26 Ekim 2013 Cumartesi

ÇAĞDAŞ YÖNETİCİNİN YAŞAMI ve GERİLİM

Nasıl olsa doktor olmasa da bu ülke de pek çok kişi doktor kisvesi altında gazete ve televizyonlarda yorumlarda bulunuyor.Bende geri kalmayayım dedim,umarım bu tesbit ve tavsiyeler işinize yarar.Muzaffer DÖNMEZ
26 Ekim 2013 Cumartesi 12:21

BÖLÜM-1 Kronikleşmiş gerilim bugün tüm yöneticileri tehdit eden başlıca sağlık sorunu olmuştur. Kendi teknolojimizin kurbanı olduğumuz kesinlikle ortadadır. Teknolojinin hızla gelişmesiyle, modern makinelerin hızı iç bünyemizdeki sistemlerin de hızlanmasına yol açmış, bazılarının “telaş hastalığı” diye adlandırdıkları yeni bir hastalığın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. GERİLİM ve KALP Yaşamları büyük sorumluluklar, rekabetler ve gerginlik içinde geçenlerin ise, kalp krizine yakalanma ihtimalleri çok daha yüksektir. San Fransisko’lu kalp uzmanı Dr.Meyer Friedman ile Montreal Üniversitesi’nden gerilim üzerine araştırma yapan Dr.Hans Selye’nin çalışmaları, gerilim ile kalp rahatsızlığı arasında doğrudan bir bağ olduğunu ortaya çıkarmıştır. GERİLİM ve YÜKSEK TANSİYON Kalp hastalıklarının en önemli nedenlerinden olan yüksek tansiyon ABD’de yılda 60.000 kişinin ölümüne yol aşmaktadır. Hayat sigortası istatistiklerine göre, tansiyonu 150/100 olan 35 yaşındaki bir kişinin ömrü, tansiyonu 120/80 olan yine aynı yaştaki birine oranla 16.5 yıl daha kısadır. Yüksek tansiyon özellikle beyin ve kalp için zararlıdır. Bu araz, beyne oksijen sağlayan damarlarda çatlama yapabilir ve sonuçta beynin ihtiyacı olan oksijen sağlanmadığından felce neden olur. GERİLİM ve KANSER Kanser her yıl 750.000 Amerikalının hayatını tehdit etmektedir. Bazı araştırmacılar, bunun yoğun gerilimle ilgili olduğuna inanmaktadır. GERİLİM ve DİĞER HASTALIKLAR Dr.Selye’nin açıklıkla belirttiğine göre, bazı hastalıkların temelinde kesin nedenler (belli bir mikrop veya zehir gibi) yatar. Diğerleri ise bünyenin alışık olmadığı durumlara karşı gösterdiği tepkiden kaynaklanır. Dr.Selye, gerilimle ilgili hastalıklara “uyumsuzluk hastalıkları” demiştir. Çünkü bu aşırı tepkilere bünyenin uyumsuzluğu neden olur. Ruhsal ve bedensel fonksiyonlar uyum içindeyken bünye sağlıklıdır, ama herhangi bir gerilim bu uyumu bozduğunda hastalık baş gösterir. Gerilim ve Ülser Ülser ile gerilim arasındaki bağ, halkın zihninde her zaman güçlü yerini korumuştur. Amerikan halkının %5’inde ülser olduğu tahmin edilmektedir. İş ve aile hayatında sorunları olan kişinin, bu sorunları olmayanlara oranlar mide ve oniki parmak ülserine daha çok yakalandıkları bilinmektedir. Mide kanamaları yoğun gerilim sonucu aniden ortaya çıkabilir. Gerilim ve Şeker Hastalığı Gizli şeker hastalığının açığa çıkmasında bünyenin gerilime karşı gösterdiği tepkinin rol oynadığı bilinmektedir. Gerilim altında olan bir kişide doğal olarak kan şekeri de yükselir. Sırt ve Baş Ağrıları Sırt ve baş ağrıları yoğun gerilimin iki yaygın sonucudur. Migren ağrısı gerilim doruk noktasındayken değil de, baskı kalktıktan kısa bir süre sonra meydana gelmektedir. Gerilim ve Alerjiler Gelişmiş ülkelerde yaygın bir alerji türü olan astımın halkın %5’ini etkilediği sanılmaktadır. Bu hastalığın gelişmiş ülkelerde az gelişmiş ülkelere oranla daha çok görülmesinin nedeni, yaşanan sanayileşmiş hayat tarzıyla ilişkili olsa gerektir. Özellikle genç astımlılar arasında duygusal heyecanların etkisini görmek mümkündür. Gerilim ve Kadınlar Evdeki sorumlulukların yanı sıra mesleğinde ilerleme çabasında olan bir kadın, kendi isteklerine de zaman ayırmak için mesleğiyle kişisel işlerini dengede tutmak zorundadır. Kadınların çoğu kendilerini iş hayatında da kabul ettirmek için erkeklerden yüzde yüz daha iyi olmaları gerektiğine inanırlar. Kadın, iş hayatının geleneksel eş ve anne rolünü bozmadığını kanıtlamak için evde de kendini gereğinden fazla yorar. Tempo da o kadar yoğun ve anormaldir ki, sonuç bu “süper anne” için felaket olur. Evdeki ve iş hayatındaki bu baskılar, kadının üzerinde olumsuz etki yapar. Gerilim içindeki kişiler diğerlerine oranla daha sık hastalanırlar. GERİLİMİN YÖNETİCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Böyle bir dünyada, yöneticiler için iki temel sonuç çıkarılabilir. Birincisi, değişiklik karşısında doğru bir tutum geliştirilmelidir. Her değişimi kabul etmek, bunlara karşı çıkmak kadar yanlış bir davranış tarzı olur. Yaşamımıza getireceğimiz değişiklikler konusunda seçimimizi bilinçli yapmalıyız. Biz yönetici olarak değişimlerle ilgili kararlarımızda tepkisel (reactive) olmaktan çok ileri görüşlü olmalıyız. Meydana gelebilecek değişimleri önceden görerek, organizasyonumuzu ve bunları tanımak için gerekli şartları bu değişiklik gerçekleşmeden önce hazırlamalıyız. Yönetici olarak bizler, işin küçük ve gereksiz ayrıntılarına girmeden genelleme yaparak bir sentez oluşturabilmeliyiz. Günümüz yaşam şartlarından çıkartılacak ikinci sonuç, yöneticinin kişisel olarak gerilimi denetleyebilecek etkin yöntemler geliştirmek zorunda olmasıdır. Yöneticinin görevlerinden birinin de, çalıştırdığı kişilerin hayatlarındaki artan gerilime rağmen randıman vermelerini sağlamak olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. BÖLÜM-2 GERİLİM HAKKINDA NELER BİLMELİYİZ? Ailenizden, işinizden, arkadaşlarınızdan veya devletten kaynaklanan türlü baskı ve istekler dış gerilim kaynakları diye adlandırılır. Kendi içinizdeki baskı ve beklentilere ise, iç gerilim kaynakları denir. Tüm dış ve iç baskılar, beklentiler, gerilim kaynakları diye tanımlanan bir ortak terim altında toplanmıştır. Bünyenin bu kaynaklardan gelen baskılara karşı gösterdiği tepkiye gerilim denir. GERİLİM YARARLI DA OLABİLİR Uzun ve kısa süreli gerilimler arasında önemli bir ayrım yapılmalıdır. Kısa süreli gerilim esnasında nabzınız artacak, kaslarınız gerilecek, beyin dalgalarında hızlanma olacak, soluğunuz sıkışacak ve kan şekeri artacaktır. Ani ve aşırı yoğunlukta yaşananlar kadar, uzun süreli olan gerilimler de öldürücüdür. Uzun süreli gerilim, yüksek ve kesintisiz gerginlik halini kapsar ve sistem bu süre içinde eski normal düzeye inemez. Yöneticilerin çoğu, basit çözümü olmayan karmaşık sorunlarla uğraşmak zorundadır. Günün bitiminde kafaları sürekli bu sorunlarla doludur. DİRENÇ SINIRLARI İnsan vücudu ve gerginlik bir yaya benzetilebilir. Bir an için insanların farklı boy ve şekillerde, farklı dayanma gücündeki yaylar olduğunu varsayalım. Bir kısmımız daha dayanıklı olduğumuz veya yılların tecrübesiyle güçlendiğimiz için gerilime karşı daha dirençliyizdir. KÖTÜ OLMAYAN GERİLİM KAYNAKLARI Gerilim, bünyenin farklı beklentiler karşısında belirgin olmayan tepkisi olduğu için, onu iyi veya kötü olarak nitelendirmek garip gelebilir. İşten atıldığını öğrenmek büyük bir gerilim oluşturabilir, çünkü bu mesaj kötü bir gerilim kaynağıdır. Daha üst bir mevkie terfi etme haberi de benzer bir gerilim oluşturur, çünkü mesaj kötü olmayan bir gerilim kaynağıdır. Ama eğer gerekli uyum hemen sağlanmazsa, hem işten atılma, hem de terfi bunalıma neden olabilir. İyi şeylerin hep bir arada yaşanması da kötü sonuç verebilir. Bazı kişiler kısa bir tatil dönemine o kadar şey sığdırmak isterler ki, bu onları tedirgin etmeye başlar. GERİLİM EŞİĞİ ve TOPARLANMA SÜRESİ Bazen ılımlı kişilerde zamanla öyle yoğun bir gerilim birikir ki, bundan sonraki en küçük gerilim dahi bu kişilerin gerilim eşiğini aşmalarına ve beklenmeyen şekilde aynen patlamalarına neden olur. Bu kişiler, bardağı taşıran son olayla değil, direnç sınırlarını aşmalarına neden olan, o ana kadar üst üste yığılan gerilimlerin birikimiyle “yamulmuşlardır”. GERİLİM VE RANDIMAN Gerilimi ile randıman arasındaki ilişki, üretimi sürekli artırma çabasındaki yönetici için özellikle önemlidir. Üretimin anahtarı olarak insanların randımanındadır. Verimli olduğuna inanan kişiler kendilerini mutlu hissederler. Tekdüze ve sıkıcı geçen bir gün, kuşkusuz cesaret kırıcı ve moral bozucudur. Eğer çok şey yapmaya çalışırken başarısız olan astlarınız varsa, bazı işleri onlardan almayı deneyin. Böylece daha verimli olmakla kalmayıp, aynı zamanda mutluda olacaklardır. TEŞVİK VE GERİLİM Duyular yoluyla, yenilikler ve zıtlaşmalar gerilim düzeyini yükseltirken, tekdüzelik, sezinleme yeteneği ve uyum bu düzeyi düşürür. Ilımlı bir gerilim randımanı artırır; gerilim çok düşükse bünye duyarlılığını yitirir, çok yüksekse gergin ve uyumsuz olur. BÖLÜM-3 YÖNETİCİLERDE GERİLİM Gerilim kaynağının ve sizi etkileyen şeylerin neler olduğunu belirleyebilirseniz, çeşitli gerilim azaltıcı yollara başvurarak sorununuzu çözümleyebilirsiniz. Bireysel çevre şartları, soya çekim, fiziksel ve duygusal farklılıklar, aynı gerilim kaynaklarına farklı insanların farklı tepkiler göstermesine neden olur. YAPILAN İŞLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİ UNSURLAR Can Sıkıntısı Dr.Harry Johnson’a göre, aşırı yorgunluğun temelinde duygusal nedenler yatmaktadır ve bu genellikle can sıkıntısı ile ilgilidir. Eğer canınız çok sıkılıyorsa, sabah kendinizi kötü hissederek işinize başlayacağınız ve çalışmak için yeterli enerjiyi bulamayacağınız kesindir. Size mücadele gücü vermiyorsa işinize ilgi duyamazsınız. Dinlenmek, yorgunluğun bu türüne bir çözüm getirmez. Herhangi bir şekilde işinize karşı daha fazla ilgi duyma yollarını aramalı, başka ilgi alanları geliştirmeli, hatta işinizi değiştirmelisiniz. Yetersiz Fiziksel Çalışma Şartları Fazla kalabalık ve aşırı gürültü, çalışma koşullarını bozan iki önemli unsurdur. Ağır İş Yükü Çok sıkışık programlanmış iş günleri, sık sık çıkılan iş gezileri ve anında karşılanması gereken isteklerin yer aldığı yoğun iş yükü de gerilim nedenlerindendir. Aşırı iş yükünün önemli nedenleri çeşitli olmakla birlikte, en yaygını yeterli sayıda eleman bulunmayışıdır. ORGANİZASYONDA OYNANAN ROL Bir başka gerilim kaynağı da, kuruluştaki somut görevinizdir. Bu görevdeki çelişki ve belirsizlik, endişenin artması ve verimin düşmesiyle sonuçlanabilir. Sorumluluğunu taşıdığınız kişilerin sayısı ve yöneticilik sınırlarınızın genişliğide gerilim kaynaklarından sayılır. Görevdeki Belirsizlik Görevdeki belirsizlikte, iş yerindeki başlıca gerilim kaynaklarından biridir. Bu durum genellikle, göreviniz hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığınız, mevkiinizin amaçlarını bilmediğiniz ve işin sorumluluk alanı hakkında kesin bir bilgiye sahip bulunmadığınız zaman ortaya çıkar. Kişilere Karşı Sorumluluk Bir kuruluşta insanlara eşyalardan daha fazla önem verilmesi, belirgin bir gerilim kaynağı oluşturmaktadır. Aynı şekilde, insanlara kaşı eşyalardan daha fazla sorumluluk duyan yöneticiler, aksini düşünenlere oranla daha fazla gerilim yaşarlar. Bölgesel Sınırlar İnsanlar için iş hayatındaki bölgesel sınırlar, vahşi ormanlarda yaşayan hayvanlarınki kadar önemlidir. Kişiler, kendi bürolarıyla veya kendi işleriyle ilgili bir sahip olma durgusu beslemekte ve bu sınırı ihlal etmeye yeltenenlerle, öfkeyle dalaşmaktadır. Tahmin edildiği gibi, yabancı çevrede çalışanlar diğerlerine oranla daha fazla gerilim belirtileri göstermektedir. MESLEKTE İLERLEME İş çevresinde oluşabilecek gerilim kaynaklarından üçüncüsü, meslekte ilerlemeye, bir başka deyişle, seçmiş olduğunuz meslekteki ilerleme hızına bağlıdır. Terfi, çoğu yöneticiler için son derece önemlidir. Yetersiz Terfi Eğer yeteneklerinizi kullanamadığınız işte çalışmışsanız yetersiz terfinin nasıl bir gerilim oluşturduğunu bilirsiniz. Hırs Mesleğinizde umduğunuz mevkiiye henüz ulaşamamışsanız, hayal kırıklığınızın sonucu olarak gerilim altında olmanız doğaldır. Nedeni ne olursa olsun, bu tür hırslar kişiyi gerilime iter. Mesleğimizde ilerlediğimizi sürekli hissetmemiz gerekir. İŞTEKİ İLİŞKİLER Yeni bir iş seçerken veya yeni bir kişiyi işe alırken söz konusu kişilerle kuracağınız ilişki ne kadar iyi olmasını umduğunuzu göz önünde bulundurmalısınız. Ne varlığınızın diğerlerini tedirgin edeceği yeni bir ortama girmek isterseniz, ne de uyumlu iş ilişkilerinizi bozabilecek bir kişiyi işe almak istersiniz. ORGANİZASYON YAPISI ve ATMOSFERİ Organizasyon yapısı ve atmosferi, işte oluşabilecek gerilimlerden biridir. Herhangi bir kuruluşta sistemin bir parçası olabilmek için özgürlük ve kişiliğinizden bir miktar ödün vermeniz gerekmektedir. Karara Katılamama İşinizi ilgilendiren kararların alınmasına yeterince katılamamanız, işin doğurduğu gerilim kaynaklarından biridir. İşi yürütme biçimimizi etkileyebilecek karar verme mekanizmasında sözümüzün geçmesi hepimizin hoşuna gider. KİŞİSEL GERİLİM KAYNAKLARI Gerilimi tanımlamak amacıyla kullandığımız modelde işyeri, gerilimin üç ana etkeninden sadece biridir. Diğer ikisi ise kişisel gerilim kaynaklarıdır. Bunlar; kişiliğinizle ilgili gerilim kaynakları ve iş dışındaki başka kaynaklardır. İŞ HAYATININ DIŞINDAKİ GERİLİM KAYNAKLARI Bu kategori, işinizden yada kişiliğinizden kaynaklanmayan, fakat her ikisi ile de ilgili gerilim nedenlerini kapsar. İş dışındaki gerilim kaynakları genellikle kişisel sorunlar olarak ortaya çıkmakla birlikte, sadece size ait veya sizden kaynaklanan sorunlar değildir. Aile Sorunları En yaygın aile sorunları para, cinsel yaşam, çocuk yetiştirme ve eşler arasındaki iletişimin yetersizliğidir. Günlük aile yaşamı beraberinde birçok gerilimi de getirir. Önemsiz ölçülerdeki anlayışsızlık, duyarsızlık ve sorunlar her ailenin yapısında vardır. Aile sorunları iş hayatınızı olumsuz yönde etkiler. Aile içi sorunların (Özellikle önemli olanları) hayatınızın diğer bölümlerini etkilemesi mümkün değildir. Önemli olan, kendinizin ve ailenizin konuya içtenlikle ve doğrudan eğilerek gerilim göstergenizi denetim altında tutmanızdır. Tek Düzelik Şehir hayatında evden işe, işten eve gidiş geliş kadar kişiyi yıpratan bir başka gerilim kaynağı yoktur. Eğer siz de uzun süredir böyle bir yaşam sürdürüyorsanız bunun ne demek olduğunu bilirsiniz. Eğer tek düzeliğe “sinirlenmemeyi” öğrenirseniz sizin için o kadar gerilimli olmayabilir. Parasal Güçlükler Daha fazla şeye sahip olmak için harcadığımız güçten ötürü kendinizi yoğun bir gerilime itebilirsiniz. Bir an önce terfi edebilmek için daha fazla çalışabilir veya ek iş bulabilirsiniz. Ya da eşinizden çalışmasını isteyebilirsiniz. BİREY İş Hayatının Anlamsızlığı İdeallerimizin üstümüzdeki etkisi tahminimizden çok daha fazladır. Bizce anlamı olan ilginç bir iş arzularız. Tabii ki, ürettiğiniz mal veya hizmetin topluma yararlı olup olmadığına siz karar verirsiniz. Eğer mesleğinizin anlamsız olduğuna inanıyorsanız gerilime girmeniz çok muhtemeldir. Daha anlamlı bir iş bulabilmek için iş değiştirmeyi bile deneyebilirsiniz. Hayal Kırıklığı Mesleğinizde şimdiye kadar tasarladığınız mevkie ulaşamamışsanız ve eğer bu hedef sizin için hala önemli ise, hayal kırıklığı duyacağınız kesindir. Çoğumuz zamanla bu çaresizliğe boyun eğip uyum sağlarız. Bazılarımız beklentilerimizi artırmalı, bazılarımız ise azaltmalıyız. Umduğumuzdan daha fazla yetinmek zorunda kalmak, tabii ki bir hayal kırıklığı oluşturacaktır. İşe Gösterilen Aşırı İlgi Başa güreşirken işe boğulabilirsiniz. Amacınıza ulaşmak için daha saatlerce hırsla çalışabilirsiniz. Çoğu durumlarda, böylesine yoğun bir çalışmanın temposu veriminizi düşüreceğinden, bu yöntemin kendi kendinizi yemek olduğunu anlayabilirsiniz. Zamanınızı, enerjinizi ve dikkatinizi öylesine dağıtırsınız ki, hiç bir faaliyet üzerinde gereği kadar duramaz olursunuz. Endişe Düzeyi Bazılarımız diğerlerine oranla daha fazla endişelidir. En yaygın sözlük tanımına göre endişe: “beklenen bir tehlike karşısında aklın girdiği ıstırap verici durum”dur. Endişe kavramı muhtemel tehlikeye karşı çaresizliği de içerir. Endişe genellikle kuruntu, korku ve nefret şeklinde ortaya çıkar. Endişeleri küçük bir olay karşısında artan bir kişi iseniz bunun bedelini ağır ödemek zorunda kalabilirsiniz. Sizin için, güvenli ve sınırları belirlenmiş bir iş en uygunudur. Heyecan Düzeyi Heyecanın belli bir düzeye yükselmesi, öğrenme ve randıman için gereklidir. Bu sınırın altında veya üstünde olmak öğrenmeyi ve randımanı olumsuz yönde etkiler. BÖLÜM-4 GERİLİMİN TEHLİKE İŞARETLERİ ve BELİRTİLERİ Birçok kişi, aşırı gerilimin başkalarının hayatını nasıl etkilediğini görebilir de kendisine olan etkisini ölçemez. Bu, kendi alkolikliğini en son öğrenen insanın haline benzetilebilir. Kendini görememe durumu, Amerikan yönetim kültürünün yapısından ileri gelmektedir. Belli miktardaki gerilimin size güç kazandıracağını, hayatın getirebileceği olaylara karşı formda, tetikte hazır bulunmanıza yardımcı olacağını unutmamalısınız. GENEL UYUM SENDROMU Genel uyum sendromu, ortaya çıkan belirgin olmayan tüm değişimleri içerir. Örneğin, yeni bir şeye önce alışmanız gerekir; Daha sonra iyice içine girer, onu benimsersiniz; Sonunda ona karşı duyduğunuz ilgi ve ilim kaybolur. Bu safhalar ayrıca derinin iltihaplanmasına da benzetilebilir. Derinin altına giren mikrop önce kızarıklık ve kaşıntı yapar (alarm tepkisi); sonra bunu kronik şişme izler (direnç); sonunda dokunun direnci tükenir, patlar ve iltihap dışarı akar (tükenme). İŞ HAYATINDAKİ TEHLİKE İŞARETLERİ Sözde Meşguliyet Gerilimin daha az tehlikeli pek çok işaretinden biri de iş hayatındaki sözde meşguliyetlerdir. Devamsızlık Astlarınız arasında görülen işe devamsızlık, onların fazla baskı altında kaldıklarının bir belirtisi olabilir. Yaşamdaki Değişimlerin Hızı Tatillerin insan üzerinde bir gerilim yaptığı ne kadar şaşırtıcı gelse de doğrudur. Evde yapılacak ufak tefek işleri tatil yaparım bahanesiyle sürekli ileri atmanız sonucu tatilde o kadar çok işle karşı karşıya kalırsınız ki, sonunda yorgunluktan bitap bir hale gelirsiniz. Dinlendirici ve canlandırıcı olması gereken tatil en sıkıntılı ve en çabuk geçen dönem olup çıkar. GERİLİMİN TEHLİKE İŞARETLERİ ve BELİRTİLERİ Bunalım Bunalım, genellikle kişinin hayatındaki bazı aksaklıkların sonucu olarak ortaya çıkar. Bunalımın en yaygın belirtilerinden biri aşırı yeme eğilimidir. Doymuş bir mideyle insan kendini daha iyi hissedebilir. Bununla beraber, bazı kişiler için bunun tam tersi geçerlidir. Bunalıma giren kişilerden bazıları iştahlarını kaybeder. Uyuma alışkanlığındaki değişiklik (gerektiğinde fazla uyuma veya gece yarısı belli bir neden yokken uyanıverme gibi) de bunalımın diğer belirtilerindendir. Endişe Endişe, geniş kapsamlı kuruntu, korku ve sıkıntıdan oluşur. Korku, ani ve belli tehlikeler karşısında gösterilen tepkidir. Endişe ise, içeriği belli olmayan, fakat sezinlenen tehlikeye karşı gösterilen tepkidir. Amaçlarına ulaşamayan kişiler bunalıma düşer. Uykusuzluk Gece yarısı birdenbire uyanmak veya hiç uykuya dalamamak kişinin enerjisini tüketir. Uykuya dalma ihtiyacını duyup bir türlü uyuyamamak kadar insanı tedirgin eden bir duygu daha yoktur. Kafein Miktarının Artırılması Uyku hapları, aspirin veya hatta müshil ilaçlarına olan eğilim iş hayatındaki gerilimin birer işareti sayılabilir. Bu tür oyalayıcı yöntemler gerilim nedenlerinin köküne inmeye yardımcı olmadığı gibi bazen daha fazla gerilime bile neden olur. GERİLİMİN FİZİKSEL ve RUHSAL İŞARETLERİ Fiziksel İşaretler 1- Yaşınıza ve boyunuza göre kilo fazlalığı, 2- Yüksek tansiyon, 3- İştahsızlık, 4- Bir sorunla karşılaşıldığında derhal yemek yeme isteği, 5- Boğazda sık sık duyulan yanma hissi, 6- Kronik ishal veya kabızlık, 7- Uyuyamama, 8- Sürekli yorgunluk duygusu, 9- Sık baş ağrıları, 10- Aspirin veya diğer ilaçlara duyulan günlük ihtiyaç, 11- Adale spazmı, 12- Yemek yememenize rağmen tokluk hissi, 13- Nefes darlığı, 14- Baygınlık hissi ve mide bulantısı, 15- Ağlayamama veya kolayca ağlama eğilimi, 16- Sürekli cinsel sorunlar (soğukluk, iktidarsızlık, korku gibi) 17- Sakin oturmayı ve dinlenmeyi engelleyen aşırı sinirsel enerji. Ruhsal İşaretler 1- Sürekli tedirginlik duygusu, 2- Aile bireylerine ve iş arkadaşlarına duyulan öfke, 3- Hayattan sıkılma, 4- Hayatla ilişki kuramama duygusu, 5- Parasal endişeler, 6- Özellikle kanser ve kalp hastalığına yakalanma korkusu, 7- Ölüm korkusu (kendiniz ve diğerleri için) 8- Bastırılmış öfke hissi, 9- Kahkaha atamamak, 10- Aile tarafından ihmal edilmişlik duygusu, 11- Başarısız bir ebeveyn olma bunalımı, 12- Hafta sonlarından korkma, 13- Tatil için isteksizlik, 14- Sorunları hiç kimseyle tartışamama duygusu, 15- Hiç bir şeye belli bir süre kendini verememe veya birini bitirmeden yeni bir işe başlama, 16- Kapalı yerlerden, gök gürültüsünden, depremden veya yüksekten korkma. BÖLÜM-5 GERİLİM AZALTICI ÖNERİLER TEMEL TERCİHLER Bir veya birkaç güçlü gerilim kaynağı ile karşılaştığınızda, üç tercih hakkınız vardır; (1) düşmana anlayış göstermek, (2) karşı savaş açmak, (3) geri çekilmek. ÖZSAYGININ GELİŞTİRİLMESİ Özsaygının geliştirilmesi, etkin bir gerilim azaltıcı öneridir. Herkesin kişiliğine göre değişen bir gerilimle başa çıkma özelliği vardır. Buna uyum düzeyi veya direnme sınırları denir. Gerilim göstergeniz direnme sınırlarınız içinde kaldığınızı gösterdiği sürece bunalımla karşılaşmazsınız, ama göstergenizin ibresi gerilim eşiğinizi geçtiği an, bunalımın etkileri ile yüz yüze gelirsiniz. Özsaygının geliştirilmesi küçümsenecek olan bir olay değildir. Kendimiz ile düşüncelerimizle yakından ilgili iki psikolojik ihtiyacı şöyle sıralayabiliriz. 1- Sevme ve sevilme ihtiyacı, 2- Kendimize ve başkalarına yararlı olma ihtiyacı. Bu iki zorunlu psikolojik ihtiyacımız karşılanıyorsa özsaygımızın eksikliğinden şikayet etmeyiz. DENGE BÖLGELERİ Kısa zaman içinde yer alan fazla değişiklikler insanı hasta etmektedir. Bir çok değişikliğe uyum sağlamanın gerilime yol açtığı değişken ve çalkantılı bir dünyada yaşıyoruz. Bundan dolayı, “denge bölgeleri” oluşturulması başa çıkmak zorunda olduğunuz gerilimin azalmasına yardımcı olur. Denge bölgesi, yaşamınızda hiç bir değişikliğin olmadığı, oluyorsa da çok az ve çok yavaş olduğu bir alandır. Bazı kişiler için dini inanç denge kaynağı olabilir. Din, bazı şeyleri sıraya sokup öncelikleri tespit etmede insana yardımcı olarak kişinin hayatında tamamlayıcı ve toplayıcı bir rol oynar. Hayatınızda eğer bir kaç denge kaynağı varsa, onlara sıkı sıkıya sarılın ve size yardımcı olmalarını engellemeyin. Kendi durumunuzu gözden geçirirken denge sınırlarınızın çok az ve seyrek olduğunu görürseniz, hayatınızdaki bu önemli eksikliği gidemeye çalışın. İYİ YÖNETİM İyi yönetim kullanıldığında çok etkili olan gerişlim azaltıcı unsurlardan biridir. Verimli ve etkin bir yönetici olmak işe olan hakimiyetinizi sağlayacağı için gerilim yükünü de denetlenebilir düzeyde tutar. NİTELİKLERİN GELİŞTİRİLMESİ Gerilim azaltmanın bir başka doğru yolu da kişisel ve mesleki niteliklerinizi mümkün olduğu kadar hatalardan arındırarak güçlendirmektir. RUH SAĞLIĞI Gerilim azaltıcı önlemlerden bir diğeri de iyi ruh sağlığı alışkanlıklarını geliştirmek ve uygulamaktır. Geliştirilen güçlü psikolojik uyumun gerilimi etkisiz kıldığı herkesçe bilinen bir gerçektir. 1- Fiziksel sağlık, 2- Kendinizi kabul edin, 3- Bir sırdaşın veya her şeyi güvenle konuşabileceğiniz bir kişinin varlığı da gerilim azaltıcı unsurlardan biridir, 4- Gerilim kaynağını yok etmek için yapıcı bir eylemde bulunmak, 5- Birlikte çalışmadığınız kişilerle ilişki, 6- Yapıcı tecrübeler ruh sağlığını geliştirir, 7- Anlamlı iş yapın, 8- Kişisel sorunlarınızda bilimsel yöntemler kullanın. ALGILAMA STRATEJİLERİ Gerilim kaynaklarına karşı tepkinizi belirleyen esas etkenlerden biri algılama tarzıdır. Bir gerilim kaynağını algıladığınız çok önemlidir. Onun için düşüncelerinizi denetim altında tutmanız gerilimi azaltma veya dengelemede çok önemli bir rol oynar. TATİL Tatile çıkmak da gerilimi kontrol etmenin bir yoludur. Zaman zaman kısa ve uzun tatillere ihtiyaç duyulur. Yoğun bir işte çalışıyorsanız yılda üç haftalık bir tatil harikalar yapabilir. DEĞERLERİNİZİN AÇIKLAMASI Kişisel değerlerinizin bilincine varmanız ve hayatınızın bu değerlerle uyum içinde olduğundan emin olmanız da gerilimin azalmasına yardımcı olur. Montaigne’nin de dediği gibi, “gidecek limanı olmayan kişiye rüzgarın faydası olmaz”. Gidecek yeri belli olmayan pupa yelken bir gemiye en elverişli rüzgar bile bir amaca ulaştıramaz. Eğer hayatımızın bir anlamı olacaksa, sadece yelken açmaktan öte bir şeyler yapmalıyız; Dümeni belli bir limana yöneltmeliyiz. Hayata anlam kazandıran hedefler olmadıkça insanlar hayat yükünü çekememektedir. İşkencelere, insanlık dışı şartlara katlanma başarısını gösteren savaş esirleri, hayatta kalmanın ötesinde idealleri olduğu için o koşullara dayanabilmişlerdir. SELYE’NİN GERİLİMİ AZALTMA KONUSUNDAKİ ÖĞÜTLERİ 1- Sevginize ve dostluğunuza layık olmayan kişilerle zamanınızı boşa harcamayın. 2- Mükemmelin peşinde koşmayın; Kendi yetenekleriniz dahilinde bir şeyler yapmaya çalışın. 3- Hayattaki basit olaylardan alınacak mutlulukları küçümsemeyin. 4- Her durumu iyice değerlendirin. 5- Hayatın hoş yanlarını ve talihinizi artıracak şeyleri düşünün. 6- Bir yenilgiye uğradığınız zaman eski başarılarınızı hatırlayarak kendinize güveninizi yeniden kazanın. 7- Hoşlanmadığınız işleri sürüncemede bırakmak yerine onları bir an önce yaparak, bu yükten kurtulun. 8- Herkesin doğuştan eşit olmadığını kabul edin. 9- Komşunuzun sevgisini kazanabilecek şekilde bir hayat sürerseniz sizin hayatınız da mutlu olur. BÖLÜM-6 GERİLİM AZALTICI TEKNİKLER Jimnastik Jimnastik, gerilim azaltıcı tekniklerin en güzellerinden biridir. Jimnastik, sağlıklı bir dolaşım sistemimizin olmasına yardım etmesinin yanı sıra bunalımı önleyen bir gerilim programıdır da. Çünkü uyguladığınız yoğun hareketlilik sizi sonunda dinlenmeye zorlar. Sürekli ve kesintisiz gerilim gibi aşırı harekette vücudu tükettiğinden yoğun jimnastiği izleyen dinlenme, vücudun tekrar eski haline dönmesi için zorunludur. Eğer hiç jimnastik yapmamış olsaydınız, yaşamın çılgın hızında dinlenmek için zaman bulamayacaktınız. Jimnastik hiç olmazsa ara sıra temponuzun yavaşlamasını sağlar Yoğun hareketlilik aynı zamanda öfkeden ve sıkıntıdan da kurtulmak için vasıtadır. DİNLENME TEKNİKLERİ Dinlenme teknikleri, bugün bilinen gerilim azaltıcı yöntemlerin en başta gelenlerindendir. Dinlenme, gerilim birikimini hiç olmazsa geçici olarak ortadan kaldırır. Bu nedenle kısacık bir ara bile çok değerli olabilir. 1- Kahve molalarında dinlenme, 2- Bir dinlenme şekli olarak meditasyon, 3- Transendental meditasyon (“TM”), 4- Benson’un dinlenme tepkisi, 5- Yoga, 6- Kendi kendine eğitim, 7- Kendi kendine ipnotizma ve kendi kendine telkin, 8- Tedrici kas gevşemesi. 9- Kitap okumak


http://www.egehabercisi.com/haber/saglik/cagdas-yoneticinin-yasami-ve-gerilim/3056.html

3 milyar TL'lik akıllı pos vurgunu



vurgunu kısaca özetlemek gerekirse:

-eğer esnaf iseniz 1 ekim 2013 itibariyle akıllı pos cihazı satın almak zorundasınız. 
-cihazın fiyatı 590 euro. 
-alınmak zorunda olunan cihaz sayısı 2 milyon. 
-cihaz çin malı.
-türkiye'ye getiren şirket: mt bilgi teknolojileri ve dış ticaret anonim şirketi.
-şirketin sahibi: rte'nin kankası ethem sancak'ın yeğeni murat sancak
-şirketin genel müdürü: mehmet erdoğan (hani 40 kilo uyuşturucuyla yakalanıp, satıcı değil içici olduğu anlaşılınca serbest bırakılan başbakan yeğeni)

ek bilgiler:
-590 euro ile şu an en kralından bir laptop alabilirsiniz. bu da perakende fiyatı. eğer ben 2 milyon tane alıcam derseniz, muhtemelen 200 euroya bile alabilirsiniz aynı laptop'ı

soru:
-birileri ahlaktan mı bahsetmişti?
-birileri müslümanlıktan mı bahsetmişti?

hesaplayan adam modu:
-590 eurodan 2 milyon cihaz = 3 milyar küsür tl (iyi para)

ithaf:
-fışkiyeler kırıldı, ekonomi zarar gördü diyenlere

23 Ekim 2013 Çarşamba

ABD yeni sorunlarla karşı karşıya!


Muzaffer DÖNMEZ

Muzaffer DÖNMEZ

E-Posta :muzaffer.donmez@gmail.com
ABD'de şimdilik sona eren bütçe ve borçlanma krizi yeni sorunları da beraberinde getirecek. Washington'da son buldu gibi görünen karmaşa, ABD ekonomisinde yeni sorunların başlangıcına işaret ediyor. Sizinde bildiğiniz gibi Amerikalılar rahatlarına düşkün oldukları kadar paranoyaklıkları ile de ünlüdür,11 Eylül Saldırıları ve daha sonra yaşanan Mortgage Krizi onları iyice huzursuz etti. MarketWatch'da yayımlanan makalede, ABD'de yaşanan bütçe krizinin bocalayan ekonomi için gerekli olan son şey olduğu kaydedildi. Bu süreçte, maaş, iş ve güven kaybının yaşandığının bildirildiği makalede, özel sektör faaliyetlerinin de olumsuz yönde etkilendiği belirtildi. Irwin Kellner tarafından kaleme alınan makalede kaybedilen güveninin hafife alınmaması gerektiği, hükümet kapandığında pek çok vatandaşın ''Saldırı olduğunda bizi kim savunacak?, Hükümetin servislerine ne olacak?'' gibi endişelerle boğuştuğuna yer verildi. Dördüncü çeyrek büyümesinin yarım puan aşağı gelmesini ya da büyümeyi yüzde 2 ya da daha altına getirmesini bekleyebilirsiniz. Bu ortamda, hisseler ile tahviller büyük rüzgarlara maruz kalacaklar. İlk olması yapılması gereken şeyin borç tavanını ortadan kaldırmak olduğunun kaydedildiği makalede, Kongreyi hangi parti yönetirse yönetsin bu durumun yalnızca soruna yol açtığına dikkat çekildi. Dolayısıyla,derler ya"Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak"diye,bu durum artık Amerika için bile karanın göründüğüne işaret ediyor. Bu kriz durumu sürerse Amerika "Büyük Buhran Günleri"ne döner mi? Pek ihtimal vermiyorum ancak bunun hızlıca telafi yoluna gidilmesi bazı üzerinde düşünülmemiş kararların hızlıca devreye sokulması anlamına gelebilir. Bu zincirleme reaksiyon öncelikle Orta Avrupa'yı etkileyecek olursa 3. Dünya Savaşı'ndan daha kötü bir Ekonomik Tablo hazırlayabilir. Bence,2014 ve 2015 tüm dünya için zor yıllar olacaktır ama özellikle gelişmekte olan ve 3. dünya ülkeleri diye adlandırılan yerlerde daha ağır durumlar ortaya çıkaracaktır. Bu durumda Türkiye de de 5 Nisan Kararları ve sonuçları benzeri bir duruma düşmemek için şahıs olarak çok fazla borçlanmamak yerinde bir karar olacaktır... Ekonomi Kurmaylarımız bunun için önlem alabilir mi? Maalesef,zaten yıllardır sıcak paraya endeksli olarak yaşıyor ve devamlı rakamlarla oynuyorduk. 2014 Mali Tablo ödemeler açısından şu an vahim durumda,tahmini bütçenin 2 katına yakın bir ödeme 2014 yılı için söz konusu,bunu telafi etmek içinde bir sürü zam kapı da olacak.Zaten harçlar ile ilgili artış şimdiden bu sinyalleri vermeye başladı. Gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz ama iyi haberler çıkacağını da zannetmiyorum.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John Perkins




"Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbirşey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; "Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın..." Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."

Özet:

http://www.slideshare.net/muzafferdonmez/ekonomi-tetikcisi

17 Ekim 2013 Perşembe

Türkiye Turizm Yöneticileri Birliği(TTYB)

BİRLİĞİMİZİN İZMİR İL TEMSİLCİSİ SN. MUZAFFER DÖNMEZ, YÖNETİM KURULU KARARI İLE BİRLİĞİMİZİN ORGANİZASYON VE ETKİNLİKLERDEN SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYEMİZ OLMUŞTUR. KENDİSİNE YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLİYORUZ.

TTYB YÖNETİM KURULU — Muzaffer Donmez ile birlikte.

13 Ekim 2013 Pazar

ARAPLAR LANETLİ TOPLUM MU?

http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/araplar-lanetli-toplum-mu/73.html
Bazı Müslümanlar; Yahudilerin ilahi yoldan uzaklaştığı için lanetli olduğunu söyler, savunurlar. Her türlü geriliklerinin, iç kanlı çatışmaların nedenini Yahudilere, bağlarlar. Gerçekten Yahudiler lanetli mi? Yoksa Araplar mı lanetli toplum? Peygamber İbrahim’in bir oğlu İshak, Yahudilerin atasıdır. Peygamber İbrahim’in diğer oğlu İsmail ise Arapların atasıdır. Yani Yahudiler ve Araplar soylarıyla kültürleriyle inançlarıyla aynı kökten gelirler. Museviliğin kutsal kitabı Tevrat; kendi dönemine kadar ki olaylardan bahseder. Hıristiyanların kutsal kitabı İncil; kendi dönemine kadar ki olaylardan bahseder. Müslümanların kutsal kitabı Kur’an da; kendi döneminden önceki olaylardan bahseder. 7. yüzyıldan bu yana olan olaylar ise yazılı ve görsel kaynaklarda yer almaktadır. Lanetli dedikleri Yahudiler 2 bin yıl sonra yurt edinmiş, devlet kurmuş, bilimde teknolojide dünyanın önde gelen toplumu olmuş. Araplar ise kanlı iç çatışmalarla, sefahatın lüksün içiçe olduğu sefil ve aşağılık bir yaşam içinde olmuşlardır. Bu durumda Lanetli olan kim? Yahudiler mi, Araplar mı? 7. yüzyıldan bu yana dünya toplumları içinde lanetli olan toplum Araplardır. Çünkü onlar son peygamber son kitap kendilerine geldikleri halde ondan yüz çevirdiler. Peygamber Hz.Muhammed hakkı, dürüstlüğü, adaleti, eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği önerdi. Onlar ki; Hz.Muhammed’in en yakın ikinci arkadaşı Ömer’i katlettiler. Onlar ki; Hz.Muhammed’in en yakın üçüncü arkadaşı Osman’ı katlettiler. Onlar ki; Hz.Muhammed’in en yakın dördüncü arkadaşı Ali’yi katlettiler. Onlar ki; Hz.Muhammed’in torunu Hasan’ı katlettiler. Onlar ki; Hz.Muhammed’in torunu Hüseyin’i katlettiler. Onlar ki; Hz.Muhammed’in soyu olan Haşimileri Orta Asya ve Endülüs’e sürdüler. Onlar ki; Hz.Muhammed’in soyunu Mekke ve Medine’den uzaklaştırdılar. Onlar ki; Muaviye ve Yezid devlet anlayışını tercih ettiler. Onlar ki; Abbasi iktidarında Emevi liderlerini mezarlarından çıkarıp işkence yaptılar. Onlar ki; Türklere ihanet etti, kahpece arkadan vurdu. 1916′da, Dünya Savaşı’nda Mekke Şerifi Hüseyin; İngilizlerle işbirliği yaptı. Arap bedevi kabilelerini ayaklandırarak, Osmanlı’ya isyan etti ve Türk askerini kahpece arkadan vurdu. Onlar ki; Petrol denizindeler ama dünya Müslümanları açlıktan kırılmaktadır. Onlar ki; Arabistan’da şeriat derler batı ülkelerinde batılı gibi yaşarlar. Araplar denilen topluluk; tarihin en soysuz, en karanlık, en ikiyüzlü, en hain topluluğudur. Araplar; para, şehvet, servet gösteriş meraklısı bir toplumdur. Araplar; karaktersiz, yalancı, dönektirler. Araplar; çıkarı için ihanet ederler. Araplar; birbirlerini İslam adına, petrol adına, iktidar için, katletmeyi iyi bilirler. Arapların tarihleri; katliamlarla doludur. Arapların en nefret ettikleri; Türklerdir. Onların en sevdikleri; kapitalistlerdir, şeytandır, paradır, sekstir. Türkiye’nin İslamcıları neden Arap hayranıdır? Türkiye’nin İslamcıları neden Arap kültürünü düşünür, konuşur, yaşar, savunurlar? Türkiye’nin İslamcıları neden Arap katillerine, İslam kahramanı diye övgüler düzerler? Türkiye’nin İslamcıları neden yedinci yüzyıl Arap düşünce ve yaşam ağını kutsarlar? Türkiye’nin İslamcıları neden insanlık değişim ve gelişim metodolojisini yok sayarlar? Türkiye’nin İslamcıları neden Bilim ve teknolojide ses getiren ciddi çalışmaları yoktur? Türkiyeli İslamcı Arapçılar; duyarsız, ruhsuz, kimliksiz ve kişiliksizdirler. Köksüz, kimliksiz hainler; dillerinden milletimiz sözünü düşürmezler. Köksüz, kimliksiz hainler; İslamcı görüntü altında milleti aldatmaya, milletin milli ve manevi değerlerini istismar etmeye devam ederler. Türk Milleti, lanetli Arapları anladıkça; Türk kültür, tarih ve medeniyetini, çağdaş dünyanın onurlu, saygın bir üyesi olduğunu daha iyi anlayacak ve öze dönecektir.

12 Ekim 2013 Cumartesi

Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yinede mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara…
Saygılarımla


Muzaffer DÖNMEZ
www.pizzatomato.com.tr



www.egehabercisi.com
www.bascuda.incir.com
muzafferdonmez.web.tv

4 Ekim 2013 Cuma

Franchising

Pizza Tomato tüm Türkiye de büyümeyi sürdürüyor. Sizleri de Franchise Ailemizde görmek isteriz.