31 Ekim 2014 Cuma

Osmanlı'dan Bu yana Kişi Başına Gelir (Uluslararası Karşılaştırma)




‘Osmanlı’dan Bugüne GSYH’ başlıklı yazımda 1500 yılından 2008 yılına kadar GSYH, nüfus ve kişi başına gelirdeki gelişmeleri ele alıp inceledim. Bu yazımda da 1600 yılındaki GSYH, nüfus ve kişi başına gelirleri ele alarak Osmanlı / Türkiye’nin de dahil bulunduğu bir uluslararası karşılaştırma yapacağım.

Aşağıda dört bölüm halinde sunduğum tablonun ilk bölümünde çeşitli ülkelerin 1600 yılındaki verileri, ikinci bölümünde ise aynı ülkelerin 1923 yılındaki yani Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş yılındaki verileri, üçüncü bölümünde 2008 yılındaki verileri, dördüncü bölümünde yıllar itibariyle kişi başına gelir artışı karşılaştırmalar yer alıyor (kaynak: Angus Maddison http://www.ggdc.net/maddison/oriindex.htm.)

1600
Nüfus (bin)
GSYH (milyon USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
16.000
12.656
791
Fransa
18.500
15.559
841
İngiltere
6.170
6.007
974
İtalya
13.100
14.410
1.100
İspanya
8.240
7.029
853
Portekiz
1.100
814
740
Avusturya
2.500
2.093
837
Belçika
1.600
1.561
976
Hollanda
1.500
2.072
1.381
Çin
160.000
96.000
600
Hindistan
135.000
74.250
550
Osmanlı / Türkiye
7.900
4.740
600


 
1923
Nüfus (bin)
GSYH (milyar USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
62.307
171
2.750
Fransa
39.880
148
3.754
İngiltere
44.596
212
4.760
İtalya
38.460
106
2.763
İspanya
21.847
50
2.290
Portekiz
6.223
9
1.473
Avusturya
6.543
19
2.842
Belçika
7.653
35
4.533
Hollanda
7.150
33
4.635
Çin
477.037
275
562
Hindistan
313.600
242
728
Osmanlı / Türkiye
13.877
10
712
Not: Çin ve Hindistan'ın GSYH ve kişi başına gelirleri 1929 yılına aittir.


2008
Nüfus (bin)
GSYH (milyar USD)
 Kişi Başına Gelir (USD)
Almanya
82.370
1.713
20.801
Fransa
64.058
1.424
22.223
İngiltere
60.944
1.447
23.742
İtalya
58.145
1.158
19.909
İspanya
40.491
798
19.706
Portekiz
10.677
154
14.436
Avusturya
8.206
198
24.131
Belçika
10.404
246
23.655
Hollanda
16.645
411
24.695
Çin
1.324.786
8.909
6.725
Hindistan
1.147.996
3.415
2.975
Osmanlı / Türkiye
75.794
611
8.066


KB Gelir Artışı (% veya misli)
1600'den 1923'e (%)
1923'den 2008'e (Misli)
Almanya
247,7
7,6
Fransa
346,4
5,9
İngiltere
388,7
5,0
İtalya
151,2
7,2
İspanya
168,5
8,6
Portekiz
99,1
9,8
Avusturya
239,5
8,5
Belçika
364,4
5,2
Hollanda
235,6
5,3
Çin
-6,3
12,0
Hindistan
32,4
4,1
Osmanlı / Türkiye
18,7
11,3

Osmanlı İmparatorluğu, 1600’den 1923’e kişi başına gelirini yüzde 18,7 oranında artırırken sadece Çin’i geçmiş, Avrupa ekonomilerinin fersah fersah gerisinde kalmıştır. Buna karşılık Türkiye Cumhuriyeti, 1923 ile 2008 arasında kişi başına gelirini Çin ile birlikte en fazla arttıran ekonomi olmuştur. Avrupa ile arada hala ciddi farklar olsa da Türkiye’nin gelir artış hızı ilk kez umut verici bir düzeye ulaşmış görünüyor.

Notlar/Açıklamalar: 
 1.Angus Maddison’un kaynak olarak kullanılan eserinde geçen USD hesapları 1990 yılı bazlı Geary – Khamis Doları ile yapılmıştır. Uluslararası Dolar olarak da bilinen bu hesaplama satınalma gücü paritesi ve malların uluslar arası ortalama fiyatları temellerine dayanmaktadır.
2.Osmanlı / Türkiye topraklarının ve nüfus kapsamının karşılaştırmaya esas alınan 1600 ve 2008 yıllarında çok farklı olduğu, benzer farklılıkların diğer ülkeler için de geçerli olduğu dikkate alınmalıdır. 
M. Kaya  

21 Ekim 2014 Salı

Muzaffer Dönmez: İnovasyon ve Risk Alma

Muzaffer Dönmez: İnovasyon ve Risk Alma: Peter Drucker Başarılı inovatörler tutucudurlar. Bir zamanlar birkaç psikoloğun konuşma yaptığı girişimcilikle ilgili bir üniversite se...

İnovasyon ve Risk Alma


Peter Drucker

Başarılı inovatörler tutucudurlar.

Bir zamanlar birkaç psikoloğun konuşma yaptığı girişimcilikle ilgili bir üniversite sempozyumuna katılmıştım. Diğer her konuda ayrı fikirleri olmasına karşın hepsi “risk alma arzusu”nun şekillendirdiği bir “girişimci kişilik”ten söz ettiler. Yirmi beş yıllık bir sürede süreç temelli bir inovasyonu uluslararası bir şirkete uygulamış ünlü ve başarılı bir inovatör ve girişimciden yorum yapmasını istediler. Girişimci söyle dedi: “Sunduğunuz kağıtlar beni şaşırttı. Ben de herkesin tanıdığı kadar başarılı inovatör ve girişimci tanıyorum. Bunlara ben de dahilim. Hiç ‘girişimci kişilik’le karşılaşmadım. Bununla birlikte başarılı olanlar arasında tanıdıklarımın tek bir ortak özelliği vardır: Onlar ‘risk alıcı’ değillerdir. Almaları gereken riskleri tanımlamaya ve olabildiğinde hafifletmeye çalışırlar. Aksi halde hiçbirimiz başarılı olamazdık.”

Bu, benim kendi deneyimlerimle de uyuşuyor. Ben de birçok girişimci tanıyorum. Hiçbirinin risk almak gibi bir arzusu yok. Gerçek yaşamdaki inovatörlerin çoğu renksiz kişiliklerdir ve risk peşinde koşmak yerine nakit akış tahminleri üzerine saatler harcamayı tercih ederler. Onlar “risk odaklı” değil, “fırsat odaklı” düşünürler.

Öneri: Fikirlerinizden hangilerinin en az risk ve en güçlü fırsatları barındırdığını belirleyin ve onlara odaklanın.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Zengin koca avcısı...

Dünyanın en büyük finans şirketlerinden J.P. Morgan'ın CEO'su James Dimon'un, zengin koca avcısı bir kızın kendisine attığı bir e-mail'e verdiği cevap...

"Sayın Morgan,
Sizinle dürüst olacağım... Bu yıl 25 yaşına giriyorum. Çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. Yıllık geliri en az 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum. Aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat New York’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar maalesef orta sınıf sayılıyor.
Çok şey istemiyorum. Bu sizin sitenizde yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? Hepiniz evli misiniz? Sormak istiyorum, sizin gibi zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek?
Bugüne kadar birlikte olduğum erkekler arasında en zengini yılda 250 bin dolar kazanıyordu. Central Park’ın batı yakasında, yüksek bütçeli rezidanslarda yaşamak isteyen biri için yıllık 250 bin dolar yeterli değil. Size alçak gönüllülükle soruyorum:
1) Zengin bekarlar nerede takılır? (Lütfen bar, restaurant, spor salonu, kulüp, vs... gibi mekanların isimlerini ve adreslerini yazar mısınız.)
2) Hangi yaş kategorisine odaklanmalıyım?
3) Çoğu zenginin eşleri neden ortalama güzellikte? Bir kaç kızla tanıştım; güzel veya ilgi çekici değiller ama zengin erkeklerle evlenebiliyorlar.
4) Kimin karınız, kimin yalnızca sevgiliniz olabileceğine nasıl karar veriyorsunuz? Benim hedefim evlenmek. Zengin bir adamla evlenebilmek için ne yapmalıyım ?
Bayan Güzel"

Cevap:
"Sevgili Bayan Güzel,
Yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. Tahmin ediyorum ki sizin gibi aynı soruları soran pek çok genç kız var. Lütfen profesyonel bir yatırımcı olarak durumunuzu analiz etmeme izin verin. Benim yıllık gelirim 500 bin doların üzerinde, sizin kriterlerinize uyuyor, bu sebeple zamanınızı boş yere çalmadığımı umut ediyorum.
Bir iş adamı gözünden bakarsak, sizinle evlenmek kötü bir fikir. Nedeni ise çok basit, lütfen açıklamama izin verin... Detayları bir kenara bırakırsak, yapmaya çalıştığınız şey “güzellik” ile “para” ikilisini takas etmek: A kişisi güzelliği sağlar, B kişisi de bunun için ödeme yapar, gayet adil. Fakat burada ölümcül bir problem var; sizin güzelliğiniz kaybolacak ama benim param iyi bir sebep olmadıkça tükenmeyecek. Aslına bakarsanız, benim gelirim yıldan yıla artabilir, ancak siz yıldan yıla güzelleşemezsiniz. Bu sebeple, ekonomik açıdan bakarsak, ben değer kazanan bir varlıkken siz değer kaybeden bir varlıksınız. Hem de sıradan bir değer kaybı değil, katlanarak artan bir değer kaybı. Eğer güzellik sizin tek varlığınızsa, değeriniz 10 yıl sonra çok daha düşük olacak.
Wall Street’te kullandığımız bir terimden yola çıkarsak, sizin için “takas pozisyonu” diyebiliriz, “satın al ve bekle” değil. Sizi satın almak iyi bir fikir değil, bu sebeple kiralamayı tercih ederim. Çünkü alışveriş değeri düşen bir şeyi uzun süre elde tutmak hiç de akıllıca değildir. Şüphesiz; aynı şey sizin istediğiniz evlilik için de geçerli.
Bu yazdıklarım size zalimce geliyorsa bir de şöyle düşünün; tüm paramı kaybetseydim, beni terk etmez miydiniz? Aynı şekilde güzelliğinizi kaybettiğinizde, benim de çıkış yolunu bulmam gerekmez mi?
Yıllık geliri 500 bin doların üstünde olan insanlar aptal değil; sizinle yalnızca çıkarız ama evlenmeyiz. Size, zengin bir adamla evlenme fikrini unutmanızı öneririm. Bu arada, yılda 500 bin dolar kazanan o zengin siz olabilirsiniz. 
Zira o kadar parayı kazanmak, zengin bir aptal bulabilme ihtimalinizden 
daha yüksek...
Kolay gelsin.
J.P. Morgan

13 Ekim 2014 Pazartesi

Piliç olayı


Olay: Bir piliç, bir yolda karşıdan karşıya geçer.

Soru: Piliç neden karşıdan karşıya geçti?
Ve cevaplar:

 Eflatun: İyiliği için geçti; çünkü gerçek öteki taraftadır.

 Aristo: Karşıdan karşıya geçmek pilicin doğasıdır.

 Marx: Geçmesi tarihsel olarak kaçınılmazdı.

 Freud: Pilicin karşıya geçmesiyle ilgilenmeniz, sizdeki güçlü bir güvensizlik duygusunu ele vermektedir.

Einstein: Pilicin yolun karşısına geçmesi, ya da yolun pilicin ayakları altında yer değiştirmesi, sizin bakış açınıza bağlıdır ve tamamen izafidir.

Bill Clinton: Anayasa üzerine yemin ederim ki, bu piliçle aramda hiçbir şey geçmemiştir.

Bush: BM kararlarına rağmen, pilicin yolun diğer tarafına geçmesi, demokrasiye, özgürlüğe, adalete uymamakta ve bizim açımızdan bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durum, o yolu bizim, çoktan bombalamış olmamız gerektiğini göstermektedir.

Süleyman Demirel: Piliç geçmişse geçmiş, geçmemişse geçmemiştir.

Turgut Özal: Benim pilicim işini bilir.

Bülent Ecevit: Bilmiyorum, Rahşan'a sormam lâzım.

Tansu Çiller: Bu memleket için karşıdan karşıya geçen piliç de bizimdir; onu ezip geçen traktör de bizimdir.

A. Necdet Sezer: Karşıya geçtiği nokta kamusal alansa, başörtüyle geçemez.

Tayyip Erdoğan: Bence o piliç, Kuzu'ya atılan o yumurtaların anasıdır. Arkasında şer güçleri vardır. Karşıya kendisi geçmemiş, geçirilmiştir.

Ve Türk erkeği: Piliç sarışın mı, esmer mi?
--

11 Ekim 2014 Cumartesi

Muzaffer Dönmez: YENİ KÖŞE YAZARIMIZ

Muzaffer Dönmez: YENİ KÖŞE YAZARIMIZ: Köşe Yazarı kadromuza bugün pırıl pırıl bir genç hanım arkadaşımız katıldı.Kalemi oldukça kuvvetli,keyifli okumalar dileriz.Egehabercisi Ail...

YENİ KÖŞE YAZARIMIZ

Köşe Yazarı kadromuza bugün pırıl pırıl bir genç hanım arkadaşımız katıldı.Kalemi oldukça kuvvetli,keyifli okumalar dileriz.Egehabercisi Ailesi...
http://www.egehabercisi.com/yazarlar.html




http://www.egehabercisi.com/…/kim-demisse-muzik-ru…/161.html

10 Ekim 2014 Cuma

DERS ALMAK


     
        1. Öykü: En iyi Buğday
        Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı.
        Çiftçiye bu işin sırrı soruldu.
        Çiftçi:
        - Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta         yatıyor, dedi.
        - Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden         böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? Diye sorulduğunda,
        - Neden olmasın, dedi çiftçi.
        - Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır         ve tarladan tarlaya taşır.
        Bu nedenle, komsularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün         kalitesinin de düşük olması demektir.
        Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar         yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.

       ************************************************************************

        2. Öykü: Geleceğini biliyordum.
        Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde         kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin         üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru         bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar         içeri çekti,
        - Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir         ihtimalle ölmüştür.
        Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye         atma. Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı.
        İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında         arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte         siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını
        kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
        - Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
        - Değdi, dedi, gözleri dolarak, - değdi...
        - Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
        - Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini         duymak, dünyalara bedeldi benim için.
        Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
        - Geleceğini biliyordum. Geleceğini biliyordum.

      YORUMU SİZE AİT.....

7 Ekim 2014 Salı

Muzaffer Dönmez: BİR DEV UYANIYOR

Muzaffer Dönmez: BİR DEV UYANIYOR: http://www.egehabercisi.com/haber/siyaset/bir-dev-uyaniyor/4329.html Yayin: Medya tv. Yapimci: A.Erol Diker. Gazete ve televizyon...

BİR DEV UYANIYOR



bir-dev-uyaniyor
Yayin: Medya tv. Yapimci: A.Erol Diker. Gazete ve televizyoncu. Editor: Saim Yilmaz. Moderator: Muzaffer Dönmez Gazeteci ve Siyasetci. Konuklar: Izmir ve Ege'nin önde gelen Gazetecileri,İşadamları, Yerel Yöneticileri ve Halk. Cok yakinda. Yaklasan Genel Seçimler nedeniyle İzmir'in tüm ilçelerinde Belediye ve Milletvekillerini,yeni adayları konusup halk'a soracagiz. 05325656059 A.Erol Diker...
07 Ekim 2014 Salı 15:00
 
Bugüne kadar hep Yöneticiler ve Siyasetçiler konuştu Halk dinledi.
Bizim programımızda Halk konuşacak ve Yerel Yöneticiler ve Milletvekilleri ve yeni adaylar dinleyecek.
Böylece ,halkın olduğu yerde vekillerinin kendilerine biraz daha çekidüzen vermeleri gerektiğine parmak basacağız.
İzmir ve İlçeleri'nde Belediye Başkanları seçimler öncesi neler konuşmuşlar ve neler vaaddetmişler,neleri başarmışlar veya neleri yapamamışlar bunları halk kendisi değerlendirecek.
İzmir Milletvekilleri neler söylemişler bugüne kadar neler yapmışlar.Bu da ana konumuz olacak.
Yeni Aday olacaklara da ışık tutacak bu programımızda öncelikle sadece oy alana kadar meydanlarda görünmelerinin seçilmeleri için yeterli olmayacağını,seçime ne şekilde hazırlanmaları gerektiği konusunda da artık fark getirmeleri gerektiğini ortaya koyacağız.
Bugüne kadar "Halka rağmen Halk için"düşüncesinin kimseye fayda vermediğini hem halka hem de siyasetçilerimize göstereceğiz.
Programın adı özellikle seçildi "BİR DEV UYANIYOR"...
Halk artık kendi gücünün farkına varmak zorunda.
Kırmadan-dökmeden,kimseyi suçlamadan,verdiği oyun takipçisi olarak ,kardeşçe sunulan bir program olacak.
Amacımız insanları rencide etmek,zor duruma düşürmek değil.
Biz,sadece verdiğimiz oyun birilerini makam sahibi yapmak amaçlı olmadığını biliyoruz ve yayınımıza sizleri de bekliyoruz.
BU PROGRAM SİZİN OLACAK...