29 Eylül 2012 Cumartesi

Tebriz’li Şems’ten 10 Altın İş Kuralı



Tebriz’li Şems’ten 10 Altın İş Kuralı
1. Etkin iletişim kur
Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu, dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
2. Sabırlı ol
Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları, sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
3. Değişim istiyorsan, zor olacağını baştan kabul et
Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir. Şems, On dördüncü Kural: Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun, hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
4. Harekete geç
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek, beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
5. Farklılıkları anla ve saygı göster
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
6. Düşünce ve eylemde aşırılığa kaçma
Yaşadığımız hayat, elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi, oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi, eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir ya kıymet bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde…
7. Yalnızca yaşadığın anın önemli olduğunu unutma
Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi, daima şu anın hakikatini yaşar.
8. Bireyselliğini önemse
Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, “Ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek, cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin ne de hayat karşısında çaresizsin.
9. Asla vazgeçme, kendini yenile
“Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?” diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık! Her an, her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
10. Bütünü gör ve kendini muhteşem akışa bırak
Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz. Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.   
Kaynak: Beyin Gücü Dergisi

27 Eylül 2012 Perşembe

Evinize ve arabanıza devlet el koyabilir!


9 milyarlık vergi paketinden sonra tahsilata hız veren Maliye, trafik cezası ve MTV borcu olan 2 milyon araç sahibine mektup yolladı.

9 milyarlık vergi paketinden sonra tahsilata hız veren Maliye, trafik cezası ve MTV borcu olan 2 milyon araç sahibine mektup yolladı. Mektupta, Anayasa hatırlatılarak borçlulara haciz uyarısı yapıldı.
Bütçe açığını kapatmak için 9 milyar liralık vergi paketini hayata geçiren Maliye Bakanlığı, vergi borçlularına yönelik tahsilat işlemlerini de hızlandırdı. Bu çerçevede, daha önce ev sahiplerine ve vergi barışını bozan mükelleflere ‘mektup’ gönderen Maliye, bu kez trafik cezalarını ve Motorlu Taşıtlar Vergisi’ni (MTV) ödemeyen mükellefleri yakın markaja aldı. Türkiye genelinde, motorlu taşıtlar vergisi ve trafik cezası borcunu ödemeyen 2 milyona yakın araç sahibine gönderilen mektuplarda, sert uyarılara yer verildi. Vergi dairesi müdürleri imzasıyla gönderilen mektupta, Anayasa’nın 73. Maddesinde yer alan, “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” hükmü hatırlatarak, bu hüküm doğrultusunda tüm mükelleflerin vergi borçlarını ödemesi gerektiği vurgulandı.
Mektupla tahsilat arttı
Mektupta, borçlarını ödemeyenlerin banka hesaplarının dondurulacağı, araç ve evlerine de haciz uygulanacağını belirtildi. Mektupta mükelleflere yönelik şu uyarı yapıldı: “Ödenmeyen borçların takibi sırasında mal varlığı haczi, banka hesabı haczi (e-haciz), gayrimenkul haczi, taşıt haczi v.s. gibi istenmeyen durumlarla karşılaşmamanız için bu borçların tasfiyesine yönelik gerekli görüşmelerin ve ödemelerin yapılması için vergi dairesi müdürlüğümüze başvurmanız önem arz etmektedir.” Mektuplu uyarıların tahsilatta büyük fayda sağladığına dikkat çeken Maliye Bakanlığı yetkilileri, mektubu alan mükelleflerin büyük kısmının vergi borçlarını ödediğini bildirdiler. Araç sahipleriyle ilgili uyarının da tahsilatları artırmak için yapıldığını ifade eden yetkililer, yaklaşık 2 milyon araç sahibine mektuplu uyarı yapılmasının hedeflendiğini kaydettiler.
SIFIRCI HOCALAR 32 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMI ENGELLEDİ
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarının kriterlerinin sübjektif olduğunu, bu kuruluşların erken uyarı işlevlerini yerine getiremediğini ve hiçbir krizi öngöremediğini söyledi. Kredi notunun aslında çok önemli olduğunu ve kredi notu yüksek olan ülkelerde yatırımların daha çok olduğunu belirten Şimşek “Eğer not artırımı olursa doğrudan ve portföy yatırımları gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4’ü kadar artabiliyor. Eğer Türkiye’nin kredi notu hak ettiği düzeyde olsaydı Türkiye portföy yatırımı olarak ve doğrudan yatırım olarak 32 milyar dolar ilave yatırım olacaktı. Bu da şu demek, daha çok fabrika, daha çok istihdam” diye konuştu.
Enerji dışı cari açık ‘sıfır’
Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan ‘Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Alternatif Arayışlar’ adlı raporun tanıtım toplantısında konuşan Şimşek, rating kuruluşlarının Türkiye notlarının düşük kalmasının sebebi olarak öne sürdükleri cari açık gerekçesinin sağlıklı olmadığını, bu yıl enerji dışı cari açığın sıfıra yakın olacağını söyledi.
Kaynak: STAR

22 Eylül 2012 Cumartesi

Bu listeye düşen ne kiracı olabilecek ne de taksitle alabilecek



Kredi Kayıt Bürosu'ndaki 25 milyon kişye ait risk bilgileri artık sadece bankalarda değil günlük hayatın her aşamasında kullanılacak...
Kredi Kayıt Bürosu (KKB), bugüne kadar sadece bankalarla paylaştığı 25 milyon kişinin kredi ve kart bilgilerini 10 Eylül itibariyle hem bireyler hem de kurumların hizmetine sundu. Risk Raporu bankalardan birkaç dakika içinde alınabilecek. Bundan böyle, bankalardan borç talep eden, ev kiralamak veya işe girmek isteyen Risk Raporu'nu getirmek zorunda. Raporu temiz olmayan kredi kullanamayacak, ev kiralayamayacak, dükkan açamayacak hatta işe bile giremeyecek.

Ev kiralamak, kredi almak, bir işe girmek ve hatta evlenmek isteyen kişilerin bile risk puanı sorulmaya başlandı. Kredi Kayıt Bürosu (KKB), 25 milyon kişinin kredi ve kart bilgilerini 10 Eylül itibarıyla paylaşmaya başladı. Bugüne kadar sadece bankalarla paylaştığı bilgileri bireylerin de hizmetine sunan KKB, hayatı daha şeffaf hale getirirken, “Riskine göre muamele” dönemi de başlamış oldu. Bundan böyle kişilerin kredi kartı bilgileri, kart ödemesini zamanında yapıp yapmadığı, faturalarını ödeyip ödemediği KKB'den öğrenilebilecek. Böylece kişilerin bütün finansal durumu ve borç ödeme alışkanlıkları şeffalık kazanacak ve ev kiralarken, borç alıp verirken, yeni iş kurarken, kısacası bütün üçüncü kişilerle olan finansal ilişkilerde şeffaflık olacak. Kredi Kayıt Bürosu'nda tutulan bilgiler, kişilerin onayı halinde talep edene verilebilecek. Yani, bir kişi herhangi birinin bilgisini, kendi onayı olmadan alamayacak. Şimdilik sadece bankalar aracılığıyla bu bilgilere ulaşılabilirken, yakında internet, akıllı telefon gibi farklı kanallardan da bu bilgilere ulaşılacak. Altyapı çalışmalarının ardından cep telefonundan su faturasına, doğalgaz ve vergi ödemelerine kadar birçok bilgi risk raporunda yer alacak. Yurt dışında da kullanılan risk raporu uygulaması, en çok evini kiraya verenlerle kredi kullandıracak şirketler tarafından kullanılıyor. (Bugün)

14 Eylül 2012 Cuma

Bu evler 20-30 bin TL


Prefabrike konut piyasasındaki rekabet, fiyatları düşürdü


Kendinize ait arsanıza isterseniz tek katlı, isterseniz dubleks ya da tripleks ev yaptırabilirsiniz. Şehrin göbeğinde ya da imara açık bir köy arazisinde deprem korkusu yaşamadan yaz kış bu evlerde oturabilirsiniz. Türkiye’de de üretimi yapılan hazır evlerde dört mevsim rahatça yaşamak mümkün.

Son 10 yılda, özellikle Marmara depremi sonrasında rağbet görmeye başlayan hazır evler bu sektördeki rekabetin de artmasına neden oldu. Türkiye’de yaklaşık 40 civarında prefabrike konut üreten ve pazarlayan firma var. Rekabetin artması fiyatları daha cazip hale getirmiş. Geçen yıla göre hemen hiç zam yapılmadığı belirtiliyor. Hatta fiyatlarını düşüren çeken firmalar bile var.

Ancak sektör temsilcileri fiyat rekabetinin kaliteyi düşürdüğüne dikkat çekiyor. Bu yüzden, karar vermeden önce kullanılan malzemeleri ve fiyatlara nelerin dahil olup olmadığını iyice araştırmakta yarar var. Garanti süresi, evin tesliminden sonra nelerin garanti kapsamında olup olmadığı da sorulmalı.

FİYATLAR UYGUN

Hazır ev fiyatları, betonarme ya da karkas binalarla karşılaştırıldığında oldukça ucuz. Arsanız varsa 100 metrekarelik bir prefabrike evi, seçtiğiniz modele ve istediğiniz özelliklere göre 25-30 bin TL arasında yaptırabiliyorsunuz. Eğer iki katlı bir hazır evim olsun diyorsanız, ara katlarda kullanılan ekstra malzemelerden dolayı maliyet yüzde 35 civarında artıyor. 100 metrekarelik dubleks bir eve 50-55 bin TL’ye sahip olabilirsiniz.

DEPREME DAYANIKLI

Çelik veya ahşap olarak inşa edilen hazır evler depreme karşı oldukça dayanıklı. Uzmanlar, endüstriyel bir ürün olan çelik evlerin, betonarme binalardan yüzde 90 daha hafif olduğunu ve yanal deprem yüklerine karşı oldukça dayanıklı olduğunu vurguluyor. Yüksek ısı ve ses yalıtımı sağlayan çelik evler, su ve korozyona karşı dayanıklı olduğu gibi yangına karşı da güvenlik sunuyor. Rutubet ve nem tutmuyor, böcek ve haşere de barındırmıyorlar.

Sipariş ettiğiniz hazır evin iç ve dış kapıları, iç ve dış cephe boyaması, PVC pencere ve camları, bina içi elektrik kabloları, priz ve düğmeleri, lavabo, tuvalet, duş teknesi gibi sıhhi tesisatları, temiz ve atık su boruları, telefon hattı, hatta zili bile takılmış olarak teslim ediliyor...

İZİN VE ALTYAPI SİZE AİT

Hazır ev yaptırmak için önce kurulum için gerekli plan-proje prosedürlerini yerine getirip yasal izinleri almanız gerekiyor. Çelik ya da ahşap hazır ev yaptıracaksanız nakliye ve nakliye sigortası, zemin betonu, hafriyat ve çevre düzenlemesi, fayans ve halı gibi zemin ve duvar kaplamaları, binayla zemin betonu arasındaki yalıtım işleri, kalorifer ya da klima gibi ısıtma soğutma tesisatlarının masrafları da size ait.

7 GÜNDE HAZIR

Ana taşıyıcı sistemi galvanize sacdan ya da çelikten imal edilen hazır yapılar, özel kaynaksız vidalı sistem kullanıldığı için kolayca monte edilebiliyor. Endüstriyel bir ürün olduğu için 20-25 cm yüksekliğindeki beton zemin hazırlandıktan sonra, 5 kişilik bir ekiple günde 20-25 metrekarelik kurulum sağlanabiliyor. Başka bir deyişle seçilen tek katlı veya dubleks modellerin kurulumu 7 ile 20 gün arasında yapılabiliyor. Hafriyat aşamasından itibaren 60 gün içinde kurulabilen çelik evlere, statik hesaplamalar yapıldıktan sonra yatay ya da düşey ekler yapılması, yeni kat çıkılması da mümkün.

MALİYETİ DÜŞÜRÜN

Pek çok alanda olduğu gibi hazır evde de maliyeti düşürmek mümkün. Birkaç evin birlikte aynı arazide yaptırılması imalatçı firmayla pazarlık avantajı sağlayabilir. Asıl önemlisi ise temiz ve atık su sistemi için döşenecek boru veya açılacak kanalizasyon, evinize çekeceğiniz elektrik kabloları, arazinin etrafını çevireceğiniz çitlerin masrafını komşularınızla paylaşabilirsiniz.

İKLİME GÖRE YALITIM

Hazır evler, kat durumuna göre 8-10 cm kalınlığında karkaslı sistemlerle inşa ediliyor. Karkasların yalıtımında iklim özelliklerine göre EPS, taş yünü veya cam yünü kullanılıyor. İç ve dış panellerde ise ısı ve ses yalıtımı da sağlayan A1 sınıfı yanmayan malzeme kullanılıyor. Kullanılan fibercement malzemesine dekoratif olarak ahşap, tuğla ve taş desenleri uygulanabiliyor. Su bazlı boyayla boyanabilmesi, elektrik ve sıhhi tesisatlarının hazır olması sayesinde hemen yerleşmek mümkün.
İşte belli başlı hazır ev üreticilerinin modelleri, sundukları hizmetler, ücretler ve diğer koşullar...

NESTAVİLLA

Vefa Group bünyesinde faaliyet gösteren Nestavilla, 2006 yılından bu yana yaklaşık 2 bin konut üretmiş. Şirketin İstanbul Pendik’teki fabrikası yıllık 5 bin hazır ev üretim kapasitesine sahip. Nestavilla, 14 farklı tipteki standart hazır evlerinin yanı sıra kişiye özel projeler de tasarlayıp üretebiliyor.
Nestavilla Satış Yöneticisi Özgül Yücel, özellikle yazlık konut olarak düşünülen hazır evlere daha çok elinde hazır arsası olan orta gelir grubundan ve emeklilerden talep geldiğini söylüyor. Marmara ve Karadeniz Bölgesi’nde ilginin daha yoğun olduğundan bahseden Yücel, “Şile, Ağva, Tuzla, Tekirdağ, Çanakkale ve İzmir’de çok sayıda yazlık, Karadeniz Bölgesi’nde ise yayla evleri kurduk” diyor.
Nestavilla’nın tek katlı konutlarında metrekare maliyeti 400 TL. İki katlı konutlarda ise kat aralarındaki ekstra malzeme ve uygulamalar nedeniyle bu rakam 500 TL’ye çıkıyor. Nestavilla, Türkiye'deki üç farklı iklim bölgesi için farklı izolasyon, rüzgar ve kar yükü değerlerini dikkate alarak bölgeye özel üretim yapıyor.
Telefon: 0216 390 47 77
www.nestavilla.com

ÖZGE YAPI
Hekim Holding bünyesindeki Özge Yapı, 1992 yılından bu yana prefabrike ev, çelik ev, hazır ev ve prefabrike villa üretiyor. Anemon, Margarit ve Fulden olarak adlandırılan dublekslerin büyüklüğü 124, 140 ve 152 metrekare. Şirketin ayrıca büyüklüğü 21 ile 137 metrekare arasında değişen Gelincik, Fulya, Gardenya, Petunya, Papatya, Açelya, Manolya, Akasya, Kamelya, Begonya, Sardunya gibi çiçek isimlerinden oluşan tek katlı 11 modeli var. Erguvan isimli dubleksler 112+12, Lilyum dubleksler 123+13, Orkide dublekslerse 138+21 metrekare. Prefabrike ve çelik yapıların metrekaresi 200 ile 800 TL arasında satışa sunuluyor. Klozet, lavabo ve armatürler de fiyata dahil.

Hazır evlerde kullanılan tüm malzemeleri kendi bünyesinde üreten Özge Yapı’nın Pazarlama Müdürü Burcu A. Doğan, bunun kendilerine fiyat avantajı sağladığını söylüyor. Türkiye’nin her bölgesinde hazır evler yaptıklarını ifade eden Doğan, “Geçen yıl Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden yoğun talep alıyorduk. Bu yıl ağırlıklı olarak Van, Kütahya, Fethiye gibi deprem bölgelerinden talep geliyor” diyor.
Özge Yapı, yurtdışında da projeler üstleniyor. Doğan Orta Afrika’da prefabrike toplu konut projesine başladıklarını söylüyor. Ardından da önümüzdeki aylarda Güney Amerika’da bir projeye başlayacaklarını açıklıyor.
Tel: 0216 392 21 28
www.ozgeyapi.com

YEDİTEPE PREFABRİK
Hazır konut ve konteynır üreten Yeditepe Prefabrik, tek ve çift katlı prefabrike yapıların yanı sıra ofis, yatakhane ve yemekhane tipi prefabrike yapılar üretiyor. 37 ile 126 metrekarelik tek katlı ve 82 ile 145 metrekarelik iki katlı hazır ev seçenekleri sunan firmanın 42, 51 ve 63 metrekarelik üç tip paket ev modeli de bulunuyor. Standart tek katlı hazır konutların metrekaresi 230-300 TL. Plus (lüks) konutların metrekaresi 300-400, tek katlı çelik yapılarınki ise 450-500 TL arasında değişiyor. Yeditepe Prefabrik yetkililerinden Kenan Göl, iki katlı yapılarda ara katlarda kullanılan ekstra malzemelerden dolayı fiyatların yüzde 35 civarında artığını söylüyor.

Her türlü yerleşim alanına uygulanabilecek şekilde çevre koşulları da dikkate alınarak üretilen hazır evlerde, maksimum ısı ve ses izolasyonu uygulanıyor. Ekonomikliği ve kolay kurulumu nedeniyle tercih edilen bu tip evler, genişletilebilme ve taşınabilme özelliğine de sahip.
Tel: 0532 680 06 35
www.yeditepeprefabrik.com

VİLLA YAPI
Üç girişimcinin 1999 yılında kurduğu Villa Yapı, prefabrike konutlar, şantiye binaları, hastaneler, okullar, ofis ve yaşam konteynırları ile çelik konstrüksiyon yapılar üretiyor. Kocaeli Gebze’de fabrikası bulunan firmanın, büyüklüğü 10 ile 203 metrekare arasında değişen tek katlı 54 farklı modeli bulunuyor. 36 farklı iki katlı modelin büyüklüğü ise 82 metrekareden başlayıp 270 metrekareye kadar çıkıyor.
49 metrekarelik tek katlı prefabrike yapıların fiyatı KDV hariç 16 bin 300 TL. 95 metrekarelikte bu rakam 28 bin 200 TL’ye çıkıyor. 100 metrekarelik iki katlı prefabrike evler 39 bin 400, 155 metrekareliklerse 53 bin 300 TL’ye imal ediliyor.

Villa Yapı, prefabrike yapıları galvaniz malzemelerden imal edilen taşıyıcı çelik sistem ve vidalı birleşim yöntemiyle kaynak kullanmadan monte ediyor. Prefabrike yapıların montaj ve statik hesaplamaları tüm doğa koşulları göz önüne alınarak yapılıyor.
Tel: 0216 494 49 49
www.villayapi.com

SEÇKİN VİLLA
Tekirdağ Çorlu’da faaliyet gösteren Seçkin Villa, 80 ile 380 metrekare arasında çelik yapılar üretiyor. Firma, tek katlı, dubleks veya üç katlı çelik villa, yazlık bağ ve dağ evi seçenekleri sunuyor. Çelik yapıların metrekaresi 800 TL. Yani 60 metrekarelik bir çelik evi 48 bin, 100 metrekareliği ise 80 bin TL’ye inşa ettirmek mümkün. 150 metrekarelik dubleks çelik villa ise 120 bin TL’ye mal oluyor.
Tel: 0282 686 66 73
www.eckinvilla.com

BAYRAMLAR PREFABRİK
Şekerpınar-Çayırova’da fabrikası bulunan Bayramlar Prefabrik Yapı Sanayi’nin 58 ile 130 metrekare arasında tek katlı 8 hazır ev modeli var. Ayrıca 145 ile 250 metrekare arasındaki dubleks prefabrike yapılar, çelik konstrüksiyon modeller üretiyor. 15 farklı modeldeki tripleks hazır evler ise 135 metrekareden 280 metrekareye kadar kullanım alanı sunuyor.
Bayramlar Prefabrik’in tek katlı hazır evlerinin metrekaresi 330 ile 370 TL arasında değişiyor. Dubleks ve tripleks konutlarda ise fiyat 390 TL’den başlayıp 420 TL’ye kadar çıkıyor. Buna göre 100 metrekarelik tek katlı hazır evin ortalama fiyatı 33 bin TL. Aynı büyüklükteki dubleks konutta ise fiyat 40 bin TL’ye çıkıyor. Çelik konstrüksiyon yapıların metrekaresi 500 TL. Bu hesapla 100 metrekarelik çelik evin ortalama maliyeti 50 bin TL oluyor.
Tel: 0216 395 50 06
www.bayramlarprefabrik.com

DÜLGER PREFABRİK
İstanbul Pendik’te 1987 yılından bu yana prefabrike konut, endüstriyel yapı, konteynır ve çelik yapılar üreten Dülger Prefabrik’in 35 ile 232 metrekare arasında tek katlı ve 117 ile 252 metrekare arasında dubleks modelleri bulunuyor. Dülger Prefabrik Genel Koordinatörü Ümit Dülger, alan konusunda sınırlama yapmadıklarını, istenilen büyüklükte hazır ev üretebildiklerini vurguluyor.
Dülger Prefabrik’in tek katlı hazır evlerinin metrekaresi 200-400 TL arasında değişiyor. Çok katlı hazır evlerde ise bu aralık 300-700 TL. Bu hesapla 100 metrekarelik tek katlı bir hazır evleri 20-40 bin, aynı büyüklükteki dubleksi ise 30-70 bin TL’ye mal etmek mümkün.
Tel: 0216 483 26 60
www.dulgerprefabrik.com

DİMEX AHŞAP VE ÇELİK
1998 yılında Amerika’nın New York eyaletinde kurulan Dimex, Türkiye’deki ilk fabrikasını 2002’de İstanbul Tuzla’da, ikincisini ise 2006’da Adana’da açtı. Şirketin ahşap villaları, yazlık evleri, yayla evleri ve çiftlik evleri, betonarme su basmanın üzerine istenilen tip ve büyüklükte monte edilebiliyor. Fabrikada üretildiği için prefabrike olarak nitelendirmesine rağmen, bu konutların diğer hazır evlerden farkı tamamen ahşap olması.
Dimex, isteğe bağlı olarak 50 ile 700 metrekare arasında farklı büyüklüklerde ve çeşitli modellerde ahşap ev inşa ediyor. Ahşap evlerin metrekaresi 800 ile bin 200 TL arasında değişiyor. Yani 100 metrekarelik ahşap eve 80 bin ile 120 bin TL arasında sahip olmak mümkün.
Tel: 0216 304 19 78
www.dimexhome.com

FİN YAPI AHŞAP
Ankara merkezli Fin Ahşap Sanayi’nin Ankara ve Isparta’da iki fabrikası bulunuyor. Firmanın 62 ile 438 metrekare arasında 40’a yakın farklı ahşap konut tipi var. Kütük ve ahşap evlere odaklanan Fin Yapı Ahşap, çeşitli yöntemlerle değişik kimyasalları emdirerek (emprenye) ahşabın ömrünü 10 kat artırmayı başarmış ve bakterilerin, termitlerin ahşaba zarar vermesini önlemiş.
Kat ve oda sayısının yanı sıra banyo, sauna, giysi odası, çamaşırhane, kiler, garaj, mutfak ve veranda gibi detayları müşterinin isteğine göre belirleyen firma, üç boyutlu modellemeyle evinizi daha sipariş aşamasında size gösterebiliyor. Fin Ahşap, istenilen tipteki ahşap evi büyüklüğüne göre 12 ile 40 gün içinde kurabiliyor. Evlerin metrekaresi büyüklüğüne ve tipine göre 900 ile bin 200 euro arasında değişiyor.
Tel: 0312 284 70 44
www.finahsap.com.tr

A4 YAPI
A4 Yapı, Veev markasıyla ahşap konut inşa ediyor. Şirketin Ankara’daki fabrikası yılda 10 bin ev üretme kapasitesine sahip. A4 Yapı’nın Kırçiçeği, Papatya, Hanımeli, Kardelen, Begonvil, Menekşe, Nergis, Manolya, Sümbül, Karanfil, Leylak ve Orkide olarak adlandırdığı hazır konutların büyüklüğü 80 ile 640 metrekare arasında değişiyor.
Malzemeleri seçtikten sonra 60 gün içinde evinizi kaba inşaat olarak size teslim ediyorlar. Evlerin metrekaresi 350-400 euro arasında değişiyor. 95 metrekarelik bir ahşap ev, eğer Ankara civarlarında oturuyorsanız anahtar teslimi 35 bin euro’ya mal oluyor.
Tel: 0312 460 13 91
www.A4-veev.com

İKA YAPI
İka Yapı’nın tek katlı Manolya, Kavak, Zambak, Göknar, Palmiye, Akasya ve Sedir hazır evlerinin büyüklüğü 37 ile 145 metrekare arasında değişiyor. Çok katlı modellerse Söğüt, Ladin, Çınar ve Selvi olarak adlandırılmış. Evlerin fiyatı 11 bin 500 ile 43 bin 150 TL arasında değişiyor.
İka Yapı’nın ikinci markası Prefabrik Plus’ta ise büyüklükleri 45 ile 150 metrekare arasında değişen tek katlı Sofa, Lala, İncili, Yalı, Haseki, Florya, Gülhane, Malta, Yalova, Bağdat ve Revan modelleri bulunuyor. Bu evlerin fiyatı da 22 bin ile 52 bin TL arasında değişiyor. Büyüklüğü 110 ile 150 metrekare arasında değişen çok katlı Ihlamur, Çırağan, Yıldız Şale ve Beylerbeyi modellerinin fiyatı ise 49 bin TL’den başlayıp 65 bin TL’ye kadar çıkıyor.

Ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’nden talep aldıklarını ifade eden İka Yapı Satış Yöneticisi Ahmet Akif Çilingir, son zamanlarda Sivas, Çorum, Tokat, Erzincan ve Kastamonu’da da hazır ev yaptıranların sayısında artış olduğunu belirtiyor. Daha çok 60-80 metrekarelik 2+1 hazır evlerin ilgi çektiğini söyleyen Çilingir, “Arsanız varsa zemin betonu dahil 65-70 metrekarelik bir hazır evi 25 bin TL’ye mal edebilirsiniz” diyor.
Tel: 0216 375 17 16
www.ikaprefabrik.com



Nelere dikkat etmeli?

Prefabrike yapılar modüler olduğu için önceden planlanarak ve ihtiyaçlara göre üretilebiliyor. Diğer yapılara göre daha esnekler. Bu sayede depreme, zemin kaymalarına dayanıklı oldukları belirtiliyor. Her türlü alana ve büyüklüğe göre üretilebiliyorlar. Isı ve ses yalıtımı diğer yapılara göre daha kolay sağlanabiliyor. Asıl önemlisi ekonomik olarak üretilip kısa sürede teslim edilebiliyor. Yaz kış kullanılabilecek şekilde tasarlanıp üretilen prefabrike evlerin ömrü, kullanılan malzeme ve tekniğe gere 40-70 yıl arasında değişiyor.

İnşaat hızı, taşıyıcı yapı sistemi ve malzeme kalitesi, depreme dayanıklılık, standartlara uygunluk, proje uygulanabilirliği, sağlamlık ve dayanıklılık, estetik, konfor, ihtiyaç doğrultusunda daha sonra genişletilmeye müsait olması, bulunduğu bölgeye göre ısı ve statik hesapları yapılarak projelendirilmesi, bakım ve yenileme giderlerinin, maliyetinin düşük olması hazır evler için en önemli kriterler.

“Hazır ev” adı altındaki üretimler, yanlış algılamalar nedeniyle çok geniş bir yelpazeye yayılmış durumda. Farklı amaçlar için üretilen yapılar da zaman zaman prefabrike konut diye sunulabiliyor. Hazır ev almaya karar verdiyseniz bu karmaşadan sıyrılabilmek için öncelikle bir konutta olması gereken asgari konfor ve estetik şartlarını karşılayan ürünleri tercih etmelisiniz.

Fiyatlar, boyutlara, istenilen özelliklere ve seçilen modele göre olduğu gibi firmalara göre de farklılık gösterebiliyor. Hazır evin kurulacağı beton zemin, elektrik ve su tesisatı, camlar ve mutfak fiyatlara dahil olmayabilir. Bu yüzden mümkün olduğunca daha fazla firmayla görüştükten sonra karar vermekte yarar var.

Hazır evlerin fiyatının belirlenmesinde en önemli etken kullanılan malzemenin cinsi. İlginin firmanın mimar ve mühendis kadrosu bulunup bulunmadığı, kullanılan malzemelerin cinsi iyice araştırılmalı. Kaç yıl garantisi olduğunu, garanti kapsamına nelerin dahil olduğunu öğrenmek de yararınıza olacaktır.

Kredi kullanabilirsiniz

Türkiye Finans, hazır evler için düşük kar oranıyla finansman sağlıyor. Konut ipoteği verildiği takdirde finansman türünü mortgage-ihtiyaç kredisi sayan katılım bankası, 48 aya kadar yüzde 1.28, 72 aya kadarsa yüzde 1 aylık kar uyguluyor. Dosya masrafı olarak tüm vadeler için 250 TL alıyor.

Arsa için de finansman sağlayan Türkiye Finans, 84 aya kadar yüzde 1.08’den başlayan kar oranları uyguluyor. Hazır evi satın aldığınız firmayla anlaşıp proforma faturayla bankaya başvurduğunuzda, fatura bedelinin yüzde 75’ine kadar kaynak kullanabiliyorsunuz.

Diğer bazı bankalar da hazır evinizi kuracağınız arsayı teminat gösterdiğiniz takdirde “destek” adı altında kredilendirebiliyor.

Mimar Özgü YÜCEL / Nestavilla Satış Yöneticisi

Sadece fiyata bakarak karar vermeyin

Hazır evlerin imalatı büyük ölçüde fabrikada tamamlanır ve yerinde kısa sürede kurulur. Bu yüzden de “ön üretimli” yani prefabrike ev olarak tanımlanırlar. “Prefabrike” kelime anlamı itibariyle, yaygın olarak bilinenin aksine “geçici ve sökülüp tekrar monte edilebilir” değil ön üretimli demektir.

Hazır konut, yani ön üretimli konut deyince aslında estetiği, yapı sistemi ve malzeme kalitesiyle fiyatları birbirinden çok farklı olan üç bina tipi akla gelir. Birincisi, şantiyelerde kullanılan binalardan hareketle üretilen basit hazır konutlardır. Bu binaların 100 metrekarelik olanları ortalama 25 bin TL'ye satılır. Aslında bu tip üretimlerin konut olarak piyasa sunulmasını doğru değil. Çünkü şantiyelerde kullanılan geçici kullanıma uygun ekonomik prefabrike binaların bir konutta olması gereken asgari konfor, estetik ve izolasyon şartlarını yerine getirmesi mümkün değildir.

İkincisi, deprem yönetmeliğine uygun statik hesap yöntemleri kullanılarak projelendirilen ve en son prefabrike yapı teknolojisi kullanılarak üretilen hazır evlerdir. 100 metrekarelikleri ortalama 40 bin TL’ye satılan bu pratik hazır evler, bir konutta bulunması gereken estetik ve konfor şartlarını tam anlamıyla yerine getirir. Türkiye’deki farklı iklim bölgeleri için farklı izolasyon, rüzgar ve kar yükü değerleri dikkate alınarak her bölgeye uygun üretilebilirler.

Üçüncü sınıfa ise hafif çelik yapı sistemi kullanılarak yapılan binalar giriyor. 100 metrekareliği ortalama 80 bin TL'ye satılan ve hafif çelik sistemle üretilen bu konutlar, kalıcı bir konutta olması gereken tüm şartları fazlasıyla yerine getirebilir. Bu tür yapılar ileri teknoloji içerir ve daha lüks koşullar sunar.

Kenan GÖL / Yeditepe Prefabrik Satış ve Pazarlama Yöneticisi

Rekabet fiyatı ucuzlattı ama kaliteyi düşürdü

Prefabrike evlerin en önemli özelliği betonarme evlere nazaran ucuz ve daha makul fiyatlara sahip olmasıdır. Türkiye’de son 10 yılda, özellikle de Marmara depreminden sonra rağbet görmeye başlayan prefabrike evlerin fiyatları, konut sektöründeki rekabetinde artmasıyla daha da cazip hale geldi. Ancak bu durum kaliteden ödün verilmesine sebep oldu. Beton panelle üretilen ve çelik konstrüksiyona sahip olmayan 100 metrekarelik bir prefabrike evin metrekare maliyeti 250 TL’lerden başlıyor. Bu rakam talep doğrultusunda ve üretici firmaya göre yukarı doğru çıkıyor.

Hızlı montajı, ekonomik ve şık görüntüleriyle prefabrike evler ses ve ısı yalıtımlarında diğer binalara göre avantajlıdır. Prefabrike evler, kurulacağı bölgenin iklim ve deprem gibi çevre faktörlerine göre değişiklik gösterebilir. Diğer betonarme yapılarda uygulanan dekorasyon tekniklerinin tamamı prefabrike yapılarda da kullanılıyor.

Beton panelli, çelik konstrüksiyona sahip olmayan prefabrike evlerin ömrü, kullanılan malzeme ve yapılış tekniğine bağlı olarak 30 ile 50 yıl arasında değişir. Bu da prefabrike ev fiyatlarının daha ucuza gelmesini sağlar. Prefabrike çelik konstrüksiyon ve beton panel yerine betopan kullandığında hazır evin ömrü minimum 3 katına çıkar. Deniz seviyesine bağlı olarak neme sahip bir ortamda kullanılan hazır evlerin ömürleri kısalır. Prefabrike evlerin istenildiğinde taşınabilmesi ve tekrar kurulabilmesi de önemli bir avantaj.

Prefabrike yapı firmaları

Firma Telefonu Web adresi

Vekon Prefabrik Yapı Çözümleri 0216 390 47 77 vekon.com.tr
Prefabrik Yapı A.Ş. 0216 392 12 89 prefabrikyapi.com
Dost Yapı Prefabrik 0532 505 47 59 dostprefabrik.com
Merkonsan 0312 394 83 80 merkonsan.com
Özgün Prefabrik 0258 722 44 68 ozgunprefabrik.com
M-Prefab 0232 854 81 00 konteynerevim.com
Ender Prefabrik 0216 389 09 50 enderprefabrik.net
Kınalı Ahşap Yapılar 0212 727 33 83 kinaliahsap.com
Ekol Prefabrik 0216 354 83 84 ekolprefabrik.com
İkon Prefabrik 0312 255 00 40 ikonprefabrik.com
Doğuş Prefabrik 0216 396 22 28 enucuzprefabrik.net
Nazar Ahşap Evleri 0312 814 28 58 nazarahsapev.com
Amasya Konteyner Prefabrik Yapı 0358 312 29 28 amasyakonteyner.com
Aryol Prefabrik 0312 385 00 78 aryolprefabrik.com.tr
Asmaz İletişim İnşaat 0226 813 67 22 ahsapeval.com
Fethiye Prefabrik 0252 646 85 40 fethiyeprefabrik.com
Çelik Prefabrik 0216 390 60 38 celikprefabrik.com
As Prefabrik 0212 882 50 98 asprefabrik.com
Hemşinoğlu Çelik Yapı 0358 312 12 17 karadenizcelikyapi.com
Erişgenoğlu Metal Prefabrik 0216 487 54 77 erisgenoglukonteyner.com
Aşkar Prefabrik 0232 877 07 40 askarsacmetal.com
YMP Prefabrik 0312 395 11 36 ympprefabrik.com
Ellezoğlu 0312 395 76 32 prefabrik-yapi.com
Yapı Prefabrik 0216 374 33 24 yapiprefabrik.net
Özdemir Konteyner 0216 526 41 85 ozdemirkonteyner.com
İnceoğlu Çelik Yapı 0266 392 11 80 inceoglu.org
İtina Prefabrik & Konteyner 0342 235 20 47 itinaprefabrik.com
Hazır Çelik 0538 254 79 26 hazircelik.com
Ender Çelik Yapı 0216 389 09 50 endercelikyapi.com.tr

Kaynak: Bülent Ekimci-Para Dergisi

11 Eylül 2012 Salı

Türk ekonomisinin pili bitiyor mu?

Finansial Times'dan ciddi uyarı

Financial Times gazetesi bugün sayfalarında "Türkiye ekonomisinin hızı kesiliyor" başlıklı bir yazıya yer verdi.


İkinci çeyrek büyüme rakamlarının düşük çıkması sonrası Türkiye ekonomisini masaya yatıran makalede görüşlerine yer verilen Mavi Jeans Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, "Her ay bir AVM'nin kapanmasını bekliyorum" dedi.


Haberde şu ifadeler yer aldı "2010 ve 2011 yıllarında yüzde 8'den daha fazla büyüyen Türkiye ekonomisi, dün açıklanan ikinci çeyrek rakamlarına göre geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.9 büyüdü. Bu,ciddi bir tezat. Türkiye'deki iç talep artık eskisi gibi değil. Ortadoğu'ya yaptığı ihracatta olağanüstü artış olmasaydı, ülke yılın ikinci çeyreğinde resesyona girebilirdi."

Financial Times'a göre Hindistan, Çin ve Brezilya gibi diğer gelişmekte olan ekonomiler yavaşlarken, Türkiye'nin gayrısafi yurtiçi hasılasını dolar bazında üçe katladığı son 10 yıldaki performansını devam ettirmesini beklemek mantıklı olmaz.

Gazetenin danıştığı UBS bankasından Reinhard Cluse, "Yüzde 6-8 büyüme dönemi sona erdi" demiş, ancak %4-5'lik bir büyümenin bile aynı ligdeki diğer ülkelerden daha hızlı bir büyüme olacağını vurgulamış.

Cluse geçtiğimiz 10 yıldaki başarıları, bir zamanlar adı krizle bir tutulan ülkede daha sağduyulu bir ekonomi yönetimine geçilmesine bağlıyor.

Haber şöyle devam ediyor:

"Bazı iktisatçılar Türkiye'nin 2000'lerdeki büyümesinin özel bir durum olduğunu, çünkü istikrarsızlıklarla geçen bundan önceki 10 yılda bastırılan talep, yatırım ve borçlanmanın siyaset ve ekonomi istikrara kavuşur kavuşmaz açığa çıktığını söylüyor.

"Bugün ise durum farklı. Pazartesi günü yayınlanan verilere göre geçen yıl %11 büyüyen inşaat sektörü, ikinci çeyrekte yalnızca %0,4 kıpırdadı.

HER AY BİR AVM KAPANIR

"Türkiye'nin önde gelen markalarından Mavi Jeans Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, her ay bir AVM'nin kapanmasını bekliyor. AVM'ler, ülkedeki büyümenin en önemli sembollerinden biri oldu."

Yavuz kendi şirketinin de Türkiye'nin "durgun bir dönemden geçmesi" olasılığına karşılık uluslararası faaliyetlerini artıracağını söylemiş.

İhracat'ta iyi haber var ama...Financial Times'a göre Türkiye için en iyi ekonomik haber, ihracat cephesinden geliyor.

İhracatın ikinci çeyrekte yıllık %20 arttığını hatırlatan gazete, ithalatın da %3,6 düşmesi sayesinde ekonominin zayıf noktalarından biri olarak görülen cari açıkta ciddi azalma olduğunu kaydediyor.

"Ancak", diyor Financial Times "Londra merkezli Capital Economics'den William Jackson'ın yaptığı hesaplara göre Türkiye yılın ilk yedi ayında ihracatındaki yükselişin %60'ını, halkın yaptırım mağduru bankalardan kaçarak altına yatırım yaptığı İran'a altın satışlarının artmasına borçlu."

Jackson'a göre altın stoklarının çoğunu İran'a satan Türkiye, yeniden altın ithalatçısı olma yolunda.

"İhracattaki patlamanın bu şekilde süreceğini sanmıyoruz," diyor Jackson, "Türkiye Merkez Bankası'nın para politikasını gevşetme olanakları da sınırlı. Onlar da faizleri yüksek tutarak yabancı yatırımcıları çekmeye çalışıyor."

Financial Times, yazısının sonunda siyasi gelişmelerin ekonomiye etkisine de yer vermiş ve komşu Suriye'deki çatışmalar ile Türkiye'de PKK ile yapılan çatışmaların halkı para harcama konusunda daha temkinli yaptığını söyleyen bir oto galerisi sahibinin görüşlerine yer vermiş.

Doğalgaza çifte zam beklentisi


Radikal Gazetesi’nin haberine göre, BOTAŞ’ın maliyetinin altında satış yaptığına ilişkin açıklamalar doğalgazda 1 Ekim ya da 1 Kasım itibariyle doğalgaza zam olacağı sinyali olarak algılandı.

Ancak bazı iller iki kere şanssız olacak. Çünkü tarife zammı da kapıda. Geçen günlerde Kayseri’de zam yapıldı. Konutlarda yüzde 7’ye varan zam gerçekleşti. Kayseri’nin ardından Konya’da da yüzde 4’lük tarife zammı yapıldı. Şimdiye kadar 54 bölgede dağıtım şirketlerine verildi. Süreler peyderpey doluyor. Kayseri ve Konya’nın yanı sıra Kütahya, Erzurum, Gebze gibi birçok dağıtım bölgesinde süre doldu. Sürelerin tamamen dolması 2016’yı bulacak.

Eylül ayının sonuna kadar zam için çalışma yapılacak. Çalışmayla BOTAŞ’ın yıl sonu zararının tamamen mi kapatılacağı yoksa yarı yarıya mı indirileceği konusundaki alternatif hesaplamalar yapılacak. BOTAŞ’ın tamamen zararının kapatılması için yaklaşık yüzde 30 zam ihtiyacı bulunuyor. Ancak yapılacak zam oranının bu kadar yüksekolmasını kimse beklemiyor. BOTAŞ’ın zararının belli bir seviyede tutulması için zam oranının hangi oranda yapılması gerektiği konusunda çalışma yapılacak. Çalışma Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’a sunulacak ve kararı Erdoğan verecek.

Hangi iller şanssız Bu zammın dışında bir de bazı illerde tarife zammı yapılması gerekiyor. İlk zam Kayseri’de yapılmıştı, şimdi de Konya’da yapıldı. 2003’te birçok bölgede gaz dağıtımı sıfıra yakın kârla özel şirketlere dağıtıldı. Bu şirketlere 8 yıl boyunca zam yapmama şartı getirildi ki bu süre dolmaya başladı. Kayseri’de gaza ağustos başı itibariyle yüzde 7 zam yapıldı. Konya’dan sonra sırada Kütahya, Çorlu, Erzurum, Gebze, İnegöl, Çatalca, Çorum, Balıkesir , Sivas, Aksaray, Samsun var.



Türkiye’nin Otomotiv Sektörü Almanya‘da buluşuyor


Dünyanın en büyük Otomotiv yedek parça ve oto aksesuarları fuarı Automechanika Frankfurt, 11 – 16 Eylül arasında Frankfurt’ta gerçekleştirilecek.

Messe Frankfurt, 1971 yılından beri otomotiv sektörü için uluslararası fuar ağını birleştirmeye devam ediyor. İki yılda bir Frankfurt’ta düzenlenen ve otomobil yedek parça sektörünün nabzının tutan Automechanika Frankfurt, bu yıl 11-16 Eylül 2012 tarihleri arasında Frankfurt’ta gerçekleştirilecek. Uluslararası platformda Otomotiv Yedek Parçaları, Sistemler, Elektronik Parçaları, Onarım ve Bakım Ürünleri, Aksesuarlar, Araba Yıkama ve İstasyon dolum ekipmanları ve otomobiller için her türlü detay fuarda bulunacak. Automechanika Frankfurt, büyüklüğü ve uluslararası boyutu bakımından sektörün en büyük ticari fuarı.

Automechanika Frankfurt’a Türkiye’den olan ilgi hem katılımcı firma hem de ziyaretçi bakımından oldukça yüksek. Automechanika Frankfurt’a bu sene Türkiye’den 244 firma katılacak. Fuara ayrıca her yıl olduğu gibi Türkiye’den yaklaşık 3 bin ziyaretçinin katılması bekleniyor.

Geçtiğimiz yıl 305 bin metre kare alanda 181 ülkeden 155 bin ziyaretçiyi ağırlayarak uluslararası katılımda Messe Frankfurt fuarları tarihinde bir rekora imza atan Automechanika Frankfurt fuarında 76 ülkeden 4 bin 400 katılımcı firma da ürün ve hizmetlerini sergilemişti. Fuarın uluslararası çapta ziyaret edilme oranı yüzde 56 idi. Fuarın bu yıl da büyük ilgi görmesi bekleniyor.

Yeni mobilite şekilleri ve kavramları günümüzün en sıcak gündemlerinden biri. Artık sadece araçlara odaklanmak yeterli değil. Otomotiv endüstrisi büyük bir değişim içerisinde. Sektörle ilgisi yokmuş gibi görünen birçok alan da bu yıl çerçeveye dahil olacak.

11-16 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Automechanika Frankfurt fuarında geleceğin mobilitesi uluslararası boyutta kapsanacak. Otomobile katma değer katan tüm konular fuarda yer alacak. Bu kapsamda birçok katılımcı firma orijinal ekipman, sistemlerin yenilenme ve modernizasyonu, otomobil ve şarj aksesuarları, atık yönetimi, geri dönüşüm gibi alanlarda yenilikçi çözümlerini sergileyecek. Pil üreticileri, güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji alanında hizmet veren firmalar, geleceğin otomotiv mekaniklerini eğitecek üniversite ve eğitim merkezleri de fuarda bulunacak.

Her fuarda düzenlenen ve önemli uluslar arası konuşmacıları ile otomotiv sektörünün önemli konferanslarından biri olan Automechanika Akademi, bu yıl da sektöre ışık tutacak. Automechanika Akademi’nin yanı sıra öne çıkacak bir başka etkinlik Emisyon azatlımı, enerji ve materyal verimliliği yönünden öne çıkan ürünler bir kez daha çevre dostu bölüm olan “Green Directory” alanında bulunabilecek. Fuar kapsamında ayrıca önemli ödüller dağıtılacak.







8 Eylül 2012 Cumartesi

Maliye Bakanlığı'ndan haksız tahsilat ödemesi



Maliye Bakanlığı, mükelleften haksız yapılan tahsilatı faiziyle ödeyecek.
Maliye Bakanlığı'nın konuya ilişkin 418 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tebliğe göre, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergi, resim ve harçlar, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununa göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte red ve iade edilecek.

Yersiz tahsilatın mükellefin hatasından kaynaklanması halinde faiz, mükellefin talep tarihinden iade tarihine kadar hesaplanırken, yersiz tahsilatın idareden kaynaklanması durumunda ise tahsil tarihinden mükellefe ödeme tarihine kadar faiz hesaplanacak.

Mükellef söz konusu ödemeler için bir dilekçe ile idareye başvuruda bulunacak.

Örneğin, mükellef daha evvel vermiş olduğu gayrimenkul sermaye iradına ilişkin gelir vergisi beyannamesinde beyan ettiği vergiyi ödemiş ve bilahare vergi hatası sebebiyle fazla vergi beyan ettiği gerekçesiyle düzeltme beyannamesi verip durumu açıklayan yazılı izahata, ilgili vergi dairesine vereceği dilekçede yer vererek ödediği verginin iadesini talep etmişse, düzeltme talebinin kabul edilmesi halinde, mükellefe iade edilecek vergi için vergi dairesine müracaat tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar faiz hesaplanacak.

Vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin (örneğin katma değer vergisi) iadesinde ise 6322 sayılı Kanunla herhangi bir değişiklik yapılmadığından uygulamaya aynı şekilde devam edilecek.

Sağlık hizmeti sunucularının SGK'ya ödedikleri faturalar

Öte yandan tebliğ ile yapılan bir diğer düzenlemeyle sağlık sektöründe faaliyet gösteren veya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşme/protokol imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile optisyenlik müesseselerinin çalışanları, emekliler ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilere verdikleri sağlık hizmetleri nedeniyle SGK'ya ay sonunda tek bir fatura düzenleyebilecek.

Amortisman listesine yeni eklenen iktisadi kıymetler
Tebliğ ile Vergi Usul Kanunu tebliğleri ile belirlenen Amortismana tabi iktisadi kıymetlere yenileri eklendi. Yeni eklenen kıymetler ve faydalı ömür süreleri şöyle belirlendi:
''Teşhis ve tedavi cihazları (5 yıl), hasta simülasyon cihazı (5 yıl), optik çerçeve ve camlardan deneme numunesi gözlükler (3 yıl), diğer sınıflarda sayılmayan demirbaşlar (5 yıl), enerji üretim/çevrim gemileri, enerji üretim/çevrim deniz aracı (15 yıl), balık nakliye gemisi (10 yıl), kazık çakma makinası (8 yıl), merdiven aracı, merdiven çekilir (15 yıl), konveyör aracı, konveyör (15 yıl), apron otobüsü (5 yıl), buz çözme aracı, foseptik aracı, su ikmal aracı, hasta nakil aracı, loader, air starter aracı, bakım platformu (7 yıl), foseptik tankı, su ikmal tankı (15 yıl), towbar, towbarless, uçak traktörü (5 yıl), air starter çekilir (6 yıl), yayın ve anons sistemi, saat sistemi (10 yıl), bagaj konjeyör sistemi (15 yıl), uçak yanaştırma sistemi (20 yıl), uçak park alanı ekipmanı (10 yıl), yangın alarm ve güvenlik sistemi (15 yıl), dahili telefon sistemi (10 yıl), enerji otomasyon sistemi (10 yıl)''

Kullanıldıkları süreç gereği faydalı ömürleri bir yıldan fazla olmayan bakır ve bakır alaşımlarından ekstrüzyon ve soğuk çekme kalıpları amortismana tabi iktisadi kıymet olarak kabul edilmedi.

"Seçim ekonomisi uygulamayacağız"



Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 bütçesini ve orta vadeli programı seçimle bağlantılı olarak yapmadıklarını belirterek, ''Seçimlerin iş alemine, ekonomiye yansımasını minimum seviyede tutmamız lazım. Seçim ekonomisi uygulamayacağız. Türkiye'nin uzun vadeli geleceğine yatırım yapıyoruz. Başbakanımızın söylediği gibi, popülizm tuzağına düşmeyeceğiz''
dedi.

Bakan Şimşek, Ritz Carlton Otel'de düzenlenen Türkiye İş adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) yönetim kurulu toplantısına katıldı.

Toplantı sonrası basına bilgi veren Bakan Şimşek, reel sektör aktörleriyle, işi sahada yapan iş adamlarıyla bir araya gelip, birinci elden gözlemlerini dinlemenin kendileri için çok önemli olduğunu kaydetti.
''Biz kendilerine çok önem veriyoruz. TUSKON, Türkiye'nin dünyaya açılmasında, yatırımların gelişmesine öcü olmuş bir STK'dır, çalışmalarını yakından takip ediyoruz'' diyen Şimşek, toplantı vesilesiyle ekonomik gidişat konusunda işadamlarını bilgilendirdiklerini dinlediklerini ve bilgilendirdiklerini söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sanayici ve tüccara yeni dönemde ilave vergilerin konulmayacağı müjdesini verdi. Mehmet Şimşek, vergi zamları ile ilgili bir gündemlerinin de olmadığını bildirdi.

Şimşek, yeni dönemde ticarette ilave bir vergi uygulamasına gidilmeyeceğini açıkladı.
Şimşek, ''Bizim attığımız adımların, reformların anlatılması konusunda bizim için de fırsat oldu. Sahada bu işi yapan kardeşlerimizle diyalog çok önemli. Politikaları oluşturma anlamında çok faydalı oldu. Gündeme gelen bütün hususları inceliyoruz. Sektörden ilgili arkadaşlarla da paylaşıyoruz'' diye konuştu.
''Bütçe açığının beklenin üzerinde çıkabileceğini söylemiştiniz. elektrik ve doğalgaza bir zam var mı?'' sorusuna ise Şimşek, ''Şu anda 2013-2015 Orta Vadeli Program, Orta Vadeli Mali Plan ve 2013 Bütçesi üzerindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son bir hafta bu konuda epey açıklamada bulunduk. Ona ilave söyleyecek bir şey yok'' şeklinde cevapladı.
Şimşek, bütçeye ilişkin bir soru üzerine ise şunları söyledi:
''Ülkemizin altyapısının geliştirilmesine çok öncelik verdik. Karayolları ve havayollarında son 10 yılda Türkiye inanılmaz bir mesafe katetti. 30 milyara yakın yatırım yapıldı devlet eliyle. İnsana, alt yapıya ve Ar-Ge'ye yapılan yatırımları önemsiyoruz. Bu yatırımlara kaynak ayırmaya devam edeceğiz.
Bunları yaparken ülkenin imkanlarını mümkün olduğunca gözetmemiz lazım. Özel sektör dinamizminden yararlanmamız lazım. Biz şuanda 2013 Bütçesini ve Orta Vadeli Programı seçimle bağlantılı olarak yapmıyoruz. Çünkü neredeyse her yıl seçim olmuş. Dolayısıyla seçimlerin iş alemine, ekonomiye yansımasını minimum seviyede tutmamız lazım. Seçim ekonomisi uygulamayacağız. Çünkü bu tür yakalaşımlar geçmişte Türkiye'ye çok faydalı olmadı.

AK Parti hükümetlerinden önce çok sıklıkla seçim yapılıyordu. Seçim ekonomisinin zararını bu ülke çok yaşadı. Bu dönemin seçim ekonomisi ile heba edilmesi bizim gündemimizde değil. O konuda hassasız. Geçmişte de bir irade koyduk. Kafalarda bir tereddütün oluşmaması lazım.
Seçimin bütçemize yansıması sadece siyasi partilere yapılacak yardımla ilgilidir. 400 milyar civarında bir bütçenin 140 milyon lirasından bahsediyorsunuz, çok küçük bir rakam yani. O, kanunun bir emri, yani seçim yardımı... Esas olan seçim ekonomisi konusundaki tavrımızdır. Türkiye'nin uzun vadeli geleceğine yatırım yapıyoruz. Başbakanımızın söylediği gibi, popülizm tuzağına düşmeyeceğiz.''
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Mali disiplin olursa ülkemizin kaynakları milletimize hizmet olarak gider. Mali disiplinde eğer zemin kaybedersek, geçmişte olduğu gibi milletten topladığımız faize gider'' dedi.

Bakan Şimşek, Ritz Carlton Otel'de düzenlenen Türkiye İş adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) yönetim kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, vergi arttırımına ilişkin sorusu üzerine Şimşek, bütçede bir açık hedefinin bulunduğunu, son iki yıla bakıldığında açık hedeflerini tutturmakla kalmayıp, Türkiye'nin alt yapısına ve eğitimine ilave kaynaklar aktardıklarını kaydetti.

Şimşek, hedeflenen açığın neredeyse yarısı düzeyindeki sonuçla söz konusu yılların kapandığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu sene gerek büyümenin kompozisyonu gerekse diğer bir takım faktörlerden ötürü 'açık öngörülen hedefin üzerinde olacak' dedim. Tabii ki oturup mali disiplini korumaya yönelik bir tedbir çabamız söz konusu, ama bunu hemen şu ya da bu şekilde değerlendirmek de her zaman doğru sonuçlar vermeyebilir.
Biz çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ekonominin içinden geçtiği konjonktürü tabii ki dikkate alıyoruz. İş aleminin rekabet gücü, Türkiye'nin rekabet gücü bizim açımızdan çok önemli. En son 2-3 gün önce Dünya Ekonomik Forumu, rekabet gücü sıralamasını ülkeler için açıkladı. Türkiye, rekabet gücünü en fazla arttıran ikinci ülke olmuş. 16 basamak yukarı çıkmıştır. Biz bunu önemsiyoruz.''

''Mali disiplin de rekabet gücünün artırılması kadar önemli''

İş ortamının iyileştirilmesine ve rekabet gücünün artmasına önem verdiklerini anlatan Şimşek, ''Ama mali disiplin de bir o kadar önemli. Mali disiplin olursa ülkemizin kaynakları milletimize hizmet olarak gider. Mali disiplinde eğer zemin kaybedersek, geçmişte olduğu gibi milletten topladığımız faize gider. 2002 yılında 100 liralık vergi gelirinin 86 lirası faize gidiyordu. Çok şükür bizim çabalarımızla 2011 yılında 100 liralık vergi gelirinin 84 lirası hizmete gidiyor. Faizi biz epey aşağı çektik. Bu kazanımların korunması hepimizin lehinedir'' diye konuştu.

''AB'nin son adımı oldukça radikal bir adım''

Şimşek, dünya ekonomisinin küresel kriz sonrası dönemde büyüme açısından sürekli bir şekilde potansiyelinin altında bir patikada gittiğini dile getirerek, ''Bir istihdam yaratamadı. Hele Avro Bölgesi, çok ciddi bir kriz içinde. Bu sene Avrupa'da büyük bir daralma söz konusu. Avrupa ekonomisi bırakın büyümeyi, şu anda küçülmede, işsizliğin bırakın azalması, işsizlik oranları yükseliyor. Avrupa Birliği, maalesef bu sıkıntıları aşmak için zamanında hareket etmedi. Güçlü siyasi irade ortaya konulmadı. Sorunlar büyüdü'' değerlendirmesini yaptı.

Avrupa Birliği'nin attığı son adımın oldukça radikal bir adım olduğunu ifade eden Şimşek, ''Daha önce haritası çizilmemiş alanlara geçilmesi gibi bir şey ama önemli. Ümit ediyorum ki, güvenin sağlanmasına, piyasaların yeniden işlemesine ve Avrupa'daki ekonominin canlanmasına katkıda bulunur'' temensisinde bulundu.

''Avro Bölgesi'nin ekonomisinin sağlığı bizim için çok önemli''

''Avrupa bizim için çok önemli bir pazar'' diyen Şimşek, pazar çeşitlemesi yapmasına ve özellikle iş adamları sayesinde Afrika ve Orta Doğu'da büyük başarılara ulaşmasına rağmen AB'nin Türkiye için önemli bir bölge olduğunu vurguladı.
Şimşek, ''Avro Bölgesi'nin ekonomisinin sağlığı bizim için çok önemli. ABD'de üçüncü fasıl parasal genişleme gündemdeydi. O anlamda büyük bir sürpriz yaşanmaz. Bütün bu adımlar sayesinde dünya ekonomisi bir miktar güçlenirse, tabii ki bize de olumlu yansımaları olur. Özellikle AB'nin tekrar büyümeye başlaması, iç talebin canlanması kritik öneme sahip. Yatırımlar, finansman ve ihracat kanalı çok önemli. Yakından takip ediyoruz. Ümit ediyorum ki uzun süredir seyreden güven bunalımı, yerini tekrar kararlı doğru politikalara bırakır. Avrupa'nın reforma ihtiyacı var. Biz nasıl reform yaptıksak, Avrupa'nın da evini düzene koymasına büyük ihtiyaç var'' diye konuştu.

''Suriye'de devlet devlet olmaktan çıkmış, terör mekanizmasına dönüşmüştür''

Şimşek, başka bir soru üzerine ise, ''Biz Dünya Ticaret Örgütü'nün bir üyesiyiz ve dünya ticareti için çok açık ve net kurallar var. İhracatın desteklenmesi, ithalatın sıfırlanması bu kurallar çerçevesinde oluyor. İlgili bakanlık haksız rekabet söz konusuysa geçici tedbirler alabiliyor. Onun dışında gündemimizde bir husus yok'' dedi.

Bakan Şimşek, Suriye'ye ilişkin soruya da şu karşılığı verdi:
''Suriye'de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Devlet devlet olmaktan çıkmış terör mekanizması haline dönüşmüştür. Orada da huzurun oluşması bizim en büyük dileğimizdir. Suriye, bizim için sıradan bir ülke değil. Tabii ki ister istemez Suriye'deki krizin ülkeye ve bölgeye yansımaları oluyor. Doğrudan etkisi ortada. Mülteci kardeşlerimiz için harcanan para ortada. Dolaylı etki de önemli. Bu jeopolitik risklerin özellikle İran ile ilgili boyutu, bölgeyle ilgili boyutu ortaya çıkınca emtia ve enerji fiyatlarını vurabiliyor. Esas önemli etki dolaylı etki.''

Şimşek, vergi barışına ilişkin soruyu da, ''6111 sayılı yasanın uygulanması devam ediyor. Bununla ilgili yeni bir şey söz konusu değil'' diyerek yanıtladı.

TELEFONLA RANDEVU KAÇ PARA


T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği



ANKARA/08.09.2012


BASIN AÇIKLAMASI

Son günlerde medyamızda “Randevu araması için 4 TL ücret alınıyor” "Paralı Randevu Hukuka Aykırı" gibi başlıklarla yer alan haberlerle ilgili Bakanlığımız tarafından yapılan açıklamaya rağmen benzer ifadeleri içeren haberlerin devam etmesi üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür:

ALO 182 çağrı merkezimizde yapılan tüm işlemler dijital ortamda kayıt ve muhafaza edilmekte, en detaylı şekilde çağrı istatistikleri çıkartılmaktadır. Buna göre başlangıcından bugüne kadar ALO 182 hattına gelen çağrıların ortalama konuşma süreleri 160 saniye ( 2 dakika 40 saniye) olarak gerçekleşmiştir. Bu süre, milyonlarca çağrının ortalaması olarak hesaplanmıştır.

ALO 182 çağrı merkezimizde bir ya da daha fazla randevu almak, randevu değişikliği yapmak, randevu iptal etmek veya aynı aramada bunlardan birkaçını birden gerçekleştirmek mümkündür. Tek bir randevu almak için arayan ve doktor seçimi yapmadan randevu alanlar için görüşme 1 dakikada sonlanabilirken, doktoru ve hastaneyi seçmek veya aynı anda birden fazla işlem yaptırmak isteyenler için görüşme süreleri 7-8 dakikaya uzayabilmektedir.

Aşağıdaki tabloda da belirtildiği üzere, vatandaşımızın seçtiği operatör ve tarife paketine dayalı olarak da farklı ücretler ortaya çıkabilmektedir.
Sağlık Bakanlığı ALO 182 Merkezi Randevu Hattının telefon görüşme ücretleri, operatörlere göre aşağıdaki gibidir:

OPERATÖR
ARAMA SÜRESİ(DK./SN.)
ÜCRETLENDİRME
FATURALI HAT
FATURASIZ HAT
AVEA
60 SN.
40 KR.
40 KR.
VODAFONE
60 SN.
50 KR.
50 KR.
TURKCELL
60 SN.
40 KR.
80 KR.
Türk Telekom sabit hatlarından aramanın ücreti, tarife paketine göre 7 ila 15 kuruş arasında değişmektedir.



Kuruluşundan itibaren MHRS den alınan randevuların dağılımı ve yukarıdaki tabloya göre ücretlendirme rakamları aşağıdadır:

Alınan toplam randevu sayısı : 37.404.329
İnternet üzerinden alınan randevu sayısı : 11.692.347 – ücretsiz
Telefon ile alınan randevu sayısı : 25.711.982 (GSM + sabit hatlar toplamı)
Görüşme ücreti (süresi değil) 1 TL’nin altında olanlar : 16.141.590 - %62,7
Görüşme ücreti (süresi değil) 1-2 TL arasında olanlar : 8.636.412 - %33,5
Görüşme ücreti (süresi değil) 2 TL’nin üzerinde olanlar : 933.980 - %3.8

Yukarıdaki rakamlardan da açıkça anlaşılacağı üzere haberlerde, “randevu araması için 4 TL ücret alınıyor” şeklinde yer alan ifadeler gerçeklerle kesinlikle bağdaşmamaktadır.

Ayrıca Bakanlığımızın bir ücret aldığı izlenimini veren bu tür haberler özellikle bu projeden yaralanan vatandaşlarımız başta olmak üzere kamuoyumuzu yanlış yönlendirici niteliktedir ve hakkaniyetle de bağdaşmamaktadır.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Organik Gıda Efsanesi Yıkıldı

Organik gıdalarla normal gıdaların besin değerleri birbirine yakın çıktı.

Daha sağlıklı olduğu düşüncesiyle tüketilen organik gıdalarla ilgili araştırma, sağlık dünyasında tartışma yarattı.

ABD'deki Stanford Üniversitesi'nin araştırmasına göre, organik gıdalar ile normal gıdalar arasında besin ve vitamin değerleri bakımından çok önemli bir farka rastlanmadı.

Araştırmada, organik meyve, sebze, buğday, et, yumurta ve sütün de bulunduğu 200 ürün, organik olmayan emsalleriyle karşılaştırıldı.

Bilimadamları, meyve ve sebzelerde aynı oranda vitamin, sütte ise aynı oranda protein ve yağ saptadı.

Organik gıda tüketenler ile normal gıda tüketenleri kıyaslayan çalışmaları da inceleyen araştırmacılar, organik gıdayla beslenen grubun diğer gruptakilerden daha sağlıklı olmadığı sonucuna vardı.

Organik gıdaların öne çıkan faydası ise, normal gıdalara oranla yüzde 30 oranında daha az ilaç kalıntısı taşıyor olması.

Harvard Üniversitesi'nin Halk Sağlığı Bölümü ise araştırmaya temkinli yaklaşıyor. Üniversiteden yapılan açıklamada, organik ve normal gıdalar arasında sağlık açısından bir fark olmadığını söylemek için henüz erken olduğu belirtildi.

Açıklamada, gıda ürünlerindeki ilaç kalıntısının önemine dikkat çekildi.
Alışveriş yaparken, böcek ilacı kalıntısı içermeyen ürünlerin tercih edilmesi önerildi.

En kısa mesafe 152 lira olacak


İstanbul’da okul servisi ücretlerine yüzde 9 zam gündemde. İTO Servis Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Erol Uyanık, maliyetlerdeki artış nedeniyle yüzde 9’luk zam talebinde bulunduklarını söyledi

OKULLARIN açılmasına az bir süre kala, velileri ‘servis ücretlerine zam gelecek mi’ endişesi sardı. Geçtiğimiz yıl en kısa mesafe için aylık 140 TL ödeyen veliler, bu yıl, servisçilerin yüzde 9’luk zam talebi kabul edilirse 152 TL ödeyecek. İstanbul’da 15 bin okul servis aracının 17 eylülden itibaren yollarda olacağını belirten İstanbul Ticaret Odası (İTO) Servis Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı Erol Uyanık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Valiliği’ne yüzde 9’luk bir zam talebinde bulunduklarını söyledi. Geçen yıl ki maliyetlerle ayakta durmanın çok zor olduğunu belirten Uyanık, “Akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar ortada. Biz Ticaret Odası olarak maliyet hesaplarını yapıp, buna uygun bir zam talebinde bulunduk. Sektörün ayakta kalabilmesi için, zammın yapılması şart görünüyor. Zammın kabul edilmesi konusunda bize gelen net bir bilgi yok ama belediyenin onaylayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

4 milyon TL fark

İstanbul’da her gün 15 bin okul servisi aracı, yaklaşık 200 bin öğrenciyi okullarına getirip götürüyor. Geçen yılın fiyatlarına göre, bir öğrencinin ortalama servis ücreti masrafı aylık 230 TL’yi buluyor. Veliler bir okul döneminde, servislere yılda yaklaşık 46 milyon TL para harcarken, bu yıl rakam daha da artacak. Beklenen yüzde 9’luk zam kesinleşirse, İstanbullu velilerin servis harcamaları yılda 50 milyon TL’nin üzerine çıkacak. 2012-2013 eğitim öğretim yılı için ortalama yüzde 5 ila 12 arasında zam yapan özel okullardan sonra, servis ücretlerinin de artma ihtimali velileri endişelendiriyor. Ankara’da yeni okul dönemi için yüzde 7’lik zam yapılarak en yakın mesafe ücreti aylık 116 TL’ye çıkarken, İzmir’de ise zam oranı henüz netleşmedi. Uyanık, servis şirketlerinin en büyük problemlerinin araçlarını verimli kullanamamaları olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: “İstanbul’da işçi servisleri 6’da, ilk ve orta öğretim servislerinin 7’de, lise servislerinin 8’de yola çıkması sağlanmalı. Eğer trafik akışını 4’e bölebilirsek trafikte yüzde 30 rahatlama olur.”

Zam kararı 1 hafta içinde netleşecek

İSTANBUL Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası (İSAROD) Başkanı Hamza Öztürk ise, kendilerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yüzde 10’luk zam talebinde bulunduklarını söyledi. Öztürk, “Pazarlık sürecek ama buna yakın bir zam oranı çıkacaktır. İETT araçlarına, taksimetre ücretlerine zam yapılıyorsa, servis araçlarına da yapılmalı. 1 hafta içinde netleşir. Şu anda velilerden para alınmıyor. Veliler, ücret isteyen servisçilri dikkate almasın. Zam netleşince, ücretler netleşecek” dedi.

Yönetmelik değişti, borçlu sayısı patladı


Eren Güler / hurriyet.com.tr

Kredi kartı borçlarını ödemeyenlerin sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Ancak bu artışın en önemli nedeni Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun yeni uygulaması. BDDK'nın yıl içinde üç kere kredi kartı dönem borcunun yüzde 50'sinden azını ödeyenin kartlarını nakit çekimine kapatması, borçlu sayısının patlamasına neden oldu.
Merkez Bankası'nın açıkladığı rakamlara göre temmuz ayında kredi ve kredi kartını borç ödeyemeyenlerin sayısı haziran ayına göre yüzde 19.2 oranında artışla 145 bin 768 kişiye yükseldi.

Bu yükselişte en önemli pay ise kredi kartlarına ait. Ocak ayında 47 bin kişi seviyesinde olan kredi kartı borçlusu sayısı Nisan ayında 70 bine, Temmuz ayında ise 92 bine ulaştı. 2011 toplamında 301 bin kişi olan kredi kartlı borçlularının sayısı da 2012'nin henüz ilk yedi ayında 393 bin kişiyi geçti.

YENİ YÖNETMELİKLE BORÇLU SAYISI ARTTI

Kredi kartı borçlularında yaşanan bu patlamanın en önemli nedeni ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun "Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin" yönetmeliği.

17 Aralık 2010 tarihinde yayınlanan yönetmelikte kredi kartlarının asgari ödeme tutarı hesaplamasında kullanılan oranlar ile kredi kartında limit artışına ve nakit çekimine ilişkin uygulamalarda değişiklik yapıldı.

Bu yönetmeliğin kredi kartından nakit çekimi ile ilgili maddesi ise 17 Haziran 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde üç kez dönem borcunun yüzde 50’si ve altında ödeme yapılan kredi kartları nakit çekime kapatılıdı. Aynı zamanda bu durumda olan kredi kartı sahipleri limit artırımı da talep edemiyor.

Bankacıların verdiği bilgiye göre yönetmeliğin etkisiyle gerek karttan nakit çekimin kapatılması gerekse asgari ödeme oranlarının yükseltilmesi sonucunda kartlarından nakit çekerek diğer banka borçlarını devir ettiren müşteriler nakit sıkıntısına düştüler ve borçlarını devir ettiremez duruma geldiler.

BORCUNU ÇEVİREN 40-45 BİN KİŞİ

Bankacılar, gecikmeye düşen kart sayısı ve borç toplamlarında bu etkinin 2011 yılının son çeyreğinde hissedilmeye başlandığını, 2012 yılında ise etkinin arttığını belirtiyor. Borçlu duruma düşen kredi kartlarındaki artışa rağmen yeni uygulamanın borçları disiplin altına aldığını kaydeden bankacılar, "BDDK'nın politikaları etkisini gösterdi. Eskiden borçlar birbiri içerisinde devrederek kartopu gibi büyüyordu. Şimdi biraz daha kontrol altına alındı" diye konuştu.

Öte yandan takipteki kredi kartlarının genele oranı haziran sonu itibariyle yüzde 5.3 seviyesinde bulunuyor. Bu rakam geçen sene aynı dönemde yüzde 5.8 idi. Bankacılara göre bu oran kabul edilebilir bir oran ve herhangi bir alarm durmunu yansıtmıyor.

Ekonomist Uğur Gürses, Ocak'tan bu yana kredi kartı takibe düşenlerin sayısının 47 binden 92 bine yükseldiğine dikkat çekti. Gürses, bu yükselişin kredi kartı borcunu başka bankalardan nakit çekerek kapatanların sayısının 40-45 bin civarında olduğunu gösterdiğini kaydetti.

ASGARİ ÖDEME ORANLARI

Kredi kartında daha önce yüzde 20 olan asgari ödeme oranı geçtiğimiz yıl değiştirildi.

Buna göre kredi kartı limiti 5 bin liraya kadar olanlar için yüzde 20’lik asgari ödeme oranı, 1 Ocak-31 Aralık 2012 tarihleri arasında yüzde 22’ye yüksltildi. 1 Ocak 2013’ten itibaren ise yüzde 25’e yükselecek.

Kart limiti 5 bin ila 15 lira arasında olanlar için asgari ödeme tutarı yüzde 25 seviyesinde bulunuyor.

Kart limiti 15 ila 20 bin arasında olanların asgari ödeme tutarları yüzde 28. 1 Ocak 2013’ten sonra ise yüzde 30 olarak uygulanacak.

Kart limiti 20 binin üzerinde olanların asgari ödeme limitleri 1 Temmuz’dan itibaren yüzde 28'e yükseltildi. 1 Ocak 2013’ten itibaren yüzde 30, 1 Temmuz 2013’ten sonrası ise yüzde 35’e yükselecek.

4 Eylül 2012 Salı

İş Güvenliği Uzmanı Nasıl olunur?

(1) İş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarına katılmak isteyen adaylar yani mühendis, mimar veya teknik elemanlar(Teknik öğretmenler ile üniversitelerin fen veya fen-edebiyat fakültelerinin fizik veya kimya bölümleri veya iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları)
eğitim kurumlarına aşağıdaki belgeler ile başvururlar:
a) Başvuru yapılan eğitim kurumuna hitaben yazılan ve adayın hangi iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacağını belirten ve T.C. kimlik numarası ile iletişim bilgilerini içeren başvuru yazısı.
b) Adayın mühendis, mimar veya teknik eleman olduğunu gösteren diploma veya mezuniyet belgesi.
c) (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını gösteren belge.
ç) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitim programına katılacaklar için (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ve bu belgeyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını gösteren belge.
d) İş güvenliği uzmanlığı yenileme eğitimine katılacaklar için geçerli mevcut belge.
(2) Yukarıda belirtilen belgelerin aslı ile birlikte örneğinin getirilmesi halinde eğitim kurumları tarafından tasdiki yapılır. Başvuru sırasında gerçeğe aykırı belge ve beyanda bulunduğu tespit edilenlerin başvuruları reddedilir. Bu durumun sonradan tespiti halinde eğitim, sınav ve belgeleri geçersiz sayılır.
(3) Eğitim kurumları, başvuru esnasında adaylardan katılacakları programın gerektirdiği şartları karşıladığını gösteren belgeleri istemek ve bu belgeleri beş yıl süreyle her bir aday için açılan dosyada saklamak zorundadır. Bu konuda, Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı işlemlerden doğacak sorumluluk eğitim kurumuna aittir.
(4) Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı veya eşdeğer belge sahipleri, bu belgelerinin yeterliliklerini Bakanlığa onaylatmak kaydıyla eğitim kurumlarına başvuru yapabilirler.
(5) İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve eğitimleri Hakında Yönetmeliğinde belirtilen çalışma sürelerinin tespitinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, diploma veya mezuniyet belgelerinin doğruluğunun tespitinde Yüksek öğretim Kurulu kayıtları esas alınır.
Eğitim programları
(1) Eğitim kurumları eğitime başlayabilmek için; Bakanlıkça belirlenen müfredat esas alınarak hazırlanan ve eğitim verilecek konulara uygun eğiticilerin ve ikiden fazla olmamak üzere eğiticilerin yedeklerinin de yer aldığı teorik eğitim programını ve eğitime katılacakların listesini ilgili eğitimin başlangıç tarihinden en az on iş günü önce Bakanlığa yazılı ve elektronik ortamda bildirirler.
(2) Eğitim kurumları, pratik eğitimin yapılacağı işyerlerinin listesi ve eğitim tarihlerini Bakanlığa yazılı ve elektronik ortamda bildirirler.
(3) Eğitim kurumları, mücbir nedenlerle eğiticilerde değişiklik olması halinde eğitimin başlamasından önce Genel Müdürlüğe yazı, faks veya e-posta yoluyla bilgi verirler.
(4) Bakanlıkça onaylanmamış programlarla eğitime başlanamaz.
(5) Teorik ve uygulamalı dersler haftanın günlerine dengeli olarak dağıtılır. Adayların, teorik eğitimin %90’ına ve uygulamalı eğitimin tamamına katılımı zorunludur. Eğitim kurumlarınca, eğitimin sonunda adayların derslere devam durumunu gösteren çizelge düzenlenir.
(6) Eğitimlerde kullanılacak araç ve gereçler günün teknolojisine uygun olacaktır.
Eğitim ve Sınavlar
(1) Bakanlıkça belirlenecek eğitim programları teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşur. Eğitim süreleri, teorik kısmı 180 saatten, uygulama kısmı 40 saatten ve toplamda 220 saatten az olamaz. Teorik eğitimin en fazla yarısı uzaktan eğitim ile verilebilir. Uygulamalı eğitimler, iş güvenliği uzmanı bulunan bir işyerinde yapılır.
(2) İş güvenliği uzmanları, belgelerini aldıkları tarihten itibaren beş yıllık aralıklarla eğitim kurumları tarafından düzenlenecek yenileme eğitimine katılmak zorundadırlar. Bu eğitimin süresi otuz saatten az olamaz.
Eğitim katılım belgesi
(1) Eğitimi tamamlayan adaylara eğitim kurumları tarafından, örneğe uygun eğitim katılım belgesi düzenlenir. Bu belgeler, eğitimin tamamlanmasından itibaren en geç on gün içerisinde Bakanlığa gönderilir.
(2) Eğitim katılım belgesi Bakanlığa gönderilmeyen adaylar sınava katılamaz, yenileme eğitimine katılma zorunluluğu bulunanların ise vize işlemleri yapılmaz.
Sınavlar
(1) Eğitim programlarını tamamlayan adayların sınavları Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır.
(2) Girdiği ilk sınavda başarılı olamayan aday takip eden sınavlardan birine daha katılabilir. Ancak iki sınavda da başarılı olamayanlar yeniden eğitim programına katılmak zorundadırlar.
(3) Sınavlarda 100 puan üzerinden en az 70 puan alan adaylar başarılı sayılır, itirazlar sınavı düzenleyen kurum tarafından sonuçlandırılır.

Bu belgeyi alana 1.200 lira ek gelir!

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bu yıl sonu itibariyle uygulanmaya başlayacak.
Yıl sonu itibariyle kamu kurumlarında uygulanacak İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, bazı memurların bütçelerini artıracak. 1.200 liralık ek gelir söz konusu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın açmış olduğu "İş Sağlığı ve Güvenliği" eğitimlerine katılan memurlar kamu kurumlarında İş Sağlığı ve Güvenliği'nden de sorumlu olarak ek gelir kazanacaklar.

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Yasası bu yıl sonu itibariyle kamu kurumlarında başlayacak. İş güvenliği uzmanı olan memurlar fazladan 1.200 lira ek ödeme alacak. Bütün işverenleri, işyerlerini ve çalışanları kapsamına alan yeni iş sağlığı ve güvenliği yasası, kamu kurumlarını ve kamu çalışanlarını da yakından ilgilendiriyor.

Bugün gazetesinin haberine göre bu yasayla yeni bir iş fırsatı da ortaya çıkıyor.

BELGESİ OLAN YAŞADI
Bu yıl sonu itibariyle yasanın genel yükümlülükleri kamu işyerlerinde de başlayacak. İş sağlığı ve güvenliği personeli çalıştırma zorunluluğu ise 30 Haziran 2014 itibariyle başlıyor. Kamu kurumları, kendi bünyelerindeki mühendis, mimar ve teknik elemanları -belge sahibi olmaları şartıyla- iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirebilecek.Söz konusu personel, ihtiyaç olması halinde diğer kamu kurumlarına da benzer hizmeti verebilecek. İş güvenliği uzmanı olarak görev alan teknik personele, normal maaşının yanında ayda 1200 liraya kadar ek ödeme verilecek. İş güvenliği uzmanı olan teknik personel, esas görevinin yanında ayda 80 saate kadar iş güvenliği hizmetlerinde görev alabilecek.

ÖZEL SEKTÖRE DE ZORUNLU
İSG Yasası'yla birlikte, gerek kamuda gerekse özel sektörde, iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri çok daha aranır hale gelecekler. Zira daha önce 30 bin işyerinde görev alırlarken, şimdi 1 milyon 400 bin işyerinin onlara ihtiyacı olacak.