7 Şubat 2013 Perşembe

Herkes kara listeye girebilir



Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Tasarısı'nın 1. bölümü, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.

Sivil toplum kuruluşları kanunun yardım kuruluşlarına ya da vakıflara yapılan bağışları da kapsayacak şekilde herkesi zanlı durumuna getirebilceğini belirterek karşı çıkıyor.
Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Tasarısı'nın 1. bölümü, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
"Temel kanun" olarak, iki bölüm halinde ele alınan tasarının, 1. bölümündeki ilk 11 maddesi kabul edildi.
Tasarının "Malvarlığının dondurulması/BM Güvenlik Konseyi kararları" başlıklı 5. maddesi üzerinde AK Parti tarafından bir önerge verildi. Kabul edilen önergeyle, BM Güvenlik Konseyi'nin, 1267 ve 1989 sayılı kararlarıyla listelenen kişi, kuruluş ve organizasyonların tasarrufunda bulunan malvarlığının dondurulması kararlarına 1988 sayılı karar da eklendi. Bu kararlar, Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla gecikmeksizin uygulanacak.
Önergenin gerekçesinde, 1267 sayılı kararın, Taliban, Usame bin Ladin ve El Kaide'yle bağlantılı kişi ve kuruluşlara karşı, mal varlıklarının dondurulması dahil çeşitli yaptırımların (ülkeye giriş ve transit yasağı, silah satışı yasağı) uygulanmasını öngördüğü kaydedilirken, "Söz konusu kişi ve kuruluşların listesi, Güvenlik Konseyi bünyesinde kurulan Yaptırımlar Komitesi tarafından hazırlanmakta ve sürekli olarak güncellenmektedir. Bu karar, 1988 ve 1989 şeklinde ikiye bölünerek iki ayrı karar alınmıştır. Tasarıda sadece 1989 sayılı karara atıf yapılmış olması, BM Güvenlik Konseyi'nin diğer kararının uygulanamaması anlamına geleceğinden bu eksikliğin giderilmesi amacıyla bu önerge verilmiştir" denildi
"HERKES KARA LİSTEYE GİREBİLİR"
- İHH İnsani Yardım Vakfı İnsan Hakları ve Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Gülden Sönmez, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın, özgürlüğü, insan haklarını ve insanların güvenliğini birkaç devletin politikalarının güvencesine ve siyasi menfaatlerine kurban eden 11 Eylül anlayışının Türkiye’de yasal düzenlemeye büründürülmesinden başka bir şey olmadığını belirtti.

Sönmez, yaptığı yazılı açıklamada,  kanun tasarısındaki düzenlemeye ve BM Terörizmin Önlenmesi İle İlgili Uluslararası Sözleşme’nin pratiğine bakıldığında, bundan sonra başta ABD olmak üzere Güvenlik Konseyi ülkelerinin, hem kendi menfaatlerine hem de istihbarat örgütlerinin paylaşacağı gizli belgelere dayanarak terörist olarak ilan ettiği örgüt, grup, siyasi oluşum ve camiaların Türkiye tarafından da terörist olarak kabul edileceğine işaret etti.

Bu şekilde terörist ilan edilen kuruluşlarla bir şekilde ekonomik boyutu olan bir ilişki kuran bütün kişi, STK ve şirketlerin de kara listeye alınacağını vurgulayan Sönmez, talep halinde yargısal bir tasarruf olmadan, idari bir tasarruf ile bu kuruluşların mal varlıklarının dondurulabileceğini belirtti.

Kanun Tasarısı’nın, bu şekilde onaylanırsa, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesini düzenleyen 2, mülkiyet hakkını düzenleyen 35, suç ve ceza ilkelerini düzenleyen 38 ve yargı bağımsızlığını düzenleyen 138. maddelerine aykırı olacağını savunan Sönmez, ”Hukukilik denetimi ve başvurulacak etkili yargı yolunun kanunda açık olarak tanımlanması gerekir.
Bu yargı yolunun etkin bir şekilde kullanılabilmesi gerektiği, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi madde 13, Anayasa madde 36 ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu ifade eden Anayasa madde 125/1 uyarınca tartışmasızdır. Kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlayan koruma tedbirlerine yargı makamları karar vermelidir. Yargı kararına bağlı olmak kaydıyla masumiyet/suçsuzluk karinesine aykırı olarak uygulanan ve henüz kesinleşmiş hüküm olmadan kişi hak ve hürriyetlerini araç niteliğinde kısıtlayan koruma tedbirleri ancak yargı makamları tarafından uygulanmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder