11 Temmuz 2015 Cumartesi

SİRTAKİ BİTTİ,ADİSYON ZAMANI!


Kemer sıkmaya alışık olmayan Yunanlılar, genel seçimde hislerine tercüman olan Çipras’ a güvenerek onu Başbakan seçtiler. Çipras ve ekibi fazlasıyla rahat tavırlarıyla sanki ülkenin hiç 323 milyar Euro’ luk dış borcu yokmuş gibi Avrupa’ lı ağabeyleri ile kavgaya tutuşunca  Alman Başbakanı Merkel’ in başı çektiği patron grubunu bayağı kızdırdı. Çünkü karşılarında ciddi bir muhatap arayan Avrupa’ lılar böyle rahat bir tavırdan hiç memnun kalmadı.
Çipras ilk başlardaki rahat tavırlarının ve söylemlerinin karşılığında (hatta Almanya’yı tehdite bile kalkıştı)taviz koparacağını sanırken köşeye sıkışınca havlu atmak yerine hemen referandum kartına başvurdu. Çipras, sandıktan çıkan %61 lik hayır oyları sayesinde Yunan halkının desteğini aldığı mesajını vermek isterken Avrupa’ lı liderler bu baş ağrısı meseleyi nasıl halledeceklerini kara kara düşünüyorlar.
Yunanistan haricinde şu an hiç kimse bu durumdan memnun değil ama bunu itiraf etmekte zorlandıklarından ve her şeyden evvel batan paraları nasıl kurtaracaklarını düşündüklerinden Uluslararası kamuoyunda garip bir sessizlik hakim.
IMF’ ye göre sadece gelecek 3 sene içinde Yunanistan’ ın en az 60 milyar Euro finansmana çok acil ihtiyacı var. Toplamda 323 milyar Euro gelen borcun ise 240 milyarı Avrupa’ ya ait. Burada  en büyük borç 68 milyar Euro ile Almanya’ ya ait. Onu 43.8 milyar Euro ile Fransa, 38.4 milyar Euro ile İtalya, 25 milyar Euro ile İspanya, Hollanda 13,4 milyar Euro, İngiltere 10,8 milyar Euro, Belçika 7,5 milyar Euro, Avusturya 5,9 milyar Euro, Finlandiya 3,7 milyar Euro ile takip ediyor. Yunanistan’ ın IMF’ ye borcu ise 21.4 Milyar Euro.
11 milyona yakın nüfusu ve 186.5 milyar Euro GSYH ile neredeyse uçan kuşa borçlu olan Yunanistan’ da kişi başı borç yaklaşık 30,000 Euro’ ya denk geliyor.
Üretmeden tüketmenin(bu tablo bizim içinde geçerli) ibretlik bir örneği olan Yunanistan’ ın çoktan battığı halde neden bu kadar finanse edildiği ise ayrı bir soru. Şayet Yunanistan’ a taviz verilirse borçlu olan diğer ülkeler için emsal teşkil edeceğinden yeni sorunlar silsilesi de doğabilir. Bu da alacaklı ülkelerde ciddi bir sorun oluşturacağından böyle bir senaryonun gerçekleşmesi istenmiyor. Ancak Yunanistan kendi durumunu şantaj malzemesi olarak kullanıp “biz batarsak siz de batarsınız,ya yardım edin ya da bizi rahat bırakın”” zihniyetiyle yola devam etmek istiyor. Bu alışılmadık tutum ve durum dünya piyasalarında umulmadık sorunlar oluşturacağından bu duruma göz yumanlar nasıl bir yumuşak geçiş yapılacak ve orta yol bulunacak kara kara bunu düşünüyorlar.
Yunanistan’ ın niyeti ise açık ve mümkün mertebe borçlarının üzerine çizik attırmak yani sildirmek kalanı için ise Avrupalı’ların değil kendi önerdikleri plana göre hareket etmek ki burada açıkça ifade edilmiyor ama borç ödeyecek imkanları zaten olmadığından borcu borçla çevirmek ve vade sürelerini uzatmak istiyorlar.
Yıllarca yan gelip yatan ve bize örnek gösterilen Yunanistan’ ın nasıl bu günlere geldiği ve sözde refahın gerçek yüzü ortaya çıktı. Kurtuluş savaşından sonra (komşuluğumuz süresince) Kıbrıs harekatıyla askeri olarak karşı karşıya geldiğimiz Yunanistan aslında hiçbir dönemde bize karşı olumlu düşünmedi. Zeytin dalı edebiyatı ve siyasetiyle kendimizi kandırdığımız dönemler dahil olmak üzere ne zaman Avrupa’ yla ilişkilerimizi geliştirmek istesek önümüzde ilk önce Yunan engelini bulduk. Ege denizi ve adaların bitmeyen tartışmaları, kıta ve hava sahanlığı sorunları, yasadışı örgütler vs. derken Kıbrıs sorunu altında Helen zihniyetinin hayalleri bizi hep taciz etti.
Oluşan durumda tabi tüm dünya gibi bizde gelişmeleri ilgi ve merakla izliyoruz. Ancak diğer taraftan kendi durumumuzu da gözden geçirmeliyiz. Zira olası ekonomik sorunların global etkileri bize de sirayet edebilir. Bu durumda gelişmekte olan ve ciddi göç tehlikesi altında kalan bir ülke olarak şimdiden gerekli tedbirleri düşünerek her türlü senaryoya hazırlıklı olmalıyız. Halihazırda zaten olası erken seçim hazırlığı yapılan bir ülkede oluşan siyasi boşluk yüzünden mevcut otoritenin Yunanistan krizi ve devam eden ekonomik durgunluğu göz önüne alarak gerekli tedbirleri elden bırakmaması gerekiyor.
Yunanistan, Avrupa birliğiyle anlaşsa bile kaçınılmaz son belli ve er geç acı reçete önüne konacak. Şayet Yunanistan tehdit ve şantajda ileri gidip Avrupa birliğine rest çeker yada karşı çıkarsa ne olacak? Çok düşük bir seçenek ancak böyle bir durum olursa kaderiyle yüzleşmek durumunda kalacak. Yanaşabileceği Rusya ve Çin gibi ülkeler geçici olarak destek verebilir ama onların koşulları ve beklentileri de farklı ve ağır olacak. Böyle bir senaryo ise Avrupa ve ABD’ nin hiç de istemediği bir durum. Kısacası dünya siyasetinde ve ekonomisinde ilginç bir örnekle karşı karşıyayız burada yapılacak sürpriz hamleler hem Avrupa hem de Dünya siyaseti ve ekonomisinde yeni sayfalar açılmasına yol açabilir.
Bizimde şimdiden buna izleyici olmak yerine gardımızı almamız gerekiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder