Hepimiz yıllarıdır tarikatleri,cemaatleri,AKP’yi eleştirip duruyoruz değil mi? Acaba bunlar kendiliğinden mi türedi,yoksa bizim yanlışlarımızdan mı tohumken ağaca dönüştü. 47 yaşındayım ve bu ülke de her türülü iktidarı ve her türlü siyasi partiyi gördüm,tanıyorum. Özellikle,CHP’nin umarsız fukara aristokratlığını… Ne ilginç değil mi? Yıllarca, evine temizliğe gelen, taksisine bindiğin, sebze meyve aldığın, kaldırımda pazar çantasıyla yanından geçerken yüzüne bile bakmadığın, tatilde köylerde toprakta oynayan çocuklarını manzaranın parçası olarak fotoğrafladığın ama ismini dahi sormadığın, bu ülke topraklarında doğmuş ama köyünde okul olmadığından ya da 12 çocuğun onuncusu olduğu için okuyamamış, daha iyi bir hayat nedir bilememiş, hayat amacı sadece masaya bir tencere yemek koymak olmuş, ama sayı olarak sen ve senin gibi "belli" yaşam standartları olanlardan çok daha fazla olan bir kesim insan... Buraya kadar olan kısmı resmin sadece bir kısmı. Bir gün birileri akıl etti ve ona "sen varsın, seni görüyorum, al bu çeyrek altını sen çocuğuna önlük al, o akan bacayı tamir et, yeter ki bana oy vereceğine söz ver." ya da "gel camiye, sonrasında hep beraber yemek yer sohbet ederiz" veya "8 çocuğundan en az 5'ini okuturuz, dershanemize gelsinler yeter" dedi,evine düzenli erzak-aş gönderdi... Senin asfaltı-kanalizasyonu-elektriği-suyu çok gördüğün insanların kapısına gitti,misafiri oldu.. Ve o baba, o ana, bir kez olsun görülmüş fark edilmiş olmanın ferahlığını yaşadı, bir kez olsun dua ettiği Allah'ın onun sesini de duyduğuna inandı. Bir kez olsun başına bağladığı örtüden utanmak yerine, kızları da takarsa bu kış üşümeyeceklerini öğrendi. Kalanı, Türkiye'nin son 30 yıllık öyküsüdür. Şimdi sen, en az 2 dil bilen, iyi okullarda okumuş, yurtdışı görmüş geçirmiş, kültürü de zevkleri de yüksek olan sen, haklı olarak onun aslında kullanıldığını, birilerinin amaçlarına alet edildiğini görüyorsun ve koyun sürüsü diyorsun. Ülken talan ediliyor ve durum gerçekten korkutucu. Ama atladığın bir konu var: Sen "onu" hala görmüyorsun. Onun yaşam şeklini, değerlerini, önceliklerini, korkularını, duygularını küçük görüyorsun. Onu yok saymaya devam ediyorsun. Açık açık "Ben senden bu ülke için neyin iyi olduğunu daha iyi bilirim, kafan basmaz!" diyorsun. Seçim zamanı onun da gelip seninle aynı oyu atması için ona da bir şey ifade eden bir tek neden vermeye tenezzül etmiyorsun. Diyalog kurmuyorsun. Türkiye'yi bu hilkat garibesi duruma getirenin, "bir kesim AKP ve cemaat" değil de, bu "AYRIM" olduğunu anlamadığın, anlamayı reddettiğin içindir ki, sandıklarda yalnız olacaksın.Sandıkta oyumu çalarlar diyorsun ama oyunu kendin eksiltiyorsun. Yanına çekmek istediklerin senin bu kendini beğenmiş tavrından ötürü belki de yanında olmayacaklar. İstediğin kadar en iyi kuaföre ve en şahane tatillere git, içindeki kibir yüzüne vuruyor. Ve işte bu yüzden sen hala daha iyi bir Türkiye'yi hak etmiyorsun! Yanlış anlama, hepimiz, aynı yaratanın var ettikleri olarak her şeyin en iyisini hak ediyoruz ama "benim için iyi olan onun için iyi midir?" sorusunu sormayı öğrenmedikçe, insanlığın en temel derslerinden birinden mezun olamadığımız için, sınıfta kalmayı da hak ediyoruz. Geçen gün internette yazmış”dün,türban yasak-her şey serbestti,bugün ise türban serbest-her şey yasak. İşte Türkiye gerçeği bu,50 senedir bunlar benden olamaz dedin,şimdi bizim %5o diyene bozuluyorsun ve hala uyanamıyorsun. Olay bu kadar basit..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder