30 Ocak 2014 Perşembe

MAKYAVELİST SİYASET KÜLTÜRÜ VE BİZİMKİLER





E-Posta : muzaffer.donmez@gmail.com
http://www.egehabercisi.com/makale/muzaffer-donmez/makyavelist-siyaset-kulturu-ve-bizimkiler/62.html
Makyavelizm, devlet yönetiminde amaçlara ulaşmak için her türlü yola başvurulabileceğini öneren ve devletin çıkarlarının her şeyin üzerinde olduğunu savunan bir politika anlayışıdır. İtalyan düşünür N. Makyavelli´nin (Machiavelli) (1469–1527) Prens (Hükümdar) adlı eserinde siyaset ve devlet yönetimi için ortaya attığı bu fikir, siyaset yanında ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da makyavelist bir rekabet kültürünün varlığını teşhis, tespit ve tanımlama imkânını vermektedir. Bu bağlamda kazanmak uğruna her türlü yöntemin kullanılmasını mübah sayan bir yaklaşımı ifade etmektedir ve kazanmak adına ahlak,gurur,onur gibi insani kazanımların hiçbir anlamı yoktur. Makyavelist rekabet kültürü kavramı, rekabet sürecinde adil ve etik olmayan yöntemlere daha kapsamlı ve daha bütüncül bir bakış açısı geliştirilmesine imkân vermektedir. Makyavelist rekabet anlayışının gelişmesinde etkili olan argümanları 5 ana gurupta toplamak mümkündür: 1.si, amacın meşruiyetinin, araçları da meşru kıldığı görüşüne dayanmaktadır. Amacın yüceliği ve önemi, meşru olmayan araçların kullanımını savunmak için koruyucu bir kalkan işlevi görmektedir. Genellikle devletlerin, şirketlerin ve diğer örgütlerin beka, yani varlığını sürdürme amacı, yüksek ve önemli bir amaç olarak kabul edilir. Amacın gerçekleşmesi için bazı kuralların çiğnenmesinin(bir kere ihlal etmekle Anayasa aşınmaz mantığında olduğu gib), bazı adil olmayan yöntemlere başvurulmasının doğal olduğunu savunur. Şayet amaç çok önemli ise, kullanılan yöntemlerin yasalara, ahlaka, gelenek ve göreneklere aykırı olmasında sakınca yoktur. Kısaca amaç önemli ise gerektiğinde bunun için bazı insanların hayatını kaybetmesi bile göze alınmalıdır(Tanıdık geldi mi?). 2.si, amaca ulaşmada en etkin ve sonuç alıcı yöntemin aranması gereğidir. Bu bağlamda amacın meşruiyeti yanında kullanılan yöntemin etkinliği de yöntemi meşrulaştırıcı bir unsur olarak kabul edilmektedir. Burada da şayet meşru bir amaca ulaşmak için en etkili yöntem zora ve hileye başvurulması, komplo kurulması vs. ise bu yöntemler de meşruluk kazanmış olacaktır. Esasen Makyavelli´ ye göre dürüstlük, yasalara saygılı olma, ikna etmeye çalışma gibi yöntemlerle başarıya ulaşılması kesinlikle mümkün değildir. Başarıda en etkili yöntem zora, hileye ve aldatmaya başvurmaktır(Siz bu yöntemleri de tanıyorsunuz). 3.sü, "Aldatmak isteyen biri mutlaka aldanacak birini bulur" tespitidir. Burada aldatılabilecek birisini aldatarak onun hayatı öğrenmesine katkıda bulunulacağı argümanı da Makyavelist yaklaşım savunulurken kullanılan görüşlerden birisidir(Din elden gidiyor,Laiklik elden gidiyor vs.). 4.sü,Nihayet makyavelist rekabet anlayışının dayandığı bir başka argüman, karşı tarafın ayni yöntemlere başvurarak üstünlük kazanmasını engelleme veya elini çabuk tutma argümanıdır. Makyavelli´ye göre insanlar genellikle bencil, ahlaksız ve kötüdür. Bu çerçevede insanlar, karşı tarafın meşru yöntemleri tercih etmek zorunda oluğunu düşünürse kolaylıkla meşru olmayan yöntemlere başvurarak üstünlük kazanmayı deneyecektir. Bu çerçevede kazanmak isteyen “akıllı” oyuncuların aynı yöntemleri hatta meşruiyeti biraz daha tartışmalı olan yöntemleri kullanması meşrudur(sanki son 10 yılı anlatıyor). Makyavelizm´in en azından adil yöntemlerle kazanma şansına sahip olmadığına inananlar üzerinde yarattığı ikna edici etkiler, makyavelist rekabet anlayışının hem politika alanında siyasi partiler ve ideolojiler arasında yaşanan üstünlük kazanma mücadelesinde, hem silahlı güçler arasındaki üstünlük mücadelesinde, hem, ekonomik alanda çeşitli piyasalarda teşebbüsler arasında yaşanan rekabet süreçlerinde, hem sportif alanlarda sporcular arasında yapılan yarışlarda, hem okullarda daha iyi öğrencilerin tespitine yönelik sınavlarda, kısaca insan yaşamının tüm alanlarında belli ölçülerde etkili olmasını sağlamıştır. Makyavelizm´in etki alanı varlığını sürdürme endişesinin ön plana çıktığı zor dönemlerde (savaş, kriz, belirsizlik vs.) hissedilir bir artış göstermiştir(Canım Türkiyem). Makyavelist anlayış çerçevesinde adil rekabetin tüm kurallarının yok sayılması, siyasetçilerin kazanabilmek için her şeyi yapmaya, her türlü yönteme başvurmaya hakkı olması demektir. Bu durumda kuralları belirleyen düzenlemelerin olup olmaması önemli değildir. Şayet bir mücadeleyi düzenleyen kurallar varsa, bu kurallara uymamanın veya uyuyormuş gibi yaparak (Biz Milli Görüş Gömleğini çıkardık vs. )onları gizlice ihlal etmenin veya kuralları uygulayacakları baskı altına alarak etkisizleştirmenin yolları aranacaktır(Medya,Ordu,Polis,Hakim ve Savcıların tahakküm altına alınması da bu yüzdendir). Son tahlilde yarışan iki tarafın da aynı anlayışla hareket etmesi halinde en fazla şiddete, en fazla hileye ve yolsuzluğa başvuran ve en acımasız olan taraf üstünlük sağlayacaktır(Bu da Meclisn bugünkü halini ortaya koymaktadır). Makyavelizm devlet yönetiminde insanların sahip oldukları ahlaki değerlerin de amaçların gerçekleştirilmesinde bir engel teşkil etmemesi gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda acıma duygusu, ahde vefa duygusu, borca sadakat, dürüstlük gibi davranışsal ilkeler ve duygular amaçların gerçekleşmesini engellememelidir. Bu durumda yarışmacı “bir prens veya hükümdar” gibi hareket ederek kendi kurallarını kendi belirlemeli ve neyin ne zaman ne kadar iyi ve adil olduğuna da kendisi karar vermelidir(Bazıları da Padişah veya Diktatör rolüne soyunmaktadır). Makyavelizm´de, meşru ve iyi bir amaç için yarışmada kazanmak durumunda olanın ne olursa olsun sorgulanamayacağı ilkesi de vardır. Bu, “devlet ne olursa olsun sorgulanamaz” ilkesinin bir uzantısıdır(Usta ne derse doğrudur). 5.si, Makyavelist rekabet anlayışı çeşitli şekillerde uygulanabilir. Herkesin kendi Makyavelizm yorumu ve dozu farklı olabilir. Diğer bir ifade ile makyavelist rekabet kavramı, yasal düzenlemeleri tamamen yok sayarak total bir keyfilikten, yasal düzenlemelerdeki boşluklardan yararlanmaya veya en gizli yöntemler kullanarak yasaları ihlal etmeye çalışmaya kadar çok çeşitli şekiller alabilir(Telefon dinleme,usulsüz gözaltı ve tutuklama,kılıfına uydurup öldürme veya öldürtme gibi). Aynı şekilde makyavelist rekabet, tüm ticari teamül ve kuralları tamamen göz ardı etmekten, zaman zaman bu kuralları göz ardı etmeye, hatta bazen bu kurallara herkesten fazla uyup, gerektiğinde bu kuralları en ileri düzeyde ihlal etmeye varan çeşitli şekiller kazanabilir. Bu makale de kısaca Türkiye´nin son 10 yılını özetlemeye çalıştım. Ancak,bu durumda AKP ne kadar sorumlu ise,CHP,MHP ve BDP de aynı düzeyde sorumludur. Kimse kendisinin ve partisinin daha iyi,daha doğru ve daha dürüst olduğunu savunmasın. Hani bir reklam vardı ya;”Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankası´yız”. İğne kendimize,çuvaldız başkasına… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder