Tarih
boyunca verimli tarım alanları, doğal su kaynaklarının zenginliği, sarp yamaçlı
tepelerle çevrelenmiş korunaklı bir konumda olması Beypazarı’nın tarihin her
döneminde önemli bir yerleşim olmasını sağlamış. Hitit, Frig, Galat, Roma,
Bizans, Selçuklu ve son olarak da Osmanlıların egemen olduğu tarihi İpek Yolu
üzerinde, ticaret ilçeye eşsiz tarihi zenginlikler bırakmış… Tarihi konakları,
müzeleri ve mutfağıyla dikkat çeken Beypazarı, İstanbul ve Ankara’dan
günübirlikçilerin uğrak yerlerinden biri oldu.
2000′li yılların başında umut veren
tarihi kentlerden biri olan Beypazarı turizmi, son yıllarda ise kan kaybetmeye
başladı. Sıkıntının farkına varan ilçenin yerel yöneticileri elbirliğiyle
soruna çözüm aramak için çalışmalara başladı. İlçeye gelen ziyaretçi sayısının
azalmasının nedenlerini soruşturan Beypazarlılar, Belediye ve Kaymakamlık ile
yeni projeleri hayata geçirmek için kolları sıvadı. Turizm Yazarları ve
Gazetecileri Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu liderliğinde ilçeye gelen
turizm gazetecilerine bilgi veren Beypazarı Kaymakamı Mustafa Kaya,
Beypazarı’nın daha çok günübirlik ziyaretçilerin haftasonu uğradığı yer
olduğunu hatırlatarak, “Beypazarı yaşayan bir kültür onu devam ettirmemiz için
sponsorlara ihtiyaç var. Bir yere kadar ilerleyebiliyoruz ama mesafe
kaydedemiyoruz. Yılda birkaç kere Beypazarı kültürünü ön plana çıkaracak
şenlikler düzenlenebilir. Esnaf arasında birliktelik yok öncelikle bunu
tesis etmeliyiz her esnaf ayrı bir fiyat politikası uyguluyor bu aşılırsa ve
buradaki üreticiler ürünlerini haftaiçi 2 gün yüzde 40 indirimli satarsa
İlgiyi tekrar artırabilir” dedi.
Şehrin genel sulietini koruması
gerektiğine dikkat çeken Kaya”Bazı işletmeler gece ışıklandırmalarına dikkat
etmiyor. Buraya özgü pastel bir rengimiz var. Onu korumalıyız” dedi.
İşletmelerin tura uygun fiyat vermediklerine değinen Kaya şöyle konuştu:
“Haftasonunda konaklamada sorun yok ama haftaiçi gelen olmuyor. Fiyat
politikası çok önemli tur fiyatı ile kapı fiyatı aynı olmuyor. Verilen hizmetin
kalitesi çok öenmli yabancı turist getiremiyoruz. Ankara bu konuda çok çaba
sarf ediyor ama bir sonuç alınamadı. Kapadokya’ya giderken Beypazarı’na
uğramıyorlar” diye konuştu.
İlçeye bir zamanlar 300-400 bin yerli
yabancı turist geldiğini belirten Beypazarı Belediye Başkanı M.Cengiz Özalp da
İstanbul-Ankara arasına işleyecek hızlı trenin Beypazarı’nda duracağını
belirterek, biran önce ilçenin altyapısını tamamlamaya çalıştıklarını söyledi.
Beypazarı’nın büyükşehirlerde tanıtımı için TIR hazırladıklarını belirten
Özalp, Beypazarı kurusu, İnözü kanyonu, ilçede bulunan 5 müze ve konakların
büyük ilgi göreceklerini ifade etti. Reklam ve tanıtıma bundan sonra daha fazla
önem vereceklerini belirten Özalp, yeni projelerin hazırlıkları içinde
olduklarını belirtti.
Ankara Üniversitesi Beypazarı Meslek
Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Timur Gültekin de, ilçenin potansiyellerinin
turizme kazandırılması konusunda, esnaf ve yerel yöneticilerin yanında yer
aldıklarını, her türlü işbirliğine açık olduklarını söyledi.
Beypazarı esnafı da son yıllarda
ilçeye ziyaretlerin azaldığını, haftaiçinde konaklamaların artırılması için
çalışmalar yapılması gerektiğini belirttiler. Özellikle acentaların turlarını
beklediklerini ifade eden esnaf, festivaller düzenlenmesini, şenlikler
yapılmasını istedi.
Geçmişe yolculuğun adresi
“Münsürlerin Konağı”, “İnce Efendi
Konağı”, “Hacıbostan Konağı”, “Müftüzade Hacı İzzet Efendi Konağı” ve
“Mev’aların Konağı” gibi pansiyon ve restoranların ilçe ekonomisine katkı
sağladığını belirten Beypazarı Belediye Başkanı M.Cengiz Özalp, yaptıkları
çalışmaları şu şekilde anlattı:
Tarihi “İpek Yolu” üzerinde ,
binlerce yıllık geçmişe sahip olan Beypazarı, ülkemizin kültürel
zenginlikler ve doğal güzelliklerle dolu yerleşim merkezlerinden biridir.
Beypazarı Belediyesi ve halkı olarak
tarihi koruma ve gelecek kuşaklara hazırlama görevini üstlenmiş olmaktan büyük
mutluluk duyuyoruz.
On yıl önce Beypazarı’nı dünyada eşi
benzeri görülmedik bir açık hava müzesi haline getirmek amacıyla çıktığımız
değişim yolunda oldukça büyük yol kat ettik. BEYAP Projesi kapsamında ilçemizde
bulunan 3500 konaktan 530′unun restorasyonunu tamamladık ve kullanıma açtık.
Halen devam etmekte olan projenin hayata geçirilmesinde çeşitli kurum ve
kuruluşların büyük desteğini aldık. Böylelikle restorasyon çalışmaları için
gerekli bütçenin tamamına yakını sponsorlar tarafından sağlandı. Şu an
Beypazarı’nda aslına uygun olarak restore edilip tamamlanmış toplam 30
sokağımız bulunmaktadır. Bu sokaklar arasında bulunan apartmanlara da ahşap
görüntü verilerek bütünlük sağlanmış bulunmaktayız. Hedefimiz bu çalışmanın
kalan 3000′e yakın konak için de uygulanmasıdır. Konaklarımız, eski dokusuna
kavuşturulurken gelenekler bozulmamıştır. Bunun en güzel örneklerinden biri de,
Beypazarı’nda halen ekmeklerin evlerin altında bulunan fırınlarda
pişirilmesidir.
Evlerin yenilenmesi , Beypazarı’ndaki
turizm potansiyelinin artmasını sağlarken Beypazarı halkının da ekonomik olarak
yüzünü güldürmüştür. “Münsürlerin Konağı”, “İnce Efendi Konağı”, “Hacıbostan
Konağı”, “Müftüzade Hacı İzzet Efendi Konağı” ve “Mev’aların Konağı” gibi
pansiyon ve restoran olarak faaliyete geçen konaklarımız, ilçede iş
istihdamının artmasına da büyük katkı sağlamıştır. Konakların yanı sıra
restorasyonuna başlanılan 200 yıllık bir tarihe sahip 600 dükkan kapasiteli
Beypazarı Çarşısı’nın da en yakın zamanda işletmelere açılması planlanmaktadır.
Bu tarihi yolculuk içerisinde
günümüze kadar gelen lezzetli geleneksel yemeklerimizden bahsetmemek olmaz.
Tamamı tescilli yöremize özgü; 80 katlı baklava, etli güveç, Beypazarı kurusu,
mumbar, tatlı sucuk, havuç lokumu ilçemizi ziyaret eden yerli ve yabancı
turistlerin gözdesi olmuştur.
Çevre illerin gözbebeği olan
Beypazarı’na gelen turist sayısı her geçen gün artmaktadır. Beklentimiz beş
yıllık süre içinde toplam 1 milyon turistin ilçemizi ziyaret etmesidir.
İnsanların Beypazarı’nın güzelliklerinden mahrum olmaması için bu yolda
elimizden geleni yapmaya hazırız.
Kendisine saygısı olmayan dil, tarih,
gelenek gibi milli değerlerine sahip çıkmayan milletlerin bir gün tarihten silineceğini
biliyoruz. Bu gerçekten yola çıkarak anadilimiz Türkçe’nin korunması amacıyla
ruhsat verilecek işyeri tabelalarına yabancı kelimelerin yazdırılmaması kararı
alınarak Beypazarı’nda yarattığımız tarihi atmosferin bozulmaması konusunda ne
kadar kararlı olduğumuzu bir kez daha gösterdik.
Restorasyon, turizm ve kültürel
mirasın korunması yönündeki çalışmalarımızın yanı sıra altyapı çalışmalarına da
büyük önem verdik. 1999 yılından bu yana Beypazarı’nın çehresini değiştirmeyi
başardık. Yapılan spor kompleksi, çay bahçeleri, parklar, basket sahaları ve
sayfiye alanları ile sosyal yaşam canlanırken, yapılan yollarla ve özellikle
trafik kazalarına neden olan alanlarda yapılan büyük çapta kavşaklarla bu
sorunu ortadan kaldırdık. İlçemiz için çok önemli olan projelerimizden Yaş
Sebze Meyve Hali’nin yapımını tamamladık. Yine Beypazarı’nın ilk yüzme havuzunu
kullanıma açtık. Belediyecilik anlayışımızda temel noktamız; ilçedeki herkesin
doğumdan ölüme kadar uygar dünya ölçülerinde yaşamaları için alt yapı neleri gerektiriyorsa
o şartları sağlamaktır. Bu konuda hali hazırda başlatılmış bir çok projemiz de
devam etmektedir.
Özveriyle gerçekleştirdiğimiz bu
çalışmalar, Beypazarı gibi özel bir ilçeye layık olma çabasıdır. Oturup destek
beklemek yerine elimizdeki kaynakları en verimli şekilde nasıl kullanacağımız
ve ilçemize nasıl kazandıracağımız yönünde projeler ürettik. Olağan görevleri
yerine getirmenin çalışmak olmadığını radikal değişimler için cesur adımlar
atılması gerektiğini kendimize amaç edindik.Bu düşünceyle hareket eden tüm
kurumlar için başarının kaçınılmaz olacağı inancındayız.
Beypazarı’nın avantajları
>> Beypazarı, Ankara’nın 100 km. batısında, Ayaş ve Nallıhan İlçeleri arasında, Ayaş-Güdül-Çamlıdere- Kıbrısçık-Seben-Nallıhan- Mihalıçcık ve
Polatlı İlçeleri ile komşu. Yüzölçümü 868 km2, rakım 675 metre. Son nüfus
sayımında toplam nüfusu 46 bin 514 oldu. Bunun 35 bin 80 kişisi şehir
merkezinde 11 bin 434 kişi de 64 köy ve 3 beldede yaşıyor.
>> Beypazarı, Ankara’nın 100 km. batısında, Ayaş ve Nallıhan İlçeleri arasında, Ayaş-Güdül-Çamlıdere-
>> İlçe sınırları içindeki
İnözü vadisi birçok bitki ve canlıya ev sahipliği yapıyor. Vadinin derin
havasına alandaki doğal bitki örtüsü ve birtakım tarihi kalıntılar eklenmiş.
Beypazarı’nın kuzeyinde bulunan vadinin iki tarafı balık sırtı görünümünde
yükseliyor. İnözü Çayı’nın aşındırmasıyla oluşmuş vadide kayalıklara oyulmuş
çok sayıda mağara bulunuyor. Mağaraların bir bölümü çok yüksekte olduğundan
ziyaret edilmeleri pek mümkün olmuyor. Bu mağaraların, o devirde yaşayanlar
tarafından kullanılan, ziynet eşyalarının da muhafaza edildiği mezarlar
olduğuna dair çeşitli göstergeler bulunuyor. Arkeolojik anlamda bir çalışma
yapılmadığı için veriler ortaya konulamıyor.
>> Beypazarı konakları ile meşhur. Genellikle iki ya da üç katlı olan konaklar yapılırken işlevsel ve kültürel detaylarla bezenmişlerdir. Bu Evler zemin katları taş, üst katları ahşap iskelet içine ahşap veya kerpiç dolgu sistemi kullanılarak inşa edilmiş.
>> Beypazarı’na gelen turist sayısı resmi kayıtlara göre, 1999′da 2 bin 501 kişi olarak geçerken, 2012 yılında ise bu sayı 450 bin oldu. Hedeflenen sayı ise yılda 1 milyon yerli, 100 bin yabancı turist.
>> Beypazarı konakları ile meşhur. Genellikle iki ya da üç katlı olan konaklar yapılırken işlevsel ve kültürel detaylarla bezenmişlerdir. Bu Evler zemin katları taş, üst katları ahşap iskelet içine ahşap veya kerpiç dolgu sistemi kullanılarak inşa edilmiş.
>> Beypazarı’na gelen turist sayısı resmi kayıtlara göre, 1999′da 2 bin 501 kişi olarak geçerken, 2012 yılında ise bu sayı 450 bin oldu. Hedeflenen sayı ise yılda 1 milyon yerli, 100 bin yabancı turist.
>> Çalışmalarına başlanan
jeotermal enerji projesiyle Beypazarı kültür turizminin yanı sıra kaplıca
turizmiyle de tercih edilen kent olmaya aday.
>> “Telkari Sanatı” ile
Beypazarı’nın adını yurtdışına duyuran gümüş işletmeciliğinin yanı sıra
bakırcılık, yorgancılık, dokumacılık gibi eski el sanatlarının da yaşatıldığı
ilçede; turistler babadan oğula geçen geleneksel el sanatları atölyelerini
gezme fırsatı bulabiliyor.
>> Yöreye has Beypazarı güveci,
etli dolma, höşmerim ve baklava gibi lezzetler, turistik işletme haline
getirilen tarihi konaklarda ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
>> Turizmde artan talep
sonucunda Beypazarı’ndaki turistik tesislerin sayısı da artıyor. Restoran
hizmetinin yanı sıra konaklama hizmeti de sunan 17 mekanla birlikte toplam 45
turistik işletmenin bulunduğu ilçede ziyaretçiler, tatil yapma olanağı buluyor.
Geleneksel lezzetleriyle Beypazarı
1800′lü yıllardan günümüze ulaşan
tarihi konakların restore edilmesiyle açık hava müzesi görünümünü alan
Beypazarı, el sanatları ve saray mutfağı tarzındaki yemekleriyle Türk
Kültürü’nün mirasçısı olmaya devam ediyor. İlçe, tarihi zenginliklerinin
yanısıra yöresel yemekleriyle de ilgi odağı olmuş. Anadolu’nun lezzetlerini
barındıran yemekleri; sunumunun inceliği ve zarafetinden olsa gerek “İnce
Takım” olarak adlandırılır. El yapımı tarhana çorbası, taş fırınlarda
pişirilerek yine özel güveç kaplarında ikram edilen etli güveci, parmak
kalınlığında damarsız ve ince kara üzüm yaprağına sarılan etli dolması, 80 kat
ince yufkadan hazırlanan baklavası ve yöresel tatlısı olan höşmelimiyle bu
zengin mutfak, tarihi konaklarda ziyaretçilere sunulur. Taş fırınlarda yapılan,
tazeliğini bir sene koruyan, çay saatlerinin vazgeçilmez lezzetlerinden
Beypazarı Kurusu, Türkiye’de sadece Beypazarı’nda üretilir. Beypazarı’nın
tamamı tescilli bu yemeklerinin tarihi konaklarda servis edilmesi lezzetine
lezzet katar.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen
Havuç ve Güveç Festivali’nde yöresel yemek yarışmaları düzenlenerek lezzetler
ödüllendirilir. 2007 yılında yapılan festival, 80 binin üzerinde katılımcısıyla
çevre ilçelerde düzenlenen en gözde festival niteliğindedir. Beypazarı’ndaki
zengin yemek kültürünün en önemli nedenlerinden biri ilçenin tarım ürünlerinin
zenginliğinden kaynaklanır. Topraklarının verimli olması nedeniyle nüfusun
yüzde 70′i tarımla uğraşır ve İstanbul, Ankara gibi merkezlerin domates,
ıspanak, salatalık, marul, biber, havuç ihtiyacı da yine Beypazarı’ndan
karşılanır. Organik tarımla üretilen ürünlerin hızla arttığı Beypazarı’nda
hedeflenen, gübresiz, hormonsuz tarımın yaygınlaştırılması.Türkiye’ deki
havuç ihtiyacının yüzde 60′ını Beypazarı’nda yetiştirilen havuç karşılar.
Havucun yan ürünleri olan; lokumu ve reçeli bu nedenle havuç suyu, lokumu ve
reçeli Beypazarı’nın en değerli ürünlerindendir. Pekmezi ve cevizli sucukları
da Beypazarı’nın yöresel ürünlerindendir ve bağlarda yetişen kaliteli
üzümlerden yapılır.
Festivaller ve şenlikler
>> Beypazarı Festivali: Her yıl
Haziran ayının ilk haftası düzenlenen “Geleneksel Tarihi Evler, El Sanatları,
Havuç ve Güveç Festivali” tüm Türkiye’den binlerce misafiri bir araya
getiriyor. Yoğun ilgi gören Festival son iki yıldır “Uluslararası” platformda
gerçekleştiriliyor. Japonya’dan gelen sanatçıların gösterileriyle renklenen
festival; Türk-Japon Kültürleri Buluşması’nın yanı sıra Edirne’den Adana’ya
kadar farklı il ve ilçe Belediyenin kendi yörelerine özgü kültürel değerlerini
tanıtmalarıyla tam bir kültür mozaiği oluşturuyor.
>> Uçurtma Şenliği: 2006 yılında 5.’si
düzenlenen “Beypazarı Geleneksel Uçurtma Şenliği” her yıl Nisan ayının son
haftası tüm uçurtma tutkunlarını Beypazarı’nda buluşturuyor. Beypazarı’nın bir
bakıma şenlik merkezi de olan Hıdırlık Tepesi’nde yapılan etkinlikte, katılımcıların
birbirinden özel uçurtmalarıyla gök yüzü adeta rengarenk bir tablo görüntüsüne
kavuşuyor. Beypazarılıların 7’den 70’e bir araya geldiği Uçurtma Şenliği eski
bir geleneğin yaşatılması adına da büyük bir önem taşıyor.
>> Kızak Şenliği: 1600 mt. yükseklikte bulunan Karlı
Kiraz Yaylası’nda Mart ayının ilk haftası gerçekleştirilen “Beypazarı Kızak
Şenliği”; kızaklarını ve mangallarını hazırlayan ilçe halkının yanı sıra karın
eşsiz güzelliğinde eğlenmek isteyen Ankaralıların da akın ettiği bir
organizasyon. Kızakları olmayan ziyaretçiler için Belediye tarafından
hazırlanan tahta kızakların dağıtıldığı şenlikte, karlar üzerinde
eğlenceli bir gün geçirmek isteyenlerin yapması gereken tek şey Beypazarı’na
gelmek ve kışın son günlerinin doyasıya tadını çıkarmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder