28 Şubat 2013 Perşembe

Forbes'un 2013 için 'En Zengin 100 Türk' listesini yayınladı...

Forbes'un 2013 için 'En Zengin 100 Türk' listesini yayınladı...


Forbes Türkiye’nin “En Zengin 100 Türk” listesinde, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, 3 milyar 400 milyon dolarlık servetiyle ilk sırada yer aldı. Koç Holding’ten Semahat Arsel 3 milyar 200 milyon dolarlık servetiyle ikinci olurken, birinciliği Ferit Şahenk’e kaptıran Fiba Holding’in sahibi Hüsnü Özyeğin ise 3 milyar 100 milyonluk servetiyle üçüncülüğe geriledi. 
Forbes Türkiye, bu yıl sekizincisini hazırladığı “En Zenin 100 Türk” listesini açıkladı. 44 dolar milyarderi ile rekora imza atan listede 117, 85 milyar dolarla yedi yılın en yüksek toplam servetine ulaşıldı. 2012’de ilk 100’de 35 milyarder yer alıyordu, toplam servet ise 95 milyar dolardı. 

MEHMET EMİN KARAMEHMET İKİNCİLİKTEN 11’İNCİ SIRAYA DÜŞTÜ

Bu yıl sıralamada önemli değişimler oldu. Geçen yıl 2 milyar 600 milyon dolarlık servetiyle dördüncü sırada olan Ferit Şahenk, bu sene 3 milyar 400 milyon dolarla zirveye yerleşti. Birinciliği Şahenk’e kaptıran Hüsnü Özyeğin ise 3 milyar 100 milyonluk servetiyle üçüncülüğe geriledi. Listede dikkat çeken bir diğer hareket de Mehmet Emin Karamehmet’ten geldi. 2012 listesinde 2 milyar 900 milyon dolarlık servetiyle ikinci sırada yer alan Çukurova Holding’in patronu, 500 milyon dolarlık gerilemeyle 11’inci sıradan listeye girdi. Mehmet Emin Karamehmet 2011 listesinde birinci sırada yer alıyordu.

MİLYARDER ÜNVANINI İLK KEZ KAZANAN ÜÇ İSİM LİSTEDE 

Forbes 100’ün 2013 listesinde milyarderlik unvanını ilk kez kazanan üç isim var. Bu isimler Nezih Barut, Hamdi Ulukaya ve Cemil Kazancı. Abdi İbrahim İlaç’ın Yönetim Kurulu Başkanı Barut da, ismini Amerika’da duyuran Chobani markasının sahibi Ulukaya da 1 milyar 100 milyon dolarlık servete sahip. Kazancı Holding’in kurucularından Cemil Kazancı ise 1 milyar dolarlık servetiyle Forbes 100’e ilk kez giriyor.

Forbes 100’de ‘milyarder aileler’ de geçen yıla oranla artış kaydetti. 2012’de 20 olan milyarder aile sayısı, bu yıl 159 toplam kişiyle 28’e yükseldi. Koç Ailesi’nin başı çektiği listenin yansıttığı toplam servet 87,575 milyar dolar. FORBES 100’ün 117 milyar 85 milyon dolar olan toplam serveti, geçen yıl “Küresel Zenginler Listesi”nin ilk iki ismi Carlos Slim ve Bill Gates’in toplam 130 milyar dolarlık servetinden daha az. 

EN ZENGİN İLK 10 

SIRA İSİM ŞİRKETİ 2013 SERVETİ 
(Milyar dolar) 2012 SERVETİ 
(Milyar dolar)
 
1 Ferit Şahenk Doğuş Holding 3.4 3.0 
2 Semahat Arsel Koç Holding 3.2 2.6 
3 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 3.1 3.0 
3 Murat Ülker Yıldız Holding 3.1 2.8 
5 Filiz Şahenk Doğuş Holding 3.0 2.4 
6 Rahmi Koç Koç Holding 2.9 2.5 
7 Şarık Tara Enka İnşaat 2.8 2.3 
8 Ali Ağaoğlu Ağaoğlu İnşaat 2.7 2.1 
9 Suna Kıraç Koç Holding 2.6 2.2 
10 Erman Ilıcak Rönesans Holding 2.5 2.0 

FORBES EN ZENGİN 100 TÜRK 2013 LİSTESİ

-Toplam Servet: 117.8 milyar dolar. Bu rakam geçen yıl 95 milyar dolardı. 

-Milyarderler: Bu yıl Forbes 100’de 44 dolar milyarderi Türk var. Geçen yıl bu sayı 35, 2011’de ise 39’du. 2009’da Forbes 100’de yalnız 13 dolar milyarderi vardı. 

-Ortalama Servet: 1 milyar 43 milyon dolar. Forbes 100’ün ortalama serveti. Bir yılda 154 milyon dolar arttı. 

-Sektörler: Sektörler listesinin ilk üçünde gayrimenkul, enerji ve turizm var. Gayrimenkulle 87, enerjiyle 86, turizmle ise 55 zengin iştigal ediyor. 

-Kadın Sayısı: Bu yıl listede 20 kadın var. Geçen yıl altı olan kadın milyarder sayısı da 10’a yükseldi. Kadınların toplam servet içindeki payı yüzde 20.4. Ortalama servetleri ise 1.2 milyar dolar.

-Kendi Servetini Yaratan Kişi Sayısı: Tamamı erkek olmak üzere 63 kişi. 

-Ortalama Yaş: Forbes 100’ün yaşı geçen yılla aynı yani 61. FORBES 100’ün iki çınarı bu yıl 88’inci yaşlarını kutlayan Selçuk Yaşar ve Ahmet Keleşoğlu. İki duayenin toplam serveti 1 milyar 100 milyon dolar. En genç iki isim ise 26 yaşındaki İman Çolakoğlu ile 28 yaşındaki İpek Kıraç. Kıraç ve Çolakoğlu’nun toplam serveti 1 milyar 130 milyon dolar. 

-Memleket Haritası: Bu yıl FORBES 100’de yer alan 30 kişi İstanbul doğumlu. Ankara 14, Kayseri ise 10 zengin çıkarmış.

2013 2012
SIRA İSİM ŞİRKETİ (milyon dolar) (milyon 
dolar)

-
01 Ferit Şahenk Doğuş Holding 3,400 2,600
02 Semahat Arsel Koç Holding 3,200 2,600
03 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 3,100 3,000
03 Murat Ülker Yıldız Holding 3,100 2,800
05 Filiz Şahenk Doğuş Holding 3,000 2,400
06 Rahmi Koç Koç Holding 2,900 2,500
07 Şarık Tara Enka İnşaat 2,800 2,300
08 Ali Ağaoğlu Ağaoğlu İnşaat 2,700 2,100
09 Suna Kıraç Koç Holding 2,600 2,200
10 Erman Ilıcak Rönesans Holding 2,500 2,000
11 Kamil Yazıcı Yazıcılar Holding 2,400 1,800
11 Mehmet Emin Karamehmet Çukurova Holding 2,400 2,900
13 Ahmet Çalık Çalık Holding 1,700 1,300
13 Bülent Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1,700 1,200
13 Deniz Şahenk Doğuş Holding 1,700 1,300
13 Faruk Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1,700 1,100
13 Mustafa Latif Topbaş BİM 1,700 1,400
18 Tuncay Özilhan Anadolu End.Hold. 1,600 1,400
19 Ahmet Nazif Zorlu Zorlu Holding 1,400 1,400
19 Mehmet Nazif Günal MNG Holding 1,400 1,000
19 Sinan Tara Enka İnşaat 1,400 1,100
22 Ali Metin Kazancı Kazancı Holding 1,300 1,300
22 Aydın Doğan Doğan Holding 1,300 1,100
22 Mehmet Rüştü Başaran HABAŞ 1,300 1,000
22 Serra Sabancı Sabancı Holding 1,300 950
22 Suzan Dinçer Sabancı Sabancı Holding 1,300 1,000
22 Şevket Sabancı Esas Holding 1,300 1,000
22 Turgay Ciner Park Holding 1,300 1,000
29 Ahsen Özokur Yıldız Holding 1,200 1,300
29 Çiğdem Sabancı Bilen Sabancı Holding 1,200 950
29 Mehmet Hattat Hattat Holding 1,200 1,000
29 Mustafa Koç Koç Holding 1,200 1,000
29 Mübariz Gurbanoğlu Palmali Denizcilik 1,200 1,000
29 Nihat Özdemir Limak İnşaat 1,200 1,100
29 Sezai Bacaksız Limak İnşaat 1,200 1,100
36 Hamdi Ulukaya Chobani Yoghurt 1,100 -
36 Nezih Barut Abdi İbrahim İlaç 1,100 300
36 Ömer Koç Koç Holding 1,100 950
36 Suat Günsel Yakın Doğu Üniv. 1,100 1,000
40 Ali Koç Koç Holding 1,000 900
40 Cemil Kazancı Kazancı Holding 1,000 -
40 Dilek Sabancı Sabancı Holding 1,000 825
40 Murat Vargı MV Holding 1,000 1,000
40 Sevil Sabancı Sabancı Holding 1,000 825
45 Hasan Çolakoğlu Çolakoğlu Metalurji 950 820
46 Ahmet Afif Topbaş BİM 900 565
46 Demet Sabancı Çetindoğan Sabancı Holding 900 700
46 Fatma Tuba Yazıcı Diler Holding 900 850
46 Necati Kurmel Saray Halı 900 850
50 Ali İsmail Sabancı Esas Holding 850 660
50 Demir Sabancı Sabancı Holding 850 640
50 Emine Sabancı Kamışlı Esas Holding 850 660
50 Ömer Sabancı Sabancı Holding 850 710
50 Ünal Aysal Unit Investment 850 775
55 Mahmut Çevik CVK 800 500
55 Olgun Zorlu Zorlu Holding 800 725
57 Mustafa Küçük Tema Holding 750 450
57 Yalçın Sabancı Yasa Holding 750 750
59 Ali Rıza Yıldırım Yıldırım Holding 700 650
59 Hamdi Akın Akfen Holding 700 635
59 Mehmet Ali Aydınlar Acıbadem 700 650
59 Nesrin Esirtgen Abdi İbrahim İlaç 700 -
59 Yüksel Yıldırım Yıldırım Holding 700 650
64 Erdoğan Demirören Demirören 680 635
64 İpek Kıraç Koç Holding 680 500
64 Lucien Arkas Arkas Holding 680 -
67 Ahmet Keleşoğlu Selçuk Ecza Holding 660 650
68 Erkut Soyak Soyak Holding 650 675
68 Kağan Gürsel Kiska İnşaat 650 600
68 Mehmet Avni Kiğılı Hayat Holding 650 575
68 Mehmet Sepil Genel Enerji 650 450
72 Ahmet Cengiz Cengiz Holding 600 350
72 Ekrem Cengiz Cengiz Holding 600 350
72 Kazım Türker Türkerler Holding 600 650
72 Mehmet Cengiz Cengiz Holding 600 350
72 Şeref Cengiz Cengiz Holding 600 350
72 Yaşar Kaptan Çebi Kaptan Şirketler Grubu 600 475
78 Aziz Torun Torunlar Grubu 580 450
78 Erol Çarmıklı Nurol Holding 580 540
78 Mehmet Oğuz Çarmıklı Nurol Holding 580 540
78 Mehmet Torun Torunlar Grubu 580 450
78 Nurettin Çarmıklı Nurol Holding 580 540
78 Vildan Gülçelik Enka İnşaat 580 525
84 Bayram Yusuf Aslan İçdaş Demir Çelik 550 375
84 Erdal Aksoy Aksoy Holding 550 420
84 Erol Sabancı Sabancı Holding 550 500
84 Erol Tabanca Polimeks İnşaat 550 -
84 Erol Üçer Gama Holding 550 500
84 İbrahim Bodur İ.Bodur Holding 550 510
84 Necati Aslan İçdaş Demir Çelik 550 375
84 Tacettin Aslan İçdaş Demir Çelik 550 375
92 Adil Üstündağ Üstündağ Grup 525 450
92 Nuri Özaltın Özaltın Holding 525 500
92 Sevda Gülçelik Enka İnşaat 525 450
95 İbrahim Çeçen IC Holding 500 400
95 Mustafa Boydak Boydak Holding 500 -
95 Müşfik Yamantürk Güriş Holding 500 460
95 Ömer Dinçkök Akkök Sanayi Yatırım 500 450
95 Tevfik Yamantürk Güriş Holding 500 460
100 Ali Raif Dinçkök Akkök Sanayi Yatırım 450 375
100 Ayşe Verda Gülçelik Enka İnşaat 450 375
100 Bekir Boydak Boydak Holding 450 -
100 Hasan Ulusoy Ulkar Holding 450 -
100 İmam Çolakoğlu Çolakoğlu Metalurji 450 350
100 İnan Kıraç Kıraça Holding 450 350
100 İshak Alaton Alarko Holding 450 350
100 Mehmet Çolakoğlu Çolakoğlu Metalurji 450 350
100 Memduh Boydak Boydak Holding 450 -
100 Orhan Özokur Yıldız Özokur 450 425
100 Rezan Has Has Otomotiv 450 375
100 Selçuk Yaşar Yaşar Holding 450 430
100 Şefik Yılmaz Dizdar Tema Holding 450 -
100 Yüksel Erimtan Gama Holding 450 450

Facebook'ta büyük tehlike!



Sosyal medya devi Facebook'ta tespit edilen bir açık milyonlarca hesabın tehlikede olduğunu gözler önüne serdi.

Web uygulamaları uzmanı Nir Goldshlager, uzun bir süredir Facebook üzerinde çalıştığını ve son dönemde ortaya çıkan tehlikeli bir açığı keşfettiğini duyurdu. Goldshlager, kişisel blog sayfasında yaptığı açıklamada Facebook'ta milyonlarca kullanıcının kullandığı uygulamalardaki açığa dikkat çekti.

Kullanıcıların gelişigüzel uygulamaları indirmemesi gerektiğinin altını çizen Goldshlager, uygulamaların yüklenirken Facebook hesabına erişim hakkı elde ettiğini ve bu şekilde kullanıcıların fotoğraf, video ve diğer içeriklerine ulaşabildiğine dikkat çekti.

Uygulama geliştiricilerinin Facebook'a bu sayede kolayca girerek hesapları kurcalayabileceğini belirten Goldshlager, Facebook'un söz konusu açığı kapattığını; ancak açığın kapanmadan önce kaç kullanıcının bu açıktan etkilendiğinin bilinmediğini dile getirdi.

Facebook'tan konuyla ilgili bir açıklama gelmezken, şu uyarıda bulunmakta fayda görüyoruz: Facebook'ta irili ufaklı binlerce uygulama var. O nedenle güvenilir bulmadığınız, bilinmeyen bir şirketin, bir yazılımcının geliştirdiği uygulamayı indirirken dikkatli olun.

Lezita’dan damızlık yetiştirme ve fason üretim için girişimcilere açık davet

abalıoğlu


Ülkemizde kişi başı piliç eti tüketiminin, 2025 yılında iki katına çıkarak 35 kg’lara ulaşmasının beklendiğini ifade eden
Abalıoğlu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ender Abalıoğlu,
“Bu hedefin gerçekleşmesi,
yeterli sayıda damızlık çiftlikleri ve yetiştirme kümesinin devreye girmesine,
yeterli yem hammaddesi temin edebilmesine,
ihracatta sorun yaşanmamasına ve sektörün yatırım yapabilmesi için
kârlılığını sürdürebilmesine bağlı. Lezita ailesi olarak, damızlık ve
piliç eti fason yetiştiricilik alanında yatırım yapmayı planlayan
her girişimciyi işbirliğine davet ediyoruz” diyor.
2012 yılında miktarı 110 milyon TL’yi bulan yeni Lezita tesisini de açarak, grup şirketleri ile birlikte toplamda iki bin iki yüz kişiye istihdam sağlayan Abalıoğlu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ender Abalıoğlu, 2013 yılına son derece hızlı bir giriş yapan beyaz et sektörünü değerlendirdi. Sektördeki yatırımların artışına paralel olarak hem damızlık üretimi hem de büyük kapasiteli etlik piliç yetiştirme kümeslerin inşasına ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Abalıoğlu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ender Abalıoğlu, “Önümüzdeki beş yıllık süreçte faaliyet gösterdiğimiz piliç eti sektöründe ilk üç marka içerisinde yer almak adına daha fazla üretim yapma arzusundayız. Bu hedefimize ulaşırken gerek damızlık kümesi yatırımı yapacak gerekse de fason üretim çiftliği kurabilecek anlaşmalı yetiştiricilerle işbirliğine gitmek istiyoruz” dedi.
Piliç eti üretiminin 2025 yılında 3.37 milyon tona ulaşması bekleniyor
Piliç eti üretiminin 2025 yılında 3.37 milyon tona ve kişi başı tüketimin de iki katına çıkarak 35 kg’lara ulaşmasının hedeflendiğini belirten Ender Abalıoğlu, “Bu hedefin gerçekleşmesi, yeterli sayıda damızlık çiftlikleri ve yetiştirme kümesinin devreye girmesine, yeterli yem hammaddesi temin edebilmesine, ihracatta sorun yaşanmamasına ve sektörün yatırım yapabilmesi için karlılığını
sürdürebilmesine bağlı. Lezita ailesi olarak, damızlık ve piliç eti fason yetiştiricilik alanında yatırım yapmayı planlayan her girişimciyi işbirliğine davet ediyoruz” diyor.
Lezita, damızlık yetiştirmede en zorlu ilk 19 haftanın sorumluluğunu üstlenmeye talip
Damızlık kümesleri yatırımında temel olarak ikiye ayrılan “büyütme” ve “üretim” süreçleri toplam 64 hafta sürüyor. Piliç eti üretiminin bel kemiği olarak değerlendirilen damızlık yetiştirme sürecinde zorlu geçen ilk 19 haftalık periyodunda Lezita tüm sorumluğu alıp, fason olarak 20 ila 64’üncü haftalar arasında girişimcilerden destek alarak işi daha da verimli kılmak istiyor. Bu bağlamda damızlık kümes yatırımının kârlı ve yatırımını kısa sürede amorti eden bir iş kolu olduğunu vurguluyor.
10 yıl içinde etlik piliç besleme işi oldukça önemli ve kârlı bir iş kolu olacak
Ayrıca, piliç eti fason üretim yapan kümeslere civciv, yem ve sağlık hizmetleri Lezita tarafından sağlanıyor. Bu alanda da fason üreticilere çağrıda bulunan Ender Abalıoğlu, “42 gün sonra kesim ağılığına gelen piliçler, şirket araçlarıyla Lezita Entegre Tesisimize getirilip, burada kesiliyor. Üreticilere bakım hizmetleri karşılığında hak edişleri, hayvan çıkışını takiben 4 hafta içerisinde takdim ediliyor. Üreticiye bir yılda altı dönem üretim yaptırılıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde etlik piliç besleme işi oldukça önemli ve kârlı bir iş kolu olarak öne çıkacak. Bu bağlamda Lezita ailesi olarak fason yetiştiricilik alanında yatırım yapmayı planlayan her girişimciyi işbirliğine davet ediyoruz” diyor.
Hızla artan dünya nüfusunun sağlıklı ve dengeli beslenmesi için kanatlı eti şart
Dünya nüfusunun çok hızlı olarak arttığını ve bu artış karşısında sağlıklı ve dengeli beslenmenin en önemli gündem başlıkları arasında yer aldığını vurgulayan Abalıoğlu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ender Abalıoğlu, “Artan nüfusun beslenmesi önemli bir sorun; dengeli beslenmesi ise üzerinde önemle durulması, her birey ve kurumun ciddi olarak düşünmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda gelişmekte olan ülkeler kategorisinde her geçen gün ekonomisi güç kazanan ülkemiz, kanatlı eti üretimine hak ettiği önemi veriyor. Kanatlı eti, sağlıklı ve dengeli beslenme, bedensel ve zihinsel gelişim için tüketilmesi gereken hayvansal protein kaynaklarının en önemlilerinden biri. İnsan beslenmesi açısından önemli bir yer tutan hayvansal proteinin temininde, hızlı üretilebilmesi ve ekonomik olması nedeniyle stratejik bir konuma sahip” diyor.
Lezita Türkiye’deki kanatlı eti üretiminin %95’ini gerçekleştiren markalar arasında
Lezita damızlık, kuluçkahane, yem fabrikası ve kesimhane tesislerine sahip. Sözleşmeli üretim modelini başarıyla uygulayarak sahada mevcut çiftliklerin tamamına yakınını üretim zincirine dahil etmiş
durumda. Böylece üretim zincirindeki halkaların tümü entegrasyonlar Lezita ve Abalıoğlu tarafından kontrol edilebilir konumda. Ülkemizdeki kanatlı eti üretiminin %95’i; neredeyse tamamına yakını, bu entegrasyona sahip firmalarca gerçekleştiriliyor. Lezita bu yönüyle güçlü bir yapıya sahip olup, dünyadaki teknolojik gelişmeleri çok yakında izleyerek, süratle uygulamaya koyabiliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı uzmanları tarafından sürekli denetlenen ve tüm faaliyetlerini Gıda Güvenliği ilkelerine uygun olarak uluslararası normlar çerçevesinde gerçekleştiren Lezita Entegre Tesisi’ndeki kanatlı eti üretimi, yetiştirme koşulları, kesimhane, kesim, hijyen gibi kriterler açısından Avrupa standartlarının üzerine çıkmış bulunuyor.
Lezita 2006’dan bu yana sektöre yön veriyor
Lezita’nın kurulduğu tarih olan 2006’dan bu yana sektöre önemli bir katma değer yarattığını vurgulayan Ender Abalıoğlu, “Lezita markamızı, yem sektöründe Türkiye’nin ilk ve lider firması olan ABALIOĞLU Grubu’nun yemde ve gıdanın çeşitli kollarında uzun yıllara dayanan bir bilgi birikimi, kırk yıllı aşkın sanayi ve girişimcilik tecrübesinin bir getirisi olarak, 2006 yılında sektöre kazandırdık. Lezita, yemden damızlık yumurta ve civciv üretimine, sözleşmeli yetiştiricilikten et üretimine kadar tam bir
entegrasyon içinde çalışan ABALIOĞLU Grubu’nun kalite, yenilikçilik ve güvenilirlik anlayışını yüzde 100 yansıtıyor. Hayatın lezzetine lezzet katmayı, insanların yaşam kalitesini yükseltirken, aynı zamanda hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlayan Lezita, bu amaçlar dahilinde tüketicilere geniş bir ürün yelpazesi sunuyor” diyor.
ABALIOĞLU Grubu hakkında
ABALIOĞLU Grubu, 1969 yılında Denizli’de kurulan fabrikası ile ülkemizin ilk özel sektör yem kuruluşu olarak faaliyetlerine başlamıştır. Pazar lideri olduğu yem sektörünün yanı sıra tarım ve hayvancılık ve gıda sektörlerinde sürdürdüğü faaliyetleri ile sağlıklı gelişmesini ve öncü yatırımlarını sürdürmektedir. ABALIOĞLU Grubu, 2011 yılında elde ettiği 922 milyon TL’ye yakın üretimden satış rakamı ile ISO 500 listesinde 72. sırada yer almıştır. Faaliyet alanına göre kendi iş kolunda bir basamak yukarı çıkarak ikinci sıraya yükselmiştir. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) yıllık olarak açıkladığı en büyük 100 sanayi şirketi listesinde de, 2011 yılında yine ilk 10 şirket arasına girmiş ve 8. sırada yer almıştır. ABALIOĞLU Grubu, geçen 42 yıl içinde açtığı tüm tesislerde 2000’e yakın kişiye istihdam olanağı sağlayarak, ülke ekonomisi için önemli bir değer yaratmıştır. ABALIOĞLU Grubu, Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkıda bulunmak, sanayinin gelişimine destek olmak, sektörün çağdaş seviyeye ulaşmasına öncülük etmek, istihdamı artırmak ve gençlere güzel bir gelecek sunmak hedefiyle çalışmalarını sürdürmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için: www.abalioglu.com
Lezita hakkında
Yem sektöründe Türkiye’nin ilk ve lider firması olan Abalıoğlu 2006 yılından bu yana, kırk yıllık sanayi ve girişimcilik tecrübesini gıda sektörüne Lezita markası ile taşımaktadır. Toplam 100.000 metre karelik alanı ile ülkemizin en büyük, üretimde geliştirilen en son teknolojilere sahip ve en hijyenik Et Entegre Tesislerinden biri olan Lezita, toplum sağlığındaki büyük sorumluluğunun bilinci ile, sağlık ve hijyen kavramlarını yaşam felsefesi haline getirmiş ve üretim tesisinden pazarlama zincirlerine kadar her aşamada kaliteyi en üst seviyeye çıkartmıştır. Bu misyonla faaliyetlerini AB kriterleri doğrultusunda sürdüren Lezita’da bio güvenlik önlemleri her noktada en üst seviyede uygulanmakta ve Lezita sahip olduğu son teknolojilerle sektörde farklılık ve üstünlük yaratmaktadır.

Kraft Gıda hisselerinin %100 ‘ünü devretti

kraft gıda



MONDELĒZ INTERNATIONAL HOLDINGS LLC; PATOS, CIPSO VE ÇEREZOS MARKALARIYLA TÜRKİYE’DE FAALİYET GÖSTEREN KRAFT GIDA SAN VE TiC. A.Ş.’NİN %100’ÜNÜN SATIŞI İÇİN ANLAŞMA İMZALADI.
İSTANBUL, Türkiye – 22 Şubat, 2013 – Mondelēz International Holdings LLC (NASDAQ: MDLZ) bugün Türkiye’de tuzlu çerezler sektöründe lider şirketlerden biri olan Kraft Gıda San. ve Tic. A.Ş. (Kraft Gıda)’nin hisselerinin %100’ünü Doğuş Çay ve Gıda Maddeleri Üretim Pazarlama İthalat İhracat A.Ş.(Doğuş Çay)’ye satmak üzere anlaşma imzaladığını açıkladı. Söz konusu satış işlemlerinin sonlanması mutad yasal süreçlerin tamamlanmasına bağlıdır.
Mondelēz International Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Lawrence MacDougall bu duyuru ile ilgili olarak “Bugün, Doğuş Çay ile anlaşarak sözleşmeyi imzaladık. Tuzlu çerezler mükemmel bir iş kolu olmakla beraber, küresel ürün portföyümüz içerisinde yalnız kalmaktadır. Bu anlaşma, Türkiye’deki işlerimizi geliştirirken, Mondelēz International’ın uzun dönemli büyüme stratejileriyle en iyi örtüşen markalara ve iş kollarına odaklanmamıza imkan tanıyacaktır” dedi.
Yerel ve uluslararası markalarıyla Türk tüketicileri tarafından sevilen ve iyi tanınan Mondelēz International, Türkiye’yi, EEMEA (Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesine yönelik planlarında kilit bir ülke olarak değerlendiriyor.
Mondelēz International Hakkında
Mondelēz International, Inc. (NASDAQ: MDLZ) 2012 yılı cirosu 35 milyar Amerikan Doları olan küresel bir atıştırmalık ürünler şirketidir. 165 ülkede neşeli, lezzetli anlar yaratan Mondelēz International çikolata, bisküvi, sakız, şeker, kahve ve toz içeceklerde bir dünya lideri olup, herbirinin cirosu milyar doları bulan Cadbury, Cadbury Dairy Milk, Milka çikolataları, Jacobs kahve, LU, Nabisco ve Oreo bisküvileri, Tang toz içecekleri, Trident sakızları gibi markalara sahiptir. Mondelēz International, Standard and Poor’s 500, NASDAQ 100 ve Dow Jones Sustainability Index’in bir üyesi olmaktan gurur duyar.

27 Şubat 2013 Çarşamba

"16.800 ŞIRKET IFLAS EDECEK ALACAKLARINIZI SIGORTALATIN"


16.800 şirket iflas edecek alacaklarınızı sigortalatın

Dünyanın önde gelen alacak sigortası şirketlerinden biri olan Euler Hermes'e göre 2013 yılında Türkiye'de şirket iflasları 2012 yılına göre yüzde 5 oranında artarak 16.800'e yükselecek.

27 Şubat 2013 Çarşamba 08:27


 
İSTANBUL - Şirketlerin hayatını sürdürebilmesi için ürettikleri mallarını satmaları 
olmaz olmazdır. Bu olmazsa olmaz için en önemli kriter ise satılan malın parasının alınabilmesidir. 2 yıl önce ülkemizde ofis açarak hızlı bir büyüme potansiyeli yakalayan dünyanın önde gelen alacak sigortası şirketi Euler Hermes'e göre bu yıl ülkemizde 16.800 şirket iflas edecek.
 
Euler Hermes Türkiye CEO'su Özlem Özüner, Türkiye'de alacak sigortasının hızlı bir büyüme ivmesi yakaladığını belirterek," 2012 yılında yüzde 114 büyüme yakaladık.
Son 2 yılda iflaslarda oransal olarak bir gerileme yaşansa da, rakamsal bir büyüme söz konusu bu nedenle şirketler alacaklarını mutlak olarak sigortalatmalı" diye konuştu. Euler Hermes Türkiye CEO'su Özlem Özüner'in ev sahipliğinde, Euler Hermes Baş Ekonomist'i Ludovic Subran, Euler Hermes'in ekonomi araştırma uzmanları tarafından hazırlanan küresel ve ekonomik eğilim ve sektör analizlerini paylaşarak
Türkiye ve dünya pazarlarında fırsatların ve risklerin değerlendirilebilmesi için görüşlerini ve öngörülerini sundu.
 
Toplantıda konuşan Euler Hermes Türkiye CEO'su Özlem Özüner, "Euler Hermes Grubu zorlu bir küresel ekonomik tabloda 2012 yılında olağanüstü sonuçlar elde etti. Grubun toplam gelirinde büyüme yakalamasında önemli rol oynayan yatırım ülkeleri arasında Türkiye de bulunuyor. Seçici ve disiplinli risk analiz yönetimi sayesinde Grup, küresel seviyede 2,4 milyar euro'luk konsolide ciro elde etti" dedi. Özüner, Euler Hermes Türkiye'nin geride kalan yılda çok olumlu sonuçlar elde ettiğini belirterek şunları söyledi: "Türkiye; yüksek oranlı büyüme kaydeden üçüncü bölge oldu. Başarılı performansı, Grubun odaklanacağı beş stratejik pazar arasına Türkiye'nin de girmesini sağladı. 2012 yılında yüzde 114'lük bir büyüme kaydederek Türkiye'de pazar payımızı yüzde 37'ye çıkardık" dedi.
 
2012'de pazarda üretim 45 milyon euro civarı
 
[PAGE]
 
2012'de pazarda üretim 45 milyon euro civarı
 
Türkiye'de alacak sigortasına olan ilginin her geçen gün artığını belirten Özüner, "45 milyon euro civarında bir prim üretiminin gerçekleştiği piyasada ürüne olan ilgi artıyor. Pazarda yüzde 70'e yüzde 30 oranında bir iç piyasa portföy yapımız var. Ürünü bir defa yapan yüzde 90 gibi yüksek oranda yeniliyor ki bu bizi mutlu ediyor. Bazı sektörlerde yabancı payının yüksek olması nedeniyle ürünümüzü mutlak yaptırma
şeklinde yansırken, kimya sektörünü örnek gösterebilirim. Fakat bu yılın yıldızı gıda sektörü olacak. Buradan çok talep görüyoruz. Aynı şekilde elektrik iletkenleri sektörü de ilgi gösteriyor. Riskli sektörün ilk sırasında ise inşaat sektörü geliyor. İflas olasılıklarını ve riskli ülke sayısını düşünerek şirketlerin alacaklarını sigortalatması gerektiğinin altını çizmek isterim" diye konuştu. Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludovic Subran ise dünya ekonomisine yönelik tahminlerine yönelik şunları söyledi: "Tahminlerin altında kalan 2012 yılındaki yüzde 2,4'lük küresel büyümenin ardından, 2013 yılında büyüme oranı yüzde 2,5 seviyesinde kalacak. Euler Hermes'in beklentilerine gore dünya ticaretindeki iyileşme 2013-2014 yılların arasında sınırlı olacak. Dış ticaretten kaynaklanan kırılganlık ve döviz savaşı ile ilgili endişeler artıyor. Genişleme politikasıyla desteklenen Asya-Pasifik Bölgesi, bir önceki yıldaki yüzde 5,9'luk büyümenin ardından yüzde 6,4 oranı ile dünya büyümesinin lideri olacak. Avrupa'nın bütçe ve dış açıkları ile azalan rekabet gücünü ters çevirmesi sonucunda var olan oransızlıkların düzeltilmesinde yol almış olmasına rağmen, Euro bölgesinin durumu hakkındaki tartışmalar devam ediyor."
 
Herkes Türkiye'ye bakıyor
 
Herkesin gözünün Türkiye'de olduğunu söyleyen Ludovic Subran, Türkiye'ye yönelik tahminlerinde daha düşük faiz oranları ve mevduat ihtiyat miktarlarındaki keskin artış sebebiyle Türkiye'nin 2013 yılında yüzde 4'lük bir büyüme kaydedeceği öngörüsünde bulundu. "Daralmasına rağmen 2012 yılında GYSİH'nin yüzde 6,2'sini
oluşturan cari açığın finanse edilmesi ile ilgili endişeler devam ediyor" diyen
Subran şunları söyledi: "Döviz kurunun istikrarı ve krediye erişebilirlik Türkiye
ile sağlıklı ticaretin yapılabilmesi için hayati önemi taşıyor. Ödeme alışkanlıkları ve iflas çözümleme süreçlerindeki gelişmelerle Türkiye'nin iş ortamında iyimserlik artacaktır. Türkiye'de mevcut ödeme vadesi ortalama 70 gün ancak bu vade sıkça
150-160 günü bulabiliyor. Avrupa'da ise getirilen yeni yönetmeliğin kapsamında 2015 yılına kadar ödeme vadelerinin 60 güne indirilmesi hedefleniyor. Türkiye'de iflaslar düşük toparlanma oranları ve daha uzun çözümleme süreleri ile nitelendiriliyor.
Vadeli çeklerde kredi korumasını azaltan Çek Kanunu'daki değişiklikler, Türkiye için çok büyük olumlu bir adım. Bu değişiklikler yerel ticari uygulama standartlarını açık hesap sistemi seviyesine taşıyacak. Bu süreçte ticareti destekleyemek amacıyla
Şirketlerin nakit akışları korunmalı ve emin kredi yönetimi uygulanmalı."
 
24 ülke iflas listesinde
 
Küresel ticarette azalan talebe paralel olarak 2013 yılında iflas oranının artarak yüzde 4'e yükselmesinin beklendiğini ifade eden Ludovic Subran, "İspanya ülke iflas listesinde yüzde 25 oranıyla liderlik ederken, dünya GYSİH'nin yüzde 52'sini temsil
eden 24 ülke önümüzdeki yıl içinde iflas listesinde daha üst sıralara yükselme eğilimi gösteriyor. Son 12 yıl boyunca artan Türkiye şirket iflas oranların 2013 yılında da yüzde 5 oranına yükselmesi ve bin 680 şirketin iflası bekleniyor. Fakat Türkiye yine Brezilya, Polonya, Yunanistan, Lüksemburg, Belçika ve Çek Cumhuriyet'in gerisinde kalıyor" dedi.

19 Şubat 2013 Salı

Citibank'ın sürpriz misafirleri...


Citibank'ın sürpriz misafirleri...


Citibank'ın Türkiye'de bireysel bankacılıktan çıkma kararı alması, bu portföye talip olan bankaları harekete geçirdi. Bilindiği gibi Citigroup'un  global stratejisinin bir parçası olarak satışa çıkardığı Türkiye'deki bireysel bankacılık birimi ile ilgilenenlerden  kısa liste oluşturulurduğu, daha önce basında yer almıştı. Odeabank, Fibabanka, Garanti Bankası  ve Denizbank'ın  bu portföye talip olan bankalar arasında yer aldığı basında yer alınca Garanti Bankası, 'Citibankl'ın bireysel bankacılık birimine talip olmadığını' açıklamıştı. Dün Citibank'ın merkezinin bulunduğu Tekfen Tower'ı, satış görüşmelerinde yer alan ancak daha önceki listelerde yer almayan bir bankanın üst yönetimi ziyaret etti.  Akşam saatlerinde Citibank Genel Müdürlüğünü ziyaret eden banka yöneticileri Şekerbank'ı temsil ediyordu. Evet yanlış duymadınız, son yıllarda bir çok ilke imza atan Şekerbank'ın üst yönetimi dün akşam saat 7 civarında tam kadro Citibank Genel Müdürlüğüne geldi. Finans Gündem'e aldığı bilgilere göre Şekerbank üst yönetiminden önce de Denizbank üst yönetimi Citibank'ın üst yönetimini ziyaret etti. Citibanbank'ın bireysel portföyünü inceledi.
Finans Gündem'e gelen bilgilere göre Citibank'ın bireysel tarafının satışı ile ilgilenen dört banka var. Bu bankalar arasında en ciddi olanlardan birisi ise Şekerbank. Diğer bankalarsa Denizbank, Fibabanka ve Odeabank. Satışın Nisan ayına kadar sonuçlanacağı söylenirken, gelen tekliflere göre bireysel bankacılık birimi ve kredi kartları işinin ayrı ayrı satışının da söz konusu olabileceği söylediler.
Bu süreçte bazı şubeler ile kredi kartları gibi bireysel bankacılık alt birimleri ayrı ayrı bankalara da satılabilecek. 
Türkiye'de ilk şubesini 1981 yılında açan Citi'nin ülkede 2.000'den fazla çalışanı bulunuyor. Perakende bankacılığa 1996 yılında başlayan banka, 2006 yılında Akbank'ın  yüzde 20 hissesini aldı, ancak söz konusu hisselerin yarısını geçen sene Mayıs ayında sattı.

14 Şubat 2013 Perşembe

Ağrı kesici için ‘yasak’ çağrısı



İngiliz araştırmacılar, Türkiye’de de satılan ağrı kesici diklofenak’ın kalp krizi ve felç riskini tetiklediğini açıklayıp yasaklanmasını istedi
İngiltere’nin Londra Üniversitesi Barts ve Londra Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesi’nde yapılan araştırmalar sonucu uzmanlar, “Diklofenak” isimli ağrı kesicinin yasaklanması gerektiğini açıkladı.
Türkiye’de de satılan Diklofenak’ın kalp krizi ve felç riskini artırdığı belirtildi. Daha önce Diklofenak ve diğer ağrı kesiciler üzerinde yapılan araştırma verilerini analiz eden uzmanlar, genellikle sırt ağrısı veya romatizmal hastalıklar gibi sık rastlanılan rahatsızlıklarda önerilen ilacın kullanımının çok tehlikeli olduğunu tespit etti.

Riski yüzde 63’e yükseltiyor
Etken maddesi “ibuprofen” olan ilaçlar grubu arasında en tehlikelisi olduğu belirlenen ilacın, ölümle sonuçlanan kalp krizi ve felç riskini yüzde 63’e kadar yükselttiği saptanmıştı. İlacın doğurduğu sonuçların, 2004 yılında dünya çapında üretimi durdurulan ve geri çağrılan “Vioxx” isimli bir ağrı kesiciyle benzer olduğuna dikkat çeken uzmanlar, benzer bir yasağın yeniden uygulanması gerektiğini savunuyor. Araştırmayı yürüten ekipten uzman Patricia McGettigan’a göre, daha etkili ve yan etkileri bakımından daha güvenli ilaçlar bulunuyor.

Kısıtlama şart
Dolayısıyla, Diklofenak’ın kullanımına yasak getirilemese bile büyük oranda kısıtlama getirilmesi gerekiyor. Zira, İngiltere’de yapılan araştırmalarda sadece 2011 yılında ülkede beş milyon insanın reçeteyle Diklofenak aldığı belirlenmişti.
İsviçre’nin Bern Üniversitesi’nde     166 bin hasta üzerinde yapılan araştırmalarda da “diklofenak”ın kalp krizi ve inme riskini dört katına kadar yükseltebildiği ortaya konmuştu.

İFLASLAR BAŞLADI

İflas zinciri büyüyor

SONGÜL DALGIÇ BİLGİLİ-milliyet.com.tr
Fi Yapı, Ukra İnşaat, Şeker Piliç derken ‘iflas’ halkasının son kurbanı Türk tekstilinin ‘inci’si oldu. Tekstil ve hazırgiyim sektörünün önemli oyuncularından Tanrıverdi Holding 50 milyon TL borcu nedeniyle iflas korumaya başvurdu.
2012 yılından bu yana alanında lider 10 firma iflasın eşiğine geldi. Bu firmaların çoğunun Türkiye’nin bel kemiğini oluşturan tekstil ve inşaat sektörlerinden olması dikkat çekiyor.
İşte korkutan zincir...
Zincirin son halkası: Tanrıverdi Holding
Tekstil ve hazır giyim sektörünün son kurbanı Hikmet Tanrıverdi. Yaklaşık 50 milyon TL borcu yüzünden iflas erteleme başvurusunda bulunan Tanrıverdi, 'Başvuru için geç kaldım' dedi.
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, sahibi olduğu Tanrıverdi Yatırım Holding A.Ş, İnci Düğme Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş, İnci Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş ve Tan Motorlu Araçlar Sanayi ve A.Ş. adına 21 Ocak'ta İstanbul Ticaret Mahkemesi'ne iflas erteleme başvurusunda bulundu.Bu talebi de 4 Şubat'ta kabul edildi.
Konuyla ilgili olarak AKŞAM'a konuşan Hikmet Tanrıverdi, 'Aslında geçen yıl bu başvuruyu yapmış olsaydım şimdi çok daha iyi durumda olurduk. Bankalar bu süreçte maalesef şirketlere olumlu yaklaşmıyor. Şimdi masaya oturup daha uzun vadeli ve daha uygun faizlerle ödeme planı yapabileceğim' dedi.
Hazırgiyim ve tekstil sektöründe kar marjlarının yok denecek kadar az olduğunu belirten Tanrıverdi 'Ben sektörün başkanıyım, sektörün daha da büyümesi için sürekli çalışıyoruz, yeni projeler pazarlar peşinde koşuyoruz. Ancak kar marjları yok denecek kadar az, şirketler çalışıyor, üretiyor, satıyor ancak bu da sadece çarkı döndürmeye yetiyor. Geçmişe oranla karlılıkta ciddi bir azalış var' diye konuştu.
İFLAS KORUMA İSTEDİ, TİMSAH ARENA’YA ‘TAM GAZ’ DEDİ
1979 yılından bu yana Türkiye başta olmak üzere Arnavutluk, Kosova ve Karadağ gibi birçok ülkede önemli projelere imza atan Gintaş İnşaat, geçen yılın son gününde iflas ertelemeye başvurdu.
Bursa'da, Timsah Arena stadının inşaatının yapımını üstlenen firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Necip Naci Doğru yaptığı açıklamada, inşaat sektöründeki daralmaya dikkat çekti. Alacaklılarının uğrayabileceği ticari zararı en aza indirmek ve kontrollü olarak finansal yapıyı stabil hale getirmek amacıyla 31 Aralık 2012 tarihinde, Bursa 1'inci Asliye Ticaret Mahkemesi'ne iflasın ertelenmesi başvuru yaptıklarını açıklayan Doğru, “Mahkeme bu başvuruyu incelemek üzere kabul ederek, 2 Ocak 2013 tarihi itibarı ile birtakım tedbir kararlarını uygulamaya koydu. Halen Türkiye içerisinde 7, yurt dışında ise 3 ayrı sözleşme ile çok büyük bir portföyü taahhüdünde bulunduran firmamız, bu sözleşmelerde herhangi bir gecikmeye mahal vermeksizin çalışmaya devam etmektedir."
UKRA’YI POLAT DA KURTARAMADI
İflas erteleme ile arkasında binlerce mağdur bırakan Fi Yapı'nın ardından Ukra inşaat'ın durumu da ikinci Fi Yapı vakası olarak nitelendiriliyor.
Mahkemeden iflas erteleme talebinde bulunan Ukra Yapı, buradaki amacın ise müşteriyi mağdur etmeden, sermayesini koruyarak işe devam etmek olduğunu kaydetti. Şirket, “Ukra İnşaat iflas ertelemesi için mahkemeye müracaat etmiş olup, bu aşamada mahkemeden şirketin mal varlığının korunması için ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.” açıklaması yaptı.
Açıklamada şöyle denildi:
“Esenyurt’taki Ukra City projemizin mühürlenmesinin ardından, Esenyurt bölgesindeki diğer birçok proje gibi Ukra City projesi de devam edememiş ve bütün bunlar finansal açıdan öngörülemez ve beklenmedik sıkıntılara yol açmıştır. Bu sorunların köklü çözümü için Ukra İnşaat olarak, bozulan mali yapımızı düzeltmek amacıyla mahkemeye başvurduk. Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 28 Aralık 2012 tarihinde Ukra hakkında şirketin mal varlığının korunması için ihtiyati tedbir kararı verdi. Yargı süreci devam ederken, Ukra İnşaat olarak faaliyetlerimize devam etmeyi ve müşterilerimizi mağdur etmenin önüne geçmeyi hedefliyoruz.”
KC YAPI TOKİ’Yİ 60 MİLYON ZARARA UĞRATTI
Bol reklamlı konut projesi yapıp sonra piyasadan çekilen, müşterilerin iflasını istediği bir başka şirket ise KC Yapı. Son olarak KC Yapı'nın kendi arsalarındaki konutları teslim edemediği gibi TOKİ'yi de 60 milyon lira zarara uğrattığı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın Meclis komisyonundaki açıklamalarıyla teyit edilmişti.
Bu şirketin mağdur ettiği müşteriler, KC Yapı'nın eski ortaklarının yeni kurduğu şirketlerin 'kendi paralarıyla' kurulduğunu ve başka isim altında iş yaptığını iddia ediyor.
DÜŞÜŞÜ DE ÇIKIŞI GİBİ HIZLI OLDU!
Konut sektöründeki atılımını 2000'li yılların ortasında yapan, binlerce konuttan oluşan projeler geliştiren Fi Yapı, Eylül 2012’de iflas erteletmek için mahkemeye başvurdu.
Beş bini aşkın ailenin konutlarının teslimini beklediği şirket, vergi daireleri, SGK ve diğer borçlu olduğu kişilerin uygulattığı haciz kararı ile de yüz yüze kaldı. Bilirkişi raporuna göre şirketin toplam varlığı 580 milyon 947 bin lira olarak gösterildi.
Şirketin toplam borçlarının ise 588 milyon 275 bin lira olduğu rapor edildi. Şirket, söz konusu borçların 500 milyon liralık bölümünün müşterilerden alınan avanslardan oluştuğunu bildirdi. Şirketin borca batıklık durumunun ise 7.3 milyon TL seviyesinde olduğu rapor edildi.
Şirketin en büyük kaybı yaşadığı 2011'de 65 milyon lira zarar ettiği vurgulandı. Piyasaya göre daha ucuz lansman fiyatları ile dikkat çeken ve bu sayede binlerce konut satan şirket yaşadığı finansal krizle beraber binlerce kişi mağdur duruma düştü.
UĞUR İNŞAAT 4 BİN KİŞİYİ MAĞDUR ETTİ
Gaziantep'te yerleşik UĞUR İnşaat, taksitle ev sattığı binlerce vatandaşı mağdur etti. Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’nden şirketin iflasın ertelenmesini isteyen firma sosyal bir problem yaratmak üzere. Firma, 4 bin kişiden oluşan bir mağduriyet ağı yarattı. 
Uğur İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz Uğur, Asliye Ticaret Mahkemesi’nden aldıkları iflası erteleme kararının müşterilerinin hakkını savunmak adına olduğunu söyledi.
PİLİÇ DEVİ ÜRETİMİNİ DURDURDU
734 çalışanı, 413 bölge yetiştiricisi ve aileleri ile birlikte yaklaşık 20 bin kişinin ekmek kapısı durumunda olan Bandırma’nın en önemli markalarından Şeker Piliç, Ocak 2013 itibariyle üretimi durdurma kararı aldı. Ardından iflas ertelemeye başvuran şirketin üzerindeki her türlü haciz işlemi durduruldu.
Şirketten yapılan açıklamada sürece gelişte en büyük etkenler olarak Maliye'nin ödemediği KDV alacakları, ekstra enerji maliyetleri, finans kuruluşlarının sektöre karşı olan tutumu ve geçirdikleri yangın ve sel felaketleri gösterildi.
WENICE KID’S İFLAS ETTİ
Türkiye’nin yurtdışına açılan ilk çocuk giyim markası Wenice Kid’s'in sahibi konumundaki Venice Pazarlama, Kuşam Tekstil Konfeksiyon ve Venice Grup Tekstil iflas etti.
Çok hızlı büyüyerek bir dönem başarılarıyla adından sıkça söz ettiren ve mağaza sayısını 512'ye çıkaran Wenice Kids için Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde iflas kararı verildi.
DEDİKODULAR PEŞİNİ BIRAKMAYINCA…
Birçok mağazasını kapatan tekstil devi iflas erteleme kararı aldırdı. Hazır giyim markası Sevenhill’in sahibi Özbek Tekstil Özbek Tekstil Konfeksiyon ve Mağazacılık ile Beş Yıldız Tekstil Konfeksiyon geçen yıl iflas ertelemesi talebiyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gitti.
Mahkeme şirkete kayyum atayarak koruma altına aldı. Sevenhill markasının patronu Hüseyin Özbek, hızlı büyüyünce piyasada haklarında dedikoduların çıktığını söyleyerek, “2011 sonunda dedikodular bankalarla ilişkilerimizi bozdu. Bizim piyasaya fazla riskimiz yoktu. Bankalarla kredi ilişkilerimiz vardı.
Şirketin zor duruma girmemesi için iflas erteleme talebiyle mahkemeye gittik. Mahkeme de talebimizi kabul etti. Sıkıntılı bir dönemdi. Ancak süreci aşmak üzereyiz. Bankalarla uzlaştık. Borçları yeniden yapılandırdık. Bahar gelmeden de kararı kaldırmak için müracaat edeceğiz” dedi.