12 Ocak 2013 Cumartesi

Medeniyetler İttifakı Konferansı




Dün,Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi'nde katıldığım Konferans'ın Konuk Konuşmacısı

Mısırlı gazeteci yazar Fehmi Huveydi idi.

konuşma ile ilgili metni olduğu gibi ekliyorum.
Muzaffer DÖNMEZ


Mısırlı gazeteci yazar Fehmi Huveydi, Türkiye'de, Necmettin Erbakan ile başlayan İslami hareketin, zaman içinde gelişip Recep Tayyip Erdoğan ile ulusal politikaya dönüştüğünü belirterek, "Biz şu an hala Erbakan dönemindeyiz" dedi.

Mısırlı gazeteci yazar Fehmi Huveydi, Türkiye'de, Necmettin Erbakan ile başlayan İslami hareketin, zaman içinde gelişip Recep Tayyip Erdoğan ile ulusal politikaya dönüştüğünü belirterek, "Biz şu an hala Erbakan dönemindeyiz" dedi.
İstanbul Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen "Medeniyetler İttifakı Konferansı"na katılan Huveydi, "Arap uyanışı ve Ortadoğu" konulu konuşma yaptı.
Başbakanlık Başmüşaviri Prof. Dr. Bekir Karlığa'nın eşlik ettiği Huveydi, konuşmasında, Arap dünyasındaki devrimlerin halklar tarafından meşru talepler için yapıldığına dikkati dikkati çekerek, "Devrimler, halk tarafından diktatörlere karşı lidersiz başlatılmış hareketlerdir" diye konuştu.
Bölgedeki değişimler için "Arap Baharı" yerine "Arap uyanışı" denilmesini öneren Huveydi, devrimlerle halkların uyandığını ve kendi tarihi potansiyelini fark edip yapması gerekeni hayata geçirdiğini belirtti.
Huveydi, şöyle devam etti:
"Bu uyanış, sadece devrimin yaşandığı ülkelerde değil, tüm ülkelerde etkili olmuştur. Fas'tan başlayıp Körfez ülkelerine, Umman'a uzanan ve istekleri kapsayan bir devrimdir. Halklar, bu devrimi siyasi lider olmadan yapmaktadır. Devrim, her şeyden bağlantısız yapılmaktadır. Umman, Birleşik Arap Emirlikleri veSuudi Arabistan'da yaşananlar, tutuklamalardan ibaret değildir. Bu, isteklerin dillendirilmesidir."
Fehmi Huveydi, Arap uyanışının kimse tarafından beklemeyen sürpriz bir gelişme olduğunu anlatarak, "Bir Körfez ülkesinde protesto gösterilerinin yapıldığı yerlere hayvanlar getirdiler. Diktatörlerin resimlerini de getirdikleri hayvanlara astılar. Daha önce kimse böyle bir şeyi tahmin dahi edemezdi. Arap halkı baskıdan bıktı. Şu bir hakikat ki Arap halkları uyandı ve tarihte alması gereken rolü üstlendi" diye konuştu.
-"MısırTürkiye ve İran üçgeni"-
Mısır'ın stratejik ve büyük bir ülke olduğunu söyleyen Huveydi, şunları söyledi:
"Mısır'ın resmi nüfusu 191 milyon, bir kısmı Mısır'da bir kısmı ise yurtdışında yaşıyor. Türkiye ve İran'da da yaklaşık 70 milyon insan yaşıyor. İnsan gücü önemli bir potansiyel. MısırTürkiye ve İran bölge için tarihi, stratejik önemi olan ülkelerdir. Bu üç ülke, bir güç üçgenidir ve Batı'nın çıkarları da bu üçgendedir. Batı veİsrail bu bölgeden ayrılmaz. Her zaman sömürgeciler, bu bölgede etkin olmak istemiştir. Napolyon, 'Mısır'ı ele geçiren dünyayı ele geçirir, Mısır bir incidir, bu inciyi alan dünyayı eline alır' demişti. Mısır, Cemal Abdunnasır öldükten sonra, İran da devrimden sonra üçgene girdi. Bu üç ülke birleşirse bu bölgede çok şey değişir."
-"İsrail ve diğer dış güçler değişime karşı"-
ABD için bölgede "petrol ve İsrail'in" en önemli iki konu olduğunu ifade eden Huveydi, bölgedeki değişimin ABD ve İsrail'in çıkarlarına ters olduğunu söyledi.
Huveydi, şöyle devam etti:
"İsrail, daha önce 'Mısır'da hiçbir değişime izin vermeyeceğiz' demişti. İsrail ve diğer dış güçler, Mısır'ı kırmızı çizgi olarak görüyordu. Fakat İsrail'e rağmen, bölgede devrim oldu. Halklar, lidersiz ve projesiz ayaklandılar ve olup bitenler herkes için sürprizdi. İsrail basınını takip ettiğimizde Mısır'ın devrik lideri Mübarek'in İsrail dostu olduğunu anlamak güç değil. Eski liderlerden Enver Sedat zamanında imzalanan 2. barış anlaşması da İsrail'in ikinci doğumudur. Ancak şu an Mısır'ın İsrail'e karşı tutumu tamamen değişti."
-"Rejimin başı yıkıldı ancak rejim devam ediyor"-
Arap uyanışının rejim değişikliğiyle sonuçlandığı ülkelerde başların yıkıldığını ancak ana yapının hala devam ettiğini savunan Huveydi, bu ülkelerdeki değişimin Türkiye'deki değişimle benzerlik gösterdiğini kaydetti.
Huveydi, şöyle konuştu:
"Türkiye'de Ak Parti 2002 yılında seçimi kazanmadan önce, üç ayağın değişmesi gerektiğinden bahsediyordu. Bunlar; medya, ordu ve yargı. Bu üç temel, tüm ülkeler için önemlidir. Türkiye'de Necmettin Erbakan ile Milli Nizam'ın siyasete girmesine müsaade edilmesiyle İslami hareketler gelişti ve bu gelişim Ak Parti'yi doğurdu. Mısır'da biz hala Erbakan dönemimdeyiz. Erdoğan aşamasına ulaşamadık. Bu yüzdenMısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi çoğulculuğu sağlayamadı."
Son zamanlarda Başbakanlık'tan dinleme cihazının çıkmasının da derin devleti gösterdiğine işaret eden Huveydi, "Bu temeller Mısır için de geçerli. Mısır'da da derin devlet var ve yargı, medya ve ordu çok güçlü.Mısır'da eski rejim, mevcudiyetini devam ettirmektedir. Uluslararası basın ise ülkenin gerçek yüzünü göstermiyor. Devrimin kalıntılarını gösteriyor. Mısır şu an geçiş döneminde ve bir ameliyat geçirdi. Bu yüzden süreye ihtiyacımız var. Biz 40 yıldır diktatörlükte yaşıyoruz" ifadesini kullandı.
Mısır'daki muhaliflerin ve diğer grupların tek bir yapıdan oluşmadığını vurgulayan Huveydi, "Demokrasiden korkan, Müslüman Kardeşler'den korkan ve değişimden korkan muhalifler var. Bunların hepsi farklı. Selefiler de kendi içlerinde ayrılıyor. Bir kısım Selefi siyasete karşıdır, bir kısmı ise siyasette rol alır" diye konuştu.
-"Devrim sonrası siyasi katılım arttı"-
Huveydi, rejim kalıntılarına rağmen Mısır'da değişimin hissedildiği, küçük çocukların dahi eski rejimle yeni rejimi kıyaslayabildiğini söyledi.
Mübarek sonrası yeni kurulan hükümette seçime katılımın partiler ve halk tarafından arttığına dikkati çeken Huveydi, "Siyasi çoğunluk, rejimin değiştiğini gösterir. Mısır'da şu an 17 yeni parti kuruldu ve seçimlere katılım arttı" dedi. Huveydi, Müslüman Kardeşler'in ve Selefilerin siyasette yeni olduklarını ve bu yüzden tecrübeye ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Huveydi, "Benim umudum, geçiş süresinin kısa sürmesi. Arap dünyasındaki devrimin sonucu, Mısır'daki devrimin sonucuna bağlı. Fakat bu ülkeleri, ekonomik ve sosyal zorluklar beklemektedir" diye konuştu. Huveydi, diğer ülkelerin devrimin yaşandığı ülkeleri desteklemesi gerektiğini ifade ederek, "Türkiye, ekonomik olarak büyümektedir. Mısır'da 200'den fazla Türk şirketi ülkenin kalkınmasına yardımcı oluyor. Katar ve Suudi Arabistan da para yardımı yaptı" dedi.
Huveydi, Filistin sorununa yönelik bir soruyu, şöyle yanıtladı:
"Filistin, ABD için stratejik bir mesele ancak biz gücümüzü bir araya getirirsek mesele için bir çözüm üretebiliriz. Gazze'den ilk kez Tel Aviv'e roket fırlatılınca, İsrail saldırıyı durdurmak zorunda kaldı. Filistin veİsrail sorununu çözmek için bölgedeki Arap ülkelerinin demokratikleşmesi gerekir."
Huveydi, Suriye'deki olaylara da değinerek, 100'e yakın muhalif grubun kendi içinde çatışma yaşadığını ve Esed sonrası Suriye'nin bu çatışmaya şahit olacağını savundu. Huveydi, "Bazı ülkeler muhalefeti silahla destekliyorlar fakat bu, uzun süreçte yarardan çok zarara yol açabilir. Ülkenin yarısını Esed yıktı, diğer yarısını bu silahlı gruplar yıkabilir" diye konuştu.
-"Mısır'da laikler bile kendilerini laik olarak tanıtmaz"-
Laiklikle ilgili bir soruya karşılık da Huveydi, "Türkiye'deki tecrübe doğrudan Mısır'a aktarılamaz. Mısır'da laiklik kötü bir vasfa sahip. Mısır'daki laikler bile kendilerine laik demezler. Kendilerini sivil hareketler olarak tanımlar. Fakat Türkiye'de, İslam, demokrasi ve laiklik birbirleriyle uzlaştırılmış durumda" yorumunda bulundu.
Fehmi Huveydi, Konya'da düzenlenecek etkinlikte de "Ortadoğu ve Arap Uyanışı" başlıklı bir konuşma yapacak.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder