31 Aralık 2013 Salı

BAŞSAĞLIĞI!

bassagligi







Değerli Öbek Üyelerimiz,
31 Aralık 2013 Salı 08:57

Başkent Üniversitesi Hastanesinde tedavi görmekte olan AFCEA Türkiye Şubemizin kurucu üyesi, AFCEA üyemiz ve Global Teknik A.Ş. Genel Koordinatörü E.Müh.Kd.Alb. Sayın Yaşar KÖSE'yi bu akşam maalesef kaybettik. Merhum üyemize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına, dost ve arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. Hepimizin başı sağolsun. Merhum üyemizin cenaze töreni ile ilgili duyuru ayrıca sizlere iletilecektir. Saygılarımızla, AFCEA Türkiye Yönetim/Denetim Kurulu adına, İ.Bora BÜYÜKÖNER (E) Y.Müh.Kd.Alb. (MsCs) AFCEA International Yön.Krl.Üyesi ve AFCEA Türkiye Başkanı

27 Aralık 2013 Cuma

"BIRAKIN YARGI GÖREVİNİ YAPSIN"


Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan / 21.04.2009 Eğer bugün hâkimlerimiz, savcılarımız hiçbir baskı ve tehdide boyun eğmeden görevlerini yapabiliyorlarsa, güven verici bir gelişmedir. Bundan kim neden rahatsız olabilir? Bunu kim, neden engellemeye çalışabilir? Bakınız ortada son derece ağır, son derece vahim iddialar var. Anayasamıza, yasalarımıza göre suç teşkil eden ithamlar var. Bırakalım yargı işlesin, bırakalım hukuk işlesin. Bırakalım ak ile kara ortaya çıksın. Süreci bulandırarak, hâkimleri, savcıları tehdit ederek hiç kimse bir yere varamaz. Yukarıdaki sözler bizzat Başbakan Erdoğan’a ait… Kendi yaptıkları ne idi(bugüne kadar tüm yapılanlar şaibeli de )ben o ayrıntılara girmeden sadece yargıdaki yapılanları hatırlamamız açısından Ergenekon ve Balyoz gibi düzmece hukuk rezilliklerini hatırlatmak istiyorum. Yukarıdaki sözleri sarf eden RTE dün iddianame bile olmaksızın insanları içeriye aldırıyor,yıllarca süründürüyor ve iddianame hazırlatıp Hakim karşısına çıktıklarında da kendilerini savunamamaları için elinden geleni yapıyordu. Yine hatırlarsınız”Ben,ergenekon’un savcısıyım”diye haykırıyordu. Hani derler ya;Keser döner sap döner diye. İşte o günler geldi. “GELİR PAYLAŞIMI “esasına göre kurtukları Hükümette Cemaatle paylaşım krizi noktasına geldiler. Başbakan yine geçen hafta ne diyordu;Bu bir siyasi komplo’dur. Başbakan bazı kelimelerin anlamlarını da karıştırmaya başladı. Bu yaşananlar “Komplo”değil düpe düz “İfşa”dır… Geçenlerde başka bir yerde yazmıştım;İnsanın en zayıf olduğu an kendisini en güçlü olduğunu sandığı andır. 11 yıldır devamlı konuşuyoruz,yazıyoruz,haykırıyoruz,sonuçta o kadar fütursuz işler yapmaya başladılar ki gizlemeye-saklamaya bile gerek duymadılar. Şimdi,artık bünye bunu kabul etmiyor ve kusmaya başladı. Başbakan yargıyı ne kadar engellemeye çalışırsa çalışsın geri dönüş olmayacak. Çünkü,dünyanın pek çok ülkesinde İktidarla ilgili yolsuzluklar ve tarihe geçen usulsüzlükler olmuştur ama bu bir veya birkaç kişi eliyle olmuştur. Yakın tarihte Berlusconni’yi hatırlayın İtalya da yapmadığı rezillik kalmamıştı ama tek başına yapmıştı,Sarkozy ve benzerleri de buna örnektir. Ama yıllardır hep söylüyorum AKP bir Şer İttifakı’dır. Ve,kurucusundan çaycısına kadar herkes bir gün yargı önünde hesap verecektir. Sorun bu ülkeyi bu kadar yıkıma sürükleyen bir partinin yerine kim veya hangi parti gelecek ve ülkeyi her nokta da iç ve dış sıkıntılarda kim merhem olacaktır. CHP mi?yoksa AKP bastonu MHP mi?Yeni bir koalisyon mu? Sorun budur.Ülkenin şimdiden 2014 ve 2015 yılları kararmıştır. Yarın AKP için canını verenler bile Tayyip’in içeri atılmasını hatta idamını isteyeceklerdir. Onlara ne olduğu veya olacağı beni hiç ilgilendirmiyor. Ben,ülkemin ve ailemin geleceğini merak ediyorum.




http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/birakin-yargi-gorevini-yapsin/96.html

25 Aralık 2013 Çarşamba

FUTURE 2045


Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com



Sizlere Rusların 2045 yılını hedef aldıklar ve Putin tarafından da desteklenen 2045 projesinden bahsetmek istiyorum. Bu tamamiyle gerçekleştirilecek bir proje,çünkü,ekip ve bütçe sıkıntısı olmadığı gibi mevcut Hükümet ve de ötesinde Başbakan tarafından destekleniyor. Bu öyle bir proje ki hayatı tamamiyle sibernetik hale getirmek mümkün olabilecek. Hatta,ipin ucu kaçarsa Matrix-Terminator arası bir yaşam mümkün olabilecek. Bu Rusya’nın hala en büyük güç olduğunun ve gelecek yüzyılı da planladığının bir göstergesi olacak. Peki,nedir bu Future 2045? Aslında hakkında günlerce konuşmak mümkün ama kısaca sizin için kendi ifadeleri ile özetlemeye çalıştım. Bu sadece teknoloji,sadece silah sektörü olarak değerlendirmek sığlık olur. Bu,insanlık tarihinin geçireceği en büyük evrim’dir. Bizler,yani 50 yaş ve üzeri olanlar algıladığımız,dünü-bugünü ve yarını yaşamaya çalışan son nesiliz. Arkadan,dün ile ilgilenmeyen ve bizden farklı düşünen Millenials(Y Kuşağı) ve onları da geçecek olan Screenagers diyebileceğimiz çok farklı kuşaklar yetişiyor. Bu nokta da bizim algılamakta zorlanacağımız bu Rus projesi bizden sonraki nesiller için bir yaşam biçimi olacaktır. BİLİMKURGU FİLMLERİ ARTIK GERÇEK OLACAK! Şimdi projeye ana hatları ile bir göz gezdirelim; Robotik, yapay organ ve sistemlerin alanında önde gelen Rus uzmanların katılımı ile Şubat 2011 yılında Rus girişimci Dmitry İtskov tarafından kuruldu. Ana hedefleri 2045 Girişimi : küresel medeniyetin zorlukları karşılayan insanlığın gelişimi için yeni bir stratejinin oluşturulması ve gerçekleştirilmesi; insanlığın manevi aydınlanmayı teşvik optimum koşulların yaratılması ve buna dayalı yeni bir fütüristik gerçekliğin gerçekleşme ilkeleri: Yüksek maneviyat, yüksek kültür, yüksek ahlak, yüksek bilim ve yüksek teknolojileri. Ana bilim mega proje 2045 Girişimi ölümsüzlük noktasına da dahil olmak üzere daha gelişmiş bir biyolojik olmayan taşıyıcı bir bireyin kişiliğinin transferi, ve uzayan yaşam, sağlayan teknolojileri yaratmayı amaçlamaktadır. Tarihinin en büyük ölçekli dönüşümü, yeni bir strateji gerektirir. Biz , bu projenin dünya da yaşam ve insanlığın sürekli varlığını tehdit eden mevcut krizlerin üstesinden gelmek için gerekli olduğuna inanıyoruz. 2045 Girişimi , biz insanlığın gelişimi için yeni bir stratejiyi gerçekleştirmek için umut, ve bunu yaparken de üretken ve tatmin edici bir gelecek yaratmak istiyoruz. "2045" ekibi önde gelen bilim adamları yapay bir taşıyıcıya kişinin bireysel bilinç aktarılması amacı ile canlı sistemlerinin modellenmesi , beyin ve bilinç modelleme, antropomorfik robotik alanlarında araştırma ve geliştirme konusunda uluslararası bir araştırma merkezi oluşturma yönünde çalışıyor ve sibernetik ölümsüzlük elde edebilmek için çalışıyoruz. Bu yıl "Global Gelecek 2045" tarafından düzenlenen Girişimi sibernetik ölümsüzlük yanı sıra küresel toplum, siyaset ve geleceğin ekonomileri üzerindeki bu tür teknolojilerin olası etkilerini teknolojilere dayanan insanoğlunun evrimsel stratejisini tartışmak için bir platform oluşturduk. Rus Bilimadamları hazırladıkları proje de yıllara göre bu çalışmaları yürüteceklerdir; Toplum için "2045" Girişiminin geleceği 2015-2020 Uygun android "avatarları" ortaya çıkması ve yaygın kullanımı bir "beyin-bilgisayar" arayüzü ile kontrol. Ilgili teknolojiler "avatarlar ile birleştiğinde 'insanlara yeni bir dizi özellik verecektir:, tehlikeli ortamlarda çalışmak kurtarma işlemleri, olumsuz koşullarda seyahat vb yeteneği Avatar bileşenler vererek kısmen veya tamamen özürlü hastaların rehabilitasyonu için tıpta kullanılır olacak. Onlar protez uzuvlar veya kayıp duyuları tedavi edilerek iyileştirilecek. 2020-2025 Bir robot bağlantılı insan beyni için özerk bir yaşam-destek sistemi, 'avatar' Yaratılış bedeni tamamen yıpranmış veya geri dönüşümsüz hasar görmüş insanları kurtaracak. Sağlam bir beyin ile her hasta tam olarak işleyen bir bedensel hayata dönmesi mümkün olacak. Bu tür teknolojiler büyük ölçüde melez biyo-elektronik cihazların olasılığını artıracak ve böylece yeni bir BT devrim yaratmak olasılığı ile elektronik ve biyolojik sistemlerin her türlü şekilde yapılması mümkün olacaktır. 2030-2035 Yapay bir taşıyıcı üzerine bireysel bilinci aktarmak için araçlarının sonraki gelişimi ile beyin ve insan bilincinin bir bilgisayar modelinin oluşturulması. Bu gelişme derinden dünya değişecek, bu, herkesin sibernetik ölümsüzlük imkanı verecek değil, aynı zamanda bir dost yapay zeka yaratacak, insan yeteneklerini genişletmek ve birden çok kez geri yüklemek veya kendi beyin değiştirmek için sıradan insanlar için fırsatlar sağlar. Bu aşamada nihai sonuç tamamen insanlık için, insan ve teknik umutları değişecek insan doğası anlayışı gerçek bir devrim olabilir. 2045 Madde-bağımsız zihinler kapasiteleri çok sıradan insanlardan aşan yeni organları alacaksınız .İnsanlık için yeni bir dönem gelecek! Değişiklikler insan faaliyetinin tüm alanlarında meydana gelecek - enerji üretimi, ulaşım, siyaset, tıp, psikoloji, fen bilimleri ve. Bugün Nanorobots oluşan organları, uygun fiyatlı ve herhangi bir biçimde alınarak yeteneğine sahip olacak ne zaman bir geleceği hayal etmek zor. Bu kontrollü madde içeren vücut hologramlar hayal etmek de zordur. Bir şey açıktır: insanlık, tarihinde ilk kez, tamamen yönetilen bir evrimsel geçiş yapmak ve sonunda yeni bir tür oluşturmak. Dahası, dış uzaya büyük çaplı bir genişleme için bir önkoşul de oluşturulur. Gelecekte projenin ana unsurları • Uluslararası sosyal hareket • sosyal ağ immortal.me yardım vakfı "Global Gelecek 2045" (Vakıf 2045) • • bilimsel araştırma merkezi "Ölümsüzlük" • iş kuluçka • "Ölümsüzlük" Üniversitesi • projesinin gerçekleştirilmesine katkı için yıllık ödül "Ölümsüzlük". Görüleceği üzere insan her zaman olduğu gibi yine “TANRI”yı oynamaya çalışıyor. İnsanlık adına başlanılan her proje bir süre sonra yıkımı da beraberinde getirmektedir. Şu an proje tamamiyle masumane görünmekle birlikte ilerde insan eliyle yaratılan bir “KIYAMETTE”olabilir. Saygılarımla Muzaffer DÖNMEZ

23 Aralık 2013 Pazartesi

Kur’an’ın deyimiyle; ‘Kötülük Toplumu’.

Barabbas, İncil’de yer alan figürlerden biridir. Katil ve zalim bir haydut olduğu için, Romalıların Yahudiye Valisi Pontius Pilatus (ölm. 36) tarafından zindana atılmış, sonra da halkın isteğiyle affedilmiştir. Barabbas’ın zindan arkadaşı Hz. İsa idi. Romalıların yerleşik geleneklerine göre; Fısıh bayramlarında, valiler zindandaki mahkûmlardan halkın istediği birini affederlerdi. Geleneksel dinlerine zarar verdiği için, İsa’yı düşman bilen dinci propagandistler, oylarını İsa değil, Barabbas lehine kullanmaları için halkı kandırdılar (YD: her yerde, her zaman olduğu gibi). Ve halk, Pliatus’tan İsa’yı değil, Barabbas’ı affetmesini istedi. Pilatus da isteğe uygun olarak Barabbas’ı serbest bıraktı. Yani halk; ışığın, aydınlığın, hak ve adaletin öncüsü İsa Peygamber’i değil, cinayet ve ırza tecavüzün temsilcisi Barabbas’ı tercih etti. ..... Sonuçta, halkın isteğiyle haydut Barabbas serbest bırakıldı, Hz. İsa çarmıha gerildi. Zalimleri yaratan sürüleşmiş halk yığınları, büyük zalim zağarların yedikleri haramlardan birer kırıntı kapabiliriz diye, onlara destek veren fino köpeklere benzerler. Zavallı finolar, önlerine atılan kırıntılar karşılığında, kendilerinin ve çocuklarının yarınlarını mahvettiklerini bir türlü anlamak istemezler. Anlatmak isteyenlere de düşman kesilirler. ............ Bu Kur’ansal beyyine bize şu ölümsüz hakikatlerin altını çizme imkânı veriyor: 1. İnsanoğlu, temizlik ve dürüstlüğüyle seçkinleşen kadrolardan rahatsız olabiliyor, onlara düşman kesilebiliyor, onları sırf bu nitelikleri yüzünden yerlerinden yurtlarından edebiliyor. 2. Sürüleşmiş kitleye rahatsızlık veren dürüst ve temiz kişilerin temel nitelikleri; adaletle hükmetme yetisi ve ilimdir. Demek ki, basit çıkarlar (örneğin, bir file yiyecek, birkaç torba kömür, birkaç paket makarna veya iane çadırlarında verilen bir-iki kap yemek vs.) karşılığında sürüleştirilmiş bir toplum, öncelikle ilim ve hikmet düşmanı kesilmektedir. Kur’an diyor ki, böyle bir topluma bir tek ad uygun düşer: ‘Kötülük toplumu’. Kötülük toplumu, çöküşü hak eden toplumdur. ‘Müslüman halkın’ (!) ‘dini bütün’ (!) diyerek iş başına getirdiği iktidarın bakanlarına ve oğullarına yönelik yolsuzluk operasyonlarına bakınca sormadan edemiyorum: Acaba, bugünkü Türk toplumu, çağdaş Barabbasları su başlarına getirdiği için ‘kötülük toplumu’ damgasını yemiş midir?

12 Aralık 2013 Perşembe

Değerli Gelişim Grubu Üyeleri ve Üye Adaylarımız,


2007 yılında temelleri atılan ve 2009 yılından beri aktif olarak çalışmalarına devam eden grubumuzda kendi sayfamız ve tüm sosyal platformlarımız dahil olmak üzere Türkiye’nin her bir yanından yaklaşık 1500 kişilik özel ve duyarlı bir topluluğu oluşturmuş olmaktan gurur duyuyoruz.
Hedefimiz ise daha büyük...
Bizler gibi hem kendini hem de toplumumuzu geliştirmek isteyen daha çok gönüllüyü bir araya getirmek için yönetim kadrosunu daha da büyütmek istiyor ve ‘İnsan Kaynakları ve Liderlik Gelişimi Grubu’nda aktif olarak çalışmayı arzu eden gönüllüler arıyoruz.
İnsan Kaynakları ve Liderlik Gelişimi Grubu;
- Gelişim Grubu üye sayısının arttırılması ve tüm üyelerimizin talep ve isteklerine cevap verilmesi
- Gelişim Grubunun alt gruplarındaki liderleri ve ekiplerinin talep ve isteklerine cevap vererek performans değerlendirmelerinin yapılması
olarak iki temel amaca hizmet etmektedir.
Bu anlamda;
- Grubun ana hedeflerine hizmet etmeyi gönülden isteyecek ve bu konularda deneyime sahip ya da sahip olmayı isteyen,
- Bu konularda hem kendini hem de grubunu daha ileriye taşıyacağına inanan,
- Çevresinde ve de girdiği farklı ortamlarda grubumuzun tanıtımını yapabilecek
- Analiz yeteneği kuvvetli
- İlişki yönetiminde kendine güvenen ve network anlamında kendini göstermek ve geliştirmek isteyen
- İleride bu grubun liderliğini üstlenme sorumluluğunu almayı düşünebilecek
arkadaşlar ‘ben de buradayım’ demek istiyor ve bu güzel birlikteliğin bir parçası olmak istiyorsanız
10 Ocak 2014 tarihine kadar --- tulyaturgen@msn.com --- adresine mail atmanızı bekliyoruz.
2014 yılında ülkemizde daha aydınlık günleri hep birlikte yaşamak dileklerimizle,
Alper KUL
Gelişim Grubu Lideri
Tulya Türgen
Gelişim Grubu İnsan Kaynakları ve Liderlik Gelişimi
Grup Lideri

25 Kasım 2013 Pazartesi



PROTOKOLE GİRDİM DİYE SEVİNENLERİN DİKKATİNE!

Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com
PROTOKOL KELİMESİNİN ASLI VE ANLAMINI BU GÜNE KADAR HİÇ AKLINIZA GELİPTE ARAŞTIRMIŞ MIYDINIZ ? BUYRUN ARAŞTIRMANIN ESPRİ DEĞİL GERÇEK OLDUĞUNU GÖRÜN... PROTOKOL dilimize eski Latince ve Yunanca'dan geçme bir sözcük! Daha doğrusu :'Proto' ve 'Kolos' sözcüklerinin birleşmesinden türeme bir deyim... Lûgat anlamıyla 'Proto' "ön, öndeki" demek..'Kolos' ise g....tün çoğulu. Sözcük anlamlarını birleştirdiğimizde ise deyimin tam karşılığı 'Önde Gelen G..tler' olarak karşımıza çıkıyor. "Protokolos" sözcüğü Yunan halkının tiyatroda önemli şahısların hep ön taraflara oturmasına gıcık olması ve bu şahıslarla dalga geçmek için bu sözcüğü kullanmasından gelir. 'Kolos' sözcüğünün zamanla çoğul eki olan (os) deyimden atılmış, geriye 'Protokol' yani 'önde gelen g.t' lafı kalmış. Toplum içinde yükselip de protokole giren bazılarının zamanla 'g..tünün kalkması' da bundandır.


http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/-protokole-girdim-diye-sevinenlerin-dikkatine/84.html

21 Kasım 2013 Perşembe

Ah Şu Bizim EŞBAŞKAN!



Kuzey Irak Kürt bölgesine ABD ve kendileri dahil kimse "bağımsız devlet" demedi.
Bizim Başbakan atladı,çapulcu bölgesini Kürdistan ilan etti.

Barzani'ye yapılan devlet başkanı işlemi,
Diyarbakır'a ayaklarına kadar gidilmesi,
RTE'nin karşısı dahil her yerde Kürt bayrakları, Öcalan resimleri,
petrol ve her tür anlaşmanın Irak Devletinden habersiz yapılması
Irak Kürdistanı'nın bağımsız bir devlet olarak kabulüdür. Ve bu Türkiye'ye özgü bir oldu bittidir.
Ve yanına "Türkiye Kürdistanı*", "Kuzey Kürdistan** eklenmiştir.
*Türkçe'de ...istan devlet, ülke için kullanılır Hindistan, Pakistan, Afganistan, Kazakistan, Türkistan, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, ... gibi.
Peki,Kürdistan" hangi ülke? Kuzey Kürdistan! Neyin Kuzeyi? Büyük Kürdistan hayırlı olsun.
AP Türkiye temsilcisi Rujiten'in geçen günkü beyanatı : Bana "Kesinlikle Kürdistan sözcüğünü kullanma" denmişti..
Bizim eşbaşkan hazır…
 ---------------------------------------------------------------------------------------------
Değer miydi,
% 3-5 ek oy alıp bir dönem daha iktidarda kalarak SEVR'i  geri getirmeye?
Ulusalcılığı ayaklar altına almaya..
Ulan hepinizi biliyoruz (geziciler için) demeye, 
Kürde dost, Türk'e düşman olmaya!?
Kahrolsun muhalif düşmanlarımız laikler, Atatürkçüler, TC severler
diyerek YAVRU ABD  devleti kurmaya?

PKK/Kürtler, "Kürdistan", "yaşasın Apo" vs derken, PKK Kürt bayrakları ile adamlar öldürüp araçlar yakarken susmaya,
Ama Geziye destek cümlesi kullananları, ODTÜ'de ağaç dikenleri işkencelerle hapislere tıkmaya
DEĞER MİYDİ?
İnsanlık, yöneticilik, hak, hukuk, vicdan bu mu?

Lozan'ı tanımayan tek ülke ABD.
Ve Lozan anlaşmasını imzalarken İng. Lord Curzon "Çok şey verdik. Bu verdiklerimizi zamanı gelince geri alacağız" dedi.
Gereğini yapıyorlar.
Yaptırıyorlar Lozan rezalettir, her şeyimizi verdik dedirterek, Atatürk düşmanlığı aşılayarak..
 --------------------------------------------------------------------------
Diyarbakır/AMED olayından  alıntılar yapalım;

TC ve Irak'ın Kürt yetkilileri:
- Rüyamızda görsek inanmazdık.
- Diyarbakır da, Erbil de hepimizindir.
- Barzani, RTE'yi dinledikten sonra Diyarbakır'dan Suriyeli Kürtlere "Şam'la bağları kesin" talimatı verdi.
VE RTE Türk'e, Türkiye'ye, kendisine küfredenlerle kucaklaşıp "tek vatan, tek bayrak" derken,Büyük Kürdistan çabuklaştırıldığı, "tek vatan, tek bayrak" derken, her zaman ki gibi gerçeğin söylenmediğini bildikleri için,Kürdistan/Kürt Bayrakları ile, Öcalan/PKK  şovları ile,Güneydoğuya ek olarak Sivas, Erzincan, Ağrı, ığdır, Van, Bitlis, Muş, Elazığ, Malatya, G. Antep, K. Maraş, Hatay (Akdeniz'e erişme) İllerini de içine alan Büyük Kürdistan haritası ile  Kürtler gülüyorlardı. 
--------------------------------------------------------------------
Dahası da var;
- Şırnak Belediyesi, 2 PKK'liyi de bindirdikleri resmi araçla PKK'ye sıcak yemek götürürken uçuruma düştü.
Holdingin tümü dahil dinci, yandaş medya "2 belediye görevlisinin bulunduğu resmi araç uçuruma düştü" diye verdi.
Oysa Güneydoğu sınırdaki belediyeler yıllardır her gün PKK'ye yemek taşıyor.
---------------------------------------------------------------------------
Kürdistan'daki illerin yeni adları:
Diyarbakır: Amed, Van: Wan, Bitlis: Bedlis, Hakkari: Colemêrg, Bingöl: Cewlihg, Erzurum: Erzerom, Sur: Dikran Amed, Bağlar: Rezan, Yenişehir: Bajare Nuh, Silvan: Miya Farqin, Kulp: Pasur, Dicle: Piran, Adilcevaz: Elcewaz, Güroymak: Norşin, Tatvan: Tetwan, Ahlat: Xelat, Tekman: Tatos, Hınıs: Xınus, Çat: Oxlê...
Ayrı ordu, polis, yani devlet kuruluşlarının çoğu hazırdı. Yakında hepsi resmileşecek.
Bakalım il plakaları nasıl olacak?
Bitmedi;
BDP MV Altan Tan: "Laikçi, Kemalist, ulusal devlet anlayışı tarihin çöplüğüne atıldı."

Amed MV Ensarioğlu: "Irak’taki Kürdistan yönetimi ve Suriye Kürtleri bu çözüm sürecinin parçasıdır. Türkiye normalleşiyor. 37 yıl önce Şivan Perver niye terk etti vatanını? Şimdi yeniden vatanına geldi, şarkıları dili, kimliği ve kendisi özgürleşti. Herkes mutlu, Diyarbakır’ın yüzü gülüyor."
 Ha!Bu arada CHP ve MHP diye Muhalefet Partilerimiz var,onlar neler yapıyor diyebilirsiniz.
Ne yapacaklar,yerel seçimlere hazırlanmaya çalışıyorlar.
Artık herkes başının çaresine baksın.


16 Kasım 2013 Cumartesi

AB deflasyonist bir döneme mi giriyor?


Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com

Bununla ilgili daha önce aşağıdaki köşe yazısını yazmıştım. http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/deflasyon-nedir-nasil-olusur-turkiye-icin-ne-anlam-ifade-eder/34.html arzu edenler okuyabilirler. Avrupa Birliği bünyesinde euro kullanan ülkelerde deflasyon kaygısı giderek artıyor. İngiliz gazetesi Guardian'a göre euro bölgesi ciddi bir deflasyon tehdidiyle karşı karşıya. İspanya'da fiyatların gerilemekte olduğunun dün açıklanması bu kaygılara eklenen son halka oldu. Euro bölgesinde enflasyon yüzde 0,7 olarak açıklandı. Buna oldukça yüksek işsizlik oranları eklendiğinde ciddi bir deflasyon tehdidi ortaya çıkıyor. AB'ye Japonya senaryosu Gazete, euro bilgesinin Japonya gibi deflasyonist bir döneme giriyor olabileceği kanısında. Guardian İspanya'nın fiyatlarda yüzde 0,1 gerileme ilan ettiğini bildiriyor. Küresel mali krizden çok kötü etkilenen diğer AB üyeleri olan İrlanda, Yunanistan ve Kıbrıs'ın da halen deflasyonda olduğunu belirtiyor. Avrupa Merkez Bankası'nın geçen hafta faizleri aşağı çekmesinin deflasyona karşı bir önlem olarak yorumlanmıştı. Deflasyonist kayışa bir kanıt olarak da Portekiz, Yunanistan ve Kıbrıs'ta ücretlerin gerilemesini gösteriliyor. Deflasyon ağır borç yükü altındaki ülkeler için ciddi bir tehdit. Bu yüzden, euro bölgesinde deflasyonist bir döneme girilmesi halinde, İtalya ve İspanya'nın yeniden bir mali kaosa sürüklenebileceği belirtiliyor. İngiltere farklı bir rotada Euro kullanmayan İngiltere'de ise görüntü daha farklı. İngiltere'de yeniden büyüme rotasına girildiği yönünde iyimser beklentiler var. Bu da faiz hadlerinin artabileceği uyarısını günndeme getirdi son günlerde. Ancak Guardian'ın ekonomi yazarı Larry Elliott şu anki büyümenin tarihi oranların altında olduğu, o yüzden de faizlerde yükselme beklentisinin yersiz olduğu kanısında. İngiltere'de işsizlik oranı şu anda yüzde 7,6. Bu 2009'dan bu yana en iyi rakam. Ancak Guardian istihdamda artışın iş arayan ileri yaşlardaki kişileri kapsamadığı kanısında.

15 Kasım 2013 Cuma

Sıradışı Cv ( Özgeçmiş ) Örnekleri


Sıradışı Cv ( Özgeçmiş ) Örnekleri
Sıra Dışı Özgeçmişler: İş Başvurularınızda Kaçınılmaz Olarak Fark Edilmenizi Sağlayacak Teknikler…
1990 yılında Türkiye’de yazılı özgeçmiş uygulaması yokken, yazılı özgeçmişimi renkli bir kağıda fotokopi aldırmıştım. Artık özgeçmişim sevdiğim bir renk olan maviydi. İş başvurusu yaptığım kuruluştaki yönetici, görüşme sırasında neden renkli kağıda basılmış bir özgeçmiş kullandığımı sormuştu. Cevabım şöyleydi: “Size başvuru yapan kişilerin CV ve iş başvuru formlarını üst üste koyduğunuzda, bunların sayısı bini dahi aşsa, aradan benim CV’mi göreceksiniz. Bu arada CV, ‘Curriculum Vitae’ sözünün kısaltılmışıdır. Yanlış bilmiyorsam, bu bir kişinin yaşamının içeriğinin özü anlamına geliyor.”
İzleyen yıllarda, iş başvuruları için iki tip özgeçmiş kullanmaya başladım. Bir uzun tip, bir de özet tip… Uzun tip özgeçmiş, her türlü detayın yer aldığı on altı sayfa uzunluğunda, kısa tip ise her şeyin bir sayfada özetlendiği bir özgeçmişti. Kime başvuru da bulunuyorsam, ikisini de gönderiyor ve üste kısa tip özgeçmişi koyuyordum. Değerlendirene, “Eğer merak ettiğiniz bir ayrıntı varsa uzun tip özgeçmişimi okuyun” diye bir not bırakıyordum.
1996 yılından beri, biçimsel bir özgeçmiş vermiyorum kimseye… İlle de gönderin denmedikçe. Danışmanlık işlerimde kullandığım bir özgeçmiş var; ancak onun adı özgeçmiş değil; “Katkı Geçmişi”. Melih Arat, bu dünyada neye katkıda bulunmuş ve neyi neden yapmış onu anlatıyor. Bir de ikili görüşmelerde bazen kullandığım akıl haritası şeklinde bir özgeçmiş var; o çok yalın onu çok seviyorum.
“Sıra Dışı Yaşam Becerileri” seminer programının mimarı olarak, sayısız sıra dışı özgeçmişin ortaya çıkmasına yol açtım. Şimdi size bunlardan örnekler vermek istiyorum.
Deney Tüpünde CV      Birinci örnek, kimya mühendisi bir arkadaşımızdan. ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun arkadaşımız, uzun yıllar üretim yapan şirketlerin kimya laboratuarlarında ve özellikle araştırma-geliştirme bölümlerinde çalışmıştı. Ancak son çalıştığı şirketten ayrıldığından beri yaklaşık altı ay geçmesine rağmen işsizdi ve yine bir araştırma-geliştirme işinde çalışmak istiyordu. Kendisine özgeçmişini konik yapıda bir deney tüpüne koymasını söyledim. Onu da bir hediye paketi yaparak insan kaynakları bölümüne göndermesini önerdim. Sonuç: iki ay içinde işe alındı.
Karikatür Bandında CV      İkinci örnek, bir televizyon kuruluşunda çalışmak, orada program yapmak isteyen bir arkadaşımızla ilgili. Arkadaşımıza önerdiğim CV şöyleydi: Kitabın her sayfasına özel olarak çizilmiş bir karikatür yerleştirilmiş olsun. İlk karikatürde görülen, çay bahçesinde el ele oturan bir çift gençtir. İkinci karikatür bunların düğününü resmeder. Üçüncü karikatürde, yeni evli çift yatakta sevişmektedir. Dördüncü karikatür, 9 ay sonrasının takvimiyle birlikte bir çocuğun doğumunu gösterir; çocuk doğarken doktorun yüzüne işemektedir. Beşinci karikatür çocuğun sünnetini göstermektedir. Altıncı karikatür çocuğun gittiği liseden kaçışını göstermektedir. Yedinci karikatür, çocuğun gittiği üniversitenin önünde elindeki iki kuklayla bir kıza çıkma teklifini göstermektedir: Kuklalar şöyle konuşmaktadır: “Abla biliyor musun, bu abi seni çok beğeniyor.” Diğeri: “Hani bizim patron diye demiyoruz, ama hoş çocuktur.” Son karikatür, bu hoş çocuğun televizyon ekranındaki karikatürüdür. Televizyon ekranında başvurduğu televizyonun logosu, stüdyoda ise kendisi bir konukla söyleşi yapmaktadır. Bu arkadaşımız önce İzmir’in yerel kanallarında program yaptı; şimdi Kanal 6’da program yapıyor.
Dövme Şeklinde CV      Üçüncü örnek: Bu seferki, hem CV hem de iş başvurusu kıyafeti. Aday, başvuru yaptığı şirketin logosunu İnternet sitesinden alıyor ve yandan sağ ve sol kolunun çıplak göründüğü bir fotoğraf çektiriyor. Omuzdan on santim aşağıda bir yere kolunun üstüne şirketin logosunu, photoshop programında dövme şeklinde koyuyor. Ardından sol kolunun üstüne de yine aynı programda kendi özgeçmişinin ana başlıklarını koyuyor ama en kritik şeyleri. Okuduğu üniversite ve birkaç iş deneyimi…
İş başvuru kitapları, diğer başvuranların arasında kaybolmanız için herkese koyu renk takım elbise ve tayyörler öneriyor. Bu durumdan faydalanmak mümkün. Bu arkadaşımız başvuruya giderken, altına bir kot pantolon giydi. Üstüne de beyaz bir sweat-shirt (yakalı, pamuklu, uzun kollu spor üst giyim), ancak sweat-shirt’in üstüne başvuru yaptığı şirketin logosunu bastırmıştı. Sonuç: insan kaynakları bölümü, daha işe girmeden bu kadar fazla bir şirketi sahiplenen bu yaratıcı arkadaşımızı işe aldılar.
Video Görüntü Olarak CV      Her pozisyon için böyle yaratıcı özgeçmişler olur mu? Üst pozisyonlar için olmaz gibi görünüyor. Diyelim ki, genel müdür pozisyonuda başvuruda bulunacak biri için, bunlar ciddi bulunmayabilir. Bu yüzden bir de müdür özgeçmişi paylaşmak isterim. Bir genel müdür adayı, yeni iş arayışında, profesyonel bir başvuru hazırlığı yapıyor. Profesyonel bir kameraman yardımıyla çekimler yapılıyor. Kayıtta, genel müdürün daha önce çalıştığı şirketlerin müşterileri, birer birer genel müdür hakkında görüş veriyor, yönetim kurulu üyeleri görüş veriyor, daha önceki çalışanları görüş veriyor, genel müdürün gittiği okulların hocaları ve profesörleri, genel müdürün öğrencilik günleri hakkında görüş veriyor.
Genel müdürün hobileri hakkında da, sörf hocası, kayak hocası görüş veriyor. 6 yaşındaki kızının sözleriyle çekim tamamlanıyor. “Babam harika bir insan”. Bu görüntüler montajlanıyor. Özel bir kapak yapılıyor. Üst düzey yerleştirme yapan birkaç beyin avcısı kuruluşa gönderiliyor; birkaç tane de holdingin patronuna.
İlan Olarak CV      İş aramak için de sıra dışı yöntemler kullanmak mümkün. Hani bazı sıra dışı aşıklar, aşklarını yollardaki ilan panoları ya da gazetelerle ilan ederler ya. Eğer gerçekten sıra dışı birisi iseniz, yaşadığınız şehrin en işlek meydanlarından birinde bir panoya ücretini ödeyerek özgeçmişinizi basabilirsiniz daha iyisi, yöneticilerin okuduğu “Capital”, “Power” ya da insan kaynakları profesyonellerinin okuduğu “Human Resources” dergisine ilan verebilir ya da insan kaynakları kongrelerinin fuar alanlarında stand açabilirsiniz.
Pasta Olarak CV      Bir arkadaşımız, CV’sini büyükçe birer pasta üzerine krema ile yazdırarak insan kaynakları bölümlerine göndermişti. Bu arkadaşımızın beş şirketin ikisi tarafından işe kabul edildiğini duymak sizi şaşırtabilir.
PowerPoint Sunumu Olarak CV      Özgeçmişinizi sıra dışı hale getirmenin en kolay yollarından biri, onu bir Powerpoint şovuna dönüştürmektir. Daha önce İnternet’te dolaşan amatör bir CV vardı, ne içerik olarak ne de görsel olarak iyi çalışılmıştı ancak CV’yi hazırlayan kişi, “özgeçmiş kağıt üstünde olur” standardını kırmayı başarmıştı.
İnternet’te dolaşacak ya da ilan panolarında yer alacak bir CV hazırlamayı düşünüyorsanız kesinlikle sadece bu iş için alınmış bir e-posta kullanın. İlla da telefon da koyacağım diyorsanız bu işe özel, ayrı bir hat alın. Üçüncüsü otel ve kafeteryalarda görüşmeye gitmeyin. Siz iş ararken, bu kadar fazla özel bilginizi açık ettikten sonra sizden yararlanmak isteyen dolandırıcılara siz iş vermeyin.
Teknik      Sıra dışı özgeçmiş yazmanın tekniği basittir.
Kuralları Kır; Özellikle Medyayı Değiştir.      Standart bir özgeçmişin medyası, kağıttır. Özgeçmişinizi taşıyan medyayı değiştirdiğinizde video kaset, kitap, karikatür bandı, resimler ya da pasta yaptığınızda fark edilirsiniz.
Sıradışı Olmak Gerek!      Sıra dışı bir özgeçmiş ile göğsünüzü gere gere iş başvurusu yapmak için hayatınızı sıra dışı hale getirin. Gitmediğiniz yerlere gidin, okumadığınız kitapları okuyun, dinlemediğiniz müzikleri dinleyin, arkadaşlarınızı değiştirin, sıra dışı hediyeler tasarlayın. Yaşamınızı bir proje haline getirin. Anlatacak bir şeyiniz olsun. Aksi takdirde sıradışı bir özgeçmişten sonra sıradan biriyle karşılaşmak o insan kaynakları yöneticilerini hayal kırıklığına uğratacaktır.
Korkmamak Gerek      Sıradan bir özgeçmiş ile çağrılma ihtimaliniz üçbinde bir gibi. Herhangi bir pozisyon için üçbin kişi başvuruyor ve birçok örnekte çağrılmıyorsunuz bile. Sıradışı bir özgeçmiş en azından çağrılmanızı garanti eder.
Kaynak: exi26.com

İngiltere Düşük Karbon Ekonomisi Devrimi ve Maliyetleri Yüksek Doğa Dostu Yeni Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yatırımları Stratejisi

Bir arkadaşımın gönderdiği çok değerli bir çalışma,sizlerle paylaşmak istedim.MD.

İngiltere bir yandan gelecekte enerji arz güvenliği sorunları ile karşılaşmamak diğer yandan ise modası geçmiş elektrik üretimi sistemlerinde Enerji Rönesans ölçütleri gerçekleştirmek için büyük çabalar göstermektedir. Bu bağlamda İngiltere uzun süredir düşük karbon ekonomisi yatırımları konusunda planlar yapmaktadır. Karbon emisyonları ve karbondioksit salınımları yüksek eskimiş kömür yakıtlı termik santraller yerine karbon salımları daha az olan temel enerji kaynakları doğalgaz kombine çevrim santralleri kurulması çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca İngiltere elektrik portföyü içerisinde yaklaşık %15 yer tutan ömrünü tamamlamış baz yük kaynağı nükleer elektrik santralleri, 1 nükleer güç santrali haricinde 2023 yılına kadar kapatılmaları gerekmektedir. Japonya depremi ve tsunami süpürtü dalgaları doğal felaketler sonucu oluşan aynı zamanda çoğu ülke kamuoyunda nükleer korku meydana getiren Fukushima nükleer güç reaktörleri kazaları dolayısıyla İngiltere, nükleer emniyet ve nükleer güvenlik kriterleri birinci öncelikli nükleer enerji yatırımları politikası hakkında ödün vermeyen etrafı denizlerle çevrili yegâne batı ülkesi görünümündedir. İngiltere, nükleer reaktörler kanalıyla elektrik ihtiyacının %75 ‘ini karşılayan Fransa ile sera gazı emisyonları olmayan evrimsel nükleer santraller yapımı ve nükleer teknoloji transferi konularında ortak işbirliği anlaşmaları da imzalamaktadır. Mevzu bahis enerji projeksiyonları içeriğinde İngiliz Hükümeti enerji sektöründe çevreci ve yeşil yenilenebilir enerji kaynakları devrimi yaratacak biçimde çevre dostu olduğu kadar pahalı ciddi bir enerji dönüşümü planını da yürürlüğe koymağa çalışmaktadır.

David Cameron Başkanlığındaki İngiliz Koalisyon Hükümeti İngiltere enerji politikası kapsamında çok büyük bir enerji dönüşüm programı uygulamak üzeredir. Söz konusu enerji planlaması çerçevesinde yeni elektrik marketi oluşturmak ve özellikle de düşük karbon ekonomileri içeriklerinde değerlendirilen yeni doğa dostu temiz enerji kaynakları yatırımları için 175 milyar dolar (160 milyar pound) tahsis edilmektedir. İngiltere enerji dönüşüm programının uygulanması için bir enerji devrimi yapılmasına gerek duyulmaktadır. İngiltere elektrik üretim kapasitesi gelecek on yıl içerisinde yaklaşık beşte bir oranında kapatılması ve yenilenmesi icap etmektedir. Bu oran içerisinde çalışma ömürleri tamamlanan baz elektrik yükü kaynakları olan nükleer enerji santralleri ve çevreyi yoğun biçimde kirleten demode kömür yakan enerji santralleri başta gelmektedir. İngiltere Enerji Endüstrisi ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu Ofgem  (Office of Gas and Electricity Markets – Ofgem ), 2015 yılına kadar ülkenin elektrik arz güvenliği çıkmazı içine düşeceğini ve elektrik kısıntıları yaşanacağını öngörmektedir. Belirtilen boyutta elektrik kapasitesi değişimi projeksiyonları, ülke ciddi biçimde borçlu ve ekonomik durgunluk döneminden henüz çıkmamış olsaydı bahse konu enerji dönüşümünün de ürkütücü olmayacağı hakim görüşler arasında bulunmaktadır. Birleşik Krallık Enerji Araştırma Merkezi (UK Energy Research Centre) ‘inden John Loughhead mevcut durumu bir mühendislik başarısı şeklinde 25 yıl içerisinde her iki yılda bir Londra Olimpiyatları için altyapı düzenlenmesi faaliyetleri bilançosuna eşdeğer enerji yatırımları olacağını hesaplamaktadır. Sorunu daha da güçleştiren durum ise, İngiltere’nin 2020 yılına kadar ulusal elektriğinin %30 ‘unun yenilenebilir enerji kaynakları vasıtasıyla karşılama taahhüdünden kaynaklanmaktadır. Ancak, yenilenebilir enerji kaynakları yatırım maliyetleri yüksekliği en büyük engeli oluşturmaktadır. Bu nedenle rüzgar türbinleri, güneş enerjisi panelleri ve elektriğin depolanması gibi zorunlu büyük harcamalar kapsamında yatırımcıları teşvik için üretilen elektrik fiyatlarında uzun vadeli istikrar ile cazip elektrik alım garantileri enerji değişimi planlarına dahil edilmiştir. Enerji çevrimi planlarında adı geçen teşviklerin temini için 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynakları sektöründe sübvansiyonlar ve ekonomik destekler yıllık bazda 7.6 milyar pound’a  artırılmak suretiyle maliyetler de tüketici faturalarına aynen yansıtılacaktır. Üç kat artırılan yenilenebilir enerji kaynakları sübvansiyonu ve mali destek fonlarının konut başına ortalama yıllık maliyetinin ise asgari 95 pound olması beklenmektedir. Küresel ekonomik krizler ve küresel mali iflaslar sonrası finansal sıkıntılar yaşanan bir süreçte İngiliz ailelerden toplanan yenilenebilir enerji kaynakları fonları nedeniyle elektrik faturaları artışları da ülkede ciddi bir tartışma ortamı yaratmaktadır. İngiltere Enerji Bakanı Edward Davey ise fosil yakıtların maliyeti artma süreci yaşanırken yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetlerinin azaltılması için İngiliz ailelerinden kesilen ekonomik destek fonlarının uzun vadede tüketiciler lehine enerji fiyatlarının çok uygun maliyetli olmasını temin edeceğini savunmaktadır. Sözü edilen durum kapsamında elektrik transmisyon ağını işleten Ulusal Şebeke (National Grid) ‘nin teşvik edilmesi bağlamında  2017 başlarına kadar elektrik arzı kontratları bazında açık artırmalar başlatılacaktır. Sağlanacak rekabet ortamı sayesinde enerji fiyatlarının düşmeye zorlanacağı tahmin edilmektedir. Açık artırma ihaleleri her bir teknoloji için ayrı ayrı yapılması düşünülmektedir. Bu arada muhtemel ilk ihalelerin, şiddetli rüzgarların estiği bir ada ülkesi olan İngiltere’de nispeten ucuz maliyetli sahillere yakın yenilenebilir enerji kaynakları kara rüzgar enerjisi elektrik santralleri (onshore wind farms) ile başlaması öngörülmektedir. 2020 yılına kadar söz konusu açık artırma ihalelerinin tüm teknolojilere yaygınlaşacağı umut edilmektedir. Mr Davey, açık artırma yoluyla elektrik ihaleleri gerçekleştiren dünyadaki ilk ülkenin İngiltere olacağından kıvanç duyduğunu belirtmektedir.

Diğer taraftan, elektrik açık artırma ihaleleri bir dereceye kadar yenilik getirdiği düşünülmesine rağmen yakın bir gelecekte başlayacağına dair bazı kuşkuların da mevcut olduğu kabul edilmektedir. Bu arada yenilenebilir enerji kaynakları kontrat fiyatlarının saptanması ile birlikte yeni doğalgaz yakan elektrik santralleri yapımı hakkındaki teşviklerin oluşturulması da İngiliz Hükümetinin yetki ve sorumluluğunda olacaktır. Sözü edilen durumun ise kaygı verici olduğu görülmektedir. Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji kaynakları projeksiyonları konusunda şart koşulan direktifleri doğrultusunda Hükümetler en düşük maliyetli çözümlerden ziyade ihtiyari hedefler bağlamında yetkiye sahip bulunmaktadır. Düşüncü kuruluşu Policy Exchange ‘den Guy Newey, Hükümetin çok yaygın kulis faaliyetleri yürüteceğini ve yeterince bilgilendirme yapmayacağını da iddia etmektedir. Öte yandan, insan sağlığı ve çevre güvenliği perspektifleri açısından akılcı sayılan bir yolun da atmosferi daha az kirleten doğa dostu elektrik santralleri kurulması yatırımlarının teşviki için çevreyi kirleten teknolojilerin vergilendirilmesi görüşü ön plana çıkmaktadır. Küresel ısınma ve küresel iklim değişikliği problemleri karşısında Avrupa Birliği, dünyanın en büyük karbon marketi olan AB Emisyon Pazarlama Sistemi (Emissions Trading Scheme – ETS) ‘ni tesis etmiştir. Bununla beraber Avrupa’da hüküm süren ekonomik durgunluk ve yetersiz yönetimin kombinasyonu neticesinde ETS kapsamında belirlenen karbon fiyatı, çevre kirleticilerini daha temiz teknolojilere yönelmeleri konusunda kafi derecede caydırıcı olamamıştır. Danışmanlık firması olan E3G tarafından yapılan bir araştırmaya göre daha yüksek karbondioksit fiyatı ya da karbon vergisi bile çevre dostu olmayan işletmelere sahip şirketleri yenilikçi ve evrimsel teknolojilere doğru yönlendirememektedir. Avrupa Birliği yukarıda açıklanan sorunu çözmek için farklı  yollar da denemiştir. Örneğin, baz elektrik yükü kaynağı fosil yakıtlar kökenli güç santralleri iyileştirilmesi ile sözü edilen elektrik üretim tesislerinin karbondioksit emisyonlarının azaltılması projeksiyonları içerisinde AB, karbon yakalama ve karbondioksit depolama (Carbon Capture and Storage  – CCS) teknolojileri araştırma geliştirme (ARGE) faaliyetleri kapsamında ciddi mali kaynaklar sağlamasına rağmen problemin çözümünde bir ilerleme kaydedilememiştir. Ortaya çıkan durum ise, cazip olmayan aynı zamanda maliyetleri yüksek yenilenebilir enerji kaynakları projelerini yeni enerji planlaması ve programı içerisinde çekici kılmaktadır.

Böylece, yeni elektrik dönüşüm planı, çevreci kuruluşlar, yeşil örgütler ve doğa dostu organizasyonlar açısından bir zafer olarak nitelendirilmektedir. Ancak sözü edilen yeşil kurumlar da düş kırıklığına uğratılmış durumdadır. İngiliz Hükümetine danışmanlık hizmeti veren Bağımsız İklim Değişikliği Komitesi (Independent Commitee on Climate Change) 2030 yılına kadar İngiltere elektrik sektörünü karbonsuzlaştırma planı doğrultusunda bir ulusal enerji politikası yürütülmesini önermektedir. Hükümetin maliyetleri yüksek çevre dostu politika yürütme planı karşısında İngiltere Maliye Bakanı George Osborne  az da olsa gizli bir muhalefet sergilemektedir. Bununla beraber gelecek genel seçim sonrası 2016 yılında ülkeyi “karbondan arıtma ve temizleme hedefi olarak karbonsuzlaştırma tezi” enerji çevrimi planı tasarısı içerisine alınmaktadır. Sonuçta kamuoyu anketlerinde önde olan muhalefetteki İngiliz İşçi Partisi’nin zafer kazanması halinde de enerji dönüşüm planı ve programının sürdürülmesi olası görülmektedir.

Kaynaklar:

-Yeni Nesil Nükleer Güç Reaktörleri, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri
 Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2006.
-Karbon Emisyonları ve Karbondioksitin Akiferlerde Depolanması, Ahmet Cangüzel
 Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2007.
-Karbondioksit Emisyonları ve Salınımlarının Yok Edilmesi ya da Depolanması,
 Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2008.
-İngiltere’de Enerji Arz Güvenliği, Enerji Kaynaklarının Çeşitlendirilmesi, Nükleer
 Santraller ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik
 Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2008.
-Nükleer Enerji Santralleri, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Geleceği ve Enerji                                     
 Kaynak Çeşitliliği, Ahmet Cangüzel Taner; FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2008.                                                                         
 -Nükleer Santraller ve Gelecekteki Nükleer Enerji Projeksiyonları, Ahmet Cangüzel
 Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2008.
-Avrupa’da Nükleer Santraller ve Nükleer Enerji Perspektifleri, Ahmet Cangüzel
 Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2009.
-Fosil Yakıtlı Termik Santraller, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası
 Yayınları Faydalı Bilgiler, 2009.
-Küresel Karbon Salımları ve Küresel Karbon Ticareti, Ahmet Cangüzel Taner, FMO
 Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2009.
-İleri Nükleer Santraller, İklimsel Değişim Mekanizmaları, Küresel Isınma ve İklim
 Değişiklikleri Bilimsel Raporları, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası
 Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2010.
-İleri Reaktörler, Karbon Borsası ve Küresel Finansal Kriz, Ahmet Cangüzel Taner,
 Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı  Bilgiler, 2010.
-Almanya; Enerji Stratejisi ve Nükleer Güç Santralleri İşletilmesi Perspektifi, Ahmet
 Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2010.
-İngiltere; Yenilikçi Nükleer Santraller ve Enerji Ulaşım Telekomünikasyon Altyapı
 Yatırımları, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2010.
-Kömür Yakan Termik Santraller, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası
Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-İngiltere ve Avustralya Karbon Emisyonu Politikaları ile Karbondioksit Vergisi, Ahmet
 Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Doğalgaz Çevrim Santralleri ve Kömürlü Elektrik Santralleri, Ahmet Cangüzel Taner,
 FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Kömür Yakan Termik Santraller, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası
 Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Japonya Depremi Tsunami ve Nükleer Reaktörler, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik
 Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Fukushima Nükleer Güç Santralleri Kazaları Sonrası Modern Nükleer Santraller
 Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Japonya Deprem Tsunami Süpürtü Dalgaları Doğal Felaketler Sonucu Nükleer
 Reaktör Kazaları Sonrası Almanya Nükleer Enerji Politikası Sarmalı, Ahmet
 Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Almanya Nükleer Elektrik Santralleri Kapatılması Perspektifi, Ahmet Cangüzel
 Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-Almanya Nükleer Santraller Kapatılması Kararı Sonrası Elektrik Üretimi Çıkmazı,
 Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011.
-İngiltere Elektrik Piyasası, Elektrik Üretimi Reformları, Enerji Portföyü ve Elektrik  
 Enerjisi Projeksiyonları, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler,   
 2012.
-Amerika Birleşik Devletleri Kömür Kökenli Termik Santraller Geleceği ve   
 Karbondioksit Emisyonları ile ilgili Federal Seviyede Yeni Yasal Düzenlemeler,     
 Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012.                  
-Karbon Yakalama ve Depolama (Carbon Capture and Storage) CCS Teknolojisi
 Kapsamında Son Yapılan Küresel Bilimsel Araştırma ve Geliştirme (AR-GE)
 Faaliyetleri, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı
 Bilgiler, 2012.
-Küresel Isınma ve Küresel İklim Değişiklikleri Nedenleri Arasında Sayılan Küresel 
    Karbondioksit Emisyonları Yok Edilmesi Teknolojileri Maliyetleri, Ahmet Cangüzel
    Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012.
-ABD Kömüre Dayalı Elektrik Santralleri Karbon Salımları ve Karbondioksit   
 Emisyonları Bertaraf Edilmesi Projeksiyonları, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik
 Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012.
-Almanya Enerji Devrimi ve Enerji Dönüşümü-Energiewende Politikaları, Fosil Yakıtlı 
 ve Nükleer Enerji Tabanlı Ekonomi Sistemi Portföyünden Yenilenebilir Enerji
 Kaynakları Temelli Ekonomi Sistemi Portföyüne Transformasyon, Ahmet Cangüzel  
 Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı  Bilgiler, 2012.
-The Economist Dergisi (01 Aralık 2012 – 07 Aralık 2012).