18 Nisan 2013 Perşembe

Borsa İstanbul Başkanı Turhan, patronları nasıl ikna etti?

Borsa İstanbul Başkanı Turhan, patronları nasıl ikna etti?


Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, internet portallarının temsilcileri ve köşe yazarları ile Çırağan Sarayı’nda düzenlenen sohbet toplantısında bir araya geldi.
İbrahim Turhan, 2012 yılı Ocak ayında İMKB Başkanı olarak atandı. Atandıktan sonra teknoloji ve altyapıya büyük önem veren Turhan, bazı geceler İMKB binasında sabahlamış. Turhan, "Rekorum sabah 8'e kadar çalışmak. Gece boyu sabaha kadar çalıştık. Sabah 8 olunca yeni mesai için yeniden çalışmaya koyulduk" dedi.
Göreve geldiklerinde teknolojik altyapıda çok eksikler olduğunu gördüğünü söyleyen Turhan, "Bilgi-işlemde görev yapan arkadaşlara bir kutu çikolata verdim. 'Onlar bayram geldi, başkan çikolata getirdi' diye sevindiler. Ben de onlara 'Ailenizle vedalaşın. Yıl sonunda kadar teknolojiyi düzeltmezseniz buradan çıkış yok dedim. Arkadaşlar çok iyi çalıştı. 21 Aralık'ta sistemi bitirdi. Sistemi test için aracı kurumları çağırdık. Onlar da inanmadı. Test için gelmedi" diye konuştu.
Turhan'ı karşısında göre patronlar şaşırmış
Halka açılmaya büyük önem veren Turhan, İSO 1000'de yer alan şirketlerin tek tek kapısını çaldıklarını söyledi. Bu görüşmelerin bir kısmına kendisininde gittiğini, İMKB Başkanı'nı karşısında gören patronların çok şaşırdığını belirten Turhan, "Bu yaptığımız görüşmeler çok olumlu geçti. Yapılan ziyaretler sonrasında 60 firmayı 2015 yılına kadar 60 firmayı da 2018'e kadar halka açılma konusunda söz aldık" dedi. Turhan, patronların önce borsaya açılmaktan tedirgin olduklarını ancak konuştuktan sonra ikna olduklarını kaydetti.
Takasbank’ın Sermayesi Artırılıyor
Yeni SPK Kanunu ile merkezi karşı taraf sermaye piyasasının sisteme dahil edildiğini kaydeden İbrahim Turhan, “İstanbul Takasbank’ın adını değiştirdik. İstanbul Takas ve Saklama Bankası oldu. Takasbank merkezi karşı taraf görevini yerine getirecek. Tabii ki bunu yapabilmesi, aynı zamanda da uluslararası akreditasyona sahip olabilmesi için şimdikinden çok çok daha güçlü bir sermaye yapısına ihtiyacı olacağı açık. Bu sebeple en son aldığımız Genel Kurul’daki kararla Takasbank’ın sermayesini yüzde 300 bedelsiz, yüzde 300 bedelli olmak üzere 60 milyon liradan, 420 milyon liraya çıkarıyoruz. Bu bir ilk adım. Bizim nihai hedefimiz Takasbank’ın sermayesini 300-350 milyon Avro seviyesine çıkarmak” diye konuştu. 
Borsa İstanbul’daki Paylar
Borsa İstanbul’daki paylar hakkında da bilgi veren İbrahim Turhan, şunları söyledi:
“Borsa İstanbul’un sermaye yapısı şu şekilde oluşturuldu. On binde biri A grubu pay olarak tescil edildi ki, bu sonuna kadar Hazine’ye ait olacak, satılmayacak, devredilmeyecek. Geriye kalan paylardan yüzde 49’u yine Hazine adına tescil edildi. B grubu paylar ve ileride gerçekleştirilecek bir özelleştirmede halka arz edilecek paylar bunlar… C grubu paylarımız yine kanunda tanımlandığı şekilde yüzde 4’u Borsa İstanbul’un kanununun yürürlüğe girdiği tarihte üyesi olan o zamanki adıyla aracı kurumlarımıza, borsaya üyelik için ödedikleri lisans bedelinin karşılığı olarak eşit şekilde dağıtıldı, dağıtılıyor.  Yüzde 1’i sektörü temsil eden meslek örgütü sıfatıyla Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’ne verildi. Binde 3’ü keza aynı şekilde İstanbul Altın Borsası’ndaki üyelere veriliyor. İzmir Vadeli İşlem Opsiyon Borsası ile birleşme sürecinde değerlendirmek üzere VOB’un paylarının 1’e 20 oranında değiştirilmesi suretiyle kullanılacak bir 4,2’lik daha pay daha var orada... Neden 4,2 de 5 değil. Çünkü biliyorsunuz, VOBAŞ’ın yüzde 18’i zaten İMKB’ye aitti. O, Borsa İstanbul’a intikal etmiş oldu. Geriye kalan payların 20’ye bölümüyle yüzde 4,2 çıkıyor. Demek ki, toplam yüzde 9,5’luk C grubu payları bu şekilde sektörün temsilcilerine bedelsiz olarak devredilecek. Geriye yüzde 40,5’lik bir pay grubu kaldı ki, işte bunlar da stratejik ortaklıklarda kullanılacak paylar.”
Stratejik Ortaklıklar Grubu
Borsa İstanbul’u, stratejik ortaklıklarla uluslararası seviyede tanınan, bilinen, güvenilen ve tercih edilen bir piyasa haline getirmeye çalışacaklarını anlatan Turhan, bu ortaklıkları 3 gruba ayırdıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Bunlardan bir tanesi bize teknoloji, piyasa erişimi ve uluslararası tanınırlık sağlayacak ortaklıklar. İkinci grup uluslararası finans merkezi vizyonunu mümkün kılacak, piyasanın daimi likiditesini garanti altına alacak likidite sağlayıcıları ve piyasa yapıcılar için değerlendireceğimiz grup. Üçüncü grup da, bir yerde piyasada kanaat önderi olarak kabul edilmiş, bu piyasanın uluslararası standartlarda ve yatırım yapılabilir bir piyasa olduğuna ilişkin adeta bir benchmark, trademark teşkil edecek ve küresel yatırım toplumunun Borsa İstanbul’da sürekli bulunmasını güvence altına alacak büyük ve özel yatırım fonları…”
Borsa İstanbul’un Teknolojisi
Borsa İstanbul’da kullanılan teknoloji hakkında da bilgi veren ve bu teknolojiyi yenilemenin önemine dikkat çeken İbrahim Turhan,  eskiden yatırımcılardan, “borsada daha fazla işlem yapmak istiyoruz ancak teknoloji bize izin vermiyor” şeklinde yakınmalar geldiğini anlattı. O dönemler herkese 12 emir/saniye emir gönderme hakkı tanındığını, ilave para verenlere bu kapasitenin 24 emir/saniyeye çıkarıldığını anlatan Turhan, “Bu kapasite kurumsal yatırımcılar için çok az” dedi.
Borsada süratin de önemine dikkat çeken Turhan, artık özellikle yüksek frekanslı işlemlerin, algoritmik ticaretin gerçekleştirildiği ortamda gecikmelerin mikrosaniyeler seviyesine düştüğüne dikkat çekerek, “Yani emirin borsaya girişiyle sonuçlandırılması arasında geçen zaman kaybı. Bizdeki gecikme süresi 500 milisaniye gibi, yarım saniye yani... Bu altyapıyla bizim bırakın uluslararası finans merkezi olmayı, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyacağı finansal işlemleri bile gerçekleştirmenin mümkün olmayacak” diye konuştu.
Göreve geldiklerinden bu yana borsa teknolojisi konusunda mevcut teknolojiyi son noktasına kadar zorlayarak bütün iyileştirmeleri yaptıklarını, ekonomimizin ve sermaye piyasalarımızın önümüzdeki 2 yıllık ihtiyacına cevap verecek bir noktaya getirdiklerini belirten Turhan, “Bunu rakamsal olarak ifade etmek gerekirse aracı kurumlarımızın daha evvel 12 olan ve ancak ayda 63 bin lira ilave para vermek suretiyle 24’e çıkarılabilecek saniyede emir gönderme kapasitelerini 108’e çıkardık. Bunun ücreti de 63 bin liradan daha düşük. Emir işleme kapasitemizi yüzde yüzden fazla artırdık” diye konuştu.
Teknoloji konusunda süratle altyapı, donanım ve yazılımın değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Turhan, “Çünkü şu anda bizim gibi piyasaların önünde çok önemli bir fırsat penceresi var.  Gelişmiş ülkeler bu finansal krizin etkisiyle bazı problemlere uğraşıyorlar. Şu anda aradaki farkı kapatmak ve ön sıralara yükselmek için çok önemli bir fırsat var” dedi.
Bu teknolojiyi temin etmek için bu borsa yazılımlarından birisini sunacak bir borsayla stratejik ortaklık yapmayı planladıklarını anlatan Turhan, böylece sadece bilişim teknolojisi almayacaklarını, aynı zamanda piyasa işletimi anlamında da know how transferi yapacaklarını ifade etti.
Borsa İstanbul’un Likiditesi İyi
Borsa İstanbul’un likidite anlamında iyi bir düzeyde olduğunu ifade eden Turhan, “Bizim günlük işlem hacmimiz 1.8 milyar dolar pay piyasalarında sadece… Bu miktarla, emerging marketler (yükselen piyasa) arasında dünyada ilk 5’e girmiş durumdayız. Borçlanma Araçları Piyasası’nda çok daha iyi durumumuz… İşlem hacmimiz geçen yılın yüzde 10 kadar üstünde… Hepsini beraber değerlendirdiğimiz zaman günlük işlem hacmimiz 15-16 milyar doları buluyor ki; bu hacimle de dünyanın likiditesi en yüksek 4. borsasıyız” diye konuştu.
Toplantıya katılan medya mensuplarının sorularını da yanıtlayan Turhan, bir soru üzerine, son 7 ayda ISO 500 listesinde yer alan 180’den fazla şirketi ziyaret ettiklerini belirtti. Bu şirketlerden 60 tanesinin 2015 sonuna kadar, 60 kadarının da 2018 yılı sonuna kadar halka arzı gerçekleştirmeyi planladıklarını söylediklerini anlatan Turhan, “Önümüzdeki 5 yıllık dönemde ISO 500 listesinden 120 tane şirket borsada pay senetlerini halka arz etmek için gelecekler” dedi.
Kurumsal Yatırımcıların Önemi
Türkiye’de, borsada kurumsal yatırım ayağında önemli ölçüde eksiklik bulunduğunu belirten Turhan, “Yine aynı şekilde yerli kurumsal fonlar noktasında ne yazık ki çok kötü durumdayız. Dünyada kurumsal kolektif portföylerin milli gelire oranı bütün dünya ortalaması yüzde 40. Biz de yüzde 2,5” diye konuştu. 
Piyasa ortamının iyileştirilmesinin bireysel yatırımcılara yapılacak en büyük katkı olduğunu anlatan Turhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de sermaye piyasalarında eksik olan parça yerli kurumsal yatırımcılardır. Bireysel yatırımcının sermaye piyasasına özellikle de pay piyasasına mutlaka yatırım yapması gerektiğini savunuyorum. Bireysel yatırımcı için borsa yatırımı, sermaye piyasası yatırımı en doğru, en verimli en avantajlı yatırımdır. Ama bunun bilinçli yapılması şartıyla… Bilinçli yatırım da, en sağlıklı olarak kurumsal portföyler üzerinden gerçekleşir. Bakın eskisi gibi değil Türkiye’de sermaye piyasaları… Sermaye Piyasası Kurulu bireysel yatırımcının kolektif portföylerdeki haklarının korunmasına ilişkin birçok düzenleme yaptı ve yapıyor. Biz bununla ilgili çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Portföy yönetim şirketleri, bireysel emeklilik fonları ve yatırım fonları ile sağlanabilecek imkanlar bireysel yatırımcıların günlük heyecanlarla, kulaktan dolma bilgilerle ileride telafisi mümkün olmayacak kayıplara uğramasını da önleyecek ve onlara sürdürülebilir bir şekilde her zaman diğer yatırım araçlarının üzerinde bir getiriyi garanti edecek bir imkan sunuyor.  Ben bireysel yatırımcıların kolektif yatırım araçları ve kurumsal yatırımları mutlaka ve mutlaka tercih etmeleri gerektiğini düşünüyorum ve açıkçası borsanın yapılanmasında üzerinde duracağımız öncelik vereceğimiz husus bu olacak.”
Borsa İstanbul Faaliyetlerini İstinye’de Sürdürmeye Devam Edecek
İbrahim Turhan, bir başka soru üzerine de, borsa binasının Sermaye Piyasası Kanunu ile 15 yılı bedelsiz olmak üzere 29 yıllığına Borsa İstanbul A.Ş’nin kullanımına bırakıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Şu anda bir yenileme çalışması başlattık. Öncelikle bilişim teknolojileri birimlerimizin yer alacağı ve veri saklama, depolama, işleme sistemlerimizin uluslararası standartlarda sağlıklı bir alt yapıya kavuşacağı bir inşaatı çok yakın günlerde başlatacağız. Bunun dışında prensip olarak Takasbank ve Merkezi Kayıt kuruluşunun da borsamız kampüsü içerisinde yerleşmesinde anlaştık. Tabii bunun için de Hazine ile bir protokol de yapmamız gerekiyor. Onların da burada yerleşmelerine imkan sağlayacağız. Bir diğer konu, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsamız ile Hazine Müsteşarlığı koordinasyonu altında Dünya Bankası ile bir anlaşma yaptık. Dünya Bankası’nın sermaye piyasalarına yönelik Washington dışındaki ilk uluslararası araştırma merkezi yine Borsamız Kampüsü içerisinde kurulacak. Yine yurt içi ve yurtdışından bazı üniversitelerle, Borsa Kampusu içerisinde finans ve finans teknolojileri teknoparkı projesini hayata geçirmek için temas halindeyiz.”
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, sohbetin sonunda toplantıya katılan medya mensuplarına teşekkür ederek, yeni borsanın başarısı için destek istedi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder