1789 devrimiyle Tanrı’dan başka kimseye hesap vermeyen
krallar ve kiliseler dönemi bitmiştir.
Siyasal devrimin ülkesi Fransa.
Ekonomik devrimin ülkesi İngiltere idi.
İngiltere, bu dönemde sanayileşen tek ülkeydi; toprağa bağlı üretimin iktidarını bitirdi. Dönemin itici gücü; buhar gücüne dayanan sanayileşmeydi. Kömür de dönemin en değerli madeniydi.
İşçi sınıfının ücretleri çok düşüktü, yaşama ve çalışma koşulları berbattı. Çalışma saatleri uzundu. Çocuk işçiler sefil yaşam koşullarında çalışıyordu.
Karl Marks, 7 yıl 10 aylıkken işe başlayan William Wood’un “iş hayatını” yazdı Kapital’de: Haftanın altı günü işe sabah altıda gelir, gece dokuza kadar çalışırdı. Yedi yaşında bir çocuğun günde on beş saat çalışması bağışlanabilir bir şey değildi. Ama oluyordu.
12 yaşındaki J.Murray ise, “Sabah altıda, bazen dörtte gelirim. Akşamdan sabahın altısına kadar bütün gece çalıştım, çalışırım. Önceki geceden beri yatağa henüz uzanmadım. Benimle birlikte çalışan 8-9 çocuk daha vardı. Bütün bu çalışmamın karşılığı ise aldığım para üç buçuk şilin…” diye anlattı yaşadıklarını…
krallar ve kiliseler dönemi bitmiştir.
Siyasal devrimin ülkesi Fransa.
Ekonomik devrimin ülkesi İngiltere idi.
İngiltere, bu dönemde sanayileşen tek ülkeydi; toprağa bağlı üretimin iktidarını bitirdi. Dönemin itici gücü; buhar gücüne dayanan sanayileşmeydi. Kömür de dönemin en değerli madeniydi.
İşçi sınıfının ücretleri çok düşüktü, yaşama ve çalışma koşulları berbattı. Çalışma saatleri uzundu. Çocuk işçiler sefil yaşam koşullarında çalışıyordu.
Karl Marks, 7 yıl 10 aylıkken işe başlayan William Wood’un “iş hayatını” yazdı Kapital’de: Haftanın altı günü işe sabah altıda gelir, gece dokuza kadar çalışırdı. Yedi yaşında bir çocuğun günde on beş saat çalışması bağışlanabilir bir şey değildi. Ama oluyordu.
12 yaşındaki J.Murray ise, “Sabah altıda, bazen dörtte gelirim. Akşamdan sabahın altısına kadar bütün gece çalıştım, çalışırım. Önceki geceden beri yatağa henüz uzanmadım. Benimle birlikte çalışan 8-9 çocuk daha vardı. Bütün bu çalışmamın karşılığı ise aldığım para üç buçuk şilin…” diye anlattı yaşadıklarını…
Peki…
Daha birkaç yıl önce devrimin büyük gücü olan işçilerin ekonomik ve sosyal durumları nasıl bu derece kötüleşti?
Öncesinde, sadece toprak sahiplerinin tekelinde olan Avam Kamarası’nda söz sahibi olmak ve mevcut yapıyı değiştirmek için, işçilerle işbirliği yapan burjuvazi, haklarına kavuşunca ve “daha çok kâr” ilkesiyle hareket edince işçi sınıfına ihanet etti.
İşçilerin seçme seçilme hakları yoktu…
Grev yapmaları yasaktı…
Sendika yasaktı…
İktidarın hesap edemediği sosyolojik bir gerçek vardı:
Sanayileşme işçi bilincini artırdı:
Kaybetmekten, kaybedenler sorumlu olamazdı…
Maden kazası sonucu
Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği İngiltere’deki maden kazaları yoksul kitlelerin iktidara kızgınlık ve nefretini arttırdı.
İngiltere’deki maden kazaları, insanlık tarihine çeşitli haklar kazandırdı. Tarihte, ülkesel boyutta ortaya çıkan ilk örgütlü işçi eyleminin adı; “Çar-tizm” böyle doğdu…
Çartizm, sanayi devrimiyle başlayan toplumsal bozulmaya, yoksullaşmaya ve kötü çalışma koşullarına karşı yürütülen işçi mücadelesinin adıydı.
İngilizce “charter” (ayrıcalık vermek) sözcüğüne dayanarak, bu girişime “Çartist” eylem adı verildi.
İngiltere’deki Çartist eylemin özü şuydu: Siyasal haklara kavuşmazsak bu sömürü düzen devam eder.
1839’un başında, Çartistler Londra’da, bir Ulusal Kongre topladı.
Altı maddelik People’s Charter (“halk bildirgesi”) hazırladılar.
- Suçlu olmayan ve akıl sağlığı yerinde olan, 21 yaş üstünde her erkek oy verme hakkına sahip olmalıdır.
- Oylamanın gizliliği sağlanmalıdır.
- Parlamento üyesi olmak için, “zenginlik” veya “toprak sahibi olma” zorunluluğu olmamalı, herkesin seçilme hakkı olması sağlanmalıdır.
- Parlamenterlere, yaptıkları bu iş karşılığında yeterli bir ücret ödenmelidir.
- Tüm seçim bölgeleri, eşit sayıda seçmene denk gelecek sayıdaki oyla temsil edilmelidir.
- Seçimler her yıl yenilenmelidir.
CHP’nin teklif ettiği maden ocakları araştırmasını AKP nasıl reddetti ise benzeri o dönem İngiliz Avam Kamarası’nda oldu.
1839 Haziran ayında 1.3 milyon işçi tarafından imzalanan People’s Charter Avam Kamarası’na sunuldu.
Fakat yapılan oylamada, parlamenterlerin büyük çoğunluğu tarafından bu dilekçe görmezden gelindi.
Daha birkaç yıl önce devrimin büyük gücü olan işçilerin ekonomik ve sosyal durumları nasıl bu derece kötüleşti?
Öncesinde, sadece toprak sahiplerinin tekelinde olan Avam Kamarası’nda söz sahibi olmak ve mevcut yapıyı değiştirmek için, işçilerle işbirliği yapan burjuvazi, haklarına kavuşunca ve “daha çok kâr” ilkesiyle hareket edince işçi sınıfına ihanet etti.
İşçilerin seçme seçilme hakları yoktu…
Grev yapmaları yasaktı…
Sendika yasaktı…
İktidarın hesap edemediği sosyolojik bir gerçek vardı:
Sanayileşme işçi bilincini artırdı:
Kaybetmekten, kaybedenler sorumlu olamazdı…
Maden kazası sonucu
Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği İngiltere’deki maden kazaları yoksul kitlelerin iktidara kızgınlık ve nefretini arttırdı.
İngiltere’deki maden kazaları, insanlık tarihine çeşitli haklar kazandırdı. Tarihte, ülkesel boyutta ortaya çıkan ilk örgütlü işçi eyleminin adı; “Çar-tizm” böyle doğdu…
Çartizm, sanayi devrimiyle başlayan toplumsal bozulmaya, yoksullaşmaya ve kötü çalışma koşullarına karşı yürütülen işçi mücadelesinin adıydı.
İngilizce “charter” (ayrıcalık vermek) sözcüğüne dayanarak, bu girişime “Çartist” eylem adı verildi.
İngiltere’deki Çartist eylemin özü şuydu: Siyasal haklara kavuşmazsak bu sömürü düzen devam eder.
1839’un başında, Çartistler Londra’da, bir Ulusal Kongre topladı.
Altı maddelik People’s Charter (“halk bildirgesi”) hazırladılar.
- Suçlu olmayan ve akıl sağlığı yerinde olan, 21 yaş üstünde her erkek oy verme hakkına sahip olmalıdır.
- Oylamanın gizliliği sağlanmalıdır.
- Parlamento üyesi olmak için, “zenginlik” veya “toprak sahibi olma” zorunluluğu olmamalı, herkesin seçilme hakkı olması sağlanmalıdır.
- Parlamenterlere, yaptıkları bu iş karşılığında yeterli bir ücret ödenmelidir.
- Tüm seçim bölgeleri, eşit sayıda seçmene denk gelecek sayıdaki oyla temsil edilmelidir.
- Seçimler her yıl yenilenmelidir.
CHP’nin teklif ettiği maden ocakları araştırmasını AKP nasıl reddetti ise benzeri o dönem İngiliz Avam Kamarası’nda oldu.
1839 Haziran ayında 1.3 milyon işçi tarafından imzalanan People’s Charter Avam Kamarası’na sunuldu.
Fakat yapılan oylamada, parlamenterlerin büyük çoğunluğu tarafından bu dilekçe görmezden gelindi.
En büyük tepki; maden kazalarının yaşandığı Güney Galler madencilerinden geldi; ayaklandılar.
Madenci direnişi ülkeye yayıldı.
Ayaklanmaları, bir dizi tutuklama ve mahkemeler takip etti.
Hareketin liderlerinden John Frost da tutuklanıp mahkemeye çıkartılanlar arasındaydı. Vatan hainliği ile suçlandı!
İşçi liderlerinden Samuel Holberry hapishanedeyken hayatını kaybetti ve Çartist hareketin şehidi oldu.
Gösterilerde güvenlik güçleri işçileri öldürmeye başladı.
Devlet şiddeti Güney Galler ve Batı Riding bölgelerindeki işçileri yer altında hücrelerde örgütlenmeye mecbur bıraktı; Çartist sığınıklarda gizliden gizliye silah üretimine yöneltti.
1842 yılındaki eylemler, ayaklanmalar ve protestolarla geçen ve belki de 19. yüzyılda iktidarı siyasi açıdan en çok zorlayan yıl oldu.
Tarihin ilk genel grevi
1842 Mayıs ayında işçiler bu kez üç milyondan fazla imzalı People’s Charter dilekçesini İngiliz parlamentosuna verdi. Ancak bu dilekçe de ilki gibi reddedildi.
İşçi sınıfını görmemezlikten gelme tavrı, tarihteki ilk genel greve dönüştü.
İş bırakma eylemlerine o dönemde genel olarak Plug Plot (şalteri indirmek) adı verildi. Zira protestocular, fabrikalarda üretim çarklarının dönmesini sağlayan buhar kazanlarının vanalarını kapatıyorlardı. (O gün yaşananlar için 20. yüzyıl tarihçileri Genel Grev (General Strike) tabiri kullanılmaya başladı. Bazıları ise Grev Dalgası (Strike Wave) kavramını tercih etti.)
Genel grev, kitle hareketleri yanında, ciddi şiddet eylemlerini de beraberinde getirdi. Hükümet ayaklanmayı bastırmak için orduyu kullandı.
Uzatmayayım…
Çartist hareket zamanla yolunu buldu, sosyalistlerle buluştu.
İşçi önderlerinden Ernest Charles Jones ve George Julian Harney Marx ve Engels ile ilişki kurdu.
Galler’deki madenci direnişinden çok etkilenen Marks, kapitalizmin sanayi devriminden sonra yaptığı vahşetine bakıp devrimin İngiltere’de olacağına inandı.
Sosyalizm İngiltere’de olmadı ama…
1839’da Galler’deki maden ocağında başlayan isyanla işçi sınıfı, önce oy kullanma hakkını, sonra seçme ve seçilme hakkını aldı. “Gizli oy” esası kabul edildi. Parlamento üyelerine aylık bağlandı. Çartist Bildiri’deki talepler birer birer hayata geçirildi.
Sadece…
Bugüne dek bildiride yer alıp da gerçekleşmemiş tek madde, “seçimlerin her yıl yenilenmesi” talebiydi!
Fakat…
En büyük kazançları işçi sınıfının kendine güvenmeyi öğrenmesi oldu. Bir de, mücadele etmeden hak kazanılmayacağını…
Madenci direnişi ülkeye yayıldı.
Ayaklanmaları, bir dizi tutuklama ve mahkemeler takip etti.
Hareketin liderlerinden John Frost da tutuklanıp mahkemeye çıkartılanlar arasındaydı. Vatan hainliği ile suçlandı!
İşçi liderlerinden Samuel Holberry hapishanedeyken hayatını kaybetti ve Çartist hareketin şehidi oldu.
Gösterilerde güvenlik güçleri işçileri öldürmeye başladı.
Devlet şiddeti Güney Galler ve Batı Riding bölgelerindeki işçileri yer altında hücrelerde örgütlenmeye mecbur bıraktı; Çartist sığınıklarda gizliden gizliye silah üretimine yöneltti.
1842 yılındaki eylemler, ayaklanmalar ve protestolarla geçen ve belki de 19. yüzyılda iktidarı siyasi açıdan en çok zorlayan yıl oldu.
Tarihin ilk genel grevi
1842 Mayıs ayında işçiler bu kez üç milyondan fazla imzalı People’s Charter dilekçesini İngiliz parlamentosuna verdi. Ancak bu dilekçe de ilki gibi reddedildi.
İşçi sınıfını görmemezlikten gelme tavrı, tarihteki ilk genel greve dönüştü.
İş bırakma eylemlerine o dönemde genel olarak Plug Plot (şalteri indirmek) adı verildi. Zira protestocular, fabrikalarda üretim çarklarının dönmesini sağlayan buhar kazanlarının vanalarını kapatıyorlardı. (O gün yaşananlar için 20. yüzyıl tarihçileri Genel Grev (General Strike) tabiri kullanılmaya başladı. Bazıları ise Grev Dalgası (Strike Wave) kavramını tercih etti.)
Genel grev, kitle hareketleri yanında, ciddi şiddet eylemlerini de beraberinde getirdi. Hükümet ayaklanmayı bastırmak için orduyu kullandı.
Uzatmayayım…
Çartist hareket zamanla yolunu buldu, sosyalistlerle buluştu.
İşçi önderlerinden Ernest Charles Jones ve George Julian Harney Marx ve Engels ile ilişki kurdu.
Galler’deki madenci direnişinden çok etkilenen Marks, kapitalizmin sanayi devriminden sonra yaptığı vahşetine bakıp devrimin İngiltere’de olacağına inandı.
Sosyalizm İngiltere’de olmadı ama…
1839’da Galler’deki maden ocağında başlayan isyanla işçi sınıfı, önce oy kullanma hakkını, sonra seçme ve seçilme hakkını aldı. “Gizli oy” esası kabul edildi. Parlamento üyelerine aylık bağlandı. Çartist Bildiri’deki talepler birer birer hayata geçirildi.
Sadece…
Bugüne dek bildiride yer alıp da gerçekleşmemiş tek madde, “seçimlerin her yıl yenilenmesi” talebiydi!
Fakat…
En büyük kazançları işçi sınıfının kendine güvenmeyi öğrenmesi oldu. Bir de, mücadele etmeden hak kazanılmayacağını…
S. YALÇIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder