fazla güven sağladığını ve çok önem verildiğini görüyoruz” dedi. ÖZEL HAYAT VE İŞ HAYATI İÇ İÇE Randstad Workmonitor sonuçlarına göre çalışanların ortalama yüzde 40’ı işverenlerinin kendilerinden 7 gün 24 saat ulaşılabilir olmalarını istediğini düşünüyor. Bu ruh haline kapılan çalışanların ülke sıralamasında Çin yüzde 64 ile ilk sırada yer alırken, Hindistan yüzde 61 ile ikinci sırada yer aldı. Bu iki ülkedeki çalışanlar iş saatleri dışında ve tatillerde işle bağlantılı telefon ve e-posta alma olasılıklarının daha fazla olduğunu belirtirken, genel olarak her 10 çalışandan 4’ü, iş saatleri içinde özel işleriyle de ilgilendiğini söyledi. Araştırmada öne çıkan bir diğer konu ise elektronik haberleşme araçlarının kullanımı üzerineydi. 32 ülkede gerçekleşen araştırmada, toplantılarda iş dünyasında çalışma verimliliğini artıran akıllı cep telefonları ve e-postalara yanıt vermenin yanlış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 75 iken, yüzde 15-20’si bunu yaptığını itiraf etti. Bu uygulamanın kabul görme düzeyi ülkeden ülkeye değişiklik gösterirken, Macaristanlı çalışanların yüzde 80’i toplantılar sırasında gerek aramalar, gerek e-postalar ile rahatsız edildiğini ancak yanıtlama durumunun yüzde 9 oranında gerçekleştiğini söyledi. AŞIRI BİLGİ YÜKÜ İŞLERİ SEKTEYE UĞRATIYOR Rapora göre internet erişiminin ve akıllı telefon kullanımının yüksek olduğu ülkelerde ve özellikle Asya’daki çalışanlar, günlük olarak ilgilenebileceklerinin üzerinde bilgi aldıklarını, aşırı bilgi yükü altında işlerinin daha fazla sekteye uğradığını dolayısıyla da daha az verimli olduklarını düşünüyor. Küresel olarak her 10 çalışandan 4’ü bir e-posta ya da telefona hemen karşılık vermezler ise kendilerini yetersiz hissettiklerini belirtirken, bu eğilim yüzde 72 ile en çok Çin ve Hindistan’daki çalışanlarda gözlemlendi. YÜZ YÜZE İLETİŞİMİ EN ÇOK TERCİH EDEN 20 ÜLKE 1 Türkiye % 81 6 Brezilya % 75 11 Malezya % 71 16 Polonya % 68 2 Yunanistan % 79 7 İspanya % 75 12 İsviçre % 71 17 Arjantin % 67 3 Hindistan % 78 8 Almanya % 74 13 Belçika % 70 18 Hollanda % 67 4 Fransa % 77 9 İtalya % 73 14 Danimarka % 69 19 İsveç % 67 5 Çin % 76 10 Macaristan % 71 15 Kanada % 68 20 Şili % 65 Tarih: 03.05.2012 Logisticus Dergisi http://www.logisticusdergisi.com/