"Dünyaya geldiğinde adını Mathilda koymuşlardı. Osmanlı Bankası'nın Genel Müdürü'nün kızı.
Padişah Abdülhamit'in baştabibi Jak Mandil Paşa'nın torunu. Paşa torunu Mathilda.
Onu tanıyan herkesin, hangi yaştan olurlarsa olsunlar, tek sözcükle seslendikleri andıkları
göze batmayan, alçakgönüllü, zeka kumkuması, zarif kadın: Tilda.
Dünyaya Yahudi olarak doğmuştu, Abdülhamit'in baştabibi Jak Mandil Paşa'nın torunu.
Ve, Abdülhamit'in babası Sultan Abdülmecit'in yaptırdığı Teşvikiye Camii'nden fatihalarla
uğurlanarak, bir Müslüman mezarlığında son yolculuğuna çıktı. 19. yüzyıl camiinde, 21. yüzyıl
başlarında bir hazin ve bir o kadar anlamlı tören. Tabut, cenaze arabasına doğru omuzlarda
yol alırken, neydi acaba o? "Son Osmanlı"yı mı uğurluyorduk; yoksa toplumumuzun harikulade
dokusunun, derinliğinin bugünlere ve yarınlara izdüşümünü mü izliyorduk?
Doktoru cüzdanında "Kelime-i Şahadet" bulmuş vasiyet niyetine. Varoluşunda karınca emeği
bulunan dev eşi ile, sonsuz yolculuğun mekanında da ayrı düşmek istememiş. Mathilda doğdu,
Tilda Kemal olarak Teşvikiye Camii'nden kalkıp, Müslüman mezarlığında uykuya girdi.
TİLDA YAŞAR KEMAL İLE NASIL TANIŞTI?
Jak Mandil Paşa'nın torunu, Osmanlı Bankası Genel Müdürü'nün kızı olarak büyümüştü.
Bir gün yolu, Van'ın Erciş'indeki köklerinden fışkırıp, Toroslar'ın eteğinde Kadirli'de kök salan,
Çukurova'nın bereketli toprağında yeşeren Yaşar Kemal'le kesişti.
Yaşar Kemal, atalarının gözünü kamaştıran Süphan Dağı kadar heybetli, kendi gözlerinin
eğitildiği Toroslar kadar vakurdu. Küçücük bir çocukken, kan davası sonucu, babasını bir
Cuma namazında gözü önünde vurdular. Anadilini tam bilmeden, öğrenemeden dili tutuldu.
Okuyamadı. Çukurova'nın kahrını yaşadı. Dili çözüldüğü vakit, Türk dilinin en yaman ustası
oldu. Destanlar coğrafyasının çağdaş trubaduru, Türkiye insanının erişilmez dili o. Bir asırlık
çınar gibi gövdesiyle, "İnce Memed"in kendisi. Türkçeyle çıktığı dünya kulvarlarında bu halkın,
bu ülkenin yüzakı. İnsanlığın büyük kültür ustaları ailesinin Türkiyeli yüce ferdi.
Yaşar Kemal, Türk dili ile, "Rabindranath Tagore'un kandili" ise, Tilda, o kandili tutan el idi.
Yaşar Kemal adını bilen ve sayan herkesin, Tilda'ya, dolayısıyla, teşekkür borcu vardı.
YAŞAR KEMAL'İN ESERLERİNİ YABANCI DİLE ÇEVİREN KİŞİ ...
Tilda, Türkçe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca'nın tümüne herbirinin anadili olanlar kadar
hükmediyordu. Yaşar Kemal'in, dile kolay, 17 eserinin yabancı dillere çevirisi onun elinden çıktı.
Dünya, Türkiye'nin usta dil kuyumcusunun, bu halkın asırlardan gelen gür bilgelik ırmağının
uğultusunu Tilda sayesinde öğrendi. Yaşar Kemal, bu efsunlu efsaneler toprağının içinden akan
pınar idiyse de, Tilda ile çağladı.
Efsanenin somutu olur mu? Somut olursa, efsane olur mu? Tek bir istisnasıyla olabilir ve oldu.
Yaşar Kemal ile Tilda. Yaşar Kemal'in insanlığın dağarcığına kazandırdığı nice efsanenin,
yazılmamış; yaşanmış haliydiler.
KÜRT YAŞAR KEMAL İLE YAHUDİ TİLDA
Ne eşsiz bir buluşma. Kürt Yaşar ile Yahudi Tilda. Aşiret çocuğu ile paşa torunu. Cami
avlusundaki ayrılık töreni, paradoksal biçimde, bu şahane buluşmanın canlı anlatımıydı bir
bakıma. 19. yüzyıl ile 21. yüzyılın buluşması. Sanki, Yaşar Kemal'in geçmişten alıp, geleceğe
bırakmak istediği en unutulmaz destanın canlı gösterisi.
yasar-kemal-hayatinin-asti-tilda-kemalin-cenaze.jpg
YAŞAR KEMAL EŞİ TİLDA KEMAL'E BÖYLE VEDA ETMİŞTİ
Yaşar Kemal, akciğer rahatsızlığı nedeniyle hayat arkadaşı Thilda’yı (Tilda) şu sözlerle
uğurlamıştı:
"Thildacığım, sevgilim. Sana teşekkür ederim. Yaşadığımız bu güzel hayat için sana teşekkür
ederim sevgilim. Korkma, sakın korkma. Biz namuslu bir hayat sürdük."
YAŞAR KEMAL EŞİ TİLDA'NIN ACISINA DAYANAMAYIP EVLENDİ
Yaşar Kemal hayatı nın aştı Tilda Kemal'in ölümünün ardından önce evini taşımış ardından
da şuanki eşi Ayşe Semiha Baban ile hayatını birleştirmişti. Yaşar Kemal'in evliliğine gerekçe
olarak ise 'yalnızlığa dayanamadığı' gösterilmişti.Bilgi Engineri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder