Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Başbakan olarak kabinede bir değişiklik gerektiğini hissediyorsanız bunu yerine getiriyorsunuz. Arkadaşlarıma karşı olumsuz bir davranış olarak algılanmasın. Onlar bütün gayretini gösterdi" dedi
Gülseli KENARLI / ANKARA, (DHA)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de Yiğit Bulut'un sunduğu Sansürsüz Özel programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kabine revizyonunu değerlendiren Erdoğan, durumun olumsuz algılanmaması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Başbakan olarak kabinede bir değişiklik gerektiğini hissediyorsanız bunu yerine getiriyorsunuz. Arkadaşlarıma karşı olumsuz bir davranış olarak algılanmasın. Onlar bütün gayretini gösterdi. Kabinede en uzun performansını sergileyen arkadaşım vardı. Bazılarında değişiklik gerektiği için bu adımı attık. Milli Eğitim'de yeni bir süreçteyiz. 4+4+4, öğretmenlerin beklentileri, Nabi Bey'in bu konudaki hassasiyetlerini biliyoruz. Bu yüzden kendisini bu göreve getirdik. Eş durumunda öğretmenlerde beklentiler var. Bunu süratle aşmamız gerekiyor. Nabi Bey'in hassasiyetleri var. Bu adımları atalım dedik. Sadece deniz, kum, güneş olarak bu işi tanımladılar. Biz bu işi böyle değerlendirmeyelim Biz bunu kültürle birleştirelim. Kültürel varlıkları restore etme imkanı bulacağımızı söyledik. Biz bunu eğitimle, sağlıkla, birleştirdik. Şu anda İstanbul'da otel yetiştiremiyorz. Antalya'da 1,5 mevsim turizt görebiliyordunuz. Şimdi 1,5 mevsim görülüyor. Bu Doğu, Güneydoğu'ya yönelecek, ama terör belası bölgede sıçrama yapmamıza izin vermiyor. İçişleri Bakanımız elinden gelen gayreti gösterdi, gösteriyor. Ama bizim makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inandığımızı gösteren bir parti olmalıyız. Dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz."
Kabine revizyonunu değerlendiren Erdoğan, durumun olumsuz algılanmaması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Başbakan olarak kabinede bir değişiklik gerektiğini hissediyorsanız bunu yerine getiriyorsunuz. Arkadaşlarıma karşı olumsuz bir davranış olarak algılanmasın. Onlar bütün gayretini gösterdi. Kabinede en uzun performansını sergileyen arkadaşım vardı. Bazılarında değişiklik gerektiği için bu adımı attık. Milli Eğitim'de yeni bir süreçteyiz. 4+4+4, öğretmenlerin beklentileri, Nabi Bey'in bu konudaki hassasiyetlerini biliyoruz. Bu yüzden kendisini bu göreve getirdik. Eş durumunda öğretmenlerde beklentiler var. Bunu süratle aşmamız gerekiyor. Nabi Bey'in hassasiyetleri var. Bu adımları atalım dedik. Sadece deniz, kum, güneş olarak bu işi tanımladılar. Biz bu işi böyle değerlendirmeyelim Biz bunu kültürle birleştirelim. Kültürel varlıkları restore etme imkanı bulacağımızı söyledik. Biz bunu eğitimle, sağlıkla, birleştirdik. Şu anda İstanbul'da otel yetiştiremiyorz. Antalya'da 1,5 mevsim turizt görebiliyordunuz. Şimdi 1,5 mevsim görülüyor. Bu Doğu, Güneydoğu'ya yönelecek, ama terör belası bölgede sıçrama yapmamıza izin vermiyor. İçişleri Bakanımız elinden gelen gayreti gösterdi, gösteriyor. Ama bizim makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inandığımızı gösteren bir parti olmalıyız. Dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz."
"BÜROKRASİ ÖNÜNÜZÜ TIKIYOR"
"Daha farklı bir performans ortaya koymamız lazım. Bazı değişimler yapmamız lazım" diyen Başbakan Erdoğan, bürokrasinin önlerinde engel oluşturduğunu kaydederken, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Marmaray'da 3 yıl geciktik. Ama çok basit bir yerde bürokrasi önünüzü tıkıyor. Kanun Hükminde Karaname ile biz bir adım attık, tabiat varlıkları ile kültürü ayırdık. Tarih ve kültür varlıkları bir arada olunca hızlı gidemiyorsunuz. Bazıları karşı çıkıyor. Diyorsunuz ki, 'Burada bir Taksim kışlası vardı. Bununla Taksim'i zenginleştireceğiz'. Karşı çıkıyorlar. Bunun Aslı 150-160 yıl önce böyle yapılmış. İstiklal Caddesi Barok mimarisinden geçilmiyor. Taksim'i kaldıracak mıyız? Belediye Başkanı olduğum zaman Vitali Hakko'ya dedim ki 'İstiklal Caddesi'ni koruyalım' Vakko binasına bir giydirme yaptılar. İstiklal Caddesi'nde aslına tam ters bir yapı oldu. Biz aslına uygun yapı olsun diyoruz. Bize 'hayır öyle olmaz, böyle olmalı' diyorlar. Trafiği tamamen yerin altına alıyoruz. Kullanım noktasında belli bir kısmı rezidans olabilir, müze olabilir. Avrupa'da meydanlar vardır. Bizim öyle bir meydanımız yok. Aynı şey diğer bazı bakanlıklarda var. Biz yatırımda frene basmadık. Ben Başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Bu bizi durdurur. Bizim kazanmaya, daima kazanmaya ihtiyacımız var. Kazandıkça vatandaşa dağıtacağız.
"Daha farklı bir performans ortaya koymamız lazım. Bazı değişimler yapmamız lazım" diyen Başbakan Erdoğan, bürokrasinin önlerinde engel oluşturduğunu kaydederken, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Marmaray'da 3 yıl geciktik. Ama çok basit bir yerde bürokrasi önünüzü tıkıyor. Kanun Hükminde Karaname ile biz bir adım attık, tabiat varlıkları ile kültürü ayırdık. Tarih ve kültür varlıkları bir arada olunca hızlı gidemiyorsunuz. Bazıları karşı çıkıyor. Diyorsunuz ki, 'Burada bir Taksim kışlası vardı. Bununla Taksim'i zenginleştireceğiz'. Karşı çıkıyorlar. Bunun Aslı 150-160 yıl önce böyle yapılmış. İstiklal Caddesi Barok mimarisinden geçilmiyor. Taksim'i kaldıracak mıyız? Belediye Başkanı olduğum zaman Vitali Hakko'ya dedim ki 'İstiklal Caddesi'ni koruyalım' Vakko binasına bir giydirme yaptılar. İstiklal Caddesi'nde aslına tam ters bir yapı oldu. Biz aslına uygun yapı olsun diyoruz. Bize 'hayır öyle olmaz, böyle olmalı' diyorlar. Trafiği tamamen yerin altına alıyoruz. Kullanım noktasında belli bir kısmı rezidans olabilir, müze olabilir. Avrupa'da meydanlar vardır. Bizim öyle bir meydanımız yok. Aynı şey diğer bazı bakanlıklarda var. Biz yatırımda frene basmadık. Ben Başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Bu bizi durdurur. Bizim kazanmaya, daima kazanmaya ihtiyacımız var. Kazandıkça vatandaşa dağıtacağız.
ERDOĞAN: BU ÜLKENİN RESMİ DİLİ TÜRKÇE. BİTTİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ana dilde savunma hakkı ile ilgili "En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. 'Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de Yiğit Bulut'un sunduğu Sansürsüz Özel programında gündeme ilişkin doruları yanıtladı.
Erdoğan, "Ana dilde savunma demeyelim, kelimelere dikkat edelim. En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. 'Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti" şeklinmde konuştu.
Başörtüsü konusuna da değinen Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim patimiz yargılandı. Okumak ise okumak, derece ise derece. başı açık olanla kapalıyı neden ayırt ediyorsunzu. En doğal yaşam hakkı. Hayatını idame ettirmek için çalımak zorunad. Ev ekonomisine katkıda bulunacak. Ama bu zaman kadar bu acımasızca engellendi. Artık anayasa mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Bence vatandaşlar burada bunu kullanmalı. AİHM'ne gideceğine bu hakkı var. Biz bazı geriplikleri ülkemizde yaşıyoruz. Ülkemde bazı gadre uğrayan insanımızın hakalrı dört dörtlük savunulamamıştır. Sabır sonunda zaferi getiriyor. Bunu İmama Hatip liseleri konusunda yaşadık. Meslek lisesi konusunda yaşadık. İngiltere'de gümrük görevlileri arasında Sihler var. Şu anda anayasa'da başörtüsünü engelleyen bir madde yok.Zaten engelleyen madde yok. 1982 yılında bir yönetmelik var. Yasalar içerisinde bu konu var, sabır..."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ana dilde savunma hakkı ile ilgili "En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. 'Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de Yiğit Bulut'un sunduğu Sansürsüz Özel programında gündeme ilişkin doruları yanıtladı.
Erdoğan, "Ana dilde savunma demeyelim, kelimelere dikkat edelim. En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. 'Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti" şeklinmde konuştu.
Başörtüsü konusuna da değinen Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim patimiz yargılandı. Okumak ise okumak, derece ise derece. başı açık olanla kapalıyı neden ayırt ediyorsunzu. En doğal yaşam hakkı. Hayatını idame ettirmek için çalımak zorunad. Ev ekonomisine katkıda bulunacak. Ama bu zaman kadar bu acımasızca engellendi. Artık anayasa mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Bence vatandaşlar burada bunu kullanmalı. AİHM'ne gideceğine bu hakkı var. Biz bazı geriplikleri ülkemizde yaşıyoruz. Ülkemde bazı gadre uğrayan insanımızın hakalrı dört dörtlük savunulamamıştır. Sabır sonunda zaferi getiriyor. Bunu İmama Hatip liseleri konusunda yaşadık. Meslek lisesi konusunda yaşadık. İngiltere'de gümrük görevlileri arasında Sihler var. Şu anda anayasa'da başörtüsünü engelleyen bir madde yok.Zaten engelleyen madde yok. 1982 yılında bir yönetmelik var. Yasalar içerisinde bu konu var, sabır..."
"TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ŞU ANDA KENDİ PARLEMENTER SİSTEMİ İLE EN UYUMLU HALE GELMİŞ DURUMDA"
"Darbeler maddesinden Türkiye ne zaman kurtulacak? sorusuna Erdoğan şöyle yanıt verdi:
"Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda kendi parlementer sistemi ile en uyumlu hale gelmiş durumda. Bazı medya organları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı çok haksız davranıyorlar. Kırsal kesimde güvenliği sadece polis teşkilatı ile yürtün. Yürütemezsiniz. Demek ki ihtiyaç var. Bir zamanlar ilçelerde jandarma vardı. Şimdi beldelerde var. Belki bir zaman sonra beldelerde de olmayacak. Hudut koruması ile ilgili asker alımı yapalım dedik. Çok düşük bir sayı geldi. Bedel konusunda piyasasdan çoı farklı rakamlar olmasına rağmen talep yok. Şu anda içeride 400'e yakın emekli muazzaf emekli subay, astsubay var. Hemen hemen hepsi tutuklu. Mağdur ya da şüpheli olarak gelenler oluyor. Çok daha ağır olanı örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan... Böyle bir şeyin hükümleri kesinse işi bitir. Ama kesinlik yoksa yüzlerce subayı bu şekilde dğerlendirisen, Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin içindeki bütün moralleri alt üst eder. terörle nasıl mücadele edecek bu insalar. Benim Genelkurmay Başaknım Şemdinli'ye kadar gidip operasyon yönetebiliyor. Bu mücadeleyi veren inasanlara arka taraftan örgüt elemanı dersen, nasıl oluyorda bu örgüt oradaterörle mücadele ediyor. Bu yenilir yutulur birşey değil. 232 kişi bu şekilde sürekli çağırılınca, üste de kuvvet komutanlarımız biz bu mücadeleyi verirken ben bu 232 nasıl göndereceğim diyor oralar. Bunu anlamak mümkün değil."
"Darbeler maddesinden Türkiye ne zaman kurtulacak? sorusuna Erdoğan şöyle yanıt verdi:
"Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda kendi parlementer sistemi ile en uyumlu hale gelmiş durumda. Bazı medya organları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı çok haksız davranıyorlar. Kırsal kesimde güvenliği sadece polis teşkilatı ile yürtün. Yürütemezsiniz. Demek ki ihtiyaç var. Bir zamanlar ilçelerde jandarma vardı. Şimdi beldelerde var. Belki bir zaman sonra beldelerde de olmayacak. Hudut koruması ile ilgili asker alımı yapalım dedik. Çok düşük bir sayı geldi. Bedel konusunda piyasasdan çoı farklı rakamlar olmasına rağmen talep yok. Şu anda içeride 400'e yakın emekli muazzaf emekli subay, astsubay var. Hemen hemen hepsi tutuklu. Mağdur ya da şüpheli olarak gelenler oluyor. Çok daha ağır olanı örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan... Böyle bir şeyin hükümleri kesinse işi bitir. Ama kesinlik yoksa yüzlerce subayı bu şekilde dğerlendirisen, Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin içindeki bütün moralleri alt üst eder. terörle nasıl mücadele edecek bu insalar. Benim Genelkurmay Başaknım Şemdinli'ye kadar gidip operasyon yönetebiliyor. Bu mücadeleyi veren inasanlara arka taraftan örgüt elemanı dersen, nasıl oluyorda bu örgüt oradaterörle mücadele ediyor. Bu yenilir yutulur birşey değil. 232 kişi bu şekilde sürekli çağırılınca, üste de kuvvet komutanlarımız biz bu mücadeleyi verirken ben bu 232 nasıl göndereceğim diyor oralar. Bunu anlamak mümkün değil."
"YARGIYI YARGILAMA GİBİ BİR GAYRETİN İÇERİSİNDE DEĞİLİM"
Cezaevlerindekiler için hastalık ve yaşlılık durumlarının belirtilmesi ile Erdoğan sözlerini şöyle sürdürü:
"Bunların arasında mama ile beslenenler var. Sayın Cumhurbaşkanımıza bırakmadan yasa ile bu işi çözelim. Hapishanede bunlar ciddi bir cezayı orada çekiyor. Bu ifadeleri kullanırken yargıyı yargılama gibi bir gayretin içerisinde değilim. Ama attığımız bir yanlış adımın çok daha dikkatle ele alınmasının gereğine inanıyorum. Bu insanların, moral değerler, motivasyon noktasında eğer biz darbeyi vurusak, terörle mücadele konusunda çok büyük darbe yeriz. Bunların içerisinde, karacısı var, denzicisi var... Neredeyse komuta kademesinde oralara gösnderilecek komutanımız kalmıyor. Öyle şey olmaz."
Cezaevlerindekiler için hastalık ve yaşlılık durumlarının belirtilmesi ile Erdoğan sözlerini şöyle sürdürü:
"Bunların arasında mama ile beslenenler var. Sayın Cumhurbaşkanımıza bırakmadan yasa ile bu işi çözelim. Hapishanede bunlar ciddi bir cezayı orada çekiyor. Bu ifadeleri kullanırken yargıyı yargılama gibi bir gayretin içerisinde değilim. Ama attığımız bir yanlış adımın çok daha dikkatle ele alınmasının gereğine inanıyorum. Bu insanların, moral değerler, motivasyon noktasında eğer biz darbeyi vurusak, terörle mücadele konusunda çok büyük darbe yeriz. Bunların içerisinde, karacısı var, denzicisi var... Neredeyse komuta kademesinde oralara gösnderilecek komutanımız kalmıyor. Öyle şey olmaz."
"5 TANE DAİMİ ÜYENİN İKİ DUDAĞININ ARASINDA DÜNYADA ADALET ÇIKMAZ"
Türkiye'ye yerleştirilen patriot bataryalarıyla ilgili kaygıların hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
"Gerek Rusya, İran ve Çin noktasında sıkıntılarımız var. En başta Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, daimi üye olarak ki ortak bir akla destek vermiyorlar. Sürekli orada engel oluşturuyorlar. Bu da zaten Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin oluşumun ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Hatta benim iki yıldır yaptığım konuşmalar bunu vurguluyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda tartışmalıdır. Buradan adalet, hukuk beklemeyin, çıkmaz. 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasında dünyada adalet çıkmaz. Savaş zamanının anlayışı içerisinde kurulmuş bir yapı ve bu yapı adalet dağıtacak. Olmuyor. Bir tanesi hayır dediği anda olmuyor. Putin gerek İstanbul'da ki görüşmelerde, gerekse daha sonra, 'Beş Beşar'ın avukatı değilim' dedi. Fakat gelişmelerde ikimizde dışişleri bakanlarını görevlendirelim dedik. Hala bu kondua bir gelişme yok. Bu süreci biz bırakacak mıyız? Hayır. 60 bin Suriye'de ölüm var. bu bilineni. 'İçeri'de artık Beşar'ın dayanması mümkün mü?' derseniz. Beşar şu anda arkadan desteklerle duruyor. Ama Suriye halkının desteğini hergün kaybediyor. Muhalif güçler şu adan destek aldığı sürece er ya da geç Suriye halkı kendi iradesini iktidara getirecektir. Bu şekilde bunun gitmesi mümkün değil. her geçen gün muhalif güçlerin güçlendiğini görüyorum. Şu andaŞam, kuşatma altında. halep büyük ölçüde muhalif güçlerin elinde. Tablo çok daha farklı olacaktır diye düşünüyorum."
Türkiye'ye yerleştirilen patriot bataryalarıyla ilgili kaygıların hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
"Gerek Rusya, İran ve Çin noktasında sıkıntılarımız var. En başta Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, daimi üye olarak ki ortak bir akla destek vermiyorlar. Sürekli orada engel oluşturuyorlar. Bu da zaten Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin oluşumun ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Hatta benim iki yıldır yaptığım konuşmalar bunu vurguluyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda tartışmalıdır. Buradan adalet, hukuk beklemeyin, çıkmaz. 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasında dünyada adalet çıkmaz. Savaş zamanının anlayışı içerisinde kurulmuş bir yapı ve bu yapı adalet dağıtacak. Olmuyor. Bir tanesi hayır dediği anda olmuyor. Putin gerek İstanbul'da ki görüşmelerde, gerekse daha sonra, 'Beş Beşar'ın avukatı değilim' dedi. Fakat gelişmelerde ikimizde dışişleri bakanlarını görevlendirelim dedik. Hala bu kondua bir gelişme yok. Bu süreci biz bırakacak mıyız? Hayır. 60 bin Suriye'de ölüm var. bu bilineni. 'İçeri'de artık Beşar'ın dayanması mümkün mü?' derseniz. Beşar şu anda arkadan desteklerle duruyor. Ama Suriye halkının desteğini hergün kaybediyor. Muhalif güçler şu adan destek aldığı sürece er ya da geç Suriye halkı kendi iradesini iktidara getirecektir. Bu şekilde bunun gitmesi mümkün değil. her geçen gün muhalif güçlerin güçlendiğini görüyorum. Şu andaŞam, kuşatma altında. halep büyük ölçüde muhalif güçlerin elinde. Tablo çok daha farklı olacaktır diye düşünüyorum."
"SURİYE'YE UMULMADIK YERLERDE, UMULMADIK MÜDAHALELER GELİYOR"
Konuşmasında Suriye'deki son durumu da değerlendiren Erdoğan, "Suriye'de bu durum Suriyeliler tarafından çözülür. Biz hükümet olarak bütün imkanlarımızla 500 milyon doların üzerinde destek verdik" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunları AFAD'dan milli bütçemizden veriyoruz. Birileri, 'harcamalar fırladı' dedi. Buralar elimiz uzatmamız gereken yerler. Ancak uluslararası camiayı bizim bu nokada ateşlememiz gerekiyor.Amerika'ya gittiğimizde gündeme getireceğiz. 'Biz bunları yaptık, sizin elinizde ne var' diyeceğiz. Daha sıkı bir müdahale gerekiyor buraya. gerekirse Rusya'yı, Amerika'nın da sıkıştırması gerekiyor. Suriye'ye umulmadık yerlerde, umulmadık müdahaleler geliyor. Bu bizi çok üzüyor."
Konuşmasında Suriye'deki son durumu da değerlendiren Erdoğan, "Suriye'de bu durum Suriyeliler tarafından çözülür. Biz hükümet olarak bütün imkanlarımızla 500 milyon doların üzerinde destek verdik" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunları AFAD'dan milli bütçemizden veriyoruz. Birileri, 'harcamalar fırladı' dedi. Buralar elimiz uzatmamız gereken yerler. Ancak uluslararası camiayı bizim bu nokada ateşlememiz gerekiyor.Amerika'ya gittiğimizde gündeme getireceğiz. 'Biz bunları yaptık, sizin elinizde ne var' diyeceğiz. Daha sıkı bir müdahale gerekiyor buraya. gerekirse Rusya'yı, Amerika'nın da sıkıştırması gerekiyor. Suriye'ye umulmadık yerlerde, umulmadık müdahaleler geliyor. Bu bizi çok üzüyor."
ERDOĞAN'DAN AHMET TÜRK'E: BEN NASIL SÖZLERİME DİKKAT EDİYORSAM O DA ETMELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı görüşmesi sonrası BDP'li heyetin söylemlerinin tahrike neden olabildiğini ifade ederken, Ahmet Türk'in Diyarbakır'daki konuşması ile ilgili olarak "Ben nasıl sözlerime dikkat ediyorsam o da etmeli" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de Yiğit Bulut'un sunduğu Sansürsüz Özel programında gündeme ilişkin doruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı görüşmesi sonrası BDP'li heyetin söylemlerinin tahrike neden olabildiğini ifade ederken, Ahmet Türk'in Diyarbakır'daki konuşması ile ilgili olarak "Ben nasıl sözlerime dikkat ediyorsam o da etmeli" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de Yiğit Bulut'un sunduğu Sansürsüz Özel programında gündeme ilişkin doruları yanıtladı.
AFRİKA PAZARINDA TÜRKİYE İLK 3 ÜLKE ARASINDA OLACAK
Afrika pazarında Türkiye'nin ilk 3 ülkeden biri olacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu bizim hedefimiz. Bunu ilgili kurum kuruluşalar, akademisyenlerle konuştuk. Afrika'da ki yokluğun içinde biz olduk. Exim Bankla gittik gördük. 10 yıl sonra Afrika pazarında Türkiye ilk 3 ülkeden biri olacak" dedi.
Afrika pazarında Türkiye'nin ilk 3 ülkeden biri olacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu bizim hedefimiz. Bunu ilgili kurum kuruluşalar, akademisyenlerle konuştuk. Afrika'da ki yokluğun içinde biz olduk. Exim Bankla gittik gördük. 10 yıl sonra Afrika pazarında Türkiye ilk 3 ülkeden biri olacak" dedi.
TERÖR SORUNU
"Batı neyi gördüyse doğu da onu görecek" şeklinde konuşan Erdoğan, "Şimdi Kürt, Türk, Laz,Çerkez sorunu…Bunları çoğaltabilirsiniz. Bu bizim ayrımcılığa götürür. Burada ayrım yapmammümkün değil. Kimse yaratılırken ne olduğunu bilmiyor ki. Hepsini biz yaratandan ötürü seviyoruz. Onlara hizmette bizim görevimiz. Bu artık sadece terör sorunu. Biz bölgesel milliyetçiliğe hayır dedik. Biz öldürmeye değil biz yaşatmaya mecburuz. Biz elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben Kürt kardeşim diyorum. Kürt sorunu tabiri bizi ayrımcılığa düşürür. Her unsurumun bir sorunu var. Bunları çözmekle mükellefiz. Ben Kürt kardeşimini seviyorum. Ben Kürtçülüğe Türkçülüğe de Lazcılığa da karşıyım. Çünkü yaratılırken kimse seçmemiş. Biz bu ayrımcı çizgiye düşeriz diye çekiniriz. İster terör ister Kürt sorunu deyin. Biz bunları çözmek niyetindeyiz" dedi.
"Batı neyi gördüyse doğu da onu görecek" şeklinde konuşan Erdoğan, "Şimdi Kürt, Türk, Laz,Çerkez sorunu…Bunları çoğaltabilirsiniz. Bu bizim ayrımcılığa götürür. Burada ayrım yapmammümkün değil. Kimse yaratılırken ne olduğunu bilmiyor ki. Hepsini biz yaratandan ötürü seviyoruz. Onlara hizmette bizim görevimiz. Bu artık sadece terör sorunu. Biz bölgesel milliyetçiliğe hayır dedik. Biz öldürmeye değil biz yaşatmaya mecburuz. Biz elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben Kürt kardeşim diyorum. Kürt sorunu tabiri bizi ayrımcılığa düşürür. Her unsurumun bir sorunu var. Bunları çözmekle mükellefiz. Ben Kürt kardeşimini seviyorum. Ben Kürtçülüğe Türkçülüğe de Lazcılığa da karşıyım. Çünkü yaratılırken kimse seçmemiş. Biz bu ayrımcı çizgiye düşeriz diye çekiniriz. İster terör ister Kürt sorunu deyin. Biz bunları çözmek niyetindeyiz" dedi.
SÜRATLİ GİTMEMİZ GEREKİYOR
Yatırım konusunda duraksamanın söz konusu olmadığını ifade eden Erdoğan, "Çok daha süratli gitmemiz lazım, vaktimiz dar. Türkiye'nin ayağa kalkmasında, şu anda biz güçlüysek, bunu özellikle vurguluyorum. Biz yatırımda, bazı arkadaşlar yatırımda frene basmak falan diyor. Frene basmadık, esasen ben bir başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz ama aralıksız devam etmek durumundayız" diye konuştu.
Yatırım konusunda duraksamanın söz konusu olmadığını ifade eden Erdoğan, "Çok daha süratli gitmemiz lazım, vaktimiz dar. Türkiye'nin ayağa kalkmasında, şu anda biz güçlüysek, bunu özellikle vurguluyorum. Biz yatırımda, bazı arkadaşlar yatırımda frene basmak falan diyor. Frene basmadık, esasen ben bir başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz ama aralıksız devam etmek durumundayız" diye konuştu.
BDP HEYETİ İÇİN İMRALI İLE BİR GÖRÜŞME TAKVİMİMİZ YOK
İmralı görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bu işin belli bir süresi diye birşey yok. Bizler istişaremizi yapıyoruz. ne zaman gidilmesi gerekiyorsa, MİT ile görüşmelerimizi yapıyoruz. Neyi gerektiyorsa buna göre adım atmalıyız. Nabız tutmamız lazım. Tutamazsak karşı tarafta kalır. BDP heyeti için İmralı ile bir görüşme takvimimiz yok. Buradan gelen şeyler, geri döndüğünde, bu tahrike dönüşüyorsa aynı şekilde devam edemeyiz" dedi. Sözlerinin, Ahmet Türk'ün Diyarbakır konuşması ile ilgili olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "Ben nasıl sözlerime dikkat ediyorsam o da etmeli" dedi.
İmralı görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bu işin belli bir süresi diye birşey yok. Bizler istişaremizi yapıyoruz. ne zaman gidilmesi gerekiyorsa, MİT ile görüşmelerimizi yapıyoruz. Neyi gerektiyorsa buna göre adım atmalıyız. Nabız tutmamız lazım. Tutamazsak karşı tarafta kalır. BDP heyeti için İmralı ile bir görüşme takvimimiz yok. Buradan gelen şeyler, geri döndüğünde, bu tahrike dönüşüyorsa aynı şekilde devam edemeyiz" dedi. Sözlerinin, Ahmet Türk'ün Diyarbakır konuşması ile ilgili olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "Ben nasıl sözlerime dikkat ediyorsam o da etmeli" dedi.
ÜLKEMİZİN REFAHI İÇİN BU RİSKİ ALMAYA HAZIRIZ VE BUNU ALACAĞIZ
Abdullah Öcalan'a televizyon tahsis edilmesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi:
"Ben Adalet bakanıma televizyon konulması talimatını daha önce önce verdi. Sonra diğer tarafa verdiniz onada verin diye uyadım. Dışarıda söylenen hücre, hücre. Hücre değil 11-12 metrekarelik yerde tek başına kalıyor, yatağı var, televiyonu var. 40 metrekarelik alanda tek başına gidip voltasını atabiliyor, jimnastiğini yapıyor. 'Sayısı az diye' bazı şikayetlerde bulunmuş. Adalet Bakanımla konuşacağım. Bu yavru muhalefeti rahatsız edebilir. Sayın Bahçeli'nin bu tür şeyleri yanlış buluyor. Bun tür şeyler bu ülkenin huzuruna değil, huzrusuzluğuna destek olur. Riske girdiğimizin farkındayım. Ama ben şahsım ve kendim adına ülkemizin refahı için bu riski almaya hazırız ve bunu alacağız. "
Abdullah Öcalan'a televizyon tahsis edilmesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Erdoğan şunları söyledi:
"Ben Adalet bakanıma televizyon konulması talimatını daha önce önce verdi. Sonra diğer tarafa verdiniz onada verin diye uyadım. Dışarıda söylenen hücre, hücre. Hücre değil 11-12 metrekarelik yerde tek başına kalıyor, yatağı var, televiyonu var. 40 metrekarelik alanda tek başına gidip voltasını atabiliyor, jimnastiğini yapıyor. 'Sayısı az diye' bazı şikayetlerde bulunmuş. Adalet Bakanımla konuşacağım. Bu yavru muhalefeti rahatsız edebilir. Sayın Bahçeli'nin bu tür şeyleri yanlış buluyor. Bun tür şeyler bu ülkenin huzuruna değil, huzrusuzluğuna destek olur. Riske girdiğimizin farkındayım. Ama ben şahsım ve kendim adına ülkemizin refahı için bu riski almaya hazırız ve bunu alacağız. "
ALMANYA'DA MEZHEBİ OLARAK TÜRKİYE'Yİ BÖLMEYE ÇALIŞAN YAPILANMALAR VAR
Terörle mücadelede uluslararası destek alamadıklarına dikkat çeken Başbakan, Almanya'da Türkiye'yi mezhebi olarak bölmek isteyen yapılanmalar olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
"Aslında yol alıyoruz dersem aldatıcı olur. 3 yıl kadar önce Sayın Sarkozy ile görüştük. 'Bir sürpriz var' dedi. Dedi ki, 'Bu terör örgütünün liderlerinden size teslim edeceğim' dedi. Kendisi gittti hala teslim ediyor. Ben kendisine dedim ki 'Terör örgütü olarak açıkca söylediniz. Bu böyle giderse, bugün bize, yarın size' dedim. Almanya sırada. Bayan Merkel'e anlattım, 'şu anda bizede yargılamada olan 4 bin dosya var' dedi. 'Yargıyı hızlandırın. Suçlu iade anlaşmamız var. Bize teslim edin' dedim. Bunda sonra Almanya'da çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir. Şu anda Almanya'da mezhebi olarak Türkiye'yi bölmeye çalışan yapılanmalar var. Almanya bunu destekliyor, parasal olarak da destekliyor. Bunu da söyledik. Söyleyince rahatsız oluyorlar. Şimdi Şubat ayında ziyaretleri var. Tekrar söyleyecekler."
Terörle mücadelede uluslararası destek alamadıklarına dikkat çeken Başbakan, Almanya'da Türkiye'yi mezhebi olarak bölmek isteyen yapılanmalar olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
"Aslında yol alıyoruz dersem aldatıcı olur. 3 yıl kadar önce Sayın Sarkozy ile görüştük. 'Bir sürpriz var' dedi. Dedi ki, 'Bu terör örgütünün liderlerinden size teslim edeceğim' dedi. Kendisi gittti hala teslim ediyor. Ben kendisine dedim ki 'Terör örgütü olarak açıkca söylediniz. Bu böyle giderse, bugün bize, yarın size' dedim. Almanya sırada. Bayan Merkel'e anlattım, 'şu anda bizede yargılamada olan 4 bin dosya var' dedi. 'Yargıyı hızlandırın. Suçlu iade anlaşmamız var. Bize teslim edin' dedim. Bunda sonra Almanya'da çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir. Şu anda Almanya'da mezhebi olarak Türkiye'yi bölmeye çalışan yapılanmalar var. Almanya bunu destekliyor, parasal olarak da destekliyor. Bunu da söyledik. Söyleyince rahatsız oluyorlar. Şimdi Şubat ayında ziyaretleri var. Tekrar söyleyecekler."
BEN TÜRKİYELİYİM DEDİĞİM İÇİN YARGILANDIM
Türkiye'de bulunan etnik kimliklerle ilgili konuşan Erdoğan, "Yüzde 99'u müslüman olan Türkiye'de İslam bizi birleştirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk Meclis konuşmasında, 'siz anasır islamiyeyi oluşturuyorsunuz' diyor. Mehmet Akif'in de banzer sözleri var. Yeni Anayasa'da Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı altında toplanalım diyoruz. Anayasal vatandaşlıktan bazı gruplar rahatsız oluyor. Ben Türkiyeliyim dediğim için yargılandım. Bu memleketin evladıyım böyle diyorum ne fark eder" dedi.
Türkiye'de bulunan etnik kimliklerle ilgili konuşan Erdoğan, "Yüzde 99'u müslüman olan Türkiye'de İslam bizi birleştirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk Meclis konuşmasında, 'siz anasır islamiyeyi oluşturuyorsunuz' diyor. Mehmet Akif'in de banzer sözleri var. Yeni Anayasa'da Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı altında toplanalım diyoruz. Anayasal vatandaşlıktan bazı gruplar rahatsız oluyor. Ben Türkiyeliyim dediğim için yargılandım. Bu memleketin evladıyım böyle diyorum ne fark eder" dedi.
BİZ BİR ÇÖZÜME DOĞRU GİDİYORUZ
Sürecin çözüme doğru gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ben daha iyi olacağına inanıyorum. Güneydoğu Anadolu'nun milletvekilleri, il başkanları, kadın kollarını topladım. Sırayla bütün bölgeleri sürekli toplayacağım. Ülkemizin sorunlarını dinliyoruz. Doğu ve Güneydoğu'da özgüven gelmiş. Bunun gelmesi bana göre çok çok önemli. Biz bir çözüme doğru gidiyoruz. Bu aralar akil adamlar diye gruplar çıktı. Nereden baktığınız çok önemli. Bana bölücü terör örgütünün liderini evde mahkum edin derseniz ben ona akil adam demem. Yapın kamuoyu yoklamasını. Su bulabilrsem su ile söndürüdüm. Bulamazsam elimle zara vermeyecek bir kenara atarım" şeklinde konuştu.
Sürecin çözüme doğru gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ben daha iyi olacağına inanıyorum. Güneydoğu Anadolu'nun milletvekilleri, il başkanları, kadın kollarını topladım. Sırayla bütün bölgeleri sürekli toplayacağım. Ülkemizin sorunlarını dinliyoruz. Doğu ve Güneydoğu'da özgüven gelmiş. Bunun gelmesi bana göre çok çok önemli. Biz bir çözüme doğru gidiyoruz. Bu aralar akil adamlar diye gruplar çıktı. Nereden baktığınız çok önemli. Bana bölücü terör örgütünün liderini evde mahkum edin derseniz ben ona akil adam demem. Yapın kamuoyu yoklamasını. Su bulabilrsem su ile söndürüdüm. Bulamazsam elimle zara vermeyecek bir kenara atarım" şeklinde konuştu.
GLADYOYU BÜYÜK ÖLÇÜDE ÇÖKERTTİK
Kürt gladyosunun olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "Geçmişte vardı ama şuanda böyle bir gladyonun olduğunu sanmıyorum. Biz bunları büyük ölçüde hamdolsun çökerttik. hemen hemen hepsi cezaevlerinde. Fakat bundan 2 grup öncesinde temas ettim bu konuya. Dağda infazların bilgilerini verdim. 100'ü aşkın rakam var. Bunlarda acıma felan söz konusu değil" dedi.
Kürt gladyosunun olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "Geçmişte vardı ama şuanda böyle bir gladyonun olduğunu sanmıyorum. Biz bunları büyük ölçüde hamdolsun çökerttik. hemen hemen hepsi cezaevlerinde. Fakat bundan 2 grup öncesinde temas ettim bu konuya. Dağda infazların bilgilerini verdim. 100'ü aşkın rakam var. Bunlarda acıma felan söz konusu değil" dedi.
AB SÜRECİNİ KAYBETMEK SÖZ KONUSU DEĞİL
Avrupa Birliği sürecinin unutulduğu yönündeki eleştirilerin hatırlatıldığı Erdoğan, "Çok açık samimi söyleyeyim, bizim AB sürecini unutmak kaybetmek diye öyle birşey söz konusu değil. Her bakanlarkurulunda Egemen Bey bize AB ile ilgili sunumunu yapar" diye konuştu.
Avrupa Birliği sürecinin unutulduğu yönündeki eleştirilerin hatırlatıldığı Erdoğan, "Çok açık samimi söyleyeyim, bizim AB sürecini unutmak kaybetmek diye öyle birşey söz konusu değil. Her bakanlarkurulunda Egemen Bey bize AB ile ilgili sunumunu yapar" diye konuştu.
ANAYASA PAKETİNİ MECLİSE GETİRECEĞİZ
Yeni anayasa ile ilgili çalışmaları değerlendiren Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefetle anlaşmak çok zor bir şey. Anlaşamadığınız zaman yapacak bir şey yok. Anayasa paketini getireceğiz. Diğer partilerin çalışması yok. Biz parlemantoya sunacağız. Rafta durabilir. Paket tek başına Mart'tan sonra gelirse içinde başkanlık sistemi olacak" dedi.
Yeni anayasa ile ilgili çalışmaları değerlendiren Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefetle anlaşmak çok zor bir şey. Anlaşamadığınız zaman yapacak bir şey yok. Anayasa paketini getireceğiz. Diğer partilerin çalışması yok. Biz parlemantoya sunacağız. Rafta durabilir. Paket tek başına Mart'tan sonra gelirse içinde başkanlık sistemi olacak" dedi.
YARGI SİZE İŞ YAPTIRMAMAYA UĞRAŞIYOR
Başbakan Erdoğan, yargının çalışmalarına bazen engel olduğunu kaydederken, "Şu anda bizi denetleyen bürokrasi. Bürokrasi yasamayı, yürütmeyi denetliyor. Atadığınız adam sizi denetler hale gelir. Şu anda yargının elinde imkanlar çok farklı yerlerde. Size iş yaptırmamaya uğraşıyorlar. Galataport, Haydarpaşaport, İETT garajı olayı. Birisinde 'Yahudi'dir' dediler, birinde 'Araptır' dediler" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, yargının çalışmalarına bazen engel olduğunu kaydederken, "Şu anda bizi denetleyen bürokrasi. Bürokrasi yasamayı, yürütmeyi denetliyor. Atadığınız adam sizi denetler hale gelir. Şu anda yargının elinde imkanlar çok farklı yerlerde. Size iş yaptırmamaya uğraşıyorlar. Galataport, Haydarpaşaport, İETT garajı olayı. Birisinde 'Yahudi'dir' dediler, birinde 'Araptır' dediler" diye konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başbakanlık sistemiyle ilgili çalışmaların ne aşamada olduğunu sorulması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:
"Bizim derdimiz bu ülkede bu tartışılsın. Belediyeler olsun, STK'lar olsun tartışılıyor. Bizde STK'larla olsun üniversitelerle olsun konuşuyoruz. 'Dünyada 100'ü aşkın ülkede başkanlık sistemi var. Geri kalmış ülkeler, ileri ülkelerde var. Hepsi aynı değil. Biz bunları alırız, olumlu, olumsuz taraflarını, kendi geleneke ve göreneklerimizle haczederek Türk tipi bir başkanlık sistemi yaparız. Bunu çeşitli yazarlar tiye aldı. Ben batının ilmini alırım. Sistemlerde Amerika, Rusya nasıl uyguluyor? Bunların hepsinde alacağım şeyler var. Bunların hepsi kendi değer yargıları ile oluşturulmuş sitemle oluştururuz. İnanın çok da kazançlı çıkarız. Bu ülkenin çok zengin bir geçmişi var. Hukuk tarihinden gelenek ve göreneğe kadar..."
Başbakanlık sistemiyle ilgili çalışmaların ne aşamada olduğunu sorulması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:
"Bizim derdimiz bu ülkede bu tartışılsın. Belediyeler olsun, STK'lar olsun tartışılıyor. Bizde STK'larla olsun üniversitelerle olsun konuşuyoruz. 'Dünyada 100'ü aşkın ülkede başkanlık sistemi var. Geri kalmış ülkeler, ileri ülkelerde var. Hepsi aynı değil. Biz bunları alırız, olumlu, olumsuz taraflarını, kendi geleneke ve göreneklerimizle haczederek Türk tipi bir başkanlık sistemi yaparız. Bunu çeşitli yazarlar tiye aldı. Ben batının ilmini alırım. Sistemlerde Amerika, Rusya nasıl uyguluyor? Bunların hepsinde alacağım şeyler var. Bunların hepsi kendi değer yargıları ile oluşturulmuş sitemle oluştururuz. İnanın çok da kazançlı çıkarız. Bu ülkenin çok zengin bir geçmişi var. Hukuk tarihinden gelenek ve göreneğe kadar..."
SÜREÇ İÇERİSİNDE MİLLETİMİZİN TALEPLERİNİ YERİNE GETİRİRECEKSİNİZ
Başkanlık sistemi içerisindeki yeri sorulan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"10 yıl Başbakan olarak 4,5 yıl belediye başkanı olarak bir görev yaptık. Bunların hepsi deneyimdir, tecrübedir. Bundan sonra bu tecrübeye bina ederek sonraki süreci yöneteceğiz. Biz partimizin tüzüğünde önemli bir noktaya yer verdik. Kimsenin önünü tıkamayalım. Odalarla iligili olay yasayı onların talebi üzerine çıkarttık. Şimdi onlar bundan nasıl döneriz diye uğraşıyorlar. Omurgalı olacaksınız. Bir şey söylediyseniz onu yapacaksınız. Bu süreç içerisinde milletimizin taleplerini yerine getirireceksiniz."
Başkanlık sistemi içerisindeki yeri sorulan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"10 yıl Başbakan olarak 4,5 yıl belediye başkanı olarak bir görev yaptık. Bunların hepsi deneyimdir, tecrübedir. Bundan sonra bu tecrübeye bina ederek sonraki süreci yöneteceğiz. Biz partimizin tüzüğünde önemli bir noktaya yer verdik. Kimsenin önünü tıkamayalım. Odalarla iligili olay yasayı onların talebi üzerine çıkarttık. Şimdi onlar bundan nasıl döneriz diye uğraşıyorlar. Omurgalı olacaksınız. Bir şey söylediyseniz onu yapacaksınız. Bu süreç içerisinde milletimizin taleplerini yerine getirireceksiniz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder