28 Kasım 2014 Cuma

NEDEN?

  • Neden bozulan otobüsün yolcuları bizim otobüsümüze aktarıldığında onlara mültecilermiş gibi bakarız..
  • Neden her gördüğümüz haritada hemen Türkiye`yi bulmaya çalışırız.. Millet olarak dünyada kaybolma kompleksimiz mi vardır..
  • Neden birbirimize sarılınca sağa sola sallanırız..
  • Neden öğrenciler ilkokul 5. sınıfa kadar öğretmene  ' Öğretmenim ' diye seslenirken 6. sınıfta bir anda  ' Hocam ' diye seslenmeye başlar..
  • Neden sınavlarda  ' 3 yanlış bir doğruyu götürür ' şeklinde bir uygulama ile cezalandırılır da ; ' 3 doğruyu bil , bir doğru da bizden ' gibi bir kampanya başlatılıp zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez..
  • Neden insanlar kapalı bir alandan yağmur yağan alana çıktığında kafalarını eğerler.. Yağmura duyulan saygıdan mıdır , yoksa ondan tırstığımız için midir..
  • Neden dükkanı kapatıp giden esnaf , kapıya ' 10 dakika sonra dönücem ' yazar.. Esnafın ne zaman gittiğini nasıl anlarız..
  • Televizyona çıkan insanlar neden kendilerini Türkiye`deki herkesin izlediğini zanneder.. (70 milyon bizi izliyor)
  • Düğünlerde neden ' Dom dom kurşunu ' ile göbek atılmaktadır.. 'Bir avcı vurdu beni , bin avcı yedi beni ' gibi sözlerle kendinden geçen başka bir millet var mıdır..
  • Cumartesi ve Pazartesinin neden kendi isimleri yoktur.. ( Cuma-ertesi , pazar-ertesi )
  • Dolmuşlardaki fiyat tarifesinde en kısa mesafe neden ' indi-bindi ' olarak tabir edilmektedir .. Önce inilip , sonra mı binilir. Bir terslik yok mudur..
  • Bir programı bilgisayarımıza kurarken neden ' Kabul ediyorum ' ya da ' Kabul etmiyorum ' seçenekleri vardır.. O kadar parayı bayılıp programı aldıktan sonra ' Kabul etmiyorum ' seçeneğini işaretleyen saf kişiler mevcut mudur ..
  • Neden ilanlarda ' Doktordan temiz araba ' şeklinde yazılır.. Hipokrat yemininde ' Arabamı temiz kullanacağım ' diye bir madde mi vardır..

İş Hayatına İlkadım!

1995 yılında yazdığım kitabı sizlerle paylaşmak istedim.Kitabın içinde yazılanlar bugün gözüyle bakıldığında herkes tarafından bilinen şeyler ancak o tarihlerde bilinmeyen konulardı.
Muzaffer DÖNMEZ
http://www.slideshare.net/muzafferdonmez/img-17496667

24 Kasım 2014 Pazartesi

Muzaffer Dönmez: Okuma alışkanlığımız…

Muzaffer Dönmez: Okuma alışkanlığımız…:  http://www.haber1.com/yazi/1015/okuma-aliskanligimiz Birleşmiş Milletler'in insani gelişim raporunda ülkeler kitap okuma oranına g...

Okuma alışkanlığımız…

 http://www.haber1.com/yazi/1015/okuma-aliskanligimiz

Birleşmiş Milletler'in insani gelişim raporunda ülkeler kitap okuma oranına göre sıraya dizilmiş.
Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86'ıncı sırada;
• Birleşmiş Milletler araştırmasına göre kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçikalı ve Avustralyalı 100, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor yılda. Dünya ortalaması da 1,3 dolar. Ülkemizde ise bir kişi kitaba yılda ancak 0,45 dolar yani 45 sent ayırabiliyor.
• Türkiye'de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı yüzde 95.
• Biz Türklerin kitap okumaya ayırdığı zamanı, Norveçli 300'e, ABD'li 210'a, İngiliz 87'ye, Japon 97'ye katlıyor.
• Kitap Türkiye'de ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235 inci sırada yer alıyor.
• Japonya'da toplumun yüzde 14'ü, ABD'de yüzde 12'si, İngiltere ve Fransa'da yüzde 21'i düzenli kitap okurken, bizim ülkemizde sadece on binde bir kişi kitap okuyor.
• Türkiye'de okunan kitaplar genellikle siyaset, aşk, cinsellik üzerinedir.
• 8 milyon Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 75 milyona yakın Türkiye'de bu rakam ortalama 2 bin - 4 bin dolayında. Çünkü Türkiye'de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı 70 bin dolayında.
• Japon yılda ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, Türkiye'de bir kişi on yılda bir kitap okuyor.
• Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.
• Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
.  Anadolu'da 10 binin üzerinde kitapçı kapandı, son 5 yılda.
• Türkiye'de günde ortalama beş saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece altı saat ayrılıyor.
 *****
Bir yılda basılan kitapların çeşidi ülkelere göre şöyledir:
ABD 85.121
Japonya 42.217
İngiltere 64.761
Almanya 64.761
Türkiye 6.151
***
Gazete okuyanların nüfusa oranları şöyledir:
Japonya % 62
Almanya % 48
Türkiye % 5
***
Türkiye;deki kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslaması ise şöyledir:
Kütüphane sayısı 1412
Kahvehane sayısı 570.000
Buna göre: 49.500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir.
***
Gallup firmasının yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülkelerdeki kitap okuyanların nüfusa oranları şöyledir:
Japonya % 14
ABD % 12
Almanya % 11
İngiltere % 11
Türkiye % 0,01
Bu rakamlara baktığımızda ülkenin geleceği kişi başına düşen araç sayısına göre mi yoksa okuma alışkanlığına göre mi değerlendirilmeli?
 http://www.haber1.com/yazi/1015/okuma-aliskanligimiz

20 Kasım 2014 Perşembe

Muzaffer Dönmez: G-20 BAŞKANLIĞI TÜRKİYE’Yİ İLERİYE TAŞIYACAK BİR F...

Muzaffer Dönmez: G-20 BAŞKANLIĞI TÜRKİYE’Yİ İLERİYE TAŞIYACAK BİR F...: Muzaffer DÖNMEZ E-Posta : muzaffer.donmez@gmail.com   Avustralya G-20 Zirvesinin öncelikleri:” Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüm...

G-20 BAŞKANLIĞI TÜRKİYE’Yİ İLERİYE TAŞIYACAK BİR FIRSATTIR


Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com
 
Avustralya G-20 Zirvesinin öncelikleri:” Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme”
Türkiye 1 Aralık 2014 itibarıyla G-20 Başkanlığını üstlenecek.
15-16 Kasım 2014 tarihlerinde Brisbane’de bir araya gelen G-20 liderleri Avustralya G-20 Başkanlığı’nın sonuç bildirgesini onaylandı. Bu bildirge de tüm G-20 ülkelerinin ortak sorunu olan büyüme ve işsizlik konusuna değinildi. Sonuç bildirgesinde, liderler yeni iş imkanları yaratacak büyüme, ekonomilerin daha dayanıklı hale getirilmesi ve giderek daha da bağımlı hale gelen dünya ekonomisine yön veren global kurum ve kuruluşların güçlendirilmesi hedeflerini vurguladılar.
Bu hedeflere ulaşılmasında, yapısal reformların gerçekleştirilmesi, piyasa mekanizmalarının iyileştirilmesi, özel sektörün desteklenmesi, altyapı eksikliklerinin giderilmesi, ticaret ve yatırımların artırılması ve büyümeyi teşvik edecek makroekonomik ve mali politikaların uygulanmasının etkili olacağı belirtildi.
G-20 Zirvesi “güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme” için somut bir hedef de belirlemiş ve 2018’e kadar G20 ülkelerinin toplam GSYH’sinin en az yüzde 2 oranında artırılmasını öngörüldü.
Yüzde 2,1’lik bir artışın Dünya ekonomisine yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir katkı yapacağı ve milyonlarca iş yaratacağı beklenmektedir. Kapsayıcı büyüme, yoksulluk ile mücadele, kadınların işgücüne katılım oranının artırılması, genç işsizliğinin azaltılması, vergi sisteminin daha adil olması, yolsuzluk ile mücadele, enerji verimliliği, iklim değişikliğinin önlenmesi gibi konular da sonuç bildirgesinde vurgulandı.
Türkiye G-20 Başkanlığını Devralıyor Türkiye, G-20 dönem başkanlığını devralırken, bir önceki dönem başkanlığında ortaya koyulan bu hedef ve önceliklerin devam ettirilmesi büyük önem taşıyacaktır. Ancak bunun ötesinde, Türkiye’nin 2015’te G-20 çalışmalarına yön vermesi için kendi önceliklerini ortaya koyması gereklidir.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye'nin öncelikleri arasında, en az gelişmiş ülkelerin sorunları, küçük ve orta boy işletmelerin iş yapmalarının desteklenmesi, tüm G-20 ülkelerinde yapısal reformların gerçekleştirilmesi, çok taraflı ticaretin ve yatırımların desteklenmesi gibi alanları saymıştır.
Kuşkusuz Türkiye’nin üzerinde duracağı diğer bir konu, başta Kobi’ler olmak üzere özek sektörün finansmana erişimi ve altyapı yatırımların teşviki olacaktır.
Türkiye için Bir Fırsat Penceresi:
Türkiye Global Yönetişimin Dümeninde Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında köprü vazifesi görmek isteyen Türkiye için dünya ekonomisinin yüzde 85’ini temsil eden G-20 Başkanlığı çok önemli bir fırsat sunmaktadır.
Türkiye’nin henüz üye olamadığı AB’nin 4 üyesi ve AB’yi temsilen Avrupa Komisyonu’nun G-20 içinde yer aldığı düşünülürse, Türkiye AB’nin de bir parçası olduğu bir sistemin bir yıllığına sürücü koltuğunda oturacaktır.
G-20, 2018 için koyulan global büyüme hedeflerine Türkiye’nin önderliğinde yürüyecektir. Yükselen bir ekonomi olarak Türkiye’nin, ekonomik dönüşüm stratejisinde de üzerinde durulan, yapısal reformlarını gerçekleştirmesi, hukuk devletinin pekiştirmesi, eğitimin kalitesini artırması ve orta gelir tuzağından çıkmasını sağlayacak atılımları yapması için G-20 Başkanlığı önemli bir itici güç sağlayacaktır.
G-20 çerçevesinde oluşturulan B-20, L-20, T-20, C-20, Y-20 gibi girişimler de, kamunun yanında, özel sektörün, işçi ve işveren örgütlerinin, düşünce kuruluşlarının, gençlik örgütlerinin ve tüm sivil toplum kesiminin uluslararası boyutlarını güçlendirmeleri ve global gündeme dahil olmaları açısından dönüştürücü bir deneyime yol açacaktır.
G-20 Başkanlığı Türkiye’nin uluslararası planda görünürlüğünü ve etkinliğini artırmak suretiyle, sesini daha fazla duyurabilmesi ve kendisini tanıtabilmesine de imkan sunacaktır.
Bu bağlamda, Türkiye’nin bu fırsatı iyi değerlendireceğini ümit ediyorum.
http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/g-20-baskanligi-turkiyeyi-ileriye-tasiyacak-bir-firsattir/170.html

19 Kasım 2014 Çarşamba