29 Temmuz 2015 Çarşamba

Muzaffer Dönmez: Online Mülakat – Skype Mülakatı İpuçları ve Taktik...

Muzaffer Dönmez: Online Mülakat – Skype Mülakatı İpuçları ve Taktik...:   Bilal Şentürk Tam yüz yüze bir görüşme olmaması ve telefonla mülakattan daha az sınırlayıcı olmasıyla Skype online mülakatları iki...

Online Mülakat – Skype Mülakatı İpuçları ve Taktikleri


 Bilal Şentürk
Tam yüz yüze bir görüşme olmaması ve telefonla mülakattan daha az sınırlayıcı olmasıyla Skype online mülakatları iki şeyin karışımıdır ve online mülakat sırasında ne yapılması gerektiğine dair neden bir şaşkınlık olduğunu görebiliyorum. İnsanlar emin değiller, örneğin bir takım elbise giymeliler mi giymemeliler mi...
Online mülakat yeterince ciddiye alınmamakta ve ben adayların kucaklarında çocukları olduğu ve profesyonel bir izlenim yaratmadıkları için çuvalladıklarını gördüm. Artı olarak bir göz kontağı muamması var. Bilgisayarınızda mülakatçının görüntüsüne mi yoksa kameraya mı bakmalısınız?
İşte paylaşmak istediğim bazı ipuçları:

Skype Online Mülakat Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Fazla rahat olmayın

Benim deneyime göre Skype online mülakat görüşmeleri evde olmanızın muhtemel olduğu akşamları gerçekleşiyor. Bunun rahatlama ve o rahat koşu pantolonlarından giyme zamanı olmadığını hatırlamanız önemli. Etkilemek için gerçekten giyindiğinizden emin olun.

Görüntüden çamaşırları çıkarın

Profesyonel gözükmek önemlidir bu yüzden arka planınızın farkında olun- kimse sizin kuruması için asılmış  kıyafetlerinizi görmek istemiyor. Ayrıca bütün ışıkların kamera arkasında olduğundan emin olun yoksa parlak ekranın merkezinde karanlık bir kütle gibi gözükürsünüz.

Arka plan gürültülerini kesin

Herhangi bir skype mülakatı görüşmesinin önkoşulu birbirinizi duyabilmenizdir. Eğer çevresel çok gürültü varsa bu iki taraf içinde mülakatı rahatsız edici ve sinir bozucu olacaktır. Bölünme şansınızın çok küçük olduğu sessiz bir nokta bulun, eğer arka plan sesi kaçınılmazsa mikrofonlu kulaklık kullanın.

Online Mülakat Sırasında Kamerayı hatırlayın

Nereye baktığınızın farkında olun. Yüz yüze mülakatta (veya herhangi bir iş toplantısında) göz kontağı hayati önem taşır bu yüzden bunun aynısını Skype mülakatı sırasında da yapın. Ayrıca yüz yüze konuşmada hareketli bir performansın coşkuyu aktaracağının farkında olun ama eğer birisi video ekranının etrafında kanat çırparsa bu sinir bozucu olabilir.
Her şeyin çalıştığından emin olun
Mülakatçınız mülakat sırasında teknoloji ile mücadele verdiğinizi görürse online mülakat sırasında can sıkıcı olacaktır. Eğer ekipman veya yazılım size yeniyse bir arkadaşınızla birlikte önceden mülakat sırasında hiçbir şeyin ters gitmeyeceğinden emin olmak için bir deneme testi yapın.
Umarım bunlar yardımcı olur!

MuzafferDonmez MeslekTanitimi GDN

17 Temmuz 2015 Cuma

Fyodor Mikhailovich Dostoyevsky'den, Hayatınıza Işık Tutacak 15 Hayat Dersi



1. “Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın, beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.”
2. “Yeni bir adım atmak ve yeni bir söz söylemek, insanların en korktuğu şeylerdir.”
3. “Acı çekmek, büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır.”
4. “Gece ne kadar karanlıksa, yıldızlar o kadar parlaktır. Derdin ne kadar büyükse, Tanrı’ya  o kadar yakınsın.”
5. “Ya hatalarınla yüzleşir, ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.”
6. “Her insan, herkes karşısında, her şeyden sorumludur.”
7. “Yalan öyle nüfuz etmiş ki insanların diline, ‘doğruyu söylemek gerekirse…’ diye bir kalıp var.”
8. “İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır.”
9. “Zamana güven, her şey unutulur. Şu anda aklı başında davranmak, sonradan aklının başına gelmesinden iyidir.”
10. “Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun.”
11. “Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya zaman yanlıştır ya da insan.
12. “Anlamından çok hayatı sevmeli. Anlam ancak o zaman anlaşılır hale gelir.”
13. “Farkındalık, hastalıktır.”
14. “İnsanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan evladır.”
15. “Bir çocuğun ölümünü görmektense evrene geliş biletimi iade etmek isterim.”

11 Temmuz 2015 Cumartesi

SİRTAKİ BİTTİ,ADİSYON ZAMANI!


Kemer sıkmaya alışık olmayan Yunanlılar, genel seçimde hislerine tercüman olan Çipras’ a güvenerek onu Başbakan seçtiler. Çipras ve ekibi fazlasıyla rahat tavırlarıyla sanki ülkenin hiç 323 milyar Euro’ luk dış borcu yokmuş gibi Avrupa’ lı ağabeyleri ile kavgaya tutuşunca  Alman Başbakanı Merkel’ in başı çektiği patron grubunu bayağı kızdırdı. Çünkü karşılarında ciddi bir muhatap arayan Avrupa’ lılar böyle rahat bir tavırdan hiç memnun kalmadı.
Çipras ilk başlardaki rahat tavırlarının ve söylemlerinin karşılığında (hatta Almanya’yı tehdite bile kalkıştı)taviz koparacağını sanırken köşeye sıkışınca havlu atmak yerine hemen referandum kartına başvurdu. Çipras, sandıktan çıkan %61 lik hayır oyları sayesinde Yunan halkının desteğini aldığı mesajını vermek isterken Avrupa’ lı liderler bu baş ağrısı meseleyi nasıl halledeceklerini kara kara düşünüyorlar.
Yunanistan haricinde şu an hiç kimse bu durumdan memnun değil ama bunu itiraf etmekte zorlandıklarından ve her şeyden evvel batan paraları nasıl kurtaracaklarını düşündüklerinden Uluslararası kamuoyunda garip bir sessizlik hakim.
IMF’ ye göre sadece gelecek 3 sene içinde Yunanistan’ ın en az 60 milyar Euro finansmana çok acil ihtiyacı var. Toplamda 323 milyar Euro gelen borcun ise 240 milyarı Avrupa’ ya ait. Burada  en büyük borç 68 milyar Euro ile Almanya’ ya ait. Onu 43.8 milyar Euro ile Fransa, 38.4 milyar Euro ile İtalya, 25 milyar Euro ile İspanya, Hollanda 13,4 milyar Euro, İngiltere 10,8 milyar Euro, Belçika 7,5 milyar Euro, Avusturya 5,9 milyar Euro, Finlandiya 3,7 milyar Euro ile takip ediyor. Yunanistan’ ın IMF’ ye borcu ise 21.4 Milyar Euro.
11 milyona yakın nüfusu ve 186.5 milyar Euro GSYH ile neredeyse uçan kuşa borçlu olan Yunanistan’ da kişi başı borç yaklaşık 30,000 Euro’ ya denk geliyor.
Üretmeden tüketmenin(bu tablo bizim içinde geçerli) ibretlik bir örneği olan Yunanistan’ ın çoktan battığı halde neden bu kadar finanse edildiği ise ayrı bir soru. Şayet Yunanistan’ a taviz verilirse borçlu olan diğer ülkeler için emsal teşkil edeceğinden yeni sorunlar silsilesi de doğabilir. Bu da alacaklı ülkelerde ciddi bir sorun oluşturacağından böyle bir senaryonun gerçekleşmesi istenmiyor. Ancak Yunanistan kendi durumunu şantaj malzemesi olarak kullanıp “biz batarsak siz de batarsınız,ya yardım edin ya da bizi rahat bırakın”” zihniyetiyle yola devam etmek istiyor. Bu alışılmadık tutum ve durum dünya piyasalarında umulmadık sorunlar oluşturacağından bu duruma göz yumanlar nasıl bir yumuşak geçiş yapılacak ve orta yol bulunacak kara kara bunu düşünüyorlar.
Yunanistan’ ın niyeti ise açık ve mümkün mertebe borçlarının üzerine çizik attırmak yani sildirmek kalanı için ise Avrupalı’ların değil kendi önerdikleri plana göre hareket etmek ki burada açıkça ifade edilmiyor ama borç ödeyecek imkanları zaten olmadığından borcu borçla çevirmek ve vade sürelerini uzatmak istiyorlar.
Yıllarca yan gelip yatan ve bize örnek gösterilen Yunanistan’ ın nasıl bu günlere geldiği ve sözde refahın gerçek yüzü ortaya çıktı. Kurtuluş savaşından sonra (komşuluğumuz süresince) Kıbrıs harekatıyla askeri olarak karşı karşıya geldiğimiz Yunanistan aslında hiçbir dönemde bize karşı olumlu düşünmedi. Zeytin dalı edebiyatı ve siyasetiyle kendimizi kandırdığımız dönemler dahil olmak üzere ne zaman Avrupa’ yla ilişkilerimizi geliştirmek istesek önümüzde ilk önce Yunan engelini bulduk. Ege denizi ve adaların bitmeyen tartışmaları, kıta ve hava sahanlığı sorunları, yasadışı örgütler vs. derken Kıbrıs sorunu altında Helen zihniyetinin hayalleri bizi hep taciz etti.
Oluşan durumda tabi tüm dünya gibi bizde gelişmeleri ilgi ve merakla izliyoruz. Ancak diğer taraftan kendi durumumuzu da gözden geçirmeliyiz. Zira olası ekonomik sorunların global etkileri bize de sirayet edebilir. Bu durumda gelişmekte olan ve ciddi göç tehlikesi altında kalan bir ülke olarak şimdiden gerekli tedbirleri düşünerek her türlü senaryoya hazırlıklı olmalıyız. Halihazırda zaten olası erken seçim hazırlığı yapılan bir ülkede oluşan siyasi boşluk yüzünden mevcut otoritenin Yunanistan krizi ve devam eden ekonomik durgunluğu göz önüne alarak gerekli tedbirleri elden bırakmaması gerekiyor.
Yunanistan, Avrupa birliğiyle anlaşsa bile kaçınılmaz son belli ve er geç acı reçete önüne konacak. Şayet Yunanistan tehdit ve şantajda ileri gidip Avrupa birliğine rest çeker yada karşı çıkarsa ne olacak? Çok düşük bir seçenek ancak böyle bir durum olursa kaderiyle yüzleşmek durumunda kalacak. Yanaşabileceği Rusya ve Çin gibi ülkeler geçici olarak destek verebilir ama onların koşulları ve beklentileri de farklı ve ağır olacak. Böyle bir senaryo ise Avrupa ve ABD’ nin hiç de istemediği bir durum. Kısacası dünya siyasetinde ve ekonomisinde ilginç bir örnekle karşı karşıyayız burada yapılacak sürpriz hamleler hem Avrupa hem de Dünya siyaseti ve ekonomisinde yeni sayfalar açılmasına yol açabilir.
Bizimde şimdiden buna izleyici olmak yerine gardımızı almamız gerekiyor.