30 Ocak 2014 Perşembe

% 100 Düşünce Gücü(Şayet inanırsanız)



İnsan kendinin en büyük düşmanıdır.Onu yüceltende yok eden de kendisidir.
Bir düşünün çevrenizde gördüğünüz herşey önce bir fikirdi. Dünya ve içerdiği her şey düşüncenin ürünüdür. Işık gök gürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir.
Aslında pek çok şey bizim düşüncelerimizin mahsülüdür. Örneğin, hastalığın belki de sebebi soğuk almak değil, soğukta kalınca hasta olunacağına inanmaktır.Bilinçaltı, genel kurallardan yola çıkarak yargıda bulunabileceği için, siz bilinçli olarak emir değiştirene kadar beklemek zorundadır.Bilinçli olarak düşünülen her düşünce, bilinçaltını etkiler ve bu etki, düşüncedeki güç ve arzunun derecesine göre eyleme dönüşür. İnsan bilinçli olarak düşünebildiği, güvenle beklediği ve mümkün olduğuna inandığı şeyleri yapabilir.Evren sınır koymaz biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi.Bunu ben dahil herkes her gün kendine yapmaktadır.
En çok istediğiniz şey nedir? İnanın ve sahip olun. Hiç hata yapmayanlar, hiç birşey yapmayanlardır. Yönetme işini yapan bilinçtir.
Eğer istediğiniz şeyler için içtenlikle dua eder ve isteklerinizin gerçekleşeceğine inanırsanız dilekleriniz yerine gelecektir(Hedefe yönelik çalışmayı unutmadan). 
1- Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin.
2- Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz.
3- Düşüncelerinizi kendinize saklayın.
4- Esnek olun; gerekirse plan değişikliği yapın.
5- Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırakmayın.
İnanç ilk adımdır, kendinize ve içinizdeki Güç´e inanın. Eğer amacınız bir kitap yazmaksa kendinizi bir yazar olarak canlandırın. Amaçlarınızdan, yeni imajınızdan zevk almaya bakın. Aldığınız tepkilerle bir o yana bir bu yana savrulmayın. En iyi eserlerin bile birçok yayımcı tarafından geri çevrilebildiğini unutmayın. Başkalarının olumsuz tavırlarına kaptırmayın kendinizi. Birşeyi yapabileceğinize inanır, zihninize bunu kazırsanız, yarı yarıya amacınıza ulaşmışsınız demektir. Bundan sonra gereken adımları atmak kalır geriye;
1- Amaçlarınızı yazın.
2- Amaçlarınızı dikkatle değerlendirin. 
3- Amaçlarınızı benimseyin.
4- Amaçladığınız dünyada yaşadığınızı hayal edin.
5- Amaçladığınızın tersini asla düşünmeyin. Gözlerinizi hedeften ayırmayın .
6- Amaçlarınızı günlük olarak kabul edin; onları gerçekleştirme yolunda her gün size sunulan adımları atın ve amacınıza ulaşın.
Sizi bu amaçtan uzaklaştırmaya çalışan engelleri uzaklaştırın,bu bulunduğunuz ortam veya aileniz olsa bile…
Bazende aranmadan ansızın akla gelen düşünceler çoğunlukla en değerli olanlardır ve bu yüzden korunmalıdır; çünkü nadiren tekrar gelirler. 
Hayalgücü bilgi kadar önemlidir. Ne düşünüyorsanız o olursunuz.
Kendine olan güvende, aklın kesin bir inanç ve güvenle büyük işlerde kullanımıdır. 
Kendine güvenle kendini beğenmek arasında çok büyük vardır . Güven, hayat hakkındaki emniyet duygusudur , kişinin her durumda kendisine güvenebileceğini bilmesidir. Kibir veya kendini beğenmişlik ise başkalarını aslında sahip olmadığı kendine güven duygusunun varlığına inandırmaya çalışmaktır. En çok kriz anlarında bu kişilerin gerçek yüzleri ortaya çıkar.
Kişinin kendine güvenini yitirmesine neden olan korkulardan biri başarısızlık korkusudur ve bunun yakın çevresi tarafından da pompalanmasıdır. Başarısızlığa uğrama korkusu insanı iki şekilde etkiliyebilir, başarıya ulaşmak için daha da hırslanmasına neden olur ya da kendisini bu korkuya kaptırarak güvenini yitirir. O zaman da yeteneği kaybolur gider. Çevremizde bunun yüzlerce örneği mevcuttur.
Başka bir korku da , komik görünme korkusudur . Birçok kişinin kendine güvenini yitirmesine neden olur. Aslında insanların sizin hakkınızda ne düşündükleri değil,sizin kendinizi ne şekilde gördüğünüzdür.
Bu korkular aile de beyine yerleştirilmeye başlar;sen başaramazsın,beceriksizsin,bak Hasan neler yapıyor,hayalle yaşanmaz,senden hiçbir şey olmaz sözleri her gün çevremizde duyduğumuz hatta belki de kendi çocuğumuza devamlı söylediğimiz sözlerdir.Böyle bir ortamda Edison´dan bile bir şey beklemek haksızlık olur.
MEDİTASYONLA KAZANILAN GÜÇ
Adına ister Allah deyin,ister ilahi güç veya başka bir şey,sonuçta her şeyi yaratan ve yöneten İlahi bir güç var.O zaman günde en az on beş dakikanızı Allahın büyüklüğünü ve hayatınızdaki yerini düşünmek üzere meditasyona ( derin düşünceye dalmak , içe yönelmek,dua etmek,namaz kılmak vb. ) ayırın. Günlük sorunlardan uzaklaşın , ilham verici ruhsal metinleri okuyun .Bu sırada gelen ilham verici düşünceleri tüm gün boyunca içinizde hissedin. Bu meditasyon periyodu , tıpkı iş yerinizdeki müdürünüzle yaptığınız günlük toplantı gibi kaynağınızla ilişki kurduğunuz zaman olsun . 
KENDİMİZE , “ASLINDA NEYİ ARIYORUZ ?” DİYE SORMALIYIZ
1- İhtiyacımız olan şey başkalarının bizi daha çok sevmesi değil, bizim onları daha çok sevmemizdir.
2- Bu dünyanın takdirini kazanmak için çalışmamalıyız, İçimizdeki BEN´i memnun etmek için harcadığımız çaba da doyum bulmalıyız.
3- Başarılarımızla dünyayı sarsmamız gerekmiyor , başarısızlık nedir bilmeyen içimizdeki Öz´ün gerçek zenginliğine ulaşmalıyız;
a- Başarısızlıktan korkmaya son verin,çünkü bunu başaramazsanız devam edip gidecektir. 
b- İçinizdeki “ BEN” her zaman size destek olur, huzur ve güven verir.
İLK ADIM: KARAR VERMEK 
Düşüncelerine hakim olamayanlar kısa zaman sonra davranışlarına da hakim olamazlar.
Bilinçaltı sürekli olarak bilinçten gelen emirleri yerine getirir. Kararsızlık olursa , her dakika fikir değiştirilirse, bilinçaltı karmaşaya düşer. Kesin kararlar vermeyi öğrenmeliyiz. İnsana seçme hakkı verilmiştir. Kullanıp kullanmamak kendisine bağlıdır. Yanlış seçim yapmaktan korktuğumuz için, devamlı yanlış yaparsak hiçbir şey değişmeyecektir. 
Kendinizi huzursuz ve güvensiz hissetmekten vazgeçin. Her problemin bir çözümü olduğunu ve bu çözümleri, yanıtları bulunabileceğini bilin. Hayat, sabah kalktığımız andan gece uykuya dalıncaya kadar yaptığımız seçimlerden ibarettir. Gördüğümüz ve yaşadığımız her şey bu seçimlerin, kendimizle ilgili inançlarımızın sonucudur. 
KARAR VERME KONUSUNDA KENDİNİ - YÖNETME
“Düşündüğünüz , inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey mutlaka gercekleşir.” Bu bir yaşam yasasıdır. Kim olduğunuzun önemi yok. Yasa kişiler arasında ayırım yapmaz. Kim olduğunuzu, geçmişinizi, ulusunuzu veya ırkınızı dikkate almaz. Bilinç yoluyla işler. Gerçek refah içsel hakimiyetle başlar ki bu yaşamın her alanında zenginlik getirir, doğru hareketi ve tam bir doyumu içerir. Bu bilinci geliştirirken beş temel prensibi dikkate almamız gerekmektedir.
1- Allahın bize duyduğu sevgi kişiye , yere , şarta ve ortama bağlı değildir. 
2- Kendi kendimize koyduğumuz sınırlamaları ortadan kaldırıp sonsuzun bizde hüküm sürmesine izin vermek yine kendi elimizdedir. Her ne kadar bunu baltalamaya çalışan,sizi devamlı eleştiren ama kendisi bir şey yapmayan insanlar varsa da kulaklarınızı tıkayın.
3- Her insan sonsuzluğu kendi sözleriyle bireyselleştirir. 
4- Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey mutlaka gerçekleşir.
5- Verdiğiniz ölçü de hayattan geri alırsınız ; Hayatla bir bütünsünüz.Vermeden almak diye bir şey yoktur. 
ZENGİNLİK PARA KAZANMA YETENEĞİNE Mİ BAĞLIDIR 
Zengin olmanın tek yolunun başkalarından para koparmak olduğuna inanan birçok insan vardır ve bu onlar için bir yasa haline gelir. İyiliğimiz başkalarına bağlı değildir. Zenginlikte göreceli bir kavramdır,kimileri para,kimileri dostluk,kimileri ise unvan veya bilgiyi zenginlik olarak görür. İnsanları sınırlayan ve zenginlikten mahrum kılan yanlış inanışlar şunlardır;
1- Zenginliğin şansa bağlı olduguna inanmak yanlıştır.
2- Zenginlik yanlızca “para kazanma” yeteneğine bağlı değildir.
3- Zengin olmanın günahkarlık olduğunu düşünmek yanlıştır.
4- Cimriliğin erdem olduğunu düşünmek yanlıştır
5- Zengin bir hayat sürmenin gelecek için mal ve para depolamak olduğuna inanmak yanlıştır.
6- Zengin olmak için her yolun mübah olduğuna inanmak yanlıştır.
Hayatta kötü olan aslında para değil , parayı çok fazla sevmek onu tüm iyiliklerin kaynağından önde tutmaktır.
Kendimizi neye bağlarsak, ne olduğumuzu düşünürsek öyle oluruz. “Ben değersizim diye düşünmek” yerine “Allahın yarattığı ve her şeyi bahşettiği bir varlığım , Hayat en iyiye sahip olmamı istiyor ve bende bunu kabul ediyorum.Tüm iyiliklere sahip olmayı hak ediyorum” demeye başlayın( Bunu ben tam olarak başaramıyorum).
Başımıza ne geldiği değil, ona nasıl tepki gösterdiğimiz önemli olan. 
Edison başarısızlığı kabullenmeyi reddetti. Ampulü çalıştırmak için binlerce yol denedikten sonra “Çalıştıramamanın binlerce yolunu keşfettik”,dedi. 
Bilinçaltınıza birşeyi gelecekte başarmayı arzuladığınızı söylerseniz arzunuzun gercekleşmesini hep gelecek bir zamana erteler. Direktiflerimizin yerine getirilmesi için şimdi kelimesi kullanılmalı ve direktifimiz “şimdi” için geçerli olmalı. 
İYİ BİR BELLEK İÇİN DÖRT İLKE
1- Dur- bak-gözlemle-dinle
2- Öğrenme süreci, fikirlerin birleştirilmesine bağlıdır,parçaları ne kadar hızlı bir araya getirebilirseniz o kadar çabuklaşır.
3- Sizin için çalışmasını istiyorsanız belleğinize güvenin.
4- Kendini yönetme, kesin sonuçlar getiren kesin bir eylemdir.Sizi birilerinin yönetmesine izin verdiğiniz sürece sonuç değişmez.Başkalarının sizin için yapmadıklarını düşünmek yerine sizin kendiniz için neler yaptığınızla ilgilenin.
Hayatta öğrendikleri şeyleri hatırlamakta güçlük çeken insanlar , yıllar önce televizyonda seyrettikleri bir filmi kolayca hatırlayabilirler. Arabamızın anahtarını koyduğumuz yeri devamlı unuturuz ama araba kullanmayı unutmayız.
Beş parasız , yalnız, sevilmeyen , dışlanmış bir insan olabilirsiniz. Endişe çözüm değildir. 
Endişelenmekten vazgeçmenin üç yolu vardır. 
1- Allahın sizin için orada olduğunu anlamak.
2- Olumlu düşünmeye çalışmak.
3- Yol gösterilmesi için dua ettikten sonra olumlu tavır takınmak
Sonuç olarak, beynimizi ne için kullanırsak o da bize öyle dönüş yapacaktır…
http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/-100-dusunce-gucusayet-inanirsaniz/63.html 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder