Davranışlarımızın iki önemli ayağı
vardır: Bilişsel ayak ve duygusal ayak. Bilişsel ayak, bir konu hakkında
bildiklerimizden oluşur. Duygusal ayak ise, bir konu hakkında
hissettiklerimizden oluşur. Davranışlarımız, bu her iki ayak üzerinde geliştiği
için, ikisinin de önemi vardır. Örneğin, ‘internetten bilgi almak’ konusunda,
bildiklerim ‘bu konunun hızlı ve her yere ulaşan bilgi alma yolu’ olarak
olumludur. Ancak, hissettiklerim, ‘ya yapamazsam?’ biçiminde bir korku olursa,
internet konusunda isteksiz bir davranış ortaya çıkar. Bu davranış, özellikle
eski alışkanlıklarını bırakıp yeni alışkanlıklar kazanmak zorunda kalan eski
kuşaklar için söz konusu olmuş, buna karşı önlemler aranmıştır.
Beslenme biçiminde diyet yapan
birisi için şöyle bir davranış örneği verilebilir: ‘Şimdi şu yiyecekleri
yememem gerekiyor, bunlar diyet listemde yok’. Ama, aynı zamanda ‘canım da
şunları yemeyi çok istiyor’ gibi güçlü bir istek duyabilir. Bu durumda ortaya
ya ‘ biraz yersem bir şey olmaz’ gibi ortalama bir davranış çıkar, ya da ‘ bu
isteğimi bastırıp diyetimi sürdüreyim’ diyen bir kaçınma davranışı görülür.
Onun için de, ‘çok istekle yaptığımız’, ‘isteksiz yaptığımız’, ‘yapmaktan
kaçındığımız’ davranışlarda ‘bilişsel ayağımız’ ile ‘duygusal ayağımızın neler
söylediğine kulak verirsek, ayaklarımızın uyumunu ya da uyumsuzluğunu daha iyi
anlarız.
Yukarıdaki verilen 2 örnek aynı
zamanda iş ve sosyal yaşandımızda sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur.
Bu ve buna benzer gelgitler
yaşantımızı genellikle olumsuz yönde etkilemektedir.
Bugünkü yazımMuzaffer Donmez
http://www.ufuktarhan.com/gunluk_detay.asp?id=370
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder