28 Şubat 2015 Cumartesi

Richard Branson Yazıları




Yeni bir şirket kurmanın yolu
Girişimciler doğuştan sorun çözücü insanlardır. Bu özellik de bizim aklımıza daima yeni iş fırsatlarıyla ilgili fikirler gelmesi anlamına gelir. Çok sayıda seçeneğe sahip olmak muhteşemdir. Ancak bir sonraki fikre başlamaya can attığınız zaman elinizdekine odaklanmanız bazen zor olabilir. Aşağıda size bir fikrin peşinden koşup koşmamaya
karar vermeniz gerektiğinde kendinize sormanız gereken üç adet soru var.

1 BUNU SIRF EĞLENCE OLSUN DİYE Mİ YAPIYORSUNUZ?
Kendi şirketinizi kurmak sıradan bir iş değildir, o bir yaşam tarzıdır. Yeni şirketinizin başarısını garantilemek için büyük ihtimalle kişisel fedakarlıklar yapmak zorunda kalacaksınız. Bu durum geliriniz de bir kesinti anlamına gelebilir zira yeni şirketinizden kazanacağınız her bir kuruşu şirkete yeniden yatırmanız gerekebilir veya geceleri geç saatlere kadar e-postalara cevap yazmak ya da müşteri sorunlarıyla ilgilenmek zorunda kalabilirsiniz. Bunu aklınızdan hiç çıkarmayarak tıpkı bizim Virgin’deki felsefemiz gibi yeni şirketinizi çok
ama çok sevdiğiniz bir endüstride veya sektörde kurmanız çok önemlidir.
Aslında bizim ilk şirketimizin Virgin Records olmasında şaşılacak hiçbir yan yok. Ekibimizdeki insanların hepsi de yeni yetme ergenlerdi. Müziğe aşıktılar ki bu durum bizim geceleri geç saatlere kadar çalışmaktan veya çevrim içinde müşterilerle yeni çıkan gruplar hakkında sohbet etmekten ya da yeni çıkmış veya çıkacak sanatçılarla sözleşme imzalamak için deliler gibi çalışmaktan asla gocunmamamız anlamına geliyordu. Bu işi para kazanmak için yapmıyor olsaydık bile biz zaten
müzik hakkında sohbet ediyor olacaktık. Geçenlerde bizim Necker Cup tenis turnuvasını düzenledikten sonra aklıma şöyle bir benzetme geldi: Aklınızda hangi işe odaklanacağınıza karar vermek aslında havaya farklı türden topları atıp tutmakla yaptığınız top cambazlığına benzer, çünkü hangi topun en fazla öneme haiz olduğuna karar
vermek için fevkalade hızlı düşünmeniz gerekir.

2 İNSANLARIN YAŞAMLARINDA POZİTİF YÖNDE BİR FARKLILIK YARATIYOR MU?

Para kazanmanın yanı sıra insanlar veya gezegenimize odaklanmak da bizim çalışanlarımızın kendilerini iyi hissetmesini sağlar. Bu durum bizim müşterilerimizin bize sadece bir ürün veya hizmet satın almak için değil aynı zamanda fikirlerimize inandıkları için de geldikleri anlamına gelir. Bir iş etrafında bir kafadarlar grubu oluşturun ve müşterilerin nasıl dönüp dolaşıp size geri geleceklerini, ağızdan ağıza reklamınızı yapacaklarını ve zor günlerinizde sizi nasıl destekleyeceklerini görün. Bu strateji sayesinde çok sayıda yeni kurulmuş teknoloji şirketi son birkaç yıl içinde müesseseleşmiş endüstrileri bozabildi. Bunların bir örneği de parmak arası terlik satışlarından elde ettiği kârın belirli bir yüzdesini dünyanın dört bir yanındaki yetimlerle ilgili projelere bağışlayan Gandy’s adındaki şirkettir. Bir diğeri ise sattığı her bir çift ayakkabı için ihtiyacı olan bir çocuğa bir çift ayakkabı bağışlayan Toms’dur. Zaten bizim en yeni şirketlerimizden ikisinin, girişimcilere krediler sunan Virgin Startup ile elektrikli araba teknolojilerine odaklanarak çevre dostu ulaşımın profilini yükselten Virgin Racing’s Formula E Team olmasının nedeni de budur.

3 SÜRDÜRMEYE DEĞECEK KADAR KÂR EDEBİLECEK Mİ?
Seçenekleriniz arasında sörf yaparken işin finansman boyutunu da dikkate almanız gerekecektir. Araştırmalar ABD’de kurulan her 10 şirketten 8’inin ilk 18 ay içinde batıp gittiğini ve 1 numaralı yeni şirket katilinin de nakit akışı sağlayamamak olduğunu gösteriyor. Eğer şirketiniz kâr etmiyorsa zaten uğrunda çırpındığınız pozitif etkiyi de yaratamıyorsunuz demektir. Yeni kurulmuş bir şirketin anında kâra geçmesi nadiren görülür, bu yüzden yeterince para biriktirip biriktirmediğinizden veya sizi destekleyebilecek başka bir gelir
kapınız olup olmadığından emin olmanız gerekir. Eğer en hoşunuza giden fikrin kâra geçmesi uzunca bir zaman alacak gibiyse o zaman işe öncelikle daha küçük fikirlerinizden biriyle başlamanız daha iyi olabilir. Ardından küçük şirketinizin başarısından ve kârından bir sıçrama tahtası olarak faydalanarak büyük projenizi hayata geçirebilirsiniz. Ancak sadece para kazanmak için bir şirket kurmanın eninde sonunda başarısızlıkla sonuçlanacağını asla unutmayın.

YATIRIMCI ÇEKMENİN YOLU
SORU: Ben girişimcilikle uzaktan yakından hiç alakası olmayan genç bir mühendislik öğrencisiyim. Müthiş bir fikrim ve hem kapasiteli hem de işe hazır bir ekibim olduğunu düşünüyorum, ancak eşsiz ürünümü piyasaya sürmeye harcayabileceğim çok az param var. Bu durumda deneyimli yatırımcıları benim ekibime inanmaya nasıl ikna edebilirim?
Jordan Gruber, Avustralya
 
CEVAP: Jordan senin de gördüğün üzere yeni bir kavramı bir ürüne dönüştürmek fazlasıyla göz korkutucu olabilir. Her ne kadar şu anda doğru bağlantıların yoksa da veya büyük yatırımcılarla “muhatap” olamıyorsan da senin sektöründe veya başkalarında bir zamanlar senin gibi olan ve ardından başarıyı yakalamış deneyimli iş insanları bulabilirsin. Bu insanlar sana yolunda yardımcı olabilecek potansiyel akıl hocalarıdır. Bunun dışında mesajında kendi fikrini desteklemeleri için “deneyimli yatırımcıları” ikna etmeye aşırı önem verdiğini fark ettim. Her ne kadar yeni bir şirkete yelken açtırmanın en ideal yolu iş dünyasının önemli figürlerinden büyük miktarlarda fon sağlamakmış
gibi görünse de, gerçekte bu tip yatırımlarla başarılı olan şirket sayısı çok azdır. Daha iyi bir alternatif ise çevrim içinden bir kitlesel-fonlama olabilir. Indiegogo gibi web siteleri sadece şirketinin kurulup ayağa kalkması için gerekli prototipin yaratılmasına yönelik fonlama potansiyeline sahip olmakla kalmıyor aynı zamanda kamuoyunda ciddi derecede tanınmana da olanak sağlıyorlar. Bir diğer seçenek de küçük şirketlere yönelik kredilerden faydalanmak olabilir. Biz İngiltere’de Virgin Startup’ı kurarken, kendi fikirlerini hayata geçirmeye çalışan şirketlere 25 bin pounda kadar krediler veren bir programdan faydalanmıştık. Senin kendi bölgende de benzer girişimleri aramaya vakit harcamana değer ve böylece bir kredinin senin için doğru adım olup olmadığına karar verebilirsin. Gerek kitlesel-fonlamanın gerek ise küçük şirket kredilerinin diğer ekstra kazancı da şirketinin mülkiyetinin yüzde 100 sende olmasıdır, yani yatırımcılara tek hisse bile vermek zorunda kalmazsın. Aşağıda hangi yaklaşımın senin için en ideali olduğuna karar vermene
yardımcı olacak üç adım öneriyorum:
1 DEĞERLENDİR VE ARAŞTIR
Kendi yeteneklerin hakkında kendine karşı daima dürüst ol. Mevcut tüm seçenekleri araştır ve ardından nihai hedefini nasıl etkileyebileceklerini değerlendir. Kendine sor: Kitlesel-fonlama hedefin gerçekçi mi? Şirketinin hisselerinden ne kadarını potansiyel yatırımcılara vermeye isteklisin? Eğer bir akıl hocası bulmak istiyorsan da en düzgününü bulduğundan emin ol. Onların neler yaptıklarını öğren, acaba daha önce başkalarına akıl hocalığı yapmışlar mı, veya hangi sektörlerde çalışmışlar?

2 İNSANLARIN RADARINA GİR
Seminer ve konferanslar gibi endüstri etkinliklerine katıl. Mümkün olduğunca çok insanla konuş ve ürünün hakkında sakın hemen bilgi sızdırma. İnsanları dinlediğinden ve onların söylediklerinden dersler çıkardığından emin ol. Ağlar kurmak sadece yüz yüze ilişkilerle olmaz. Sosyal medyada varlık göster, LinkedIn gruplarına katıl ve ilişkilerini
çevrim içinde de sürdür. Aslında kendi profilini oluşturmada ne kadar proaktif olursan, potansiyel yatırımcıların sana güvenmekte ve paralarını şirketine yatırmakta o kadar istekli olacaklarını göreceksin. Unutma ki ne kadar fazla ilişki kurarsan senin ağının seni şirketine destek olabilecek insanlarla temas halinde tutma şansı da o kadar artacaktır.

3 AÇIK FİKİRLİ OL
Esnek olmayı unutma. Her ne kadar yatırım çekmek şimdilik en iyi seçenekmiş gibi görünse de önüne çıkan diğer tüm fırsatları da değerlendir. Mesela kitlesel-fonlama büyük bir
girişimciden gelecek bir yatırım kadar prestijli olmayabilir, ancak seni doğrudan gelecekteki müşterilere bağlayacak ve bu süreç üzerinde daha fazla kontrole sahip olmanı
sağlayacaktır. Söz konusu akıl hocalığı olduğunda açık fikirli olmak özellikle çok önemlidir. Akıl hocalığını sorunları çözmenin hızlı bir yolu olarak görme ve size verilen tavsiyeleri göz ardı etme. Akıl hocanla aranızdaki bağı sana dersler veren ve başarısızlık potansiyelini azaltan uzun vadeli bir ilişki olarak algıla. Ancak diğer her şeyde olduğu gibi zamanı geldiğinde akıl hocandan kurtulman gerektiğini de unutma.





24 Şubat 2015 Salı

Muzaffer Dönmez: Meritokrasi*

Muzaffer Dönmez: Meritokrasi*: “ELBETTE SEFİL OLURSA KADIN, ALÇALIR BEŞER” Söz, Tevfik Fikret’in “Rübab-ı Şikeste” adlı eserinden alınmıştır.   “Kadınla müziğin yaş...

Meritokrasi*



“ELBETTE SEFİL OLURSA KADIN, ALÇALIR BEŞER”
Söz, Tevfik Fikret’in “Rübab-ı Şikeste” adlı eserinden alınmıştır.
 
“Kadınla müziğin yaşı olmaz.”  Roch Nicolas de Chamfort’un
‘Özdeyişler’ adlı kitabından.
 
“Kadınların gözleri keskin, zekâları uyanık, düşünceleri vesveseli
olur.” Guy de Maupassant.
 
“Fil zinciriyle, at gemiyle, kadın da gönül rızasıyla tutunurlar. Mme. De Stael.
 
“Sevilen kadın bütün kadınların en güzeli değil midir?” Honore de Balzac.
 
“Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman
yepyenidir.” Leo Nikolaviç Tolstoy.
 
“Güzel ve kendini beğenmiş bir kadını yıkabilmenin en kestirme yolu,
güzelliğini övüp, kendini beğenmişliğini pohpohlamaktır.” Miguel de
Cervantes.
“Bütün kadınlar; sönmektense yana yana tükenmeyi tercih ederler.” Aristophones.
 
“Kadın kendi başına ne gül goncadır, ne de diken. Koklamasını bilirsen
gül olur, tutmasını bilmezsen diken.” Refik Halit Karay.
 
“Kadınları çok sevmiş olmanın cezası, onları daima sevmektir.” Andre Maurois.
 
“Kadının sevdiği kimse Yarı Tanrı’dır.” Mor Jokai.
 
“Hiçbir kadın yoktur ki, ‘Seni seviyorum’ sözü önünde hissiz ve lâkayt
kalsın.” Yakup Kadri Karaosmanoğlu.
 
“Bir kadın ya sever, yahut nefret eder; ortası yoktur.” Publilius Syrus.
 
“Kadının kötüsü kadar kötü, iyisi kadar da iyi bir yaratık yoktur.” Euripides.
 
“Aşık olmayanlar, akıllı bir adamın sıradan bir kadın için acı
çekmesini anlayamazlar. “Marcel Proust.
 
“Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır.” Victor Hugo.
 
“Aşk evlilikleri, baba olma yanılgısına ve anne olma ihtiyacına
sahiptirler. Her türlü kadın aşkında biraz annelik görüntüsü ortaya
çıkar.” Friedrick Wihelm Nietzsche.
 
“Aşk hayatında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen
bir lir gibidir.” Honore de Balzac.
 
“Aşk her kadını inanılmayacak kadar güçlü kılar.”  J. C. Kersey.
 
“Aşk ve nefretin yer almadığı oyunda, kadın orta dereceli bir
oyuncudur.”  Friedrick Wihelm Nietzsche.
 
“Aşk, bir erkeğin tek bir kadınla yetinmek için harcadığı çabaya
verilen isimdir.” Paul Geraldy.
 
“Aşk, bir erkeğin veya kadının bir başkasını her şeyin üstünde
görmesidir.” Leo Nikolavich Tolstoy.
 
“Aşk, bir kadının diğerlerinden farklı olduğunu fark etmektir.” M. Levy.
 
“Aşk, bir kadının yaşamının tüm öyküsüdür, erkeğinse yalnızca bir
serüvenidir.” Madamme de Stael.
 
“Aşk, duygu, tahammül ve özveri; kadının hayatını oluşturur.” Honore de Balzac.
 
“Aşk, erkeği eritir, kadını diriltir.” Raif Necdet Kestelli.
 
“Aşk, erkeğin hayatının yalnız bir kısmıdır,  oysa kadının bütün
varlığıdır.” George Gordon Byron.
 


*Meritokrasi yönetim erkinin, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare erki, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır. Kayırma yoktur. Özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme, yükselmelerinin bilgi başarı yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar. Osmanlı Devleti'ndeki Devşirme sistemi buna örnek gösterilebilir.

Muzaffer Dönmez: 10 Yaşındaki Amerikalı Çocugun Atatürk'e Mektub...

Muzaffer Dönmez: 10 Yaşındaki Amerikalı Çocugun Atatürk'e Mektub...: 1923'te 10 yaşındaki Amerikalı bir çocuk Mustafa Kemal Paşa'ya bir mektup yazdı ve resim istedi. Türk tarihinin en karışık ...

10 Yaşındaki Amerikalı Çocugun Atatürk'e Mektubu ve Ata'nın Cevabı


1923'te 10 yaşındaki Amerikalı bir çocuk Mustafa Kemal Paşa'ya bir mektup
yazdı ve resim istedi. Türk tarihinin en karışık günlerinde çocuğa cevap
yazan Gazi, bir de tavsiyede bulundu:Türkler hakkında her söylenene
araştırmadan inanma! Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı seçildikten sonra
yazdığı ilk özel mektubu Amerika'da bulduk.
 Mektup, Cumhuriyet'i kurduğu,gericiler ve vatan hainleriyle insanüstü bir mücadele verdiği
günlerde, Atatürk'ün, 10 yaşındaki bir Amerikalı çocuğun mektubuna cevap verecek zamanı
bulup, dış ilişkiler ve propagandaya gösterdiği önemi bir kere daha gösteriyor.
Bugün 85 yaşında olan ve ABD'nin küçük bir şehrinde yaşayan Curtis LaFrance,
o zamanlar 10 yaşında bir çocuktu. Amerikan bağımsızlık mücadelesinin
kahramanı, yeni kıtaya 'özgürlük' fikrini aşılayan Fransız Lafayette'in soyundan geliyordu.
Özgürlük hikayeleriyle büyümüştü.
 Çok uzak bir ülkede, tam 9000 kilometre ötede, Anadolu'da verilen
Kurtuluş Savaşı kanını kaynattı.
 'Angora'(Ankara) adlı küçük şehirde kurulan yeni devletin Reis'iyle yapılmış
bir röportaj gördü bir gazetede. Heyecanlandı, etkilendi. Yaşına başına
bakmadan oturup - tesadüfe bakın ki, Cumhuriyet'in ilanından tam bir gün önce, 28 Ekim 1923 günü -
Gazi Paşa'ya bir mektup yazdı. 
Bir imzalı fotoğraf istedi uzaktaki kahramanından.
 Pek umudu yoktu ama, çocukluk heyecanıyla bekledi yine de.Derken bir gün bir
mektup getirdi postacı. İlk kez kendi adına yazılmış bir mektup.
10 yaşındaki 'Mister' Curtis LaFrance'a. Hem de kimden! Çocuk içgüdüsüyle
uzaktan önemini anlayıp hayran olduğu Gazi Mustafa Kemal'den.
'O zaman çok sevindim tabii ama hadisenin önemini yıllar sonra idrak ettim.
Yaşım ilerledikçe heyecanım arttı, okuyup Atatürk'ün kim olduğunu anlayınca hayranlığım arttı. 
Ne kadar şanslı olduğumu çok sonraları anladım.' Curtis'in, ilkokul son sınıf öğrencisiyken,
babasının daktilosunda oturup yazdığı mektup  şöyle :
'Gazi Mustafa Kemal Paşa Angora-Türkiye
Sayın Efendim, Ben 10 yaşında, Amerikalı bir çocuğum. Türkiye ve yeni hükümetine
büyük ilgi duyuyorum.
Siz ve Bayan Kemal hakkında bir röportaj okudum.
Türkiye hakkında bir defterim var ve şimdiden siz ve Bayan Kemal hakkında
birçok yazı ve resim topladım. Lütfen bir Amerikalı çocuğa bir küçük not ve bir imzalı fotoğrafınızı gönderin.
Birgün,
Türkiye'yi görebileceğimi umut ediyorum.
 Saygılarımla,
Curtis LaFrance'
....................................................................................................
Türk tarihinin belki de en zorlu dönemlerinde,Amerikalı küçük bir çocuğu ciddiye alan, vakit ayıran, oturup eliyle bir mektup yazan Gazi Mustafa Kemal, bir de bu mektubu İngilizce'ye
çevirtip daktilo ettirmiş. Adeta Türkiye Cumhuriyeti' nin hâlâ bugün bile uğrayacağı
haksızlıkları önceden bilmiş ve 27 Kasım 1923tarihli mektubundaCurtis'e şu nasihatte bulunmuş:
Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti - Hususi
Ankara, 27.11.1339 (1923)
Mister Kurtis LaFrans'a
Mektubunuzu aldım. Türk vatanı hakkındaki alâka ve temenniyatınıza (iyi
düşüncelerinize) teşekkür ederim. Arzunuz vechiyle (arzu ettiğiniz
şekilde)
bir aded fotoğrafımı leffen (ilişikte) gönderiyorum. Amerika'nın zeki ve
çalışkan çocuklarına yegâne tavsiyem, Türkler hakkında her işittiklerine
hakikat nazarıyla (gerçekmiş gibi) bakmayıp kanaatlerini mutlaka ilm;ve
esaslı tedkikata (araştırmalara) isnad ettirmeye (dayandırmaya) bilhassa
atf-ı ehemmiyet eylemeleridir (önem vermeleridir) .Hayatta nail-i
muvaffakiyet ve saadet olmanızı (başarılı ve mutlu olmanızı) temenni
eylerim.
                                                         
Türkiye  Reisicümhuru
 Gazi Mustafa 
Kemal

Muzaffer Dönmez: İngiliz yargıçlar, neden maaş almaz?

Muzaffer Dönmez: İngiliz yargıçlar, neden maaş almaz?: “ingiltere’de, yargıçların maaşı yoktur. onun yerine, ihtiyaçları oldukça kullandıkları; kredisi sınırsız çek defterleri yani limitsiz öze...

İngiliz yargıçlar, neden maaş almaz?


“ingiltere’de, yargıçların maaşı yoktur. onun yerine, ihtiyaçları oldukça kullandıkları; kredisi sınırsız çek defterleri yani limitsiz özel harcama yapma yetkileri vardır. ingiliz devleti, yargıçlarına bu kadar çok güvenir.

Bir gün yargıcın biri bankaya gidip, yazmış olduğu tam 1.000.000 poundluk bir çeki, bozdurmak istediğini söylemiş. tabii ortalık birbirine girmiş. banka yöneticileri, en üst makamdan onay almadan bu kadar yüksek miktardaki bir meblağı veremeyeceklerini söyleyip hemen içişleri bakanlığı, adalet bakanlığı, başbakanlık gibi kurumlara telefonlar etmişler. ancak aradıkları her yerden gelen cevap aynıymış: Ödeyin !

Gel gelelim bankada dahi o kadar nakit yokmuş. yargıca, ertesi gün gelmesi rica edilmiş. ertesi gün, para bir bavulun içinde hazırmış.

Aradan birkaç gün geçmiş. yargıç, çıkagelmiş. parayı bankaya geri vermek istemekteymiş. banka yönetimi şaşırıp kalmış. hemen adalet bakanlığı’nı bilgilendirmişler. derhal bakanlık müfettişleri devreye girmiş ve yargıca, bu hareketinin sebebini sormuşlar.

Yargıç: ‘Kraliçe’nin hükümeti, bize gerçekten bu kadar güveniyor mu? onu sınadım’ cevabını vermiş.

Müfettiş raporları, bakanlığa iletilmiş ve aynı gün yargıç, görevinden azledilmiş. adalet bakanlığı, yargıca gönderdiği azil yazısında, gerekçeyi şöyle açıklamış:

‘Kraliçe hükümeti’nin saygın bir yargıcı, devletine güvenmiyor ve onu sınıyorsa, devlet ona asla güvenmez.’

Muzaffer Dönmez: Nasıl yedirirsin?

Muzaffer Dönmez: Nasıl yedirirsin?: Öğrenme psikolojisinde en akıllı yol, söylenilmek istenileni, gene kendi hasmına söyletebilmek- yedirebilmektir. ..  Ancak bunu yaparken d...

Nasıl yedirirsin?



Öğrenme psikolojisinde en akıllı yol, söylenilmek istenileni, gene kendi hasmına söyletebilmek- yedirebilmektir. .. 
Ancak bunu yaparken de amaçlanan görüşü, hasmın kendi görüşü haline getirmek hünerini gösterebilmektir. .. 
Kısaca sonuca ulaşıldığında, hasım neyi yediğinin farkına bile varmamalıdır.. . 
Hikayeye göre, bir Alman, bir İtalyan, bir Fransız ve bir İngiliz aralarında köpeğe hardal yedirmek konusunda iddiaya tutuşurlar. 
Alman önceliği alır, hardalı topak yapar ve köpeğin ensesinden tutarak zorla ağzına tıkar... Hayvanın ağzı yandığı için hardalı yemez ve çıkarır... 
İtalyan hemen atılır, öyle olmaz der ve hardalı makarna şeklinde ufak parçalar halinde bölerek, köpeğe yedirmeğe çalışırsa da, hayvanın ağzı gene yandığından o da başaramaz... 
Fransız da, konuya kendi açısından yaklaşarak, hardalı önce sulandırıp, sos olarak köpeğe yedirmek için uğraşırsa da, bu uygulama ile de bir sonuç alamaz... 
Sıra İngilize geldiğinde, İngiliz, önce köpeği okşayarak yanına çeker, sırtını sıvazlar, sonra, hardalı topak yaparak hayvanın poposuna yapıştırır. Köpek ardı yandıkça başlar hardalı yani arkasını yalamaya, kısaca, canı yandıkça yalar, yandıkça yalar ve sonuçta yalaya yalaya hardalı bitirir..... . . 
Akıllı ülkeler, hedef ülkeleri istedikleri çizgide tutabilmek için onlara hardalı öyle yedirirler ki, o ülkeler neyi yediklerinin (?) farkına vardıklarında iş işten çoktan geçmiş olur!

19 Şubat 2015 Perşembe

Muzaffer Dönmez: Türkiye ve Dünya da Geçen Hafta!

Muzaffer Dönmez: Türkiye ve Dünya da Geçen Hafta!: http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/turkiye-ve-dunya-da-gecen-hafta/195.html Muzaffer DÖNMEZ E-Posta : muzaffer.donmez@g...

Türkiye ve Dünya da Geçen Hafta!

http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/turkiye-ve-dunya-da-gecen-hafta/195.html

Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com
Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin yoğun gündeminde,
-Çözüm Süreci’nde taraflar arasında hızlanan görüşmeler;
- Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’da yapılan Başkanlık seçimleri; 
- Milletvekilliği aday adaylığı için görevinden istifa eden MİT Müsteşarı Hakan Fidan; --2,50 TL’nin üzerine çıkan dolar;
-Kadına yönelik şiddetin ülkemizdeki son kurbanı Özgecan Aslan;
-ABD’de öldürülen 3 Müslüman üniversite öğrencisi ve sonrasında yaşanan gelişmeler - Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörlüğü’ne Fatih Birol’un seçilmesi başlıkları vardı.
-Ayrıca haftanın ekonomiye ilişkin öne çıkan haberi, İstanbul’da 8-10 Şubat 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı oldu. Küresel finansal sistemin ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) reformu ile vergi kaçakçılığıyla mücadele, toplantının önemli gündem maddelerini oluşturdu. G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı sürerken, 9 Şubat 2015 tarihinde, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen “Türkiye Başkanlığında G-20 Gündemi” konulu konferansta, B-20 Türkiye Dönem Başkanı, aynı zamanda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, G-20 kapsamında ele alınan küresel sorunların ancak küresel ölçekte koordinasyonla üstesinden gelinebileceğinin altını çizdi.
-Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminde ise AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır’ın 11-12 Şubat 2015 tarihlerinde Brüksel’e gerçekleştirdiği ziyaret vardı. AB Bakanı Bozkır Brüksel temasları sırasında TTYO müzakerelerinin Türkiye’yi de kapsaması gerektiğini vurgularken, üyelik müzakereleri sürecine ilişkin birçok Avrupa Komisyonu Üyesi ile resmi temasta bulundu.
-Şubat ayının ikinci haftasında Avrupa’nın gündeminde yine terörle mücadele başlığı ön plandaydı. Terörle mücadelede kararlı adımlar atan AB, IŞİD’in yarattığı tehdidi bertaraf etmek ve Suriye ve Irak krizinden etkilenen mültecilere destek olmak amacıyla kapsamlı bir strateji belirledi. 9 Şubat 2015 tarihinde yapılan AB Dış İlişkiler Konsey Toplantısı’nda da terörle mücadelede AB’nin dış politika öncelikleri doğrultusunda alınacak önlemler masaya yatırıldı.
AB düzeyinde terörle mücadele kapsamında atılan kararlı adımlarla birlikte, Avrupa’da terör tehdidinin varlığı, bu kez Danimarka’da yaşanan terör saldırısı ile gündeme geldi. Danimarka’da Charlie Hebdo saldırısı ile ilgili gerçekleştirilen bir toplantıya yönelik saldırıda, bir kişi yaşamını yitirdi. Aynı saldırganın daha sonra Kopenhag Sinagogu yakınında gerçekleştirdiği saldırı neticesinde 3 kişi yaralanırken, saldırgan polis tarafından vurularak etkisiz hale getirildi.
-Geçtiğimiz haftanın AB gündeminde ön planda olan en önemli gelişme ise, Ukrayna krizine çözüm bulmak amacıyla yapılan görüşme ve toplantılardı. Bu kapsamda ilk görüşme Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve ABD Başkanı Barack Obama arasında Washington DC’de gerçekleştirildi. 9 Şubat 2015 tarihinde gerçekleşen görüşmenin ardından, Ukrayna krizine çözüm bulma çabaları kapsamında, 11 Şubat 2015 tarihinde Rusya, Almanya, Ukrayna  ve Fransa liderlerinin bir araya geldi. 15 saatten fazla süren Dörtlü Zirve’nin sonunda, Ukrayna’nın doğusunda ateşkesin sağlanması konusunda uzlaşma sağlandı. Ukrayna, Rusya, AGİT ve ayrılıkçıların temsilcilerinin imzaladığı 13 maddelik anlaşma uyarınca, 15 Şubat 2015 tarihinden itibaren taraflar ateşkes hükümlerine uyacaklarını taahhüt etti.
Ukrayna krizine ilişkin Dörtlü Zirve ve Zirve sonucundan çıkan ateşkesin hemen ardından 12 Şubat 2015 günü Brüksel’de gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nin gündemine de Ukrayna damgasını vurdu. Ukrayna krizi dışında, terörle mücadele ve Ekonomik ve Parasal Birlik gündemiyle toplanan liderler, önemli kararlara imza attı. İç güvenlikte daha fazla işbirliği kararı alan AB liderleri, Schengen sınır kontrollerini sıkılaştırması, AB çapında ortak bir PNR uygulamasının oluşturulmasına hız verilmesi, terörün finansmanı ve kara para aklama ile daha etkin mücadele edilmesi, terörle mücadele kapsamında bilgi paylaşımı ile uluslararası işbirliğinin artırılması gibi pek çok önemli karar aldı.
-Şubat ayının ikinci haftasında AB gündeminde yer bulan bir diğer önemli gündem maddesi ise Yunanistan’da güvenoyu alan yeni hükümetin ilk kez katıldığı Eurogroup toplantısıydı. Yunanistan’ın süresi dolacak olan kurtarma programı ve borç geri ödemesi konusunda bir anlaşmaya varamayan AB Maliye Bakanları, çalışmalarını 16 Şubat 2015 tarihinde yapılacak olan Eurogroup toplantısında sürdürecek.
-Geçtiğimiz hafta Eurostat tarafından açıklanan son veriler Avro Alanı’nda ekonomide 2014 yılında 0,9; yılın son çeyreğinde ise 0,3 büyüme kaydedildiğini ortaya koydu. Ekonomik krizden en çok etkilenen İspanya, 2014 yılında yüzde 2 büyüme ile Avro Alanı’nda yer alan ve en yüksek büyüme performansı gösteren ülke oldu.
Bizim Genel Seçimlere ve Aday Adaylarına kilitlenmeye başladığımız bu tarihlerde Dünya hızla dönmeye devam ediyor(her ne kadar döndüğüne inanmayanlar olsa da).

16 Şubat 2015 Pazartesi

Güle Güle Özgecan !


Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com
  Çocuğun nasıl yapıldığını hepimiz biliyoruz ama çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu ancak anne-babalar bilir. Akşam gönüllü sevişirsiniz,Allah’ta tedaviye gerek kalmadan sizin çocuk sahibi olmanızı isterse tam 9 ay beklersiniz aman düşük olmasın aman sağlıksız gelişmesin diye,bir sürü tahlil yaptırırsınız yeter ki bir evladım olsun diye. Sonra 9 ay geçer ,eş-dost cicik-bicik diye sever-okşar siz eşinizleve onunla kalırsınız. Uykusuz geçen geceler başlar,(kendi oğlumdan biliyorum)gazını bile çıkaramadı diye oturup ağladığımı… Karnı acıkır,altına yapar,huysuzlanır,ateşi çıkar gözlerinizin içine bakıyormuş gibi gelir “kurtar beni anne-baba”dermiş gibi,ne yapacağınızı şaşırırsınız… Sonra düşüp-kalkmaya başlar,o her ağladığında siz 2 sefer ağlarsınız,onun canı yanacağına benimki yansaydı ,diye. Doğru bir insan olsun diye çabalarsınız,adam gibi eğitim alsın,topluma faydalı olsun diye.,Bu süreç yıllarca devam eder. Sonra da insan olduğu bile şüpheli olan bir şey sizin elinizden onu alıp götürür… Hemde mastürbasyon ile bile bastırılacak bir dürtüyü sizin gözünün içine bakarken bile yüreğinizi titreten o bebeğinizin üzerindeolmayaca şeyleri yaparak… Bunu yapanlara insan demeye dilim varmıyor,hele hele onu da bir anne doğurmuştur diyemiyorum,belki sıçmıştır… Aşağıda bu şeyin vermiş olduğu ifadenin bir kısmı var,daha fazlasını okumayı midem kaldırmadığı için ekleyemedim; Zanlıların ifadelerine göre minibüs şoförü Suphi A., Özgecan'a tecavüz etmeye kalkınca genç kız direndi. Suphi A. önce bıçakladı sonra da başına demir çubukla vurdu. Babası ve arkadaşından yardım istedi. Özgecan’ın cansız bedenini ormanlık bir alanda yaktılar. Olay yerinde yapılan incelemede Özgecan’ın cesedinin yanında bulunan iki elinin de büyük oranda yandığı belirlendi. Sorgu sırasında, ’Özgecan’ın ellerini neden kestin?’ sorusuna soğukkanlı yanıt veren Suphi A., "Boğuşma sırasında yüzüme tırnaklarını geçirdi. Ben de tırnaklarının arasında DNA örneğim kalmasın diye kestim" yanıtını verdi. Ve neredeyse bir grup tarafından halk kahramanı ilan edilmeye çalışılıyor. İnsanlık bu kadar mı ucuzladı,biz nasıl bu hale geldik? Şimdi herkes Özgecan’dan özür diliyor,yüreği olan onun annesinin ve babasının yüzüne bakarak özür dilesin, zira benim buna cesaretim yok…

Muzaffer Dönmez: 10. Maliyet Düşürme Zirvesi©

Muzaffer Dönmez: 10. Maliyet Düşürme Zirvesi©: 10th Cost Reduction Summit©   Rekabetin Gelişen Anlamı: Maliyetleri Düşürerek Kazanan Organizasyonlar ve Sürdürülebilir Maliyet Yönetiminde...

10. Maliyet Düşürme Zirvesi©

10th Cost Reduction Summit© 
Rekabetin Gelişen Anlamı:
Maliyetleri Düşürerek Kazanan Organizasyonlar ve
Sürdürülebilir Maliyet Yönetiminde Uygulanabilir Trendler 

March 21, 2015, Saturday / 21 Mart 2015, Cumartesi


K O N U Ş M A C I L A R

Kemal Pamir // KİBAR HOLDİNG Operasyonel Mükemmellik Bölüm Başkanı
Coşkun Savcı // KILIÇ HOLDİNG HR Direktörü
Galip Arbak // LEGRAND TURKEY ESTAP Technical Operations Director
İnan Acılıoğlu // DANONE Tedarik Zinciri Müdürü
Gonca Acar Eti // VESTEL Satınalma Müdürü
İrfan Tokpınar // PepsiCo Tedarik Zinciri Yönetim Müdürü
Derman Aydoğan // HAVI Lojistik İş Geliştirme Direktörü
Recep Aydın // ATAER ENERJİ Genel Müdür
Selim Tankut Akdağ // COTT GROUP Owner & CEO
Metin Karabiber // ENQURA Information Technologies Managing Partner
Emre Akal // YALAZ BOYA Genel Müdür
Muzaffer Dönmez // SWM Başdanışman
Ali Erhan Akbaş // AEA Technologie Genel Müdür
Caner Karadavut // Cost Reduction Danışmanı
Oğuz Tosyalı // INVESMENT DÖKÜM FABRİKASI Fabrika Müdürü
Akın Toros // AKYÜREK HOLDING Lojistik Başkanı
 

K A P S A M 
Rekabet Avantajı İçin Maliyet Düşürme’nin Önemi 
Bıçak Kemiğe Dayandığında Maliyetleri Kısmaya Yönelmek Artık Çok Gerilerde Kaldı.
Yeni Rekabet Ortamı, Değişen İş Süreçleri, Teknoloji ve Fiyatlar Şirketleri Her An Tetikte Olmaya ve Kâr Konusunda Arayışlara İtmekte. Ancak Kâr İçin Marjlar Daralıyor, Yerinde Sayan Fiyatlarla Rekabet Zorlaşıyor. Artık Fiyat Konusunda Opsiyonu Daralan Şirketler, Kârlılık İçin “Maliyet Rekabetini” Ön Plana Çıkarıyor.

Klasik Maliyet Düşürme Yöntemleri, Her Boyuttaki İşletme Tarafından Bilinmekte ve Uygulanmakta. Dolayısıyla Rekabeti Başarılı Kılacak Maliyet Farkı Yaratmak İçin, Artık Bilinen Yöntemlerin Dışında Değişen Dünyanın Değişen Tekniklerini de Bilmeliyiz.

İlk Oturumda Rekabet Olgusunun Maliyet Düşürme Stratejileri İle Olan Etkileşimine Değineceğiz. 

Maliyet Düşürmede Değişen Trendler 
Önceden Şirketler Pazardaki Hedeflenen Fiyata Odaklanıyorlardı, Ancak Şimdi Maliyete Odaklanıyorlar. Ne Kadar Az Maliyetle Ne Kadar Verimli Ürün / Hizmet Üretimin Peşindeler. Çünkü Rekabet Fiyat Yükseltmeye İzin Vermiyor.

Üretimin Emek-Yoğun Olduğu Dönemlerde Türkiye Avantajlı Bir Durumdaydı. Çünkü İşçilik Ucuzdu. Ancak Artık Dünyada Teknoloji Yoğun Bir Üretim Söz Konusu ve Türkiye Burada Zayıf. Bu Nedenle de Maliyet Düşürmeye Odaklanmak Bir Gereklilik.

Oturum Maliyet Düşürme Stratejilerinde Değişen Trendler Nelerdir? Yakın Gelecekte Hangi Stratejik Araçlar Gündemde Olacak ve Başarılı İşletmeleri Nasıl Bir Yönetim Şekli Bekliyor? Bu Konuları Tartışacağız. 

Sürdürülebilir Maliyet Yönetimi 
On Yıl Öncesine Kadar Daha Çok Durgun Dönemlerde ve Zayıf Ekonomik Koşullarda Maliyet Düşürme Çalışmaları Yapılırken Bugün Durum Değişti. Şirketler Sektördeki Konsolidasyon, Birleşmeler ve Rekabet Prestijleri Nedeniyle Maliyetlerini Düşürmeye Çalışıyor. Ancak Maliyetleri Düşürürken Kaliteden Ödün Vermeden Yüksek Verim Almak da Her Zaman Mümkün Olamayabiliyor. Belirlenen Stratejinin Sürdürülebilir Olması En Önemli Kritik Haline Geliyor.

Bu Oturumumuzda Kendi Kendini Yenileyebilen Bir Sistematik İle Sürdürülebilir Maliyet Düşürme Stratejileri Geliştirmek Konusunda Alınacak Aksiyonları Konuşacağız. 

Yeni Pazarlar, Rekabet ve Maliyet Politikaları 
Teknoloji Çağı’nda Yatırımlar,Sektörlerin;
"Bilişim", "Rekabet", "Yasal Düzenlemeler", "Çevre ve Enerji", "Dış Rekabet Edebilirlik ve Ticaret", "İstihdam ve Coğrafi Boyut" Alanlarını İyileştirerek Rekabet Gücünün Artıracak Sektörel (Dikey) Politikaları ve Firmaların Geçen Yüzyılın Merging Eksenli İn/Organik, Dikey/Yatay Büyüme Stratejilerine Ek Olarak Yeni Bir Oyun Kurma Gündemini, Yurtdışı Ortaklıklara ve İşbirliklerine Açılmalarını Sağlayarak Yenilikçilik Kapasitesini Geliştirerek Rekabet Gücünü Artıracak Yatay Politikaları Öne Çıkarmaktadır

"Tüketmek Yerine, Var Olana Ben Nasıl Değer Katarım" Anlayışına Dayalı Birlikte Proje Uygulama (Coopetion, Clustering, Collaboration) Kapasitelerini Artırarak Girdi Maliyetlerini Düşürecek (Ortaklaşa Tedarik, Pazarlama, Kanal İnşaı ve Markalaşma), Finansmana Erişimi Kolaylaştıracak (Virtual Enterprise), İşgücünün Niteliğini Yükseltecek (Multi-Disciplin) Politikalar Yeni Maliyet Yapımızı Belirleyecek Kavramsal Çerçeveler Halini Almıştır.

Tüm Bu Gelişmeler Yeni Yönetim Stratejilerine Göre Şirketlerin Yeni Pazarlara Girmeleri Gerekliliğini, Farklı İş Yatırım Analizlerini ve Kârlılıklarını Koruyabilmek Adına Yeni Coğrafyalar Edinmelerini Ön Görmektedir. Oturumda Farklı Pazarlar Farklı Jeopolitik Alanlar ve Farklı Kültürlerle Yapılandırılabilecek Maliyet Yönetim ve Maliyet Düşürme Konusuna Değineceğiz.
Maliyet Yönetiminde Şeffaflık 
Eskiden Maliyet Denilince İlk Akla Gelen İşten Eleman Çıkartmak veya Reklam Giderlerini Kısmak Olurdu Ama Artık Şirketler Çalışanlarına Değer Veriyor ve Onları Gözden Çıkartmıyorlar. Ayrıca Kurumsal Sosyal Sorumluluklarına Bağlı Hareket Etmek Zorundalar. Çünkü Uzun Vadede Bunun Yanlış Olduğunu Gördüler. Bunların Yerine Örgütleriyle Birlikte Şeffaf Bir Maliyet Yönetme Stratejisi Uyguluyorlar.

Maliyetlerimizi Düşürürken Aslında Şirketimizi de Bir Yandan Süreç ve Hedef Değişimlerine Zorluyoruz ; Artık Eskisi Gibi İş Yapma Yerine Yeni İş Yapma Modellerinı Benimsiyor ve Bu Modellerin Sürdürülebilirliğinin Gerektirdiği Yönetişim Sistemleri Kuruyoruz. Her Maliyet Düşürme Çalışmasında Örgüt, İşgücü Profilleri, Operasyonel İş Sistemi, Kurumsal Süreçler ve Nihayetinde İş Kültürü de Değişmek Zorunda. Peki Nasıl ? 

İşletmeler Varoluşlarını Seçimleriyle Belirlerler... 
"Maliyet", Tıpkı "Risk" Gibi Bertaraf Edilecek, Azaltılacak, Düşürülecek Bir Konu Olmaktan Ziyade Yönetilmesi Gereken Bir Görev Tanımıdır Aynı Zamanda.

Oturumda Nasıl Bir Maliyet Düşürme Modeli İşletmemizle Özdeşleşebilecek, Kurumsal Kimliğimiz Gibi Bütünsel Bir Yapıyı Sağlayacak Konusunda Bilgi Paylaşımlarında Bulunacağız. 

Maliyet Liderliği 
Lider Yöneticilerin Gözünde Her Şirketin İlk Yapması Gereken, Şirketin Tüm Maliyet Yapısının İncelenmesi ve Başlıca Gider Kalemlerinin Neler Olduğunun Anlaşılması ve Bu Gider Kalemlerinde Son Dönemlerdeki Değişimlerin Analiz Edilmesi Bir Yönetim Klasiğidir. İleri Organizasyonlarda Yapılan Analizlere Göre Temel Tasarruf Tedbirleri Personel, Satış-Pazarlama, Üretim, Lojistik ve Kira Bedelleri Olarak Sıralanıyor. Belirlenen Tasarruf Alanlarının Yaratacağı Etki Şirketlerin Bulundukları Sektörlere Göre Epey Değişkenlik Göstermekle Beraber Özellikle, Düşük Marjlı Ve/Veya Sermaye – Yoğun Sektörler En Savunmasız Durumda Olanlar ve Buralarda Organizasyon İçindeki Maliyet Tasarrufu Potansiyeli Titizlikle İzlenmesi Gereken Bir Unsur.

Çeşitli Sektörlerde, Özellikle Taşımacılık, Lojistik, Gıda Perakendeciliği, Kimya, Otomotiv, Tekstil ve Hizmet Sektörlerini Düşünecek Olursak, Her Yerde Marjların Görece Düşük ve Maliyet Liderliğinin Kilit Faktör Olduğunu Görüyoruz.

Birçok Alanda Gerçekleşen Yenilik ve Değişime Direnç Olduğu Gibi, Maliyetin Değişiminde ve Yeni Değişimin Uygulamasında da Direnç Gösterilir. Bu Direncin Kırılması Adına; Değişime Destek Verenler İle Beraber Destek Vermeyenler Nasıl İkna Edilir ve Kararsızlar Nasıl Direnç Göstermeyen Bir Yapıya Dönüşür? Oturumumuzda Başarılı Organizasyonlarda Değişime Adapte Liderlerin Maliyet Düşürme Stratejilerini Kitlelerine Nasıl Benimsettiklerinden ve Uygulama Alanında Hangi Aşamalardan Geçtiklerinden Bahsedeceğiz. 

Yaratıcı Maliyet Yönetimi Uygulamaları, Dünya Çapında En İyi Başarı Hikayeleri 
Dünyada Uygulanan Yaratıcı Maliyet Düşürme Tekniklerine En İyi Örneklerden Bir Kaçını Sigorta Endüstrisi Verdi. Büyük Bir İngiliz Sigorta Şirketi, Acente ve Broker Sistemini Devre Dışı Bırakarak Geleneksel Çalışma Modelinin Dışına Çıktı. Bu Sistem Aracılık Komisyonunu Ortadan Kaldırdı. Telefonla Oto Sigortası Pazarlanmaya Başlandı ve Şirket Çalışmalarında Büyük Ölçüde Bilgisayardan Faydalandı. Şirketin Uyguladığı Bu Yöntem Maliyetleri de Düşürdü. İngiltere Gibi Oturmuş Bir Pazarda Yüzde Otuzlara Varan Payını da Sağladı.

Bir Diğer Örnek Endüstriyel Mutfak Sektöründe Dev Sayılan Bir İspanyol Şirketi… Şirket Temel Hammaddesi Nikel Alaşımın Son Beş Yılda Fiyatının Dört Kat Artmasına Rağmen Üretim Maliyetlerini Yüzde Onbeş Düşürmeyi Başardı. Burada Uygulanan Formül: İşletmenin Ana Girdisi Paslanmaz Sac. Kullanılan Hammaddelerden Nikelin Tonu Onbeş Bin Dolardan Altmış Bin Dolara Çıktı. Kullanılan Cnc Tabanlı Tezgahlar ve Cad Bilgisayar Destek Sistemlerindeki Özel Uygulamalarla Sac Iskartalarını Yarı Yarıya Varan Oranlarda Azalttılar ve Bunu Girdiye Çevirdiler.

Oturumda Konuşmacılarımız İleri Organizasyonlarda Uygulanan ve İşletmelerimizde Uygulanabilir Pratiği Olan Emsal Maliyet Düşürme Modellerini ve Bu Stratejilere Nasıl Entegre Olunabileceğini Deneyimleri İle Anlatacaklar. 

Uygulanabilir Maliyet Azaltma Stratejileri? Nerden Başlamalı Nasıl Yol Almalı? 
Değer Yaratmak Herkesin İşidir. Katma Değer De, Maliyetler de Sürekli Değişmekte Olan İş Modellerine Bağlı Olarak Eko Sistem Boyunca Oluşur. Hızlı Sistem Kurulumu, Hızlı Yerleştirme, Hızlı Değiştirme / Uyarlama, Kolay Sistem Eğitimi ve Kullanımı İle Bakımı, Maliyet Yönetimin Odaklanacağı Çare Alanlarıdır.

Ekonomideki Alt/Sektörler Şimdiye Kadar ki Gibi Ürün Bazlı Değil; Hayatın Alanları Etrafındaki Entegrasyon ve Konsolidasyonlara Dayalı Yenilikçi İş Örgütlenmeleri ve Hibrid İş Modelleri Olarak Yeniden Segmente Oluyorlar.

İyi Bir Maliyet Azaltma Programı İçin Maliyetlerin Nerede Yattığını Analiz Etmekle İşe Başlamak Gerekiyor. Yine Özellikle Ürün Maliyetlerinin Yönetiminde Sıkça Yapılan Bir Hata Maliyet Planlama Yaklaşımının Olmayışı…

Genel Olarak Bakıldığında Klasik Yaklaşımda Ürün Ya da Hizmet, Ortaya Çıkan Maliyetin Üzerine Bir Kâr Konarak Satılmaya Çalışılıyor. Pazardaki Fiyat Baskısı Nedeniyle Kârlar Erozyona Uğruyor. “Maliyet Planlama” Yaklaşımında İse Öncelikle Fiyatın Pazarda Oluştuğu Kabul Ediliyor. Sonra Bu Fiyattan Hedeflenen Kâr Çıkartılıp Hedeflenen Maliyete Varılıyor. Yeni Ürünler Bu Hedef Maliyeti Tutturacak Şekilde Geliştiriliyor.

Peki İşletmemize Bir Maliyet Düşürme Politikası Belirlemek İstediğimizde Onun En Doğru Model Olduğunu Nasıl Ölçümleyeceğiz ve Kurgulamaya Nereden Başlayacağız. Oturumda Nasıl Bir Başlangıcın Bitirmenin Yarısı Olduğunu Konuşacağız. 

Maliyet Düşürme Teknikleri ve En Etkin Süreç Yönetim Modelleri 
Değişen ve Gelişen Teknoloji İle Birlikte Günümüzde Pazarların Genel Görünümü ve Yapısı Tüketiciler Tarafından Belirlenmektedir. Tüketicilerin İhtiyaç Duydukları Mamullerin Değişik Çeşitlerini ve Şekillerini Arzulamaları Talepte Esneklik ve Dalgalanma Yaratmakta, Üretimde Hız Ön Plana Çıkmaktadır. İşletmelerin Bu Taleplere Cevap Vermeleri Ancak Uygulanabilir Üretim Teknolojilerine ve Tekniklerine Uyum Sağlamalarıyla Mümkün Olabilecektir.

Müşteri Taleplerini Karşılarken İşletme İçerisindeki Dinamizm Harmonisini Bozmadan Sürekli Akışı Yaratarak Ürün ve Hizmetimizi Müşteriye Zamanında Kaliteli ve Rakiplerimizden Daha Az Maliyetle Sunmanın Yolları Neler Olmalıdır? Proseslerin Yeniden Dizaynı İle Maliyetlerin Düşürülmesi, Dünyadaki Uygulamalar, Bu Modelin Ana Felsefesi İle Kullanılan Belli Başlı Teknikler Nelerdir? 8 İsrafın Ortadan Nasıl Kaldırılacağı ve Bunlarla İligli Çalışmaların Nasıl Organize Edileceği İle Birlikte Mura ve Muri Denilen Aşırı Yükleme İle Düzensizliklerinde Ortadan Kaldırılmasını Nasıl Sağlarız? Değer Analizi İle Çok Genel Tanımıyla, Hangi Seçeneğin Daha İyi Üretileceğini Saptayıp Gerekli Fonksiyonlar İle En Düşük Maliyetle Elde Etmenin Yolları Nelerdir? Bunun İçin Hangi Fonksiyonların Gerekli Olduğuna Karar Verilmesi ve Buna Bağlı Olarak Gereksiz Maliyetlerin Elimine Edilmesi Neden Gerekmektedir? 

Maliyet Düşürme Teknikleri İle Maliyeti Oluşturan Ana Kategorilerde Uluslararası Şirketlerin Uygulamaları Nelerdir? 
Oturumumuzda Enerji Sarfiyatını Azaltma , Hammadde Temini ve Maliyetlendirme , İş Gücünü Organize Etme ve Kullanma, Stoklarımızı Kontrol Altında Tutabilme Yeteneği ve Nasıl Minimize Edileceğini Paylaşacağız.

Ayrıca Sunumda Başarılı Proseslerce Kabul Görmüş Pratiklerle;
Rekabet Avantajının Sağlanması Açısından Maliyetlerin Önemi, Ürün ve Hizmet Maliyetlerine Etki Eden Ana Faktörler, Geleceğe Yönelik Maliyetlerin Tespiti ve Yönetilmesi, Maliyet Düşürürken Kalite Algısını Korumak ve Yükseltmek, Katma Değer Yaratma Sahaları ve Vazgeçilmesi Gereken Aktiviteler, Hedefli Çalışmanın Önemi ve Doğru Maliyet İndirimi Hedeflerinin Tespiti, Costavoidance (Maliyet Önleme) Kavramı ve Önemi, Yaratıcı Ürün Hizmet Geliştirme ve Cost Reduction’a Etkileri, Jıt Kavramı İle Cost Reduction ve Tedarik Zinciri Yönetimi, Poka Yoka ve Deney Dizaynı Uygulamaları İle Sıfır Hatalı Üretim Programları, Tacobell Stratejisi İle Kalite Maliyetleri Düşürme Teknikleri, Kaizen ve Breakthrough Kaizen Yoluyla Cost Reduction, Üretim, Maliyet, Hız Üçlemesi, Düşük Miktar ve Parti-Paket İmalatı, Bilişim Destekli Siber Üretim ve Cost Reduction, Ayrıştırılmış Maliyet, Cvp (Cost Volume Profit) Analizinin Tartışılması Gibi Tekniklere Değineceğiz.