31 Ocak 2013 Perşembe

Zirvedeki topuk sesleri




Lumberjack’i satın aldıktan sonra rotasını uluslararası sulara yönelten Ziylan’ın kaptan köşkündeki tek kadın olan Jaklin Güner, kadınların iş hayatındaki başarısının önsezi ve empati yetenekleriyle ilişkili olduğu görüşünde. Güner, öfkesini biriktirmemek için her ay bir kez patronuyla eşit koşullarda konuşuyor.
Jaklin Güner, mühendis, 15 yıl YKM’de Genel Müdürlük görevinin ardında 9 ay önce Ziylan Grubu’na transfer oldu. Bu yıl 1 milyar TL ciroyu geçecek olan Ziylan Grubu’nun başına da bir kadın CEO geçmiş oldu. Ziylan Grubu’nun bünyesinde Türkiye’nin ilk ayakkabı mağaza zinciri FLO bulunuyor. FLO mağazalarında Polaris, Kinetix, Dockers gibi markaların yanı sıra çizgi karakterlerin lisanslı ayakkabıları da yer alıyor. Grup geçen yıl da İtalyan Lumberjack’i satın aldı.
Bir dünya markasını satın alan grup, çıtasını yükseltti ve 2023’te Türkiye’den çıkmış 10 global markadan biri olma hedefini koydu. Bu hedefe ulaşmada atılacak adımların başında da kurumsallaşma geliyordu ki Jaklin Güner bu noktada devreye girdi. Ziylan Grubu Başkanı Mehmet Ziylan, dünya markası olma yolundaki grupta dördü kendi ailesinden olmak üzere yedi kişinin yer aldığı yönetim kurulu masasında tek kadın olarak Jaklin Güner’i seçti. Yalnız Jaklin Güner’in bir şartı vardı: Ayda bir kez Mehmet Ziylan’la karşılıklı oturup eşit koşullarda konuşmak. Elbette bu şart da kabul edildi. Güner sorularımı yanıtladı.
 
Tutkularının peşinde...
 
* Uzun yıllar çalıştığınız YKM’den geçtiniz? YKM’nin Boyner grubuna satılması öncesinde orada kadın patronlarla çalıştınız. Şimdi patronunuz erkek. Baktığınızda ne tür farklar görüyorsunuz?
 
YKM’de de kurumsallaşma sürecinde bünyeye katılmıştım. 15 yıllık bir süreçten sonra Mehmet Bey’in (Ziylan) gelecek hedefleri beni çok heyecanlandırdı. Uzun konuşmalardan sonra, grubun Lumberjack’i alması, başka markalar alma iştahı, büyüme tutkusu ve çıtanın çok yukarı konulması beni etkiledi. İş yaparken tutkularımın peşinden gidiyorum. Değişim, hız beni çok heyecanlandırır. Mehmet Bey’in Ziylan Grup için koyduğu gelecek hedefleriyle benim gelecek planlarımın çok örtüştüğünü gördük. Karar almam kolay oldu.  YKM’de de çok güzel günlerimiz oldu. Her birisinin artıları eksileri var. YKM’deki patronlarım Lale Hanım’ın da, Gülay Hanım’ın da kendimi bir kadın olarak geliştirmem noktasında çok ciddi katkıları olduğunu düşünüyorum. Trendler, giyim, stil sahibi olmak, kadının iş hayatında bakımlı olması. Bu konularda çok sohbet ettik, daha sofistike bakış geliştirdim. Erkek patronla olan iletişimde ise ilişki daha matematik, daha rakamlarla akıyor. Ama ben ikisinin de artıları olduğunu düşünüyorum. Ziylan’da 7 kişilik yönetim kurulunda tek kadın üyeyim. İş hayatına Arçelik’te başladım. Çimento sektöründe de Fransızlarla çalıştım.
 
* Bu kadar farklı sektörlerde yöneticilik nasıl olabiliyor?
Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Bizler çok yönlü oluyoruz galiba. Analitik olmayı getiriyor mühendislik. Esasında iş yönetirken yaptığınız şey hep aynı. Her CEO’nun bir yol haritası olmalı.
 
Kârlılığı, pazar payını, üretim tarafını da dikkate almanız lazım. Çok boyutlu bakmalısınız. İnsanlarla çok iyi iletişim kurabildiğimi düşünüyorum. Empati kurabilmek önemli. Bunun da bana çok şey kazandırdığını düşünüyorum. Bazen bir toplantı masasında çok inandığınız bir şeyi hararetle savunurken birinin beden diliyle geride kalması, inanılmaz tehlikeli bir şeyin habercisi olabiliyor.
 
Ben mesela o insanın mutlaka konuşmasını sağlarım. Niçin katılmıyor, herkes inanırken, o niye inanmıyor. Bunları duymak, her sesi duyabilmek önemli. Her karakteri kucaklayabilmek. Bu biraz kadın olmanın da getirdiği artı bir unsur. Her şeyi duymaya hazır olmak. Kadının daha pratik. Aynı zamanda hem evimizi yönetiyoruz, hem işi idare ediyoruz. Çocuğumuzu yönetiyoruz. Kadınsanız hep minimum kaynakla maksimum çıktıyı üretmeniz gerekiyor.
 
Dört yöneticiden biri kadın
 
* Kadın çalışan oranınız nedir?
Kategori ürün direktörlerimizin hepsi kadın. 5 binin üzerinde çalışanı bulunan Ziylan grubunda kadın çalışan oranı yüzde 36. Tüm yöneticiler içindeki kadın yönetici oranı ise yüzde 22-25. Yılda 20 milyon çift ayakkabı satıyoruz. 2014’te mağaza sayısını 300’e çıkarmayı planlıyoruz. İstihdamımıza 600 kişi daha eklenebilir...
 
* İş hayatında kadın yönetici oranının artması için yapılması gereken uygulamalar sizce neler?
Evli kadınlar için eşin desteği çok önemli. Ben konuda çok şanslıydım, eşim hep yüreklendirdi, Şerif’le sınıf arkadaşıydık.
 
Kadınlar öyle formatlanmışlar ki; çok pratikler, empati kurabiliyorlar. İyi bir eğitimle bütün engellerin aşılabileceğine inanıyorum. Kadınlar yaptığı işin sorumluluğunu taşıyor. Yanlış buluyorsa söylüyor, bunun sorumluluğunu yöneticiye pas etmiyor hemen. İşi biraz fazla yaşıyor, biraz fazla içselleştiriyor. Bu bazen bir yönetici için antipatik de olabiliyor.
 
Yani kötü şeyleri duymaya hazır değilse bu rahatsızlık verici gibi algılanabiliyor. Ancak kadının bu kadar sofistike bakması, öngörülerinin bu kadar yüksek olması her zaman hayat kurtarıyor. Güçlü sezileriyle tehlikeyi çok daha hızlı algılayabiliyor.
 
Bunun iletişimini yaparken kullandığı dili iyi seçemezse, yöneticileri tarafından bu farklı okunabiliyor. Açıklık, dik durmak, tutkulu olma ama iletişimi doğru kurmak çok önemli. Bu nedenle belki kadın istihdamını artırıcı çabaları sadece işyeriyle sınırlı tutmamak, eğitim sisteminden, müfredattan başlamak gerekiyor.

İş'te sürpriz atamalar



İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç ve sürpriz bir isim İş Bankası Genel Müdür Yardımcılığı'na atandı .

2002 yılından bu yana İş Yatırım Genel Müdürü olarak görev yapan olan İlhami Koç, İş Bankası'na Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. İş Bankası Hazine ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Erdal Aral ise İş Yatırım Genel Müdürü olarak atandı. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Özcan Türkakın ise Türkiye Sinai Kalkınma Bankası'nda (TSKB) genel müdür olarak atandığı için İş Bankası Genel Müdür Yardımcılığı'ndan ayrıldı. İş Bankası Ekenomik Araştırmalar Müdürü olarak uzun yıllar görev yaptıktan sonra Kozyatağı Kurumsal Şube Müdürü olarak atanan Yılmaz Ertürk de genel müdür yardımcısı olarak İş Kuleler'e geri döndü.

Stratejik Planlama Muzaffer DÖNMEZ

http://tr.scribd.com/doc/123121790/Stratejik-Planlama

Uzay Mekiği'nde nasıl yaşandığını merak ediyorsanız mutlaka izleyin.

http://www.wimp.com/orbitaltour/




http://www.nasa.gov/multimedia/videogallery/index.html

30 Ocak 2013 Çarşamba

Ceza ödemek istemeyen okusun!



30 Aralık’ta yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının getirdiği yaptırımlara dikkat! Gereğini yapmayan, her ay için 5 bin 929 lira ödeyecek.
İşyerleri, dernekler, apartmanlar ‘risk değerlendirme’ ve ‘acil durum’ planlarını bu ay bitirmek zorunda. Aksi halde geç kaldıkları her ay için 5 bin 929 lira ceza verecek.

Yasa tam anlaşılmadı

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 30 Aralık’ta yürürlüğe girdi. Ancak yasanın getirdiği yaptırımlar tam anlaşılmadı. “İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma şartları” ile ‘risk değerlendirme’ ve ‘acil durum’ planları birbirine karıştırıldı.

Plan için süre kalmadı!

50 kişiden az işçi çalıştıran için ‘uzman’ ve ‘hekim’ şartında süre var ancak 1 işçi bile olsa tüm işyerlerinde ‘risk değerlendirme’ ve ‘acil durum’ planı şartı başladı. Planı olmayan şubattan sonra her ay 5 bin 929 lira ceza ödeyecek.

‘Kimse hazırlık yapmış değil’

Kapıcı çalıştıran apartmandan markete, büro işyerinden kamu işyerine kadar herkes ‘iki planı’ da bu ay içinde hazırlamazsa ceza kesilecek. Şubat cezası 4 bin 312, sonraki her ay için 5 bin 929’ar lira olacak. Apartman ve Site Derneği Başkanı Çetindere “Kimse hazırlık yapmış değil” dedi.

İşte Sadettin Orhan'ın konuyla ilgili çarpıcı yazısı

6000 lira ödememek için...

Bildiğiniz üzere İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 30 Aralık 2012 itibariyle çalışma hayatımıza girdi.

Yasayla ilgili özel bir yazı dizisi yayınladık ve aslında pek çok soruya dizi kapsamında cevap verdik. Ancak işveren okurlarımızdan gelen sorulardan, bazı noktalarda hâlâ kafa karışıklığı yaşandığını anlıyoruz.

Kafalar en fazla yasanın hangi maddesinin ne zaman yürürlüğe girdiği konusunda karışıyor. Bu nokta önemli çünkü hangi yükümlülüğün hangi işyerinde ne zaman başlayacağı yürürlük maddelerine göre tespit ediliyor. Yasa, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma şartını takvime bağlıyor. Buna göre söz konusu personeli çalıştırma şartı;

· 50 ve daha fazla çalışanı olan tüm işyerleri için 30 Aralık 2012'de,

· 50 kişiden az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise 30 Haziran 2013'te,

· 50 kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile tüm kamu işyerleri için 30 Haziran 2014'te başlayacak.

Bu tarihlere bakan işverenler, bütün yükümlülükler için bu takvimin geçerli olduğunu zannedebiliyor. Oysa sadece iş sağlığı ve güvenliği personeli çalıştırma şartında erteleme söz konusuyken, yasanın öngördüğü diğer yükümlülükler 30 Aralık 2012 itibariyle başlamış durumda.

Risk değerlendirmesi için erteleme yok

Örneğin yasada yer alan risk değerlendirmesi ve acil durum planlarının bütün işyerlerinde bu ay (ocak) içinde yapılması gerekiyor. Yapılmaması halinde risk değerlendirmesi için 3 bin 234, acil durum planı için 1078 lira idari para cezası uygulanacak. Takip eden her ay için toplamda 5 bin 929 lira ceza tahakkuk edecek. Kapıcı çalıştıran apartmandan marketlere, büro işyerlerinden kamu işyerlerine kadar yaklaşık 1,5 milyon işyerine ceza kesilebilecek.

Örnek: Kapıcı çalıştıran Fidan Apartmanı'nda 2013/Nisan ayında yapılan denetimde, risk değerlendirmesi ve acil durum planı yapılmadığı tespit edilirse, ocak, şubat ve mart ayları için toplam 16 bin 170 TL idari para cezası uygulanacak.

Örnek: Falanköy Belediyesi'nde 2013/Mayıs ayında yapılan denetimde risk değerlendirmesi ve acil durum planı yapılmadığı tespit edilirse, ocak, şubat, mart ve nisan için toplam 22 bin 100 TL idari para cezası uygulanacak.

Örnek: Maçseverler Derneği İstanbul şubesinde bir büro elemanı çalışmaktadır. Dernekte 2013 Şubat ayında yapılan denetimde risk değerlendirmesi ve acil durum planı yapılmadığı tespit edilirse 4 bin 312 TL idari para cezası uygulanacak.

Görüldüğü üzere bir işçinin bile çalıştığı özel/kamu işyerlerinin tamamı 30 Aralık 2012 itibariyle bu yükümlülükleri yerine getirmek zorunda. Ancak işçi çalıştırmayan esnaf işyerleri, cezaevi atölyeleri, TSK, Emniyet ve MİT'e ait işyerleri kapsam dışı sayılıyor.

Sabah ekonomide yaprak dökümü: 3 kişi daha ayrıldı

Sabah ekonomide yaprak dökümü: 3 kişi daha ayrıldı



Sabah Gazetesi'nde görev yapan üç muhabir, serviste yaşanan huzursuzluk nedeniyle işi bıraktı. Sabah Gazetesi Ekonomi Servisi’nde görev yapan üç muhabir görevden ayrıldı..
Oğuz Karamuk yönetimindeki Sabah Ekonomi Servisi’nde bir süredir yaşanan huzursuzluk nedeniyle Dilek Taş, Eylem Aktay ve Elif Akın’ın görevden ayrıldıkları öğrenildi. 




Obama’nın danışmanından şirketlere altın öğütler

Obama’nın danışmanından şirketlere altın öğütler



ABD Başkanı Obama’nın Danışmanı Morse’tan şirketlere altın değerinde öğütler: ”Başarının anahtarı, müşterilerin sorunlarına odaklanmakta”
Akbank ana sponsorluğunda girişimcilere konferanslar vermek üzere Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü “Girişimci Gurusu” Kenneth Morse’un İstanbul ve Ankara’daki “satış stratejileri” odaklı konferansları büyük ilgi topladı. Morse; Mart ve Mayıs aylarında ise ayrıca “yönetim ekipleri oluşturmak ve büyümenin finansmanı” konulu konferanslar gerçekleştirecek.
Girişimciler için özel ürün ve hizmetler geliştirerek sektöre öncülük yapan Akbank, bu desteklerini yalnızca finansal alan ile sınırlı tutmuyor. Dünyaca ünlü “Girişimcilik Gurusu” ve ABD Başkanı Barack Obama'nın Danışmanı Kenneth Morse, konferanslar vermek üzere, girişimcilerin eğitimine de büyük önem veren Akbank'ın ana sponsorluğunda Türkiye'ye geldi. Morse, Türk girişimcilere şirket başarısında müşteri odaklı çalışmanın önemini anlattı. Dünyada örnek girişimleri ve konferansları ile anılan Kenneth Morse, Akbank sponsorluğu ile geldiği Türkiye'de vereceği toplam 4  konferansın 2’sini İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdi.
Akbank sponsorluğunda gerçekleştirilen  bu konferanslarla girişimciler küresel gelişmeleri ve yeni trendleri yakından izleyebilme fırsatı yakaladı. İlk iki konferans ”Azimli Türk Girişimciler için Küresel Satış Stratejileri konusuyla gerçekleştirildi.
Girişimcilik ekosistemine değer katacak projelere devam edeceğiz
 Workshopların açılış konuşmasını yapan Akbank Ticari ve KOBİ Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür, girişimciliğin de küreselleşme ile birlikte  ekonominin önemli bir bileşeni konumunda olduğunu, bir girişimin hayata geçebilmesi için orijinal bir iş fikri ve bu iş fikrinin uygulamaya konulabilmesi için gerekli finansman ve yönetim tecrübesinin bir araya getirilmesi gerektiğini belirtti.
Bu alana en çok finansman sağlayan kesimlerden birinin de melek yatırımcılar olduğuna işaret eden Kaan Gür, ayrıca çeşitli yatırım ajanslarından, sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok kaynak sağlayıcının da bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Akbank olarak girişimcilik ekosistemine değer katmak için farklı alanlarda çözümler üretmeye devam ediyoruz. Akbank olarak her yeni girişimin, geleceğin başarılı KOBİ’sine dönüşmesi için, yeni ürün, hizmet, finansman modelleri, eğitim programları, çeşitli yarışmalar,  işbirlikleri gibi çok geniş bir çözüm yelpazesi ile girişimcilerimizin yanında oluyoruz. Bu çalışmalarımız kapsamında geçtiğimiz yıl içinde etkin girişimcilere maddi ve manevi desteği bir arada sunmayı hedefleyen Endeavor Türkiye girişimcilerine yönelik uygun teminat koşullarında, uzun vade, düşük faiz gibi avantajları içeren bir kredi havuzu oluşturduk. Üniversite öğrencilerinin girişimlerinin ödüllendirildiği Global Üniversiteli Girişimci Yarışması’na Akbank olarak ikinci kez destek verdik.  Ayrıca 2007 ve 2009 yıllarında Sabancı Üniversitesi ile birlikte girişimcilere kurmak istedikleri işleri nasıl tasarlayacakları, uygulamaya koyacakları ve yönetecekleri konularında yol göstermek, destek olmak ve eğitmek için gerçekleştirdiğimiz “Akbank Girişimci Geliştirme Programı”nı  bu yıl da hayata geçirdik. Akbank olarak girişimci şirketler ile bir araya gelerek liderlik, yönetim, girişimci finansmanı konularını tartıştığımız “İyi Yatırım” ve “İyi Girişim zirvelerini düzenliyoruz.  Finansal anlamda desteğimizi de kesintisiz olarak sürdürüyoruz. Akbank olarak, yeni bir işletme kurarak, ticari faaliyetlerine başlamış olan girişimciler için Girişimci Destek Paketi’ni hazırladık. Akbank olarak girişimciliği teşvik eden çalışmalara öncülük ederek, ülkemizde daha fazla girişimci yetiştirilmesine ve girişimciler için fırsatların artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
 Dünyaca ünlü Yatırımcılık Gurusu ve ABD Başkanı Barack Obama'nın Danışmanı Prof. Kenneth Morse da, büyümeye istekli şirketler için satış kadar yaptıkları alımların da büyük önemi olduğuna dikkat çekti ve girişimcilere, "Ekonominin mevcut çetin koşullarında, yapılacak tüm alımların üç aşamalı kontrolü gerekir. Şirketlerin ayakta kalmalarının en önemli koşullarından olan sermayenin devir hızının artırılması için satışlar, ideal aktif verimliliğine göre ayarlanmalıdır" önerisinde bulundu. Müşteri sorunlarının çözümlenmesine odaklanmanın ve bu konunun üzerinde ciddi bir şekilde durmanın şirketlerin başarısında anahtar olduğuna da dikkat çeken Morse, "Eğer CEO'nuz kendisini müşterilere önemli ölçüde değer yaratmaya adamamışsa, müşteri odaklı çalışmıyorsa,  kendisini ya işten çıkarın ya da şirkette başka bir pozisyona kaydırın. Çünkü, bu nitelikte birisi o pozisyonda kaldığı sürece şirketiniz başarılı olamaz" dedi. İyi pazarlamanın bir sanat değil, bilim olduğunu da vurgulayan Morse, etkin satış yöntemleri ve müşteri ilişkileri yönetimi konularının öğrenilebileceğinin altını çizdi.
 Girişimcilik konusunda danışmanlık vermekte olan Prof. Kenneth Morse, ayrıca ABD Başkanı Barack Obama’ya bağlı ABD Ulusal İnovasyon ve Girişimcilik Danışma Kurulu üyeliğini de yürütüyor. M.I.T. Enterprise Forum Direktörü ve iletişim teknolojisi şirketi 3Com'un ve Aspen Teknolojinin kurucu ortağı da olan Kenneth Morse, ayrıca dört yüksek teknoloji şirketinin daha kurucu ortaklığını yaptı.  Kenneth Morse, 13-14 Mart'ta “Dünya Çapında Yönetim Ekiplerini Tasarlamak, Öncülük Yapmak ve Kurmak” ve 2-3 Mayıs’ta “Azimli Türk Girişimleri İçin Büyümenin Finansmanı” konularında konferanslar  da gerçekleştirecek. Konferanslara katılım göstermek isteyenler http://www.entrepreneurship-turkey.com/ adresinden kayıtlarını yapabilecekler.

GFK'dan kendi şirketiyle ilgili kaçakçılık ihbarı




GFK dan kendi şirketiyle ilgili kaçakçılık ihbarı





Alman piyasa araştırma grubu GfK , Türkiye'deki yan kuruluşu olan GfK Araştırma Hizmetleri adlı şirkette vergi ve sigorta yolsuzlukları yapılmış olabileceğini ve bu konuda Türk makamlarıyla işbirliğine hazır olduğunu açıkladı. Şirket dün yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:
"Şirket, Türkiye'deki yan kuruluşunda vergi kaçırma yapıldığı konusunda kuşku yaratan bulgular elde etmiştir. İlk belirtilere göre şirketin daha önceki yönetim kadrosu, birkaç yıldır vergi ve sosyal sigorta yükümlülüklerini yerine getirmeyerek GfK'yı dolandırmıştır."
"GfK, bu durumu Türk makamlarına kendisi ihbar etmiştir" diyen Alman şirketi Türk yetkililerle işbirliği yapacağını ve eski yönetimde bulunan ve sorumluluk taşıyan kişilere karşı ceza ve tazminat davaları açacağını da belirtti. Şirket, GfK Araştırma Hizmetleri'nin yol açtığı olası geçmiş vergi ve sigorta mükellefiyetlerini karşılamak için 2012 hesaplarına 21 milyon euroluk bir fasıl ekleyecek.

Gıda devi icra ve hacizlerle boğuşuyor




Gıda devi icra ve hacizlerle boğuşuyorÜç yıl önce halka açılan Mango Gıda’dan bir hafta içinde ikinci ‘kötü’ haber geldi.Geçtiğimiz hafta borçlardan ötürü bir dizi tesisin satışa çıkarılacağı, paketleme işinden çıkılacağı açıklanırken bu sabah da şirkete yönelik icra ve haciz kararları açıklandı. Piyasa değeri 23,9 milyon TL olan şirket 38,2 milyon liralık haciz baskısı altında.
Mango Gıda'nın 30 yıl geriye dayanan hikâyesi ise Kadıköy Hali'nde sırtta taşınan sebze-meyve kasalarına uzanıyor.
Ayhan Karak ve Mehmet Yayla’nın 2000 yılında kurduğu Mango Gıda Sanayi Ticaret A.Ş. Mayıs 2010’da halka açılmıştı. Şirket yüzde 34’lük hissesini halka arz etmişti.
Büyük marketlerin meyve sebze ihtiyacını karşılayan şirket aynı zamanda Rusya’ya önemli miktarda ihracat yapıyordu.  Ancak şirketten son 1 hafta içinde Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan iki açıklama şirketin önemli bir mali darboğaz içinde olduğunu gösteriyor.
Şirket ilk açıklamasında, paketleme tesislerinde beklediği verimi elde edemediğini, ihracatta yaşanan sorunlar nedeni ile bazı tesis ve gayrimenkullerin elden çıkarılacağı, 80 kadar çalışanın da işine son verileceği açıklanmıştı.
Mango Gıda'dan bu sabah KAP’a yapılan açıklama ise, karşı karşıya kalınan haciz ve icra takiplerine ilişkin bilgiyi içeriyor. Buna göre alacaklılar tarafından Mango Gıda’ya 1 milyon 40 bin liralık haciz işlemi yapıldı, 12,3 milyon liralık icra ödeme emri gönderildi çekilen ihtarname tutarı ise 24,9 milyon lira. Anılan rakamların toplam tutarı 38,2 milyon lira. Yüzde 84 hissesi halka açık olan şirketin piyasa değeri ise 23,9 milyon lira seviyesinde.
Mango Gıda Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve şirketin ortaklarından Ayhan Karak, KAP’a yaptıkları ilk bildirim sonrası hürriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada, ihracatta özellikle Rusya'da yaşanan zorluklar ve düşük verimlilik nedeniyle paketleme tesislerinde istenilen kapasiteye bir türlü ulaşamadıklarını ve bazı tesisleri elden çıkarma kararı aldıklarını söylemişti.
Ayhan Karak anılan açıklamasında, Adana'da 22 dönüm üzerine kurulu narenciye paketleme tesisi ile İstanbul Samandıra'da bulunan 3.5 ton dönümlük tesisi satacaklarını açıklamıştı. Karak, "İki tesisin satışından 15-20 milyon TL arası gelir bekliyoruz. Adana'daki tesis sektörden bir firmaya gidebilir ama İstanbul için bir şey diyemem. Sonraki dönemde de birkaç tane daha satacağımız atıl varlığımız olacak. Onlardan da 3-4 milyon TL arası gelir sağlayabileceğimizi düşünüyorum" bilgisini vermişti.
HALDE HAMALLIK YAPTI
Mango Gıda’nın resmiyete 2000 yılında kurulsa da şirketin hikâyesi çok daha geriye dayanıyor. Şirketin hikâyesi 33 yıl kadar önce Kadıköy Hali’nde yazılmaya başlandı. Ayhan Karak henüz 8-10 yaşlarındayken, Kadıköy Hali'nde hamal olan babasıyla birlikte çalışır.
Öğleden sonraları okula da giden Karak, daha gün ışımadan Kadıköy Hali'ndeki yerini alır. Babasıyla birlikte sebze-meyve kasalarını taşıyan Karak, taşıdıkları her kasa başına bahşiş alır. Bir süre halde hamallık yapan Karak, daha sonraları kendi adına ürün ekimi yaptırmaya başlar.
Antalya ve Bursa'da ektirdiği sebze-meyveleri halde satmaya başlayan Karak, 2000 yılına gelindiğinde ise Mehmet Yayla ile Mango Gıda'nın temelini attı.





CeBIT'e yeni partner ülke

CeBIT e yeni partner ülke




Almanya – Polonya Bilişim Teknolojileri Zirvesi 5 Mart 2013'te Hannover'da düzenlenecek. Alman bilişim sektörü birliği BITKOM ve ileri teknoloji sektörünün en önemliği etkinliği olan CeBIT, Doğu komşularını Resmi 2013 Partner Ülkesi olarak adlandırdı.
“Uzun yıllardır Almanya’nın en önemli ticaret ortaklarından biri olan Polonya, aynı zamanda hızlı ve yenilikçi bir ekonomiye sahip" şeklinde konuşan BITKOM Başkanı Dr. Dieter Kempf sözlerine şöyle devam etti:
“Komşumuz, ileri teknoloji sektöründeki şirketler için cazip ve gelecek vaat eden bir pazardır. Alman şirketlerinin giderek artan bu karşılıklı alışverişten kazanacağı çok şey var.” Daha fazla işbirliği, KOBİ’lerin de uluslararası ticari faaliyetlerini geliştirmelerine kesinlikle yardımcı olacaktır.
Deutsche Messe AG’nin CeBIT Yönetim Kurulu Üyesi Frank Pörschmann, konu ile ilgili şu sözleri sarf etti: “Polonya ekonomisi olumlu bir büyüme seyri izliyor. Hatta Avrupa’nın umut ışığı denebilecek bir konumda. Bu nedenle CeBIT 2013’te Polonya’yı Partner Ülkemiz olarak ilan etmekten mutluluk duyuyoruz.
Bu durum, dijital sektördeki çok sayıda nitelikli uzmanı sayesinde muazzam bir potansiyele sahip olan ülkenin, kendisini cazip ve oldukça yetkin bir ticari lokasyon olarak sunması için fırsat niteliğindedir.”
Deutsche Messe ve BITKOM, Polonyalı şirket ve kuruluşlarla yakın iş ilişkileri geliştiriyor. 2013 Partner Ülke konsepti, iki yeni işbirliği sözleşmesine dayanmaktadır. Bu sözleşmelerin birincisi, BITKOM ile Polonya Bilişim sektörü arasında, ikincisi ise Deutsche Messe ile Polonya Ekonomi Bakanlığı arasında imzalandı. Berlin’de demeç veren Polonya Ekonomi Bakanı Dariusz Bogdan ve CeBIT başkanı Frank Pörschmann, dün, ileride gerçekleşecek işbirliğine yönelik bir beyanname imzaladılar.



Kırmızı bültenle aranan holding patronu kim?



Kırmızı bültenle aranan holding patronu kim?



Kırmızı bültenle aranan Bayındır Holding'in sahibi Kamuran Çörtük'ün fotoğrafının Türk Interpol'ü tarafından uluslararası Interpole iletilmediği ortaya çıktı. Bu nedenle Interpol tarafından Çörtük hakkında hazırlanan bültene fotoğraf eklenmedi. Bu durum Çörtük'ün yurtdışına çıkışta herhangi bir engelle karşılaşmamasını sağladı
Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlamasıyla Romanya adli makamlarınca hakkında Interpol tarafından kırmızı bülten çıkarılan Bayındır Holding'in sahibi Kamuran Çörtük'ün fotoğrafı Türk Interpol'ü tarafından uluslararası Interpol'e iletilmeyince kırmızı bülten dosyasının fotoğrafsız oluşturulduğu ortaya çıktı.
İsmi Ergenekon davasına da karışan bir dönemin ünlü iş adamı Kamuran Çörtük, Romanya'nın başkenti Bükreş'te BancaTurco-Romana SA Bucuresti adlı bir banka kurmuştu. İşadamı Çörtük, evrakta sahtecilik yaparak bankayı 50 milyon 733 bin dolar zarara uğrattıkları gerekçesiyle Romanya 1. Sektör Mahkemesi tarafından yargılandı. Bu süreçte Kamuran Çörtük hakkında Romanya Interpol'ü tarafından kırmızı bülten çıkarılmıştı.
FOTOĞRAFTA İSTİSNA ÇÖRTÜK
Çörtük hakkında hazırlanan kırmızı bülten için Türk Interpolü'yle temasa geçilerek Çörtük'le alakalı kişisel bilgiler ve fotoğraflar istendi. Ancak Çörtük'ün fotoğrafı Interpol'e iletilmeyince bülten fotoğrafsız olarak oluşturuldu. Interpol tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarılan diğer Türklerin dosyalarının fotoğraflı olduğu ancak Kamuran Çörtük'ün dosyasında fotoğraf bulunmadığı anlaşıldı. Bu sayede, Çörtük'ün yurtdışında istediği bir ülkeye kolayca gidebileceği belirtiliyor.
Demirel'in aile fotoğrafındaydı
İşadamı Kamuran Çörtük'ün adı ANASOL-D hükümetinin düşmesine neden olan Türkbank'ın batırılması olaylarına da karıştı. Kamuran Çörtük ismi Ergenekon davası dosyasına da girmişti. İşadamı Kamuran Çörtük'ün davanın tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün emri altında çalışan isimlerden biri olduğu iddia edilmişti. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 'İşte ailem' diye gösterdiği fotoğrafta yer alan Çörtük'e Demirel'in 'manevi oğlum' dediği biliniyordu.

Selocan'ın kaderini Karamehmet belirleyecek



Selocan ın kaderini Karamehmet belirleyecek





Mahkeme, Altimo'ya Turkcell hisselerini sahiplenme hakkı verirken, Çukurova'ya da krediyi geri ödeyerek hisseleri geri alma hakkı verdi.
Privy Council, Turkcell’in hissedarları Çukurova Grubu ve Rus Altimo arasında şirketin yüzde 13,81 hissesinin sahipliğine ilişkin davada nihai kararını verdi.
İngiliz Yüksek Mahkemesi Privy Council, Altimo’nun Çukurova’daki Turkcell hisselerini sahiplenme hakkı bulunduğuna karar verirken, Çukurova grubu mahkemenin Turkcell’de ortak hakimiyet hakkı veren hisselerin mülkiyetine dair davada nihai kararın Çukurova lehine olduğunu bildirdi.
Çukurova, Mahkeme’nin Rus Alfa’nın öne sürdüğü teknik temerrüt iddialarından sadece bir tanesinin gerçekleştiğini, temerrüdün bilinçli olmadığını ve Alfa’ya zarar vermediğini belirttiğini açıkladı.
Çukurova, mahkemenin Çukurova’nın krediyi geri ödeyerek hisseleri geri alma hakkına sahip olduğuna hükmetti. Hisseleri elden çıkaran Çukurova’ya tazminat ödenmesi gerektiğine hükmeden Mahkeme, Çukurova’ya ödenecek tazminat tutarını belirlemek için yeterli bilgiye sahip olmadığını açıkladı.
Mahkeme, taraflardan daha fazla bilgi isteyerek, bir karar daha vereceğini bildirdi.





Petrol aramak için 130 Milyon Dolara sismik gemi aldık


Petrol aramak için 130 Milyon Dolara sismik gemi aldık




 TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yıldız, denizlerdeki petrol ve doğalgaz aramalarıyla ilgili yapılan çalışmalarda bugün itibariyle önemli bir noktaya ulaşıldığını ve sismik aramalarla alakalı 6-7 aydan beri yürüttükleri çalışmalarda son aşamaya vardıklarını söyledi.
 2 ve 3 boyutlu sismik aramalarla alakalı uluslararası arenada başarısını kanıtlamış bir sismik gemi satın aldıklarını açıklayan Yıldız, "130 milyon dolar civarında bir ödeme yaptık. Bugün de Çanakkale Boğazı'ndan inşallah geçişini yapacak ve İstanbul'a doğru da yol alacak" diyerek şöyle devam etti:
 "Gemi öncelikle Karadeniz'de daha sonra da Akdeniz'deki sismik aramalar yapacak. 3 boyutlu yaptığı için de daha hızlı mesafe alacağımızı düşünüyorum. Sayın Başbakanımıza arz ettiğimde isminin Barbaros Hayrettin Paşa konmasını da onayladılar, uygun gördüler. Bu bizim özellikle karadaki yaptığımız çalışmalara ek olarak denizdeki yaptığımız çalışmaları ve uluslararası anlaşmalara zemin oluşturacak yapıyı çok güçlendirecek, hızlandıracak. Bunu hep beraber inşallah görmüş olacağız. Bu manada ben ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum."
 Daha önce de Şubat ayında doğalgaza zam yapılmayacağı yönündeki açıklamalar yapan Bakan Yıldız'a sını hatırlatması üzerine, ham petrolün fiyatında ciddi bir sıçrama olmaması, döviz fiyatlarında büyük bir hareketlilik izlenmediğini belirterek, "Şubat ayında doğalgaza zam yapılmayacak" dedi.

Park Bravo Group ile Inglot yollarını ayırdı.








Dünyada 240 mağazası bulunan ve 2007 yılında Park Bravo Group ile Türkiye kozmetik piyasasına giren Inglot markası artık yola tek başına devam etme kararı aldı.




2007 yılında Park Bravo Group ile Türkiye kozmetik piyasasına giren Inglot markası artık yola tek başına devam etme kararı aldı. Konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, "Park Bravo Group, bünyesinde bulundurduğu markalar ile kaliteli hizmet vermeyi ilke edinmiştir. 2007 yılında Park Bravo Group ile Türkiye kozmetik piyasasına girmiş olan Inglot markasının 2013 yılı Ocak ayı itibariyle Park Bravo Group çatısı altında hizmet vermeyeceğini duyurmak isteriz" denildi.

Polonya'da kuruldu...

Türkiye'de beş ilde 10'u aşkın mağazası bulunan Inglot, 1985 yılında kimyager Wojciech Inglot tarafından Polonya’da kurulmuş. Amerika, Kanada, Polonya, İngiltere, Avusturalya, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan olmak üzere dünyada 240 mağazası bulunan marka Türkiye pazarında 2007 yılından bu yana faaliyet gösteriyor.

NACE kodlaması ortalığı karıştırdı, oda ve borsa seçimleri ertelendi



Firmaların faaliyet alanlarının AB normlarına göre sayısal olarak kodlanmasıyla ilgili NACE uygulamasında, özellikle meslek gruplandırmaları tepki çekti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin bazı üyeleri, NACE sistemiyle birbiriyle alakası olmayan sektörlerin aynı grupta toplandığı iddiasını dile getirirken, TOBB’un talebi üzerine oda ve borsa seçimleri ertelendi.

NACE’ye ilk tepki, İSO Meclis üyelerinden geldi. Meclis üyelerinden Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, İSO’da belli sektörlerin temsil gücünün zayıflatıldığını ileri sürdü. NACE’nin birbirine yakın aynı sektörlerin temsil edilmesi için yapılan bir organizasyon olduğunu vurgulayan Dalgakıran, “Ben 28. gruptayım ve makine üretiyorum. Benim grubumun içerisinde tekstil imalatçıları, kağıt atıkları, balya, geri dönüşümcüler, civatacılar, çelik konstrüksiyoncular, mutfakçılar, 60’a yakın makine ile hiç alakası olmayan gruplar var. Bunun sorumluluğu TOBB’dadır. Yapılan uygulama son derece faşizan bir uygulamadır. Konuyu mahkemeye taşıyacağız.” dedi. İTHİB Başkanı İsmail Gülle de, konunun İSO'da temsil ettiği, mensubu olduğu sektörün “tamamen asimile edilmesiyle alakalı” olduğunu söyledi.

Eleştirilerin odağındaki TOBB adına, TOBB Başkan Yardımcısı da olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş bir açıklama yaptı. “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından şirket bazında tespit edilen en yüksek cironun sağlandığı sektör, o şirketin esas faaliyet kodu olarak belirlendi.” diyen Yalçıntaş, komitelerin oluşturulmasında AB tarafından da kullanılan dikey ve yatay faaliyet bağlantılarını gösteren matrislerin kullanıldığını söyledi. Yalçıntaş, şunları kaydetti:

“Bir NACE kodu, ya altındaki veya üstündeki NACE kodlarıyla birleştiriliyor ya da o faaliyetin tedarik zinciri içindeki yakın faaliyetleri ile birleştiriliyor. Mesela gıda üreticileri, NACE’de 10, 11 ve 12 ile başlayan kodları kapsar. Bunların toplamı grup kurmaya yetmiyorsa önümüzde 2 seçenek var: Birincisi 13 ve 14 ile başlayan kodlarla birleştirmek. Buna dikey birleştirme diyoruz. Diğer bir metot da yatay birleştirme. Yani gıdacıları ya hammadde aldıkları tarımcılarla birleştirmek ya da mal sattıkları gıda toptancıları ve perakendecileri ile birleştirmek.”

Meslek grubu kurmak için gereken minimum üye sayısının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yükseltildiğini belirten Yalçıntaş, eskiden 100 üye ile grup kuran odaların, grup kurması için gereken üye sayısının 150’ye, 25’le kuran odaların 50’ye çıktığını kaydetti. Yalçıntaş, İTO’da 90 olan grup sayısının 71’e, İzmir Ticaret Odası’nda 87’den 76’ya, İSO’da 56’dan 42’yi indiğini, Türkiye genelinde 252 ticaret ve sanayi odasının 111’inde meslek grubu sayısının azaldığını sözlerine ekledi. Yalçıntaş, “Gruplandırmayı yeni öğrendik.” diyen Meclis üyelerine de “Aktif olan tüm firmalara ulaşıldı ve NACE kodu tebliğ edildi. Faaliyet kodlarına yaklaşık 18 bin itiraz geldi. 15 bin itiraz haklı bulunarak NACE kodları değiştirildi.” yanıtını verdi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise “Birbiriyle alakası olmayan sektörler aynı grupta toplanarak bazı sektörlerin temsil gücünün bilinçli olarak zayıflatıldığı” tepkilerine ilişkin olarak, “Devrim diyorsak bir şeyleri devirmesi lazım. İddiaların hepsi gerçekdışı. Bu çalışma yapılmadan önce Türkiye’de oda seçimleri tamamen oda başkanlarının insiyatifinde, dilediği şekilde gruplar oluşturmak, dilediği şekilde meclis üyelerini yönlendirecek şekilde sürdürülüyordu. Alışkanlıklarını terk etmek istemeyen kesimler tepki verecektir. Arkadaşlarımızın bilgi eksikliği olabilir. İnsanın bilmediğine karşı saldırıya geçmesi bilgece bir tutum değil.” diye konuştu.

Tartışmalar üzerine TOBB, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na başvurarak, yeni meslek gruplandırmalarına ilişkin itirazların sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesini teminen oda ve borsa seçimlerinin makul bir süre ertelenmesi talebinde bulundu. Talebi değerlendiren Bakanlar Kurulu, bu hafta sonu fiilen başlaması gereken oda ve borsa seçimleri ile TOBB Genel Kurulu’nun ertelenmesini kararlaştırdı. 29 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre; 5174 sayılı TOBB Kanunu’na göre Şubat ayında başlayıp Mart ayında tamamlanması gereken oda ve borsa seçimleri, Mayıs-Haziran aylarında, Mayıs ayında yapılması gereken TOBB Genel Kurulu ise Ağustos ayında yapılacak.



Ocak’ta tüketici güveni ve sektörel güven arttı



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sektörel Güven Endekleri ile AB ile uyumlaştırılmış yeni yöntemle hesaplanan Tüketici Güven Endeksi’nin Ocak ayı sonuçlarını açıkladı.

TÜİK verilerine göre; bir önceki ayda 92,9 olan hizmet sektörü güven endeksi %2,1 artarak 94,9, 89,5 olan perakende ticaret sektörü güven endeksi %6,1 artarak 95, 71,8 olan inşaat sektörü güven endeksi ise %12,2 artışla 80,6 değerine yükseldi.

Hizmet sektörü güven endeksindeki artış, gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisindeki %16,8’lik artıştan kaynaklandı. Son üç aylık dönemdeki iş durumu ve hizmetlere olan talep alt endeksleri ise sırasıyla %7,3 ve %4,6 azaldı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksindeki artışa ise gelecek üç aylık dönemdeki iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksindeki %23,3 ve mevcut mal stok seviyesi alt endeksindeki %6’lık artış kaynaklık etti. Son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar alt endeksinde ise %10,6 azalma yaşandı.

İnşaat sektörü güven endeksindeki artış da, gelecek üç aylık dönem için toplam çalışan sayısı beklentisi ve alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi değerlendirmelerinin iyileşmesinden kaynaklandı. Söz konusu alt endeksler sırası ile %17,4 ve %5,9 arttı.

0-200 aralığında değer alabilen Sektörel Güven Endeksleri’nin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini gösteriyor.

Bu arada, TÜİK ve Merkez Bankası işbirliği çerçevesinde 2003 yılından itibaren “Aylık Tüketici Eğilim Anketi” sonuçlarına göre hesaplanan aylık tüketici güven endeksinin hesaplama yönteminde AB ile uyumlaştırmaya gidildi.

Tüketici güven endeksinin hesaplanmasında, Ocak 2013 tarihinden itibaren Hanehalkı İşgücü Anketi’ne ekli uygulamaya son verildi. AB programına tam uyumlu yeni uygulama; anket uygulanan birim, anket soruları, sorularda karşılaştırma yapılan dönem, endeksin hesaplandığı sorular ve endeks yayımlama tarihinde değişiklikler içeriyor. Tüketici güven endeksi Ocak 2013’ten itibaren beş yerine dört alt endeks kullanılarak hesaplanmaya başlandı. Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabiliyor. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.

TÜİK, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarından yeni yöntemle hesaplanan tüketici güven endeksi Ocak ayı sonuçlarını da açıkladı. Tüketici güven endeksi, 2013 Ocak ayında bir önceki aya göre %3 oranında arttı; 2012 Aralık ayında 73,6 olan endeks Ocak ayında 75,8 değerine yükseldi.

Gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali endeksi bir önceki aya göre %7,9 oranında artarak; Aralık ayında 21,3 değerinden, Ocak ayında 22,9 değerine yükseldi.

Hanenin gelecek 12 aylık döneme ilişkin maddi durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre %5,9 oranında arttı. Aralık ayında 86,7 olan endeks değeri Ocak ayında 91,8 oldu.

Aralık 2012’de 94,3 olan genel ekonomik durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre %3,3 oranında artarak, Ocak ayında 97,4 değerine yükseldi.

Aralık ayında 92,1 olan gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısı beklentisi endeksi bir önceki aya göre %1,2 oranında azalarak; Ocak ayında 91 değerine geriledi

29 Ocak 2013 Salı

En Zorlu 15 Mülakat Sorusu ve Cevapları




1-NİÇİN BU ALANDA ÇALIŞMAK İSTİYORSUNUZ?
YANLIŞ CEVAP:
''Alışveriş yapmayı çok severim, çocukken bile saatlerce katalogları incelerdim.''
Sizi işe alacak yetkili için neyi sevip sevmediğiniz hiç önemli değildir. Belli bir alandaki geçmişinizi ve varsa başarı öykülerinizi anlatmaya odaklanın.
DOĞRU CEVAP:
''Alışveriş yapmayı her zaman sevdim ama bir mağazada çalıştığımdan beri benim ilgimi çeken asıl kısım işin pazarlama kısmı oldu. Çalıştığım yerde ürettiğimiz kıyafetler çok kaliteliydi ama düzenli bir satışımız yoktu. Bu yüzden bir işletmeciyle pazarlama stratejileri üzerine çalıştım ve satışlarımız ilk yılda %25 arttı. Bu endüstri dalında başarılı olmak çok harika bir histi ve kendimi ürünlerin tanıtımı ve pazarlanmasına adadım.''
2- BİZE KENDİNİZDEN BAHSEDİN
YANLIŞ CEVAP:
''Michigan Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden geçen yıl mezun oldum ama biyolojinin benim ilgi alanım olmadığının farkına vardım. Böylece başka bir alanda ilk işimi buldum ve satış departmanında işe başladım. Daha sonra bir hukuk firmasının mali işleriyle ilgilendim. Son olarak da  birkaç aylık bir tatil arasından sonra tekrar pazarlama dalında çalışmak istedim ve işte daha rekabete açık bir pozisyon için buradayım.''
Kendiniz hakkında  kronolojik bir sıralama vermektense, güçlü yanlarınız üzerinde durun ve başvurduğunuz pozisyona uygun olarak örneklerle, bu alandaki başarılarınızı kanıtlayın.
DOĞRU CEVAP:
''Çok  güçlü iletişim kurabilen biriyimdir. Satış departmanında iki yıl çalışmak kendime olan güvenimi arttırdı ve müşterinin güvenini kazanmanın önemini kavrattı. Ayrıca bu işte gerçekten başarılı olabileceğimi anladım. Son işimde firma için müşterilerinin devamlılığını sağlama ve yeni müşteriler bulabilmek adına bir mektup stratejisi belirledim. Bunun sonucunda firmanın karı 2 yılda %10 artış gösterdi. Ek olarak, firmaların daha iyi pazarlama olanakları bulmak adına internet ortamından nasıl yararlanabileceğine   dair yeni fikirler üzerinde çalışıyorum ve bu fikirleri seve seve sizin için hayat geçirebilirim.''
3- ESKİ PATRONUNUZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
YANLIŞ CEVAP:
''Gerçekten yeteneksiz biriydi ve onunla çalışmak bir kabus gibiydi ki bu yüzden işten ayrıldım.''
Unutmayın ki eğer işe alınırsanız  bunları anlattığınız kişi bir gün patronunuz olabilir. İşe alacakları birinden isteyebilecekleri son şey büyük ihtimalle ağzının bozuk olmasıdır. Eski patronunuzdan kötü bahsetmektense, pozitif yaklaşın ve ondan ne öğrendiğinize odaklanın.(gerçekte ne kadar kötü biri olsa bile)
DOĞRU CEVAP:
''Eski patronum işlerin zamanında bitirilmesi konusunda çok hassastı ve bu konuya her şeyden çok önem verirdi. Onun bu tutumu beni daha çok çalışmaya itti ve işlerin zamanında bitirilmesinin önemini kavramamı sağladı.''
4- NİÇİN ŞİMDİKİ  İŞİNİZDEN AYRILMAK İSTİYORSUNUZ?
YANLIŞ CEVAP:
''Patronuma ve yaptığım işe katlanamıyorum.''
Yaptığınız işle ve patronunuzla ilgili kötü konuşmamanız gerektiğini tekrar hatırlayın ve olumlu yönler üzerinde durun.
DOĞRU CEVAP:
''Şu anki rolümden çok şey öğrendim, ama şimdi sınırlarımı genişletmek ve yeni yetenekler kazanmak için,  potansiyeli olduğunu düşündüğüm yeni bir iş arıyorum.''
5- 5 YIL İÇİNDE KENDİNİZİ NEREDE GÖRÜYORSUNUZ?
YANLIŞ CEVAP:
''Miami'de bir plajda rahatlarken'' veya ''sizin firmanızda çalışırken.''
Bu soru için gerçekten doğru bir cevap yoktur ama karşınızdaki kişi sizden amaçlarınızı, kariyeriniz doğrultusundaki planlarınızı ve kendinizi onun şirketine adayıp adamayacağınızı duymak ister. Yani hayallerinizi anlatmaktan veya esprili olmaya çalışmaktansa, onlara eylemlerinizdeki kararlılığınızı  ve sorumluluklarınızın bilincine sahip olduğunuzu gösterin.
DOĞRU CEVAP:
''Beş yıl içinde bu iş dalında daha donanımlı hale gelmeyi istiyorum. Ayrıca insanlarla birlikte çalışmayı çok seviyorum ve firmada iletişim becerilerimi ve iş hakkındaki bilgilerimi daha verimli kullanabileceğim bir yönetici pozisyonunda çalışmayı hedefliyorum.''
6- EN BÜYÜK ZAYIFLIĞINIZ NEDİR?
YANLIŞ CEVAP:
''Çok çalışmayı sevmem'' veya ''Sarışın olmak.''
Bu soru pozitif bir etki bırakmak için çok büyük bir fırsattır. Ama soruya bir klişeyle veya gereksiz bir şakayla cevap vermek yerine üstesinden geldiğiniz bir zayıflığınızı örnek gösterebilirsiniz.
DOĞRU CEVAP:
''Topluluk karşısında konuşma yaparken kendimi hiç rahat hissedemezdim ve bu sizin de bildiğiniz gibi iş alanında benim için büyük bir engeldi. Bunun büyük bir sorun olduğunu fark ettikten sonra eski patronuma bu konuda bir kurs almak istediğimi belirttim ve bir kursa kaydoldum. Bunun sonucunda bu engelin üstesinden geldim. O zamandan beri çok önemli yöneticiler karşısında birçok sunum yaptım ve gayet başarılı oldum. Bu işi yapmayı hala sevmiyorum ama kimse başarısız olduğumu söyleyemez.
7-MAAŞ KONUSUNDA BEKLENTİLERİNİZ NEDİR?
YANLIŞ CEVAP:
''Bundan önceki işimde 35 bin dolar civarında kazanıyordum, yani artık 40 dolar civarı bir beklentim var.''
Kesin rakamlar vermekten kaçınmalısınız. Maaş konusunda pazarlık etmeye çalışırsanız işi kaybedersiniz. Beklentinizin para değil iş olduğunu defalarca tekrarlayın. Eğer bir miktar belirtmek zorundaysanız çalıştığınız konum ve yaşadığınız şehre bağlı geniş tabanlı bir miktar belirtin.
DOĞRU CEVAP:
''Kazanacağım paradan çok çalışacağım konumla ilgileniyorum. Beş yıllık tecrübelerim dahilinde çalışacağım konuma uygun bir maaş beklentisi içerisindeyim. Ayrıca bu şehirde yaşamanın yüksek maliyeti göz önünde bulundurularak belirlenen adil bir maaş benim için uygun olacaktır.''
8-NİÇİN SİZİ İŞE ALMALIYIZ?
YANLIŞ CEVAP:
''Çünkü bu iş için en uygun aday benim.''
Güzel bir cevap sizin özelliklerinizi ve sizi neyin özel yaptığını vurgular.
DOĞRU CEVAP:
''On yıl boyunca yönetici asistanlığı yaptım ve patronum sıkça ben olmadan işlerinin çok zor olacağını vurgulardı. Ayrıca bilgisayar eğitimi almaya da zaman ayırdım ve Excel konusundan çok ilerleme kaydettim ki bu da çok daha hızlı çalışabileceğim anlamına geliyor. Patronumun benden beklediklerinden çok daha fazlasını yapmaya gayret ederim ve çoğu kişi için iyi olan benim için asla yeteri kadar iyi değildir.''
9-EN BÜYÜK BAŞARISIZLIĞIN NEYDİ? VE BUNDAN NE ÖĞRENDİN?
YANLIŞ CEVAP:
''Hukuk fakültesini bitiremedim ve o günden beri sadece zor olduğu için bir şeyden vazgeçmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu biliyorum.''   
Aslına bakarsanız sizi gerçekten başarısız gösterebilecek bir pişmanlığınızı vurgulamak zorunda değilsiniz. Bunun yerine daha önemsiz  bir başarısızlığınız üzerinde durun ve ondan çıkardığınız dersi belirtin.
DOĞRU CEVAP:
'' Üniversitedeyken ders programımı tamamlamak için sanat dersi aldım. Ama o dersi pek ciddiye almadım, mühendislik derslerimle kıyaslayınca parkta bomboş yürümek kadar kolay görünüyordu. Dönem ortasında düşen notlarımdan anladım ki eğer bu dersi geçemezsem bursumu bile kaybedebilirim. Dönemin geri kalanında  bu ders için çok çalıştım ve yeterli bir not almayı başardım. Sonra anladım ki yaptığım şey ne olursa olsun, en iyisini tüm gücümle yapmalıyım aksi halde emek harcadığım onca şey boşa gider.''
10-ÇALIŞMADAN GEÇİRDİĞİN ZAMANI NASIL AÇIKLAYABİLİRSİN?
YANLIŞ CEVAP:
'' Çalışmaktan çok yorulmuştum, bu yüzden bir molaya ihtiyacım vardı'' veya ''İş bulamadım.''
İşsiz geçirilen dönemleri açıklamak daima zordur. Tembel biri veya işe alınmaması gereken biri izlenimi vermek istemiyorsanız işsizliğinizi sizin seçtiğiniz bir ve mantıklı bir sebepten kaynaklandığı göstermenin bir yolunu bulmalısınız.
DOĞRU CEVAP:
''İşim benim için çok önemlidir. Önüme çıkan ilk teklifi beni mutsuz  etme  ihtimali olmasına rağmen kabul etmektense, doğru iş için, doğru kararı verebilmek adına, doğru zamanı  bekledim.''
11. HANGİ ŞARTLARDA İŞİNİZ SİZİ MUTLU EDER?
YANLIŞ CEVAP:

"İşimi iyi yaptığım zamanlar aldığım övgüler beni çok mutlu eder.”
Belirsiz cevaplar vermektense, iyi olduğunuz, zevk aldığınız ve bu işle bağlantısı olan durumlardan bahsedin. Bu soru ilgi alanınızı belirtmek, bu işe ne kadar uygun olduğunuzu göstermek ve istekli olduğunuzu kanıtlamak için bir fırsat olabilir.

DOĞRU CEVAP:

Ben insanlarla beraber olduğum, müşterilerle ilgilendiğim ve onlara sağlanabilecek en iyi olanakları sağlayıp onları memnun edebildiğim sürece mutluyumdur. Bu benim için çalışmanın en iyi yanıdır ve bu nedenle daha iyi bir konumda müşterilerle daha iyi bir iletişim kurabileceğim için sizinle çalışmak istiyorum
12-İŞİNİZİN EN AZ SEVDİĞİNİZ YANI NEDİR?
YANLIŞ CEVAP:

"İstikrarsız, başarısızlık getirebilecek işleri sevmem.”
Eski işinizin ekonomik, siyasal ve kültürel durumuyla ilgili  yorumlar yapmaktan kaçının. Bu tip yorumlar ne kadar doğru olursa olsun üzerinizde negatif bir izlenim bırakacaktır. Ayrıca yeni işinizde sahip olabileceğiniz konumun işlevleriyle ilgili hoşlanmadığınız bir durum varsa bu tip yorumlar da yapmayın.
DOĞRU CEVAP:
“Eski işime dair nefret ettiğim bir durum söz konusu olmasa da, işimin hoşlanmadığım bazı yönleri vardı. Eski konumumda haftada en az iki kere seyahat etmem gerekiyordu. Seyahat etmeyi her ne kadar çok sevsem de, ayda iki seyahat bazen çok yorucu olabiliyordu. Bu sebepten dolayı kendime iş harici pek fazla vakit ayıramıyordum. Yine aynı konumda çalışacak olsam da, daha az seyahat etmeyi tercih ederim.”
13. İŞ ARKADAŞLARINIZLA YAŞADIĞINIZ BİR PROBLEMDEN BAHSEDİN
YANLIŞ CEVAP:

"Çevremdekilerle hep iyi geçinirim dolayısıyla hiçbir iş arkadaşımla problem yaşamadım.”
Firmalar bu tip kaçak cevaplardan hoşlanmazlar. Ayrıca büyük ihtimalle yalan söylediğinizi düşünürler. Gerçek olabilecek bir örnek verin ve onu kendi lehinize çevirin

DOĞRU CEVAP:

“Bir kaç tane hemşire arkadaşımla  vardiya sırasının kimde olduğu ve çocuk hastaların aileleriyle konuşmanın kimin görevi olduğuna dair bir anlaşmazlık yaşamıştım. Kişiliklerimiz uyuşmuyordu. Tartışmadan üç ay sonra, arkadaşlarımdan birine beraber öğle yemeği yemeyi teklif ettim. Yemek boyunca aramızdaki farklılıklardan ve niçin anlaşamadığımızdan bahsettik Bu konuşma aramızdaki sorunların çoğunu çözdü. Daha farklı iletişim kurmaya ve beraber iyi çalışabilmeye başladık. Bence konuşmak  sorunlarınızı çözmenizin en etkili yoludur.

14. NELER SİZİ MOTİVE EDER?
YANLIŞ CEVAP:

“İşimi iyi yaptığım zamanlar ödüllendirilmek.”
Bu yanlış bir cevap değildir ancak önemli bir fırsatı kaçırmanıza sebep olur. Bu soru iyi özellikleriniz üstünde durmanız, karakteriniz hakkında daha ayrıntılı bilgiler vermek için önemli bir fırsattır. Bu yüzden genel ve içi boş cevaplar vermektense, örneklerle kendinizi açıklamayı denemelisiniz.

DOĞRU CEVAP:

“Son işimde daima zor geçen  teslim tarihlerindeki rekabet beni çok motive ederdi.  Ürünlerin teslimini tam zamanında yapma konusunda %100 başarılı olmak zorundaydım. Bu işin çok hızlı yapılması gerektiğini ve zor olacağını bilmeme rağmen, yaşanan rekabetten çok hoşlanırdım.''
15-ARKADAŞLARINIZ SİZİ NASIL TARİF EDER?
YANLIŞ CEVAP:

"Gerçekten çok iyi bir dinleyiciyimdir.”
İyi bir dinleyici olmak çok önemli bir özellik olmasına rağmen, işvereniniz büyük bir ihtimalle bunu umursamayacaktır. Seni büyük bir ihtimalle omzunda ağlamak için işe almıyorlardır. Cevapların başvurduğun pozisyonda başarılı olabileceğini destekler nitelikte ve kendine özgü olmalıdır. Eğer isterseniz örnek verebilirsiniz.

DOĞRU CEVAP:

“Arkadaşlarım beni büyük bir ihtimalle çok hırslı olarak tanımlayacaktır. İstediğimi elde edene kadar asla geri adım atmam. Program geliştirici olarak çalıştığım dönemde teknoloji konferansı için konuşmacılara götürdüğüm tekliflerden tek tek ret cevabı aldım. Ancak gerçekten büyük oynamak istiyordum ve “hayır”ı bir cevap olarak asla kabul etmedim. Hepsine ve yeni kişilere tekrar tekrar teklif götürdükten sonra konferansın katılımı planladığımın iki katına çıktı. Birçok kişi bir kez hayır dedikten sonra cevabını değiştirmez ama bunu kabullenmek benim doğamda yok. Bir şeyin mümkün olduğunu bildiğim sürece başarana kadar denemeye devam ederim.''

28 Ocak 2013 Pazartesi

ÇALIŞTIKÇA AZALAN AYLIK


Çok çalışana ceza

Emekli aylığı, çalışanların hem kendileri hem de öldükleri zaman eş ve çocuklarına bağlanacak aylık yönüyle en büyük güvenceleri...

Her ne kadar “Sosyal güvenlik tek çatı altında toplandı” deniliyorsa da bağlanan aylıkların tutarı yönünden, Bağ-Kur ve SSK emeklilerine kıyasla devlet memurları daha avantajlılar...



SSK’lı (4/a’lı) veya Bağ-Kur’lu (4/b’li) olarak çalışanlar, 1 Ekim 2008’den itibaren asgari ücretle ne kadar çok çalışır ve çok süre ile prim öderlerse ödesinler, üzerinden prim ödedikleri tutar yaklaşık 2.400-2.700 TL aralığında olduğu sürece, bağlanacak emekli aylıkları o kadar düşük oluyor.

Başka bir anlatımla, “az çalışan çok, çok çalışan az” emekli aylığı alıyor.

Diyeceksiniz ki; “İnanılır gibi değil”.

İster inanın ister inanmayın, mevzuat ve uygulama böyle!..

NİÇİN BÖYLE
SSK’lı (4/a’lı) bir ücretlinin veya Bağ-Kur’lunun emekli aylığı; “Aylık bağlama oranı X Ortalama aylık kazanç” formülüne göre hesaplanıyor.

Demek ki aylık bağlama oranı ve ortalama aylık kazanç yüksek olduğu ölçüde daha fazla emekli aylığı bağlanıyor. Bu da ücretlinin prim tutarı ve prim ödeme gün sayısı ne kadar yüksekse, o kadar fazla aylık bağlanacağı anlamına geliyor.

Emekli aylıklarının hesaplanmasında “üç dönem” var.

- Birinci Dönem: 31.12.1999 günü ve öncesinde prim ödeyenler,
- İkinci Dönem: 2.000 -30.09.2008 arasındaki çalışmalar ve prim ödeyenler,
- Üçüncü Dönem: 1.10.2008 ve sonrasındaki çalışmalar ve prim ödeyenler.

Bu dönemlerden üçüncüsüne göre, her hal ve koşulda, en düşük emekli aylığı bağlanıyor. Adlarına (aylık 2.400-2.700 TL’den az kazanç bildirilerek) prim ödendiği her ay, ileride alınacak emekli aylığı düşecek.

Nasıl fıkra gibi değil mi?

Dönüp bakıyoruz; özellikle 1 Ekim 2008 sonrasında, çalışma süresi arttıkça, bağlanacak “emekli aylığı” daha düşük oluyor!

ASGARİ ÜCRET İLE 3 KATI AYNI

Mevcut sisteme göre, “asgari ücret alan birisi” ile “2.400 TL ya da 2.700 TL ücret alanın”, emekli olması halinde bağlanacak emekli aylığı 5 TL,10 TL gibi anlamsız bir fark dışında değişmiyor. Bu durum da taban aylık uygulamasından ileri geliyor.


Şu anda, sigorta primlerini tavandan (yani 6.360,90 TL’den) ödeyenlerin bağlanacak emekli aylıkları ayda 6 TL, 7 TL civarında artıyor. Asgari ücretlilerin ise her ay 2 TL civarında düşüyor.

Bu uygulama, ücretin düşük gösterilmesi şeklinde “kayıt dışı istihdamı” da teşvik ediyor. Bazı işverenler, örneğin 2.500 TL ücret alan işçisine “Evladım bordroda asgari ücretten göstermemle, 2.500 TL’den göstermem emekli aylığını etkilemiyor” diyebiliyor. İşçi o aşamada olayın “kıdem tazminatı” boyutunu da düşünmediğinden ya da iş bulmak ciddi bir sorun olduğundan, sesini çıkarmayabiliyor.

ERKEN EMEKLİLİĞE TEŞVİK
Mevcut sistem işçileri erken emekliliğe teşvik ediyor.

İşçi emekli oluyor, kıdem tazminatını alıyor. Ardından başka bir işyerinde ya da aynı işyerinde, destek primine tabi olarak hem emekli aylığı hem de ücret alarak çalışıyor.

Oysa sistem geç emekli olmayı ve çalıştıkça daha fazla emekli aylığı bağlanmasını sağlayan ve özendiren bir sistem olmalı.

(Şükrü/KIZILOT HÜRRİYET)

Navigasyon artık bedava



Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, ücretsiz olarak kullanılacak ‘Ulusal Ulaşım Portalı’ isimli navigasyon sistemini devreye soktu.

Sisteme ‘www.ulasim.gov.tr’ sitesinden ulaşabilir ya da akıllı telefon ve tabletler için uygulama olarak da indirilebilir.

ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ‘Ulusal Ulaşım Portalı’ isimli navigasyon (yön bulma) sistemi akıllı telefonlarda ve tablet bilgisayarda ücretsiz olarak kullanılabilecek. Alt yapısı Türksat tarafından hazırlanan www.ulasim.gov.tr portalından vatandaşlara, gidecekleri yerle ilgili alternatifli güzergah seçeneği sunduğunu söyleyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Erol Yanar, “Türkiye’deki e-dönüşüm kapsamında Bakanlığın yerine getirmekle yükümlü
olduğu bilişim projesiyle yenilenen yolların nasıl daha efektif kullanılması gerektiğini bilişim teknolojisiyle ortaya koyduk. Türkiye’deki e-devletten sonra kamudaki
en kapsamlı entegrasyon projesinde
tamamen yerli harita kullanıldı” dedi.

EN HIZLI VE UCUZ GÜZERGÂH

Hava durumu bilgileriyle zenginleştirilen portalda, vatandaşların gidecekleri güzergahtaki araçları maliyetine göre seçme şansına da sahip olduğunu ve yol tarifinin yazılı yapıldığı bilgisini veren Erol Yanar “Kara, hava ve deniz ulaşımında faaliyet gösteren firmalar ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) da bu portala entegre olmuş durumda. Vatandaşların bir noktadan başka bir noktaya gitmek için en hızlı ve ucuz yolu araştırması için bu portalı hazırladık” diye konuştu.

MALİYETİ 2 MİLYON LİRA

Türksat tarafından yazılımı gerçekleştirilen projenin maliyetinin 2 milyon lira olduğunu belirten Erol Yanar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu projeyi piyasada yaptırsaydık 4-5 katı bir para öderdik. Portal pek çok farklı özelliği de bir arada sunuyor. Gidelecek güzergahtaki hava durumu, her 4 kilometrekarede bir dijital olarak veriliyor. Portalda ayrıca seyahat sırasında güzergah üzerinde bulunan benzin istasyonları, restoranlar, eczaneler, dinlenme tesisleri, tarihi yerler, polis ve jandarma gibi güvenlik birimlerinin de yerlerinin gösteriliyor.

TÜRKÇE, İNGİLİZCE, ALMANCA, ARAPÇA VE RUSÇA

ULAŞIM portalını hazırlarken dünyadaki ulaşım portallarını da incelediklerini anlatan Erol Yanar, “Ulusal ulaşım portalı, gelişim aşamasında, önümüzdeki günlerde çok farklı bilgiler ilave edilecek. Özellikle denizcilik tarafı için bir çalışmamız var. Denizde yatıyla gidecek olan da bakacak hangi limana ne kadar zamanda gidecek, denizdeki durum ve hava durumunu da görebilecek” dedi. Yanar ayrıca, Türkiye’ye en çok gelen ülke vatandaşlarının konuştuğu diller olan İngilizce, Almanca, Arapça ve Rusça dilleriyle de portalın yayın yaptığını kaydetti.

Ayıplı "cep"te işletmeci de sorumlu olacak




Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, kampanyayla taahhütlü olarak satılan cihazlarda çıkan bozukluk ve hata gibi ayıplardan işletmecilerin de sorumlu olmasına ilişkin yükümlülük getirildiğini bildirdi.
Acarer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sabit ve mobil telefon, internet ve ödemeli TV gibi hizmetler için taahhütlü kampanyalara katılan vatandaşların haklarının korunmasına yönelik kurul kararı aldıklarını anımsattı.

"Taahhütlerde Yer Alan Cayma Bedelleri" konulu Kurul kararını Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın tüketicilerin korunmasının gereğine işaret etmesi ve yönlendirmesi doğrultusunda aldıklarını belirten Acarer, aboneliklerini erken sonlandıran vatandaşların yüksek iptal bedelleriyle mağdur edilmesinin önüne geçileceğini söyledi.

Karar hakkında bilgi veren Acarer, kampanya kapsamında cihaz satan işletmelerin cihazdaki bozukluk ve hata gibi ayıplardan da sorumlu olacağını vurguladı.

Başta cep telefonu ve internet olmak üzere elektronik haberleşme hizmetlerinde işletmecilerin taahhütlü kampanyalar düzenlediğini hatırlatan Acarer, daha düşük ücretlerle daha fazla hizmet sunulması ve uygun fiyatlarla cihaz temini gibi avantajlar nedeniyle aboneler tarafından bu tür taahhütlü kampanyaların yaygın bir şekilde tercih edildiğini ifade etti.

Acarer, bu kampanyalarla abonelerden 6, 12 ve 24 ay gibi uzun sürelerle belirli taahhütlerin alındığını belirterek, ”Ancak taahhüdün bitiş süresinden önce sonlandırılması halinde, abonelere yüksek miktarlarda taahhüt iptal bedeli yansıtılıyor. Zaman zaman aboneler, taahhüt bitiş tarihinin hatırlanamaması, taahhüt iptal bedeli hakkında bilgilendirilmemiş olunması gibi sebeplerle yüksek iptal bedelleriyle karşılaşabiliyor ve mağdur olabiliyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın tüketicilerin korunması için yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine bir çalışma başlattık ve Kurul olarak bu konuya ilişkin bir karar aldık” diye konuştu.

"Abone, faturalarda bilgilendirilecek”
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu kararıyla abonelerin yaşadıkları mağduriyetlerin önüne geçmek ve tüketicileri korumak amacıyla elektronik haberleşme hizmeti veren işletmecilere yeni yükümlülükler getirildiğini açıklayan Acarer, kararın kapsamıyla ilgili şu bilgileri verdi: ”Abonenin sözleşmede belirtilen süreden önce cayması halinde abonelere uygulanan taahhüt iptal bedelleri sınırlandırılıyor. Buna göre aboneler, taahhütlerini sonlandırdıkları ay itibariyle almış oldukları indirimlerin toplam bedelleri, kalan ayların toplam bedelleri seçeneklerinden hangisi kendileri açısından daha avantajlı ise yalnızca bu tutardan sorumlu tutulabilecek.

Kurul kararının yürürlüğe girmesiyle operatörlerin, taahhüt imzalandıktan sonra hizmet şartlarında değişiklik yapmasının önüne geçiliyor. Böylece aboneler gibi operatörler de taahhüt süresi boyunca taahhüt koşullarını en başta belirlendiği şekilde sağlamakla yükümlü olacak. Ayrıca abonelere gönderilen faturalarda, taahhüdün ne zaman biteceği ve ne kadarının tamamlandığı hakkında bilgi verilecek. Bu sayede abonelerin, taahhütlerinin bitiş tarihi hakkında her ay bilgilendirilmeleri sağlanarak ’yanlışlıkla’ taahhüdünü bozup mağdur duruma düşmelerinin önüne geçilecek. Taahhüt iptal bedeline konu olan indirimler de abonelere koyu harflerle yazılı olarak bildirilecek.” BTK Başkanı Acarer, 1 Nisan 2013 tarihinde yürürlüğe girecek olan Kurul kararı kapsamında ayrıca, kampanyayla taahhütlü olarak satılan cihazlarda çıkan bozukluk ve hata gibi ayıplardan işletmecilerin de sorumlu olmasına ilişkin bir yükümlülük getirdiklerini kaydetti.

 

Şeker Piliç üretimi ve satışı durdurdu





Şeker Piliç ve Yem Sanayi Ticaret AŞ, alacakları ve hesapları üzerinde ihtiyati haciz bulunması nedeniyle hammadde alım imkanı kalmadığını, üretim ve satışlarının durdurulacağını bildirdi.
Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında şunlar kaydedildi: "Alacaklarımız ve banka hesaplarımız üzerinde ihtiyati haciz bulunması sebebiyle üretim için gerekli hammadde alım imkanımız kalmamıştır. Bugün itibariyle üretim ve satışlarımız devam etmektedir. Sözleşmesi iptal olan bayi ve market olmamakla birlikte, üretim için gerekli olan hammadde temin edilemeyeceği için mevcut canlı varlıklar hızlı bir şekilde elden çıkarılarak üretim ve satışımız durdurulacaktır."
Şirketin dün KAP'ta yayımlanan açıklamada ihtiyati haciz sonucu finans kuruluşlarından ek kaynak bulma imkanının ortadan kalkması ve Zincir Mağazalar üzerindeki alacaklarına ihtiyati haciz konulması sonucu hammadde alım imkanı ortadan kalktığı için, canlı faaliyetler bölümünün sürdürülebilirliğinin tehlike altına girdiği belirtilmişti.

Açıklamada, takibin 11 adet satıcı firma tarafından yapıldığı, takibe konu tutarın ise 4 milyon 792 bin lira olduğu bildirilmişti.

27 Ocak 2013 Pazar

Kitabım


1995 yılında IBM elektrikli daktilo ile yazıp,bir türlü bastıramadığım tek kitabım.
1995 gözüyle okursanız içinde geçen pek çok konunun o tarihlerde bilinmediğini görebilirsiniz.
Bugüne kadar bastıramamıştım ama teknoloji sayesinde bugün internette yayınlama imkanım oldu.
İnceleyip yorumda bulunabilirseniz çok sevinirim.
Saygılarımla
Muzaffer DÖNMEZ