SPK'nın çıkardığı üç ayrı tebliğ uyarınca halka açık 376 şirketin yönetim kurullarına en az 2 bağımsız üye atanacak. 376 şirketten 14 banka hariç 362'sinde atamalar temmuz ayına kadar yapılmış olacak.
04 Nisan 2012 Çarşamba 08:33
İbrahim EKİNCİ
İSTANBUL - Temmuz kritik tarih. Türk Ticaret Kanunu (TTK) yürürlüğe giriyor. Fırtına koparan bu kanunla ilgili tartışmalar sürüyor. Temmuz'un kritik tarih olmasının bir başka nedeni de halka açık şirketlerin yönetim kurullarına bağımsız üye (BÜ) atanmasıyla ilgili SPK tebliği. Buna göre borsadaki toplam 376 şirketten bankalar (14) hariç, 362'si önümüzdeki temmuz ayına kadar yönetim kurullarına alacakları bağımsız üyeleri belirlemiş olacak. 14 banka ise 6 ay sonra, 1 Ocak 2013'te bağımsız üyelerini belirlemiş ve atamış olacak. Başka bir ifade ile önümüzdeki birkaç ay içinde, yaklaşık bin civarında BÜ ataması yapılacak. Yönetim kurullarındaki BÜ sayısı, "yönetim kurulunun 3'te 1'i kadar" olacak. Örneğin 9 üyeli bir yönetime 3 BÜ, 12 kişilik bir yönetime 4 BÜ atanacak. Bazı yönetim kurulları 6 - 7 kişi, bazıları 15 kişi... Ortalama 3 BÜ atanacağı hesabıyla, (376 x 3) bin 128 BÜ gerekiyor. Bankalar çıkarıldığında bin 86 üye temmuzda atanmış olacak.
SPK'nın 57 nolu tebliği, BÜ sayının ikiden az olamayacağını söylüyor. Tebliğin sayı ile ilgili maddesi şöyle:
"MADDE 3: Yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az olamaz. Bağımsız üye sayısının hesaplanmasında küsuratlar izleyen tam sayı olarak dikkate alınır. Her durumda, bağımsız üye sayısı ikiden az olamaz."
SPK, atama prosedüründe borsa şirketlerini piyasa değerlerinin büyüklüğüne göre üçe bölerek takvimlendirmiş durumda. Atama yapmayan, yönetim kuruluna bağımsız üye seçmeyene bir yaptırım var mı? Konuyu, üst düzey yönetici yerleştirmede danışmanlık yapan MKG Yönetici Ortağı Murat Kaan Güneri ile konuşuyoruz. Güneri'nin anlatımına göre, "İlk tebliği ile birlikte çıkan KHK var. BÜ atamayan şirketlerde kayyuma kadar gidilebilir."
"MADDE 3: Yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az olamaz. Bağımsız üye sayısının hesaplanmasında küsuratlar izleyen tam sayı olarak dikkate alınır. Her durumda, bağımsız üye sayısı ikiden az olamaz."
SPK, atama prosedüründe borsa şirketlerini piyasa değerlerinin büyüklüğüne göre üçe bölerek takvimlendirmiş durumda. Atama yapmayan, yönetim kuruluna bağımsız üye seçmeyene bir yaptırım var mı? Konuyu, üst düzey yönetici yerleştirmede danışmanlık yapan MKG Yönetici Ortağı Murat Kaan Güneri ile konuşuyoruz. Güneri'nin anlatımına göre, "İlk tebliği ile birlikte çıkan KHK var. BÜ atamayan şirketlerde kayyuma kadar gidilebilir."
Veto hakkı kalktı
SPK'nın 30 Aralık 2011'de yürürlüğe giren "Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ"i çok önemli tartışmalara neden olmuştu. Şirketlerin birinci itirazı, BÜ'lere yönetim kurulu kararlarını veto hakkı vermesi noktasındaydı.
Örneğin TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, bir açıklamasında bu konuyu şöyle dile getirmişti:
"SPK'nın kurumsal yönetim ilkelerini güncelleme çalışmalarına görüşlerimizi sunduk. Tüm hissedarların menfaatlerinin adil olarak gözetilmesi bağlamında Tebliğ'in yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. TÜSİAD olarak bağımsız yönetim kurulu üyeliğinin ve azlık pay sahibi haklarının korunmasının kurumsal yönetim ilkelerinin merkezinde yer aldığını her platformda savunuyoruz. Ancak Tebliğ ile getirilen düzenlemelerin bu amaçları karşılamanın ötesine geçtiği ve bağımsız üyeler ile azlık pay sahiplerinin ana sermayelerin yönetim hakkını orantısız bir ölçüde sınırlamakta olduğu endişesini taşıyoruz. Öte yandan bağımsız üyelerin belirlenme sürecinin de kurumsal yönetim anlayışı bağlamında yeniden gözden geçirilmesinde yarar görüyoruz."
Kurumsal Yönetim Gurusu Mervyn King de "TÜSİAD Başkanı Sayın Boyner haklı. Türkiye'de bağımsız üye fikri yeniden gözden geçirilmeli, bağımsız üyelerin veto hakkı olması yönetim içinde yönetim doğurur. Kurumsal hayat ile demokrasiyi ayrı tutamayız, bu durumu SPK Başkanı Sayın Akgiray ile de paylaştım" diyerek, eleştirilerini dile getirmişti.
Murat Kaan Güneri, 57 nolu tebliğle bu kaygının önemli ölçüde giderildiğini, BÜ'lerin kararları veto yetkisinin kaldırıldığını söyledi. "Ancak şerh koyabilecekler. Eski tebliğde BÜ onay vermediğinde genel kurula bile gidilemiyordu. Şimdi şerhini koyuyor ve bunu açıklıyor" dedi.
Bu konu 57 nolu tebliğin 2'inci maddesinde şöyle düzeltilmiş durumda:
"Şirketlerin; varlıklarının tümünü veya önemli bir bölümünü devretmesi veya üzerinde ayni hak tesis etmesi veya kiraya vermesi, önemli bir varlığı devir alması veya kiralaması, imtiyaz öngörmesi veya mevcut imtiyazların kapsam veya konusunu değiştirmesi, borsa kotundan çıkması Kurumsal Yönetim İlkelerinin uygulanması bakımından önemli nitelikte işlem sayılır. (...) Önemli nitelikteki işlemlere ilişkin (...) yönetim kurulu kararının icra edilebilmesi için bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayının bulunması gerekir. Ancak, önemli nitelikteki işlemlerde (...) bağımsız üyelerin çoğunluğunun muhalefetine rağmen anılan işlemlerin icra edilmek istenmesi halinde, işlem genel kurul onayına sunulur. Bu durumda, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin muhalefet gerekçesi derhal kamuya açıklanır, SPK'ya bildirilir ve yapılacak genel kurul toplantısında okunur."
Buna göre BÜ'ler yönetim kurulu kararlarını veto edemiyor ancak, BÜ'lerin çoğunluğunun aynı kararda olması halinde yönetim kurulunun geri kalanı ile anlaşmazlık genel kurula kalıyor.
"Şirketlerin; varlıklarının tümünü veya önemli bir bölümünü devretmesi veya üzerinde ayni hak tesis etmesi veya kiraya vermesi, önemli bir varlığı devir alması veya kiralaması, imtiyaz öngörmesi veya mevcut imtiyazların kapsam veya konusunu değiştirmesi, borsa kotundan çıkması Kurumsal Yönetim İlkelerinin uygulanması bakımından önemli nitelikte işlem sayılır. (...) Önemli nitelikteki işlemlere ilişkin (...) yönetim kurulu kararının icra edilebilmesi için bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayının bulunması gerekir. Ancak, önemli nitelikteki işlemlerde (...) bağımsız üyelerin çoğunluğunun muhalefetine rağmen anılan işlemlerin icra edilmek istenmesi halinde, işlem genel kurul onayına sunulur. Bu durumda, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin muhalefet gerekçesi derhal kamuya açıklanır, SPK'ya bildirilir ve yapılacak genel kurul toplantısında okunur."
Buna göre BÜ'ler yönetim kurulu kararlarını veto edemiyor ancak, BÜ'lerin çoğunluğunun aynı kararda olması halinde yönetim kurulunun geri kalanı ile anlaşmazlık genel kurula kalıyor.
Aday belirleme komiteleri kurulacak
SPK'nın tebliğlerinde BÜ'lerin seçimi prosedürü de belirleniyor. 57 nolu tebliğin 6'ncı maddesi şöyle diyor:
"Yönetim kurulu, Aday Gösterme Komitesi'nin raporu çerçevesinde bağımsız üye aday listesini hazırlayarak genel kurul toplantısından en az 60 gün önce SPK'ya gönderir. SPK, 4.3.7'de belirtilen bağımsızlık kriterleri çerçevesinde yaptığı inceleme sonucunda varsa liste hakkında olumsuz görüşünü 30 gün içerisinde şirkete bildirir. SPK'nın olumsuz görüş bildirmiş olduğu kişi genel kurula bağımsız üye adayı olarak sunulamaz."
2011 yılı hesaplarına ilişkin genel kurul dönemine girildiğine göre, şu sıralar bankalar hariç 362 şirketin BÜ'leri belirleme ve SPK'ya bildirme sürecinde olmaları gerekiyor. Üst düzey yönetici yerleştirmede danışmanlık yapan MKG Yönetici Ortağı Murat Kaan Güneri, "Şirketlerde arayış başladı. Çünkü şu dönemde halka açık şirketlerin yönetimlerinde bağımsız üye bulunduranların ortalaması sadece 0.9 dolaylarında. Fakat genel kurulların Mart'tan sonra gerçekleşeceğini düşünürsek, geriye çok az bir zaman dilimi kalıyor. Hatta atama sürecinin işin niteliği nedeniyle biraz zaman alması, şirketlerin genel kurul tarihlerini ötelemelerine sebep olacak. Ve genel kurullar bu yıl ileri tarihlere atılacak" diye konuştu.
Şirketlerde kimler bağımsız
yönetim kurulu olabilecek?
56 sayılı tebliğde bağımsız yönetim kurulu üyelerinin kimler olabileceği düzenleniyor:
- "Bağımsız yönetim kurulu üyesine yönetim kurulunun önerisi ve genel kurulun onayı ile sağlanacak, ücret ve huzur hakkı gibi maddi imkanlar, bağımsızlığı koruyacak düzeyde olur. Bu amaca yönelik olarak sağlanan maddi imkanlar bağımsızlığı engellemez.
Düzenleyici otoritelerde ve öz düzenleyici kuruluşlarda çalışmış olan meslek personeli, diğer bağımsızlık şartlarını da taşıdıkları takdirde, bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak seçilebilirler.
Şirketin yönetim kurulunda son altı yıl içerisinde yönetim kurulu üyeliği yapan bir kişi, yönetim kuruluna bağımsız üye olarak atanamaz.
Aşağıdaki kriterlere uyan yönetim kurulu üyesi "bağımsız üye" olarak nitelendirilir.
a- Şirket, şirketin ilişkili taraflarından biri veya şirket sermayesinde doğrudan veya dolaylı olarak %5 veya daha fazla paya sahip hissedarların yönetim veya sermaye bakımından ilişkili olduğu tüzel kişiler ile kendisi, eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları arasında son beş yıl içinde istihdam, sermaye veya ticaret anlamında doğrudan veya dolaylı bir menfaat ilişkisinin kurulmamış olması,
b- Yönetim kuruluna bir pay grubunu temsilen seçilmemiş olması,
c- Başta şirketin denetimini ve danışmanlığını yapan şirketler olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin faaliyet ve organizasyonunun tamamını veya belli bir bölümünü yürüten şirketlerde çalışmıyor olması ve son beş yıl içerisinde yönetici olarak görev almamış olması,
d- Son beş yıl içerisinde, şirketin bağımsız denetimini yapan kuruluşlarda istihdam edilmemiş veya bağımsız denetim sürecinde yer almamış olması,
e- Şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde çalışmamış ve son beş yıl içerisinde yönetici olarak görev almamış olması,
f- Eşi veya üçüncü dereceye kadar olan kan ve sıhri hısımları arasında hiçbirisinin şirkette yönetici, toplam sermayenin %5'inden fazlasını elinde bulunduran veya her halükarda yönetim kontrolünü elinde bulunduran pay sahibi olmaması,
g- Şirketten yönetim kurulu üyeliği ücreti ve huzur hakkı dışında başka herhangi bir gelir elde etmiyor olması; yönetim kurulu görevi dolayısıyla hissedar ise sermayede sahip olduğu payın oranının %1'den fazla olmaması ve bu payların imtiyazlı olmaması."
- "Bağımsız yönetim kurulu üyesine yönetim kurulunun önerisi ve genel kurulun onayı ile sağlanacak, ücret ve huzur hakkı gibi maddi imkanlar, bağımsızlığı koruyacak düzeyde olur. Bu amaca yönelik olarak sağlanan maddi imkanlar bağımsızlığı engellemez.
Düzenleyici otoritelerde ve öz düzenleyici kuruluşlarda çalışmış olan meslek personeli, diğer bağımsızlık şartlarını da taşıdıkları takdirde, bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak seçilebilirler.
Şirketin yönetim kurulunda son altı yıl içerisinde yönetim kurulu üyeliği yapan bir kişi, yönetim kuruluna bağımsız üye olarak atanamaz.
Aşağıdaki kriterlere uyan yönetim kurulu üyesi "bağımsız üye" olarak nitelendirilir.
a- Şirket, şirketin ilişkili taraflarından biri veya şirket sermayesinde doğrudan veya dolaylı olarak %5 veya daha fazla paya sahip hissedarların yönetim veya sermaye bakımından ilişkili olduğu tüzel kişiler ile kendisi, eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları arasında son beş yıl içinde istihdam, sermaye veya ticaret anlamında doğrudan veya dolaylı bir menfaat ilişkisinin kurulmamış olması,
b- Yönetim kuruluna bir pay grubunu temsilen seçilmemiş olması,
c- Başta şirketin denetimini ve danışmanlığını yapan şirketler olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin faaliyet ve organizasyonunun tamamını veya belli bir bölümünü yürüten şirketlerde çalışmıyor olması ve son beş yıl içerisinde yönetici olarak görev almamış olması,
d- Son beş yıl içerisinde, şirketin bağımsız denetimini yapan kuruluşlarda istihdam edilmemiş veya bağımsız denetim sürecinde yer almamış olması,
e- Şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde çalışmamış ve son beş yıl içerisinde yönetici olarak görev almamış olması,
f- Eşi veya üçüncü dereceye kadar olan kan ve sıhri hısımları arasında hiçbirisinin şirkette yönetici, toplam sermayenin %5'inden fazlasını elinde bulunduran veya her halükarda yönetim kontrolünü elinde bulunduran pay sahibi olmaması,
g- Şirketten yönetim kurulu üyeliği ücreti ve huzur hakkı dışında başka herhangi bir gelir elde etmiyor olması; yönetim kurulu görevi dolayısıyla hissedar ise sermayede sahip olduğu payın oranının %1'den fazla olmaması ve bu payların imtiyazlı olmaması."
SPK Başkanı Vedat
Akgiray'ın değerlendirmesi
Akgiray'ın değerlendirmesi
Kurumsal yönetim ilkeleri ile ilgili eleştirileri değerlendiren SPK Başkanı Vedat Akgiray, kurumun bağımsız üyeliğe bakışını şöyle anlatmıştı:
"Bağımsız yönetim kurulu üyesi büyük ya da küçük ortağa bağlı değildir. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin tek misyonu vardır, O da şirketin toplam menfaatini kollamak. Bağımsız yönetim kurulu üyesi büyük ortağa bağlı değildir, küçük ortağa hiç bağlı değildir. Azınlığın haklarını korumak için bağımsız üye getirilmesi kavramı demode olmuş bir kavram. Hatta eminim ki bir sürü hukukçu arkadaş bu tebliği, ilkeleri bekleyip, birkaç azınlık hissedardan vekaletname alıp birtakım paralar kazanma peşinde koşacaklar. Hiç istemiyoruz. O kapı bizde kapalı. Tersine bazı analizler yapılıyor.
"Bağımsız yönetim kurulu üyesi büyük ya da küçük ortağa bağlı değildir. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin tek misyonu vardır, O da şirketin toplam menfaatini kollamak. Bağımsız yönetim kurulu üyesi büyük ortağa bağlı değildir, küçük ortağa hiç bağlı değildir. Azınlığın haklarını korumak için bağımsız üye getirilmesi kavramı demode olmuş bir kavram. Hatta eminim ki bir sürü hukukçu arkadaş bu tebliği, ilkeleri bekleyip, birkaç azınlık hissedardan vekaletname alıp birtakım paralar kazanma peşinde koşacaklar. Hiç istemiyoruz. O kapı bizde kapalı. Tersine bazı analizler yapılıyor.
Yanlış, Öyle bir kasıt yok. ABD'de halka açık şirketlerde 2005'e kadar 55 yılda halka açık şirketlerde bağımsız üye oranı yüzde 25'lerden yüzde 75'lere çıktı. Bağımsız yönetim kurulu üyesini şirket seçiyor, öcü değil, denetçi değil, hata arayıcı değil. Yeri geldiğinde şirketin uzun vadeli toplam yararına zarar verecek bir karar söz konusu ise ikaz etme görevi var. OECD'nin yazdığı, kitapların yazdığı 'Bağımsız üye azınlığı korur' lafları bizi hakikaten ilgilendirmiyor. Toplam işinin içinde bir parçası o. Birçok ülkede kanun zoruyla bağımsız yönetim kurulu üyeliği dayatılıyor. Batı Avrupa'da bağımsız olabilecek insanların listesi oluşturuluyor. Pratikte sıkıntıya yol açacak bazı sonuçlar olabilir. Gelişmeleri izleyerek bunları değiştirilebiliriz.
Eğer herhangi bir bağımsız yönetim kurulu üyesi pratik bir sıkıntıya yol açıyorsa, onun gereğini yapmak da bizim işimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder