Davranışlarımızın iki önemli unsuru
vardır; Bilişsel ve duygusal.
Bilişsel unsur, bir konu hakkında
bildiklerimizden oluşur. Duygusal unsur ise, bir konu hakkında
hissettiklerimizden oluşur.
Davranışlarımız, bu her iki unsur üzerinde
geliştiği için, ikisinin de önemi vardır. Örneğin, ‘internetten bilgi almak’
konusunda, bildiklerim ‘bu konunun hızlı ve her yere ulaşan bilgi alma yolu’
olarak olumludur. Ancak, hissettiklerim, ‘ya yapamazsam?’ biçiminde bir korku
olursa, internet konusunda isteksiz bir davranış ortaya çıkar. Bu davranış,
özellikle eski alışkanlıklarını bırakıp yeni alışkanlıklar kazanmak zorunda
kalan eski kuşaklar için söz konusu olmuş, buna karşı önlemler aranmıştır.
Beslenme biçiminde diyet yapan
birisi için şöyle bir davranış örneği verilebilir: ‘Şimdi şu yiyecekleri
yememem gerekiyor, bunlar diyet listemde yok’. Ama, aynı zamanda ‘canım da
şunları yemeyi çok istiyor’ gibi güçlü bir istek duyabilir. Bu durumda ortaya
ya ‘ biraz yersem bir şey olmaz’ gibi ortalama bir davranış çıkar, ya da ‘ bu
isteğimi bastırıp diyetimi sürdüreyim’ diyen bir kaçınma davranışı görülür.
Onun için de, ‘çok istekle yaptığımız’, ‘isteksiz yaptığımız’, ‘yapmaktan
kaçındığımız’ davranışlarda ‘bilişsel ayağımız’ ile ‘duygusal ayağımız’ ın
neler söylediğine kulak verirsek, ayaklarımızın uyumunu ya da uyumsuzluğunu
daha iyi anlarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder